1 Ağustos 2022 Pazartesi

Robert Heinlein / Ay Zalim bir Sevgilidir ve Yaban Diyarlardaki Yabancı

Kitap: Ay Zalim bir Sevgilidir

Yazar: Robert A. Heinlein


Uzun süre sonra bir bilimkurgu kitabi okuyayim derken tabiki bu alanda büyük bir usta olan ve çeşitli ödüllere layık görülmüş Heinlein'i seçtim.

Ilk önce 1960 larda henüz insanoğlunun aya gitmediği bir zamanda yazılmış olan Ay Zalim bir Sevgilidir kitabını okudum.

Çok kabaca özetlersem: Kitapta Ay'a gönderilen ağır suçluların, madencilik yoluyla buz çıkarıp aydan dünyaya mancınıklarla fırlatılarak (yerçekiminden yararlanıp) gönderilmesi suretiyle dünyanın su sıkıntısını çözen bir projenin sonucu olarak zamanla orda yeni insanların da doğmasıyla Ay'ın ortamına uygun evrimleşmiş ve farklı biyolojik özellikleri olduğu için dünya yerçekiminde yaşayamayan ve bu yüzden de dünyaya geri dönemeyen bir topluluk oluşuyor. Bu topluluğun çoğu üyesi orda doğduğu için artık hukuki olarak suçlu değil ve dünyaya hizmek etmek zorunda değildir aslinda.

Ay halkı orda tamamen kendilerine uygun bir hayat kurmuşlardır.

1 Temmuz 2022 Cuma

Ulysses Moore Serisi - Küçük Şehzade ve Büyülü Parmak

Kitaplar: Ulysses Moore (ilk 13 kitap)

Yazar: Pierdomenico Baccalorio


Bu defa Çocuk-Genç edebiyatı örnekleri paylaşacağım.

Italyan yazarin 2004 de yayımlamaya başladığı ve şimdiye kadar bildiğim kadarıyla 18 kitaba ulaşan bir macera serisi olan Ulysses Moore'un ilk 7 bölümünü 2021 de, kalan 13. Bölüme kadar olan kitaplarını da 2022 de okudum. Son 5 kitabının pdf sini bulamadığım için okuyamadım. Sonuç olarak 2 seneye yayarak serinin 13 kitabını okumuş oldum.

Aslında okumak için bu tarz kitapları pek seçmem ama büyük oğlum (12) bu kitabı okumaya başladığında çok beğendi ve benim de okumamı istedi. Daha sonra oğlumun kolu kırıldığı dönemde aynı zamanda corona da olup havele geçirdiği gün serinin 6. Kitabını okuyordu ve o günden sonra psikolijik olarak bu kitap onda o zor günleri çağrıştırdığı için okumaya devam etmedi. Ben de serinin bulduğum tüm kitaplarini okuyup oğluma anlattım.

Başlangıçta 6 kitaplık planan seri daha sonra 2 senelik zaman atlamasiyla 12. Kitaba kadar devam ediyor ve 13. Kitapta da karakterler tamamen değişiyor. Yani seriyi ilk 6 kitap, sonraki 6 kitap ve devami olarak 3'e bölebiliriz aslinda

1 Haziran 2022 Çarşamba

Çevresel Tarih - Donald Hughes ve Dünyanın Yeşil Tarihi - Clive Ponting

 

Kitap Adı: Çevresel Tarih Nedir?

Yazar: Donald Hughes 


Yazar, Lisansını Bilyolojide, yüksek lisansını Bilim tarihi alaninda yapmis. Halen Denver Üniversitesinde Çevresel Tarih çalışan, nispeten yeni olan bu alanda başarılı işlere imza atmış ve birçok ödülü olan Hughes, bu kitapta aslında Çevresel Tarih alanında okumak, çalışmak isteyen okuyucuya, öğrenciye, araştırmacıya vs. bir klavuz hazırlamış denilebilir. 


Metodik rehberlik, kaynak taramasi nasil yapilir, hangi ulkede bu alanda kim hangi makaleyi yayimlayip hangi calismalari yapmis, yeni olan bu alanda yapilabilecek muhtemel hatalar, hangi tarihi veriler degerlendirilir hangisi yanilticidir, tarihe cevresel faktörleri ekarte ederek bakmanin getirdigi yaniltici yonelim ve bu alanin gelismesinin hem akademiye hem dunyaya getirecegi pozitif etkileri vs... gibi bir çok temel konuda okuyucuya hem kisa bir bilgi vermis hem de bilgi veren diger litaratur kaynaklarını siralamis. 

1 Mayıs 2022 Pazar

Bilim Devrimi - John Hanry ve En Etkili 100- Michael Hart

Kitap Adı: Bilim Devrimi ve Modern Bilimin Kokenleri 

Yazar: John Hanry


Edinburgh Üniversitesinde öğretim gorevlisi olan yazar John Hanry bu kitapta, daha cok rönesansdan 19. yuzyil donemine kadar vuku bulan bilimsel gelismeleri bahsi konu kisilerin icinde bulundukları sosyo kulturel ve siyasal yapi da goz onunde bulundurularak analiz etmis ve gunumuzde guclu bir şekilde hissettigimiz bilim devriminin baslangic ve devamindaki sureci anlamaya calismistir. 


Kitap oldukca kisa ve oz bir sekilde temel hareket ve tartismalari icerigine alarak okuyucuya bir ozet sunmuş diyebilirim. Yazar, özellikle rönesanstan sonra matematigin felsefeye nazaran önemini yavas yavas arttırmasının bilim devriminde nerdeyse ana aktör olduğunu savunuyor. Modern oncesi donemde matematikcilere sadece bir arac gozuyle bakilip asil onemi felsefeciler olusturuyordu. Hatta bu nedenden oturu galileo doga filozofu unvanını alabilmek icin ugrasmistir. Ve newton bircok seyi kendisi bulmamasina ve leibnizden esinlenmesime ragmen, newton matematik hesaplari ile leibnizden bir adim one gecmeyi basarmistir. O donem aslinda matematigin assagida gorulen degerinin doga felsefesini adim adim gecmesi ile bir devrime donusmustur. 


Ayrica dinin bilim devrimindeki etkisinin zannedildiginden cok daha fazla oldugu ve hatta ana etkenlerdin biri oldugunu kabul ederek bence ezber disina cikmayi basarmis bir metin. Cizvitlerde ozellikle matematik egitimine verilen onemden, önce ingilterede olan ve daha sonra amerikaya göçen prütanlar ve anakıtadaki kalvinistlerin çalışmaya verdikleri kutsal önem, devrime etki eden bilim adamlarının doğanın tanrının 2. Vahiy kitabı olduğuna dair inançları. vs... bilim devriminde inanç faktörünün etki ettigini gosteren sadece bir kac örnek. Hatta deskartes ile döneme hakim olan kartezyen feslefenin akil ile herseyi anlayabilecegimiz iddiasina karsi cikarak Tanrinin 2. Vahiy kitabi olan dogayi gozlemleyerek aslinda herseyi anlayabiliriz demislerdir. Akıl-Tecrübe tartışması bilim devrimine yön vermiş gibi görünüyor. 


Bu noktada newtonun kitapta da alıntılanan şu sözünü paylaşmak istiyorum. 


"Yaratılışın teferruatı, Tanrinin ne yapmis olmasi gerektigini aklen inşaa etmek değil, tecrübeyle keşfedilebilir." Newton. (Bilim Devrimi, John Hanry. S;72) 

1 Nisan 2022 Cuma

Hangi İsa - Aytunc Altındal / Gelecegimizde İslam Var - Roger Garaudy

Kitap: Hangi İsa

Yazar: Aytunc Altındal


Aytunc Altındal aslında bir cok meraklı okur tarafından bilinır ve benim de arastırmalarına saygı duydugum ve bence samimi bir sekilde dogruyu arayan nadir insanlardan biriydi. Hangi İsa isimli kitabı aslında ilk baskıda Yoksul Tanrı olarak basılmıs ama bizim o ünlü 15 temmuzun mimarı cemaat tarafından hukuksuz yollarla baskılandıgı ıcın 2. baskıda baslıgı degıstırıp Hangi İsa seklınde basmak zorunda kalmıslar. 

Yazar oldukca erken bir zamandan beri bu konuda calısmasına ragmen ölmeden yaklasık 7 sene önce gibi gec bir zamanda bu calısmalarını yayımlıyor. Burdan anlıyorum kı Yazar calısmalarını basmak ıcın hic acele etmemis. Yalnız sonda soyleyecegımı en basta soyleyeyım ki kitabın bir eksigi var; Yazar gercekten de kolay zor tüm kaynaklara basvurdugu halde ilginc bir sekilde İsa konusunda Kurana hic bakmamıs ya da baktıysa da bunu kıtabına almayı tercıh etmemıs olmalı. Oysa bence Kuranın kendı gramatıgıne dıkkat ederek ilgili ayetlere (rivayetlere degil) bakılsaydı kitapta haklı olarak verilen bir cok soru isareti cözülmüs olacaktı. 

Kitabın temel savı; İncillerin Kilisenin bir uydurması oldugu ve İsa Karakterının de donemın ortamında bulunan paganların büyük saygı duydukları Tyanalı Apollonius oldugudur. Yani Kimligi Calınan Apollonius su an tüm hırıstıyanların Kiliselerinde Tanrı diye dua ettikleri kisi. Hassas bir konu oldugu icin sosyal medyada kitabın ayrıntısına girmeyecegim. 

1 Mart 2022 Salı

Metod Üzerine Konusma - Descartes / Fizik ve Felsefe - Heisenberg

Kitap: Metod Üzerine Konusma

Yazar: Rene Descartes


Kartezyen Felsefenin babası Descartes, zamanında yasanan sıyasal ve teolojık tartısmalara karsı kendi icine dönerek bir Metod olusturup dusunme serüvenine devam etmesinin yazıya dökülmüs hali bu kitap. Aslında cogu zaman pek önemsemesek de herseyde oldugu gibi felsefede de söylenen seyden daha önemli olan kisinin kullandıgı Metoddur. Cok kabaca özetlersem : Descartes önce herseyi degilleyerek kendi icine dönmüs ve varlıgının tek kanıtı olan düsünme mefhumundan hareket etmis. Ruyalarmızda düsündügümüz madde (beden, evren) farklı olabildigine göre maddeden degil, düsünme üzerinden yola cıkabılırız ancak. Düsenebildigimiz seyler mutlaka bizden daha üstün degildir cunku onları biz olustururuz ama Tanrı dusuncesı bizi astıgına göre mutlaka bir Tanrı vardır. Eger Tanrı varsa bizi koydugu bu evren de gercek olmalı cunku Tanrı Dusunebilen Mahlukunu asla kandırmaz. Burdan hareketle Descartes madde ve Ruh ayrımı (ben-evren) olarak bildigimiz düalıst, Kartezyen felsefeyi Avrupaya sokuyor ve onun yaptıgı bu etkıden sonra artık batı felsefesı bu kartezyen ıkılıgı uzun sure asamıyor. 

Gelelim yazarın Metoduna. Yazar hayatı boyunca daha cok Avrupa ülkelerini gezip sıradan insanların arasında yol üstündeki konaklarda, bazan üniversitelerde, felsefe yapan arkadaslarının yanında, daha cok da yalnız kalarak vs. uzun seyahatleri sırasında dusunmeye fırsat buldugunu soyluyor. Kendisine düsünmesinin önüne gececek, yani zaman kaybettirecek her türlü seyden kactıgını ve sahip oldugu tüm vaktı bu ıse ayrımak ıstedıgını soyluyor. Bir yerden sonra kendisini cok ıyı anladgıını zannettıgı kısılerın bıle yaptıkları sohbetın hemen ardından kendısının asla kastetmedıgı seylerın kendı adına yayıldıgını farketmesı uzerıne kitap yazma meslegi olarak ifade ettigi yazarlıga bir nevi mecbur kaldıgını soyler ve kendısının yazmadıgı ve kendı adına anlatılan hıcbırseyı kabul etmememizi de soyler. Burda aklıma (zavallı!) Kuhn geldı. Bilimsel Paradigma kavramını ilk kullanann ve tanımlayan Kuhn, daha kendısı yasarken kendi ortaya attıgı kavramın yıne kendısı adına 50 degısık anlamda kendısıne atfedıldıgını gorunce ve tum ıtırazlarının bosa oldugunu farkedınce o kavramı bır daha hayatında hıc kullanmadı. Daha yasarken fılozofların, bilim adamlarının, din adamlarının, hatta ilahi metinlerin vs... soyledıklerı ve yazdıkları manupule edılebılıyorsa  gerisini siz düsünün!!!! (Bu noktada metod kavramı altında dusunursek karsılastıgımız herseyı anlamak ıcın 'Gramer'ın tasıdıgı önemi vurgulamk ısterım)

1 Şubat 2022 Salı

İki Kültürü aşmak - Richard Lee, İmmanuel Wallerstein / Sessiz Bahar - Rachel Carson

Kitap: İki Kültürü Asmak, Modern Dünya Sisteminde Fen Bilimleri ile Beseri Bilimler Ayrılıgı - 

Koordinasyon: Richard Lee, İmmanuel Wallerstein


Kitap, icinde Türk yazarların da bulundugu bir grup akademisyenin makalelerinden olusurken, amacını sosyal ve doga bilimlerini sureklı ayrısan yolculuklarında birbirlerine yaklastırmak olarak sunuyor. Tarih boyunca bilimsel bilgi ıle sosyal bilimler sürekli ayrısan bir yol izlemis ve gunumuzde de ayrılıklarının en zırve donemlerınden birini yasarlar. Erken modernlik döneminde bu yolculuk Royal Society'nin (Kraliyet Toplulugu) erken doga bilimi ve beseri bilim olarak ayrım yapmasıyla ilk defa karsılarıyoruz. Dogayı arastıranlar bilim ve felsefeyi birbirini tamamlayan disiplinler olarak görürken, zamanla feslefeyi spekülatif olarak görmeye baslamaları ve bunu takıp eden zamanlarda bilimsel bilginin daha cok Fransada, Tarih özelinde beseri bilgilerin de Almanyada alan bulması ile birbirine zıt ıkı ekol olarak yolculuguna devam etmısler. 19 yy ın unlu sairi Arnold bir mektubunda 'Oglunun kafası doga bilimleri ile dolacagına, Günesin Dünyanın etrafında döndügüne inansın daha iyi' yazması bu ayrısmanın ne kadar uc noktalara ulastıgının göstergesi olabilir.

'Bilim ethosunun merkezinde doganın büyüsünü bozmak vardı ve bu görüs insanın dogaya hükmedebildigi ve hükmetmesi gerektigi sonucunu haklı cıkarıyordu. Neticede 17. yy dan itibaren bilim yalnızca teolojiden kopmakla kalmamıs, insanın doga ile girdigi iliskide kendisine Tanrı gibi bakmasını da makul kılar olmustu.' S51

6 Ocak 2022 Perşembe

Istanbul Hatırası ve Kayıp Tanrılar Ülkesi - Ahmet Ümit

Kitaplar: Istanbul Hatırası ve Kayıp Tanrılar Ülkesi


Yazar: Ahmet Ümit


Daha çok temasal okumalar yaptığım için uzun süredir kurgu kitaplar okumamıştım. Daha önce oğlumla birlikte yine Ahmet Ümitin Olmayan Ülke isimli masal kitabini okuduğumuzda yazarın hep duyduğum polisiye türünde ki kitaplarından okumayi aklıma koymuştum. Bu yıl başıyla birlikte raftan alıp okumaya başladığım ilk Ahmet Ümit kitabi Istanbul Hatırası oldu. 

Nevzat komser ve yardımcısı Ali ile birlikte Istanbulun tarihi içerisinde yolculuk yaparak, günümüz siyasi ve dini karşıtlıkları da kullanarak cinayetleri çözmeye çalıştık. Kitap boyunca gereksiz gibi görünen bir çok ayrıntının finalde kullanılmiş olması guzeldi. Gerçekten de finalde hem duygusal hem de polisiye olarak okuyucuyu saşırtan bir kurgusu vardı. Polisiye sevenler icin kesinlikle tavsiye ederim

26 Aralık 2021 Pazar

Bu yıl okuduklarımın listesi

Bu yıl cocuklar dısında ayrıca ıspanyolca ve arapca calısmalarım nedenıyle Blog'a nerdeyse hic vakıt ayırmadım yine. Sadece okudugum kitapların bazılarını yazmak suretiyle Blogumu hala aktıf tutmak icin ugrasıyorum. Yıl sonunda en azından okuduklarımı lısteledıgım bır son gonderı hazırlamak ıstedım. 

Bu yıl sayfa sayısı 15.462 olan toplam 50 kitap okumusum. Bunlardan 25 tanesi Dini icerikli kitaplar.  

Kitapların bazılarının ustune tıkladıgınızda onlarla ılgılı yorumlarıma ulasabılrısınız. 

25 Aralık 2021 Cumartesi

Doga Tasarımı - R.G.Collingwood / Theaitetos - Platon

1934 de yazılan Doga tasarımı kitabı, düsünce tarıhı boyunca göze carpan onemlı evren tasarımlarını yazarın da kendı yorumu ıle zenginlestirerek okuyucuya aktardıgı güzel bir calısma. Kitap sunus bölümünde kısaca Yunan, Renaissance ve Modern doga görüsünü karsılastırırarak baslar. Talesin de icinde sayıldıgı Yunan öncesi İyonya doga bilimi ile Yunan görüsünü karsılastırırken bu ıkı kulturun zaman ve mekan olarak her ne kadar birbirlerine yakın olsalar da kullandıkları kavramlara verdıklerı anlamların farklılıgı ve bunun uzerınden farklı evren teorilerine sahip oldukları bilgisi genelde bu konulara kabaca bakan calısmaların atladıgı bence onemlı bir nüanstı.

Mesela Degisimin yunan görüsünde döngüsel olusunun modern donemde bunun tersine ilerlemeci hale dönüsü; Yunan görüsünde canlı bir bütün olan doga, rönesansta bir makine, modern dönemde de evrimsel olusu (makine kapalı bir dizgedir ve calısması ıcın tamamlanmıs olmalıdır, o nedenle modern donemde evrım kuramını kurtarmak ıcın makıne gibi calısan doga anlayısı modern donemde terkedılmıstır); ve rönesanstaki mekanik doga tasarımının terkedılmesıyle birlikte modern donemde Yunan Erekselligi tekrar sisteme girmesi gibi karsılastırmalı bir üst bakıs yakalamıs yazar.

Özellikle Yunan dusuncesındekı evren anlayısını anlatırken Platonun Timaios dıyaloglarının bu konuda kilit kaynak oldugunu farkettım ve Platonun Timaios kitabını ayrıca okudum. Okumalarım sırasında bir sonraki okuyacagım kıtabı belırleyen sey hep bir önce okudugum kitapta merakımı celbeden ya da daha ıyı calısmam gerektıgını dusundugum fragmentler belirler. Bu nedenle uzun soluklu bir okuma planı yapamam. Bu kıtap da beni tekrar Sokrates ve Platona götürdü. 

1 Aralık 2021 Çarşamba

Siyasal Kavramı - Carl Schmitt

Kitap: Siyasal Kavramı

Yazar. Carl Schmitt

Carl Schmitt aslında insan üzerinde negatıf ve belirsiz bir anlam tasıyan Siyaset ve dar bir anlam cercevesi olan devlet kelımelerının siyaset felsefesi tartısmalarında ınsanı hep bir donguye soktugu ve bu donguden cıkamadıgını farkeden ılk fılozoflardan biri olmus ve Siyaset kelimesini sıfati bir kelime ile degistirip Siyasal kavramını kullanarak siyaset felsefesinin tıkandıgı dar cerceveyi genısletmıstır. Negtif anlamda kullandıgımız siyaset kavramı Schmitte kadar daha cok Devlet ve cevresınden donup dolasmıstır. Schimitt belki de ilk defa siyaset denen seye devletten bagımsız cok daha genis bir anlam dairesi katarak ve bu anlam dairesini daha cok Dost-Düsman kavramları ile tanuımlayarak siyaset felsefesinde yeni bir yol acmıs. Yasadıgı zamnda nasyonal sosyalızme calıstıgı icin cagdasları ve sonrası tarafından genelde tenkit edilmis olsa da yazar gercekcı bırı oldugu ıcın degısen zamanin gerceklerine göre fikirlerini ve bu metni de restore etmistir. Carl Schmitt asırı sistematık ve dısıplınlı biri oldugu ıcın yazdıgı günlükleri, mektupları ve notları isvicrede bulunan ve kendine özgü özel bir kodlama ile yazılan eserleri hala daha schmitt uzmanları tarafından cozulmeye devam edıyor. 

Yazar 1963 senesinde kendisine ait ve farklı zamanlarda restore edılmıs olan Siyasal Kavramı ısımlı metnın 1932 tarıhlı baskısını 3 farklı degerlendırme yazısı da ekleyerek tekrar basmıs ve türkceye tercüme edilen de iste bu metın. 

Nasıl Aristoda ınsanların ihtiyaclarını üreten terzılık, ascılık, insaatcılık vb gibi olmazsa olmaz ilimler sadece Siyaset ile mahiyetleri belirlenmesi hasebiyle insanın ilgilenmese bile kendisine sekıl veren yegane ve ana ılım siyaset ise, Schmitt icin de Siyasal kavramını anlamak cok önemli

Schmitt Siyasal kavramını tanımlamaya calısırken aslında Hegelin devlet örgütünün bir kisilik olarak karsıtlık olusturmak ve bir düsman yaratmak zorunda oldugu fikrinden etkılenmıs. Schmitt bunun da ötesinde siyasal kavramına Kantcı anlamda saf bir katagorı anlamında dusunerek 'Siyasal Kavramı tayin eden ölcüt Dost ve Düsman arasındakı yogunluk derecesıdır' seklinde tanımlamıstır ve Siyasal kavramı Devlet kavramından önce gelir.

22 Kasım 2021 Pazartesi

Ethik'in Kısa Tarihi - Alasdair Maclntyr

Kitap: Ethik'in Kısa Tarihi - Homerik Cagdan Yirminci Yüzyıla

Yazar: Alasdair Maclntyr


Bir kavramın (Ethik) hikayesini tarihten günümüze olan yolculugunu Homerik cagdan alıp Sokrat, Platon, Aristo, Luther, Machiavelli, Hobbes, Spinoza, 18. yy. Britanya ve Fransız Argumanları, Kant, Hegel Marx, Kierkegaard, Nietzsche, Reformcular, Faydacılar, İdealistlerden Modern Felsefeye kadar takip eden yazar okuyucuya insanın eline bırakılan hicbirseyin sabit kalmayacagını ve anlamın A noktasından B noktasına kadar heryere ugrasa da asla soru isareti bırakmayacak kesinlige sahip olamayacagını göstermis aslında. Bu kitabı okuduktan sonra Heiddegerin Dil teorisinin, yani dillerin insan öncesi bir varlık alanı oldugu, benzer sekilde Kelimelerin de Kantın isaret ettigi üzere insandan askın anlam kumelerıne sahip olduklarını cok daha iyi farkettim. Anladım kı Kelimelerin anlamları askın olan varlıgın atadıgı sekılde degıl de kendımizin olusturdugu o sonu gelmez öznellık alanına göre belırlenırse ınsan tarih boyunca da gordugumuz uzere bır kaosa gırıp ordan asla cıkamayacak. 

İskoc yazar Maclntyr da Ethik kavramının tarih boyunca degısen yolculugunu anlattıgı bu kıtabında; tarihte kelimelerin anlamlarının sıradan halk hareketleri ile ya da zamanla degisemeyecegini ancak ve ancak filozofların olusturdukları on kabuller ile ınsaa ettıklerı sıstemler ıle kelımelerın anlamlarını degısıme ugratmanın mumkun oldugunu soyler. Kelımelere yuklenen anlamlarla oynamak aynı zamanda gerceklıgı ve hakıkatı degıstırmek olacagı ıcın Filozfun elındekı bu gucun farkında olan Hitlerin de iclerinde bulundugu Akıllı yöneticiler Felsefi hareketleri yasaklama, Filozofları sürme ya da öldürme yoluna gitmislerdir. Yazarın akıllı yöneticiler demesıne bakmayın hicbirzaman mesele hakıkatı anlama cabası olmamıs; mesele her zaman bu gucu sadece kendi elinde bulundurmaktı.