Güney Afrika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Güney Afrika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Eylül 2018 Pazartesi

Cape Town: Ümit Burnu

Yıl 1488 Bartolomeu Dias tarafından bulunduğu iddia edilen ve aslında Afrika’nın en uç noktası da olmadığı halde en uç nokta diye pazarlanan yer burası: Ümit burnu.
Yıl 1497 Vasko de Gama tarafından Afrika’nın yaklaşık 2 saat daha ilerisinden yani asıl en uç noktasından dolanarak Hindistana geçiş yolunun keşfedildiği iddia edilir tarih kitaplarında.
1470 tarihinde ölen Piri Reis ise çoktan Amerika’nın, Afrika’nın ve hatta Antarktika’nın bile ayrıntılı resmini çizmiştir ama ...tarih kitapları bunu yazmaz.
Demem o ki Endülüsden çaldıkları bilgileri kendi özel buluşları gibi yutturdular ya millete!!! İşte bu Ümit burnu da Afrika’nın en uç noktası diye pazarlanırken 2 saat yol daha gidemeyecek olan turistleri düşünmüş olsa gerekler. Şimdi cape Town gibi kalabalık bir yarım ada şehrinde getirecekleri turist ile 2 saat daha uzaklıkta olan ıssız bir yere getirebilecekleri turist sayısı aynı mı? Adamlar ülkeyi pazarlamayı çok iyi biliyorlar.
Doğası muhteşem, eyvallah.... ne varsa zaten doğal olanda var. Sık çalılıklar ve içlnde birçok havanın yaşadığı bir doğal koruma alanı (park) burası. Babunlar (bir maymun türü) belki yiyecek birşeyler verirsiniz diye sizinle birlikte ilerlerken deve kuşu ve diğer hayvanlar ise insanlardan uzaklaşmayı tercih ediyorlar.
Yolun sonunda vardığınız Ümit burnu ise, ticaret yollarını kapayan Osmanlı’dan dolayı Hindistana varacak başka bir yol arayışı ile Endülüsden köle olarak zaptettikleri müslüman denizcilerin de yardımı ile Avrupalılar buraya vardıklarında o kadar sevinmişler ki ondan sebep adına Ümit burnu demişler. Taaa o zamanlardan beri tepeye kondurdukları deniz feneri ise hala tarihi eser olarak korunuyor. Bu deniz feneri cok iç kısımda olduğundan cok gemi karaya oturmuş ve daha görünür ve açıkta olan başka bir yere yeni fener yapılmış. Kayalıklardan tepeye tırmanarak görülen eşsiz manzaraya çocuklara rağmen biz de Nail olabildik elh. Yusuf zaten kayalara tırmanmayı çok istiyordu biz de buralara gelmişken bundan da eksik kalmayalım dedik ve biz de tırmandık o kayalara.

Cape Town: Safari, Penguen Sahili ve Fok Balıkları

Güney Afrika’ya (cape Town) gelip de 5 büyük hayvanı (zürafa, aslan, fil, gergedan, zebra) kendi doğal yaşam alanlarında görmeden olmazdı. Tamam kabul ediyorum bu aslında tamamen serbest yaşam alanı değildi. Gerçekten cok büyük bir alan içinde serbest yaşayan hayvanlar ama sadece aslanların bölümünü elektrikli tellerle sarmışlardı. Her hafta besliyorlarmış aslanları. Diğer hayvanlar otobur olduğu için kardeş kardeş ve serbest serbest geçiniyormuş. Fillerin önümüze geçip yürüm...esi, aslanların miskin miskin yatmasına rağmen bizi yine de korkutması vs... 4 küçük çocukla yapılabilecek kompakt bir safari oldu. Ülkenin kuzeyinde aslında gerçek, doğal ve koruma altına alınmış asıl Safari Bölgesi var. Orda aslanlar da serbestler, bir hayvan görmek için saatlerce alanı dürbünle taraman gerekebilirmiş. O Safari 4 küçük çoçukla hem yorucu hem pahalı olurdu. Safari bitiminde de cocuklar tesisin çocuk Parkında oynadılar. Gelelim fotoğraflara:

2 Eylül 2018 Pazar

Cape Town: Masa Dag, Doga Tarihi Müzesi ve Dönme Dolap

Masa Dag (Table Mountain)

Cape Town’da son gittiğimiz yer Dünyanın 7 doğa harikasından biri olarak kabul edilen Masa Dağ oldu. Adına masa dağ denmesinin nedeni üst yüzeyinin masa gibi düz olması. Çoğunlukla tepesine bulut oturduğu için her zaman çıkmak mümkün olmuyor, hatta bulut üstünü örttüğünde buluta da masa örtüsü deniyor.
Cape Townda ki son günümüzde sabah Fok balıklarını seyretmek için denize açıldığımızda beni deniz tutmuştu. Bu nedenle son günkü tüm programımızı benim yüzümden iptal etmiştik... ve ben bir kaç saat evde yatarak dinlenmiştim. Öğleden sonra kendimi toparlayınca en azından Masa Dağa çıkalım dedik ve son teleferiğe yetiştik. Masa Daga çıkış ücreti çok yüksekti, zaten genel olarak Cape Town pahalı bir yermiş. Afrika şehri ucuzdur diye düşünmeyin Cape Town bir Avrupa ya da Amerika şehrinden daha pahalı diyebilirim size.
Tepeye çıkana kadar Yahya (3) teleferiğe binme heyecanı ile cıvıldayıp durdu. Yahyaya bir araç olsun zaten herseye biner.....
Tepede koruma altına alınmış botanik bitki çeşitlerinden tutun bölgeye özgü hayvan çeşitlerine kadar bir flora mevcut. Biz cok geç çıktığımız ve kış ayına denk geldiğimiz için hayvanlarla tanışamadık ama manzara muhteşemdi tabiki. Allah’ın yarattığı ve koruma altına alınan yani bozulmamış herşey muhteşem değil mi zaten..... Suphanallah deyip 5 günlük programımızda gidemediğimiz Mandelanın hapsedildiği Robben adasını da bu Dağdan seyrettik.

Cape Town: Campany Garden

Bu ağaç da 1704 senesinden beri ayakta.
Campany Garden:

Cape Town gezimizin 2. gününde hava yağmurluydu ve biz de yazlık kıyafetlerle geldıgımız ıcın soğuk ve yağışlı olan Güney yarımkürede kapalı bır yerler gezelim de ıslanmayalım dedık. Planda Doga Tarıhı müzesini gezmek varken once Müzenın yanında bulunan bahcelerı dolaştık.

Cape Town merkezde bulunan Campany garden 1650 lerde ilk Avrupalı yerleşimcilerin gelen gemilere taze sebze yüklemek için kurduğu bir bahçeymiş. Avrupadan Hindistana gecen ticaret gemileri burda durup bahçede ekilen sebze ve meyvelerı gemılerıne yukleyıp uzun yolda kendilerine erzak yaparlarmış. İçinde güney Afrika’nın en eski armut ağacını da (1652) barındıran bahçenin en çok ilgimizi çeken yanı ortada serbest gezen ve insan canlısı olan sincap ve Kazları oldu.

Cape Town: Müslüman Mahallesi

Bu defa Rotamız Güney Afrikada bulunan Cape Town sehri. Afrika ülkesi ucuz olur diyerek dusunup oraya gıdınce yanıldığımızı farkettıgımız sehır... Yol uzun ve etekte 4 bebe varken bu yola cıkmak basta beni korkutsa da her zamanki gibi kapadım gözümü ve çıktım yola: Allah yardım etti elh.

Güney Afrika Cumhuriyetine gitmeden önce Mandelanın hayatını anlatan bir Holywood filmi seyrettim. Üstüne de Mandelayı analtan yine Batı Menseli bir kitap okudum. Hepsını daha sonra baska bır yazıda toparlayacağım. Güney Afrika Cumhuriyetine 1650 lerde ilk yerlesen Hollandalılar yerlilere karsı üstünlük sağlasalar da zaman sonra İngilizlerin gelmesi ve gücü ellerine almaları ile birlikte Afrikalı yerlılerın kölelik donemı başlamış. Zamanla kölelik kalksa bile 1990 lara kadar siyahilere yapılan zulum bıtmemıs. Yayılan savaşlarda batılıların sılah gucu olduğu ıcın yerlıler kaybetmısler.