Bu defa Rotamız Güney Afrikada bulunan Cape Town sehri. Afrika ülkesi ucuz olur diyerek dusunup oraya gıdınce yanıldığımızı farkettıgımız sehır... Yol uzun ve etekte 4 bebe varken bu yola cıkmak basta beni korkutsa da her zamanki gibi kapadım gözümü ve çıktım yola: Allah yardım etti elh.
Güney Afrika Cumhuriyetine gitmeden önce Mandelanın hayatını anlatan bir Holywood filmi seyrettim. Üstüne de Mandelayı analtan yine Batı Menseli bir kitap okudum. Hepsını daha sonra baska bır yazıda toparlayacağım. Güney Afrika Cumhuriyetine 1650 lerde ilk yerlesen Hollandalılar yerlilere karsı üstünlük sağlasalar da zaman sonra İngilizlerin gelmesi ve gücü ellerine almaları ile birlikte Afrikalı yerlılerın kölelik donemı başlamış. Zamanla kölelik kalksa bile 1990 lara kadar siyahilere yapılan zulum bıtmemıs. Yayılan savaşlarda batılıların sılah gucu olduğu ıcın yerlıler kaybetmısler.
Apartheid yönetime karsı çıkmaya başlayan sıyahlar ne zaman güçlenmese başladı ve beyazları korkutmaya başladıkları zaman araya Mandelayı sokarak Beyazlar yine stratejik bir hamle ile ülkenin tüm zengin madenlerine sahip olmaya devam etmişler. Beyazlar sıyahlara karsı korkmaya başladıkları zaman yaklaşık 20 seneden uzun suredır hapıste yatan Mandela ıle anlaşma yaparlar. Mandela hapısten çıkıp sıyahlara seçme ve secılme hakkı verılmesı karşılığında sıyahlara lıderlık yapıp catısmaları durdurmalarını ve barısı saglayacagına daır soz verır. Mandelanın güçlenen sıyahları beyazlara karsı durdurmasının bir nedeni de aslında sşyahların sadece beyazlara karsı degıl kendı ıclerınde de ayrılmış ve bırbırlerıne zarar verıyor oluşuydu. Yanı uzun lafın kısası Mandela sıyahların kendı kendılerını yonetemeyecegıne ınanıp beyazlara yardım ederek siz bızım elması, altını, tüm değerli madenlerımızı alın zengınlıgınıze zengınlık katın, bız sıyahlar da daha zor ve para kazandırmayan ıslerde surunurken seçme ve secılme hakkımız var dıye kendımızı avutalım demıstır. Manedelanın hayatını ve Guney Afrıka hakkında bırseyler okuyana kadar Mandelayı batının sısırdıgı gıbı ıyı bır onder olarak bılıyordum ama okudukça Mandelanın normal bır siyasi figurdan farklı olmadığını farkettım.Afrikayı sımdı görünürde sıyahların hakım olduğu bır partı yönetse de devlet batıya ait.. Türkiyeyi koalisyonlar yönettiği dönemlerdeki gibi, hani Cem Karaca diyor ya -Yerel ve Genel secim, secin bakalım secin, dönüoz dönüyoz aynı yere geliyoz ;))) Afrikalılar da o hesap seçme ve secılme hakları var ama ülkeyi tabiki siyahların çıkarlarına uygun bır sekılde yonetmıyorlar. Kaldı kı turıstık kaygılarla cok fazla gündeme getırılmese de Güney Afrikada sosyal hayat ıcınde bariz bir kutuplaşma mevcut. Tarihi ve Siyasi bilgileri burda kesıp gezı notlarımıza gelelim. Gittigimiz yerleri anlatırken tarihi bilgiler vermeye devam edeceğim.
Malagadan ilk önce İstanbula gidip bir gece Annanede kalarak akraba ziyaretini de yapmış olduk. Ertesi günün gecesi tekrar havaalanına gidip 11 saatlik uçak yolculuğuna başladık. Yolculuk geceye denk geldıgı ıcın elh çocuklar yolda uyudular.
Bo-Kaap (Müslüman Mahallesi)
4 cocukla 11 saatlik uçak yolculuğundan sonra güney Afrika’da cape towna vardık elh. Bo-Kaap denilen rengarenk evlerden oluşan müslüman mahallesini gezip, Bismillah isimli restoranda yemek yedik.
Cape Town'un her yerıne dağılmış olan Muslumanlar ozellıkle Bo-Kaap bolgesınde daha yoğun bır sekılde yasıyorlar. Buraya yerleşen ılk Hollandalılar zamanla kendılerıne hızmet etmelerı ıcın Malezya ve Hindistan gibi yerlerden müslüman köleler getırtmısler. Daha sonra bu Müslümanlar özgürlüğünü kazanınca eskıden gri renkte olan evlerini eski günlerini hatırlatmasın diye rengarenk boyalarla süslemişler.
1800 lerin başlarında bu bölgedeki müslümanlar asimile olup kendi dillerini unutunca Müslümanlığa dair kaynakları okuyamamışlar. Hal böyle olunca bilir bilmez uyanık herkes müslümanları sömürmeye başlamış. Sahte şeyhler, hocalar çıkıp kendi menfaati için müslüman halkı sömürmeye başlamışlar. Napolyon donemınde de Fransızlarla savaşlar sonucu ekonomik krıze gıren Ingılızler nüfusunun bır kısmını gemılerle Cape Towna getırmısler. Muslumanların yıne sarlatan dın tacırlerı tarafından somurulmelerı çok ileri gidince o bölgeyi ekonomik olarak da sömüren İngiliz kraliçesi Viktorya “bu insanları sadece ben sömürebilirim” diyerek Osmanlı’dan yardım istemiş. Osmanlı da Erzurum’dan din alimi olan Ebubekir Efendi’yi Cape Town'a gönderir. Ebu Bekir efendi başlarda insanlara gerçek İslamı anlatmakta zorlansa da zamanla buraya bir cami yaptırır içine okul ve öğrenci kaydı alarak topluma islami bilinç kazandırmaya çalışır. Daha sonra Ebubekır Efendı ıle seyahat eden arkadasının Afrika seyahatnamesi eserinde o zamanki toplumun içinde bulunduğu vahim durumu da bizimle paylaşırlar. Şimdi Ebu Bekir Efendi’nin kabri müslüman mahallesinde bulunan bir Mezarda bulunuyor.
Assagıda resımlerını paylastıgım Camiler de Ebu Bekir Efendi’nin çabaları ile dini doğru öğrenen o neslin devamının ibadet için yaptırdıkları yerler. Nurul İslam Cami ise Ebubekir Efendinin yasadıgı evin camiye cevrilmis halidir. Allah islamı tebliğ edenleri arttırsın. Biz de gitmişken Ebubekir Efendinin Kabrine uğrayıp Fatiha Okuyup günümüzde de Teblig çalışmalarının artması için dua ettik.
Güney Afrika Cumhuriyetine gitmeden önce Mandelanın hayatını anlatan bir Holywood filmi seyrettim. Üstüne de Mandelayı analtan yine Batı Menseli bir kitap okudum. Hepsını daha sonra baska bır yazıda toparlayacağım. Güney Afrika Cumhuriyetine 1650 lerde ilk yerlesen Hollandalılar yerlilere karsı üstünlük sağlasalar da zaman sonra İngilizlerin gelmesi ve gücü ellerine almaları ile birlikte Afrikalı yerlılerın kölelik donemı başlamış. Zamanla kölelik kalksa bile 1990 lara kadar siyahilere yapılan zulum bıtmemıs. Yayılan savaşlarda batılıların sılah gucu olduğu ıcın yerlıler kaybetmısler.
Apartheid yönetime karsı çıkmaya başlayan sıyahlar ne zaman güçlenmese başladı ve beyazları korkutmaya başladıkları zaman araya Mandelayı sokarak Beyazlar yine stratejik bir hamle ile ülkenin tüm zengin madenlerine sahip olmaya devam etmişler. Beyazlar sıyahlara karsı korkmaya başladıkları zaman yaklaşık 20 seneden uzun suredır hapıste yatan Mandela ıle anlaşma yaparlar. Mandela hapısten çıkıp sıyahlara seçme ve secılme hakkı verılmesı karşılığında sıyahlara lıderlık yapıp catısmaları durdurmalarını ve barısı saglayacagına daır soz verır. Mandelanın güçlenen sıyahları beyazlara karsı durdurmasının bir nedeni de aslında sşyahların sadece beyazlara karsı degıl kendı ıclerınde de ayrılmış ve bırbırlerıne zarar verıyor oluşuydu. Yanı uzun lafın kısası Mandela sıyahların kendı kendılerını yonetemeyecegıne ınanıp beyazlara yardım ederek siz bızım elması, altını, tüm değerli madenlerımızı alın zengınlıgınıze zengınlık katın, bız sıyahlar da daha zor ve para kazandırmayan ıslerde surunurken seçme ve secılme hakkımız var dıye kendımızı avutalım demıstır. Manedelanın hayatını ve Guney Afrıka hakkında bırseyler okuyana kadar Mandelayı batının sısırdıgı gıbı ıyı bır onder olarak bılıyordum ama okudukça Mandelanın normal bır siyasi figurdan farklı olmadığını farkettım.Afrikayı sımdı görünürde sıyahların hakım olduğu bır partı yönetse de devlet batıya ait.. Türkiyeyi koalisyonlar yönettiği dönemlerdeki gibi, hani Cem Karaca diyor ya -Yerel ve Genel secim, secin bakalım secin, dönüoz dönüyoz aynı yere geliyoz ;))) Afrikalılar da o hesap seçme ve secılme hakları var ama ülkeyi tabiki siyahların çıkarlarına uygun bır sekılde yonetmıyorlar. Kaldı kı turıstık kaygılarla cok fazla gündeme getırılmese de Güney Afrikada sosyal hayat ıcınde bariz bir kutuplaşma mevcut. Tarihi ve Siyasi bilgileri burda kesıp gezı notlarımıza gelelim. Gittigimiz yerleri anlatırken tarihi bilgiler vermeye devam edeceğim.
Malagadan ilk önce İstanbula gidip bir gece Annanede kalarak akraba ziyaretini de yapmış olduk. Ertesi günün gecesi tekrar havaalanına gidip 11 saatlik uçak yolculuğuna başladık. Yolculuk geceye denk geldıgı ıcın elh çocuklar yolda uyudular.
Bo-Kaap (Müslüman Mahallesi)
4 cocukla 11 saatlik uçak yolculuğundan sonra güney Afrika’da cape towna vardık elh. Bo-Kaap denilen rengarenk evlerden oluşan müslüman mahallesini gezip, Bismillah isimli restoranda yemek yedik.
Cape Town'un her yerıne dağılmış olan Muslumanlar ozellıkle Bo-Kaap bolgesınde daha yoğun bır sekılde yasıyorlar. Buraya yerleşen ılk Hollandalılar zamanla kendılerıne hızmet etmelerı ıcın Malezya ve Hindistan gibi yerlerden müslüman köleler getırtmısler. Daha sonra bu Müslümanlar özgürlüğünü kazanınca eskıden gri renkte olan evlerini eski günlerini hatırlatmasın diye rengarenk boyalarla süslemişler.
Ebubekir Efendinin evi Camiye cevrilmis |
Mandelayi izleyip izlememekte cok kararsiz kalmistim.filmin ozetini okuyup fragmanini izleyince bolca algi operasyonu icerdigi kanisina varmistim.yanilmamisim sanirim.evlerin renkleri insanin icini aciyor.ingilizler Osmanlidan hocaefendi istemekle kendi bacaklarina sikmislar aslinda farkinda olmadan.Rabia
YanıtlaSilBiraz da sanırım müslümanların parasını sahte hocalar değil ben yiyim hesabı var Viktoryankn bu isteğinin altında. Cok güzel yerler, evleri renkli boyamak insanın hayatına da renk katar
SilEbubekir Efendi'nin evi cami olmuş ifadesi doğru değil. Orası Nur'ul islam cami ve Ebubekir Efendi'nin Güney Afrika'ya gelmesinden daha önce açılan bir camidir. Ek bilgi için şu çalışmaya bakabilirsiniz. Selâmlar https://www.nadirkitap.com/ottoman-traces-in-southern-africa-the-impact-of-eminent-turkish-emissaries-and-muslim-theologians-halim-gencoglu-kitap10803429.html
YanıtlaSil