İslam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İslam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Haziran 2023 Cumartesi

Ali Şeriatiden 4 kitap (BCP-Mayıs)

Ali Şeriatinin "Dine Karşı Din", "Ebuzer", "Insanın dört Zindanı" ve "Anne Baba biz Suçluyuz" isimli kitaplarını bu defa sesli kitap olarak dinledim. Ali Şeriatinin özellikle dini içerikli denemelerini tercih ederek biraz kolaya kaçtìm. Keza Şeriati özellikle günümüze yakın tarihlerde yaşamış, bizimle ortak kültür havuzundan çıkmış nadir fikir adamlarından biridir aslında. Yazar bu 4 kitapta da iranda din adamları tarafından vaazedilip uygulamada yaşanagelen  hakim inanç sistemini net ve sert bir şekilde eleştiriyor. Irandaki Şia gibi ehlisünnet itikadına aykırı bir inancı uzaktan eleştirmek Türkiye ehlisünnet inancında büyümüş bir insan için tabiki çok kolay. Önemli olan bu tarz düşünürlerin kendi içinde bulundukları hataları farkettiği temel yöntemi alıp eleştiri oklarını kendi inanç sistemimize yönlendirebilmektir. Bizden olmayanın eksiklerini, hatalarını görmek kolay, bu tarz kitaplar kisinin kendi yaptigi benzer hatalara da isik tutuyorsa daha anlamlıdır. 


Konu din olunca elden geldiğince kısa ve genel geçer ifadeler kullanmaya dikkat ediyorum, malum doğu toplumları olarak düşünce dünyamız bile kişi merkezli inşaa olmuş durumda. Oysa kişileri değil, ilkeler ve fikirleri tartışmamız gerekir. Ali Şeriatinin de gelistirilmesi gerekse de ilkesel olarak genelde doğru bir durusa sahip oldugunu goruyorum. Mesela ilkesel olarak baktigimda ebuzer kitabinda kaynağı belirsiz, belli olanlara da guvenmedigim ama sonuc olarak dogru olmasi ihtimalini sevdigim bir cok rivayet kullanmis. Edebi olarak okuyucuyu mutlu ediyor ama gercek oldugunu iddia etmek mumkun degil. Buna karsilik insanin 4 zindani ve dine karsi din kitaplari ilkelerin daha cok hakim oldugu fikir kitaplari. Sonucta Rousseau'da Emile kitabinda kadinlarin egitim almasina gerek olmadigi onlarin tek isinin suslenmek oldugunu soyleyerek bence sacmalamis ama toplumsal sozlesmesi ile fransiz ihtilaline ilham vermis cok onemli bir toplum onderi kimligini haketmis biridir. Bizim sorunumuz kisilerin ya cok yuceltip her dedigini degismez hakikat kabul etmemiz ya da tamamen assagilayip soyledigi herseyi yanlis ilan etmemiz.... Ali Seriatiyi de diger tum yazarlar gibi ilkelerimiz onderliginde bir suzgecten gecirerek okudugumuzda bence son yuzyilin en onemli dusunurlerinden biri olmayi hakediyor.

22 Kasım 2021 Pazartesi

Ethik'in Kısa Tarihi - Alasdair Maclntyr

Kitap: Ethik'in Kısa Tarihi - Homerik Cagdan Yirminci Yüzyıla

Yazar: Alasdair Maclntyr


Bir kavramın (Ethik) hikayesini tarihten günümüze olan yolculugunu Homerik cagdan alıp Sokrat, Platon, Aristo, Luther, Machiavelli, Hobbes, Spinoza, 18. yy. Britanya ve Fransız Argumanları, Kant, Hegel Marx, Kierkegaard, Nietzsche, Reformcular, Faydacılar, İdealistlerden Modern Felsefeye kadar takip eden yazar okuyucuya insanın eline bırakılan hicbirseyin sabit kalmayacagını ve anlamın A noktasından B noktasına kadar heryere ugrasa da asla soru isareti bırakmayacak kesinlige sahip olamayacagını göstermis aslında. Bu kitabı okuduktan sonra Heiddegerin Dil teorisinin, yani dillerin insan öncesi bir varlık alanı oldugu, benzer sekilde Kelimelerin de Kantın isaret ettigi üzere insandan askın anlam kumelerıne sahip olduklarını cok daha iyi farkettim. Anladım kı Kelimelerin anlamları askın olan varlıgın atadıgı sekılde degıl de kendımizin olusturdugu o sonu gelmez öznellık alanına göre belırlenırse ınsan tarih boyunca da gordugumuz uzere bır kaosa gırıp ordan asla cıkamayacak. 

İskoc yazar Maclntyr da Ethik kavramının tarih boyunca degısen yolculugunu anlattıgı bu kıtabında; tarihte kelimelerin anlamlarının sıradan halk hareketleri ile ya da zamanla degisemeyecegini ancak ve ancak filozofların olusturdukları on kabuller ile ınsaa ettıklerı sıstemler ıle kelımelerın anlamlarını degısıme ugratmanın mumkun oldugunu soyler. Kelımelere yuklenen anlamlarla oynamak aynı zamanda gerceklıgı ve hakıkatı degıstırmek olacagı ıcın Filozfun elındekı bu gucun farkında olan Hitlerin de iclerinde bulundugu Akıllı yöneticiler Felsefi hareketleri yasaklama, Filozofları sürme ya da öldürme yoluna gitmislerdir. Yazarın akıllı yöneticiler demesıne bakmayın hicbirzaman mesele hakıkatı anlama cabası olmamıs; mesele her zaman bu gucu sadece kendi elinde bulundurmaktı. 

20 Kasım 2021 Cumartesi

Düsünme, Konusma ve Söz Üzerine - Gazali

Kitap: Düsünme, Konusma ve Dil Üzerine (El Me'arifu'l Akliyye)

Yazar: Gazali


Daha önce paylastıgım  bazı kitaplardan farkedilecegi üzere Aristodan islam felsefine, ordan da Deskartes ve Heidegere kadar düsünürler arasında Düsünme ve Dil ile ilgili bir sorun bulunmaktadır. Nerdeyse tüm filozoflar önce Dil ve Düsünme üzerine bir temel insaa etmek zorunda kalmıslardır cunku bu ıkı seyi nasıl konumlandırıyorsak insaa edecegimiz hakikatler de ona göre sekil bulacaktır. Yunan felsefesini örnek alan islam felsefesi de (Arapca konusulan düsünce hareketi) Farabiyle birlikte tahmin edilecegi üzerine insanogluna hakikatlerin Allahın klavuzu aracılıgı ıle bildirildigi form olan Dil faktörü geri plana atılarak insanın tekelinde olan Düsünceyi merkez noktaya oturtma cabası oldukca farkedılır olmustur. Düsünce Dili belirleyen bir güce kavusunca da hakiketler düsünene göre degisen hıcbır sabıtesı olmayan bir hale bürünür. Acılan bu kapıdan giren islam filozofları belirleyici olan kendi Düsüncelerinden belirlenen olan Dile anlam bicmeye baslayınca Allahın ne gönderdigi degil ondan bırılerının ne anladıgı cok daha onem kazanmaya baslamıstır. Daha sonrakı yüzyıllar boyunca Farabıden etkılenen tüm islam fılozofları gıbı Gazalı de acılan bu kapıdan faydalanmayı bilmis anlasılan. Günümüzde fikir hareketleri taraf tutar gibi tutuldugu icin sözkonusu Gazalinin bu risalesinden sadece bazı pasajları oldugu gibi aktarmakla yetinip yorum yapmayacagım. 


'Düsünme, hangi dilden ve anlatımdan olursa olsun, nefisteki anlamı baskalarına iletebilmelidir. İnsana ulasan Allahın konusması veya sözü, düsünmeye sahip olan insan tarafından hem kavranmakta, hem de bir dile ve anlatıma kavusmaktadır. Her ne kadar anlam, ilahi alemden olsa da, bu anlamı kavrama ve onu ifade etme, insana aittir. İnsan onu, konustugu dile veya icinde bulundugu toplumun diline göre ifade eder.'  Allahın konusmasının Resul tarafından teblig edilmesiyle ilgili olarak Gazali, sunu kaydeder; 'Allah konusmak istedigi vakit konusmasının anlamlarını, peygamberlerine ve elcilerine vahyeder ve Ruhul Kuds vasıtasıyla vahiy ısıgını onların kalplerine bırakır kı, yasa koyucu olan (peygamber) kendi diliyle Allahın konusmasını ifade etsin ve kendi beyanıyla ondan söz etsin....,... Kurandaki harflerin peygamberin nefsinden dogduklarından kusku duymayız' S:19

31 Ekim 2021 Pazar

Hermenötik - Richard E. Palmer

Kitap: Hermenötik

Yazar: Richard E. Palmer


Okul yıllarımda daha cok sanat eserını anlamaya odaklanarak okudugum bu kıtabı, bu yıl kuran calısmalarım dahılınde tekrar gozden gecırırken aradan gecen yaklasık 20 sene ıcınde gerceklesen degısımım ve seylere bakısım dahılınde tekrar okumam gerektıgını farkettım. Bu defa bir siir, roman ya da sanat esrını degıl, Allahın bize gönderdigi Klavuzu anlamaya calısırken kısıde gerceklesen asamalar uzerıne dusunerek okudum. Farkettım kı genel olarak iman ettigini ıddıa eden bizler bile Kurana herhangi bir yazarın ıcınde buldugu kısıtlı dılı kullanarak yine ıcınde bulundugu tarıhsel zemıne sıkısmıs bir hal ile yazdıgı bir kıtapmıs gıbı yaklasıyoruz. Normal bir kıtabı anlarken bilmemiz gereken yazarın etkılendıgı tarıhsel zemın faktörünü mesela biz ve ilahıyatcılarımız dahıl 'Allahı' kastederek kullanıyoruz. 


Bu kitap ise yorum bilim tarıhınde oldugu gıbı bir metni anlama cabaları batıda incil ile basladıgı ıcın önce kutsal kitap üzerinden daha sonra ise kutsal kıtabın sistemden cıkarılmasıyla bırlıkte herhangi bir metni anlama uzerıne gelıstirilmıs ana teorileri sıralıyor. Kutsal Kitap tefsirine karsı gelıstırılen askın olan anlam bilim teorılerınden zamanla dilsel bir metodolojı ve lınguıstık anlam bilim olarak Hermenötik baslıkları ele alınıyor. Ayrıca dil teorilerinde Alman dililinde konusan cografyanın baskınlıgından dolayı yazarın bu teorılerde kullanılan bazı kavramları almanca orjınalı ıle bırakması okuyucunun metnı anlamasını kolaylastırmıs. 


Bultmann, Ebeling, Fuchs, Betti, Hirsch, Schleiermacher, Ast, Wolf, Dilthey, Heidegger, Gadamer vs. gibi dil teorisyenlerinin yaklasımları kitapta oldukca sade ve karsılastırmalı bir sekılde acıklanmıs. Gramer, kelime, anlam, ortam ve kisi baglamında SÖZ'ün anlasılması. Ben daha cok kuran merkezlı calıstıgım ve 'Diller Allahın ayetleridir' ayetınden hareketle, özellikle Kantın Askın transandantal katagorılerı ve kavramlarını da dusununce Heideggerin dil teorısının Kuranın ayetlerıne benzerlıgı beni cok etkıledı. postada varlık ve zaman kıtabı beklıyor kı geldıgınde o kıtabı tekrar bır de bu gozle okumaya karar verdım. Cok fazla uzatmadan kıtaptan benım Nırengı noktam olan Kurana benzerlıgı olcusunde haklı ve etkıleyıcı buldugum kısımların sonuc bolumunden bır kac cumle aktarmak ıstıyorum. 

30 Eylül 2021 Perşembe

El Medinetül Fazıla - Farabi

El Medinetül Fazıla

Farabi

Farabide her bir adım bir öncekine bağlı olduğu için anlasilması adına tüm kitabı ve aslında Teoriyi elimden geldigince özetlemeye çalışacağim.
1. Nedenden (Tanrı) 2. nedenler olan semavi akıl taşar, bunlar gökleri oluşturur. Göklerde değişim yoktur ama dairevi hareket vardır. Üstte olan altta olandan daha yetkin ve alttaki üsttekine bakarak yetkinleşir. Göklerde herkes kendisini yetkinleştirmek için birinci nedeni gaye edinerek hareket eder. Gökyüzü yaklaşık 11 felekten oluşur ve en alttaki ay feleğinin karşılığı faal akıldır ve bu dünyadaki işleri çekip çevirir, cevirilerde cibril de denir. Gök hareketleri dünyada çeşitli yaşamsal faaliyetleri harekete geçirir. Gök küreleri dönmekle ay altı alemdeki suret ve heyulayı (maddenin potansiyeli) biraraya getirerek çeşitli formlar oluşturur. Güneşin yeryüzü için anlamı bir "ilke" olmasıdır ve güneş gibi başka ilkeler de vardır. Aslinda bu ilkeler cisim olmamasına rağmen cisimde bulunabilen ilkelerdir. Potansiyal olan madde (heyula) devamlı yeryüzünde seyahat eder. Gökcisimleri birbirinden ayrılmaz iken Heyula ise yeryüzünün maddesini oluşturur ve farklı farklı suretleri vardır. Suretler burda tanımlardır. Bu suretler maddeyi değişe değişe kullanabilir. Yeryüzünde Heyula suretsiz bulunmaz dolayısıyla Suret Heyulayı bir tanıma sokarken, Heyula da Suretin dışta kıvam bulmasını sağlar. Heyula ve Suret yeryüzündeki cisimsel dünyanın ilkeleridir (hava, toprak, su, ateş) bu 4 ilkenin karışımı bir mizaç oluşturur. Bu mizacın Nefs taşımayanları ise Madenleri oluşturur.

15 Temmuz 2021 Perşembe

Vahyin Gölgesinde Siyer (ilk 6 cildi) - İsrafil Balcı

Kitap: Vahyin Gölgesinde Siyer 1 / Mekke Dönemi

Yazar: İsrafil Balcı

Bazı görüşlerini ve bu görüşlere ulasma metodlarını daha önce çeşitli vesilelerle dinleyip beğendiğim yazarın 1 den 6 ya kadar devam eden Siyer serisini alıp ramazanda okumaya başladım elh.
Klasik siyer eserleri genel olarak standart ve herkesin kendi inancına göre seçmece rivayetlerle yazıldığı için ciddi sorunlar içerdiği, bu nedenle de rivayetlerin hepsini tamamen inkar etmeden (ki rivayetsiz tarih yazılamaz) aynı zamanda da tüm rivayetleri bir torbaya doldurup hepsini kabul de etmeden, bize ulaşmış elimizdeki verilerin belli bir tarihi süreçten, belli gündemlerle uğraşan kişilerin zihninden geçerek derlendiği gerçeğini hesaba katarak Siyeri tekrar ele almış İsrafil Balcı.
Hem konu itibariyle hem de kronolojik olarak kuranı kerimin nuzulüne göre bir index hazırlanması dolayısıyla alışik olduğumuz içerik düzenini bulamıyoruz ama kuranın nuzulu gibi tekrarlar içerse de ilginç bir şekilde kitabın dili oldukça akıcıydı.
Şimdiye kadar mutlaka her sene bir siyer okumaya çalışmama rağmen İsrafil Balcının siyerinin mekke dònemi cildinde benim de daha önce duymadığım bir çok bilgiyle karşılaştım. Balcı genellikle bahse konu ile ilgili bir meselede bize aktarılmış yaklaşık tüm rivayetlerden bahsedip en sonunda kurana uygun bir kurgu oluşturup gerçeğe yaklaşmaya çalışarak hem her tür veriyi paylaşarak okuyucusuna saygı duymuş hem de vardığı sonuca kendisini götüren yolu gözler önüne sererek okuyucusuna da aktif bir düşünce alanı oluşturmuş.
Siyer alanında okuma yapmak isteyen herkese İsrafil Balcının bu çalışmasını tavsiye ederim

15 Haziran 2021 Salı

Kıraat ve Kuran Tarihi: Mehmet Dag ve Mehmet Unal

Kitap: Kur'ân'ın Anlaşılmasında Kıraat Farklılıklarının Rolü

Yazar: Mehmet Ünal

Kuran tarihi okumalarımda sıra Kıraat konusuna gelmişti.
Bu kitap aslında Türkiyede bu konuda yapılmış en kapsamlı çalışma olması dolayısıyla bir nevi kaynak eser niteliği taşıyor. Yazarın da dikkat çektiği gibi özellikle türkiyede belli bir dönem sonra kıraat çalışmalarının sadece fonetik kısmı üzerinde durulduğu, kıraatin anlama olan etkisi gibi mayınlı bir tarlaya kimse dalmak istemediği için kıraat dendiği zaman kuranı tecvitli, güzel okuma gibi unsurlardan ibaret zannediyoruz. Oysa kıraat aslında özellikle kuranı anlamak isteyen, tefsir çalışması yapan herkesin çok iyi bilmesi gereken ve okunan metnin anlamını doğrudan etkileyen bir unsur. Bilindiği üzere peygamber zamanında kuran yazılmış ve hatta o dönem harekelendirme sistemi kullanıldığı halde kuran bilinçli olarak harekelendirme kullanılmadan yazılarak çoğaltılmıştır. Aynı döneme ait harekeli yazılmış mektuplar günümüzde viyanada muhafaza edilmesi bize bu durumu açıklıyor.
Peygamberimizin de kesretten kinaye olarak "kuran 7 harf üzere inmiştir" diyerek kuranın kişisel harekelendirmelerle farklı okunması noktasında "azabı rahmet, rahmeti de azap olarak okumadığınız sürece istediğiniz gibi okuyabilirsiniz" dediği farklı kaynaklardan mutavatir bilgi ile bize kadar gelmiştir.
Osman zamanında 7 farklı pilot bölgeye gönderilen kuran nüshaları da farklı okuyuşların önüne gećmemek için peygamberimizin yaptığı gibi harekesiz yazılarak gönderilmiş. Bir sonraki nesilde bir ilim ortami doğmuş ve alimler ortaya çıkan anlam farklililarından dolayı birbirleri ile münazaralarda bulunmuşken ondan sonraki nesil oluşan çok fazla kuran okuyuşu karşısında mesajın aslının kaybolacağı korkusu ile peygamberden beri gelmiş doğru olarak kabul edilen kıraat farklılıklarını önce 7 de, daha sonra da 10 da sabitlemişler (buna rağmen resmi olmasa da şaz kıraatler okunmaya devam etmiş) Bir sonraki nesil de (Fahreddin razi gibi) bir kıraati kabul edip diğer kıraati reddetmek kişiyi küfre götürür bu nedenle bir ayette farklı kıraatlere göre farklı anlamlar varsa o ayet resmi kıraatlerdeki anlam sayısı kadar yeniden inmiştir şeklinde fikir bildirince artık hem yeni bir okuyuş tarzı yasaklanmış oldu hem de o döneme kadar ortaya çıkmış ve resmi olarak kabul edilmiş olan 10 kıraati eleştirmek de yasaklanmış.

15 Mayıs 2021 Cumartesi

Birer Kitap: Emre Dorman, Mehmet Azimli ve Ömer Müftüoglu

Allah'a Öğretilen Din

Emre Dorman

Tüm kitaplarını pdf formatında ücretsiz olarak okuyucuya sunan nadir yazarlardan biri olan Emre Dorman'ın "Siz Allaha dinini mi öğretiyorsunuz" ayetinden hareketle isimlendirdiği ve bence meseleyi gayet kapsamlı ve titiz bir şekilde derlediği kitabı "Allaha öğretilen din" i okudum.
Kitapta derlenen bahse konu hadis kaynaklarına ve tabi ki Kuranın içeriğine de nacizane biraz hakim olduğum için kitap bana çok tanıdık geldi ve su gibi, bir çırpıda okudum. Ayetlerde de bize defalarca emredildiği üzere; Allahın dinini sadece Allaha has kılmak adına bu kitabın da okunmasını herkese tavsiye ederim.
Yazarın kendi dilinden kitap tanıtımını da aşşağıya ekliyorum :
Dini konularda neredeyse her kafadan bir ses çıkıyor ve Allah'tan öğrenilmesi gereken din, Allah'a öğretilmeye kalkılıyor. Allah tarafından indirilen dini O'na öğretmeye kalkanlara şöyle söyleniyor Kur'an'da: "Siz Allah'a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah gökte ne var, yerde ne var hepsini bilir. Allah her şeyi çok iyi bilmektedir." (Hucurat Suresi 16) "…De ki: Allah'ın, göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi Allah'a haber veriyorsunuz?" (Yunus Suresi 18).

15 Nisan 2021 Perşembe

Kuranın Mekke dönemınde yazılısı, Mekke dönemi siyasi düsünce Metodolojisi ve İbadi Klasigi 'Es Sire'

Kitap: Mekke döneminde siyasi düşünce metodolojisi

Yazar: Abdülkadir Hamid

Çağdaş incelemelerden biri olan bu kitap islamin inanılanın aksine daha mekke döneminde tüm dini çerçeveyi çizdiğini ayakları yere basan kanıtlar ve tarihi çerçeve ile okuyucuya sunuyor. Islam tarihi ve siyer kitaplarında boş bırakılan ya da kaynağı bilinmeyen genellikle akıl dışı rivayetlerle boşlukların doldurulduğu bir çok sahneyi dönemin uzak ve yakın coğrafyalarda vuku bulan olaylar ve söz konusu karakterlerin aralarında önceden geçmiş anlaşma ya da husumetlerı referans vererek peygamberin neyi neden yaptığını mekki sureleri merkez alarak anlamaya çalışmış. Aynı yöntemi yine musa ve isa peygamberlerin hayatlarına da uygulayarak Allahın vahyetmeye çalıştığı dini, bize söylenmek istenen ana mesajı görmeye çalışmış.
Yazar konuya mekke döneminden başlasa da tarih boyunca yaşanan olayların etkisiyle büyük düşünce akımlarını da anlamaya çalışarak günümüze ışık tutmuş. Mesela kendi adıma anladığım günümüz sıkıntılarnın İsa peygamberin karşılaştığı sıkıntılar ile neredeyse bire bir aynı olduğunu görerek çözüm arayışında isa peygamberi anlamaya çalışmanın bize çok büyük faydası olacağını farkettim. Inş. Tefsir, siyer ve Kuran tarihi okumalarimdan sonra kuranın da sık sık referans verdiği diğer kitabı mukaddesleri de okumam gerektiğini farkettim.
Ez cümle kitabın iddiası: Dinlerin vahyedilmesinde zaman sırasına göre bir evrim olmadığı gibi muhammed peygamberin de mekke ve medine dönemleri arasında bir evrimleşme söz konusu değildir. Allahın vahyi her dönrmde hep aynı mesajı verdi. Peygamberler için öncelikli olan şey kişilerin tek tek kişiler değil, zulmün en büyüğü olan gerçekleri gizleme (küfür) suretiyle kalabalıkları kandırma eyleminin ana sorumlusu olan güç sahipleridir. Peygamberler öncelikle aracıları lağvederek Allahın tekliği, ve insanlar arasında adaletle hükmetmek gibi amaçları gerçekleştirir. Bu şartları gerçekleştirmeden dinin amaçladığı düzene ulaşılmaz. Bu nedenle bu önemli şartları kabul edenlerle birlikte çalışmak, kabul etmeyenlere karşı da savaşmak gerekir. Yani tabiri caizse peygamber asıl olarak güç sahiplerinin çıkarlarına çomak sokarlar. Sömürünün devam ettiği yerde adaleti koruyamayız. Bu perspektiften bakıldığında sömüren büyük güçleri rahatsız etmeyen dini bir iddia islami olamaz.

15 Ocak 2021 Cuma

Derveze: Tefsir, Siyer ve Usul

Et-tefsir'ül-hadîs

Nuzul sırasına göre Kuran Tefsiri 7 cilt
İzzet Derveze


Dervezenin 7 ciltlik tefsirini bitirdim elh. Yazarın siyer ve Usul kitaplarını da daha önce okuyup paylaştığım için bu yazı yazarla ilgili son yazım olacak.
Bilindiği gibi Derveze Filistinli ve ingilizler tarafından önce hapsediliyor daha sonra da sürgüne gönderiliyor. Türkiyedeki sürgün hayatında dini meselelerde farklı bakış açıları kazanıyor ve Bursadaki kütüphanelerden de faydalanarak yazdığı tefsiri modern tefsir örnekleri arasından en bilinenlerinden biri oluyor. 20 yy'ın milliyetçi eğilimlerinden etkilenen yazarın arap milliyetçiliği yapması dışında çok da siyasi çalkalanmalardan etkilendiğini görmedim. Özellikle ilk defa tefsir okuyacak kişilere Dervezenin yaptığı gibi nuzul sırasına göre düzenlenmiş bir tefsir okumalarını, ayetleri siyer bilgileri ile eş zamanlı olarak anlayabilmek adına tavsiye ederim.
Yazarin metodu gayet net:

1)Kuran peygamber tarafından son haline zaten getirtilmişti,
2)Kuran o dönemde yaşananlar göz önüne alınarak doğru anlaşılır,
3)Bir ayete anlam vermeye çalışırken kuranın bütünü göz önünde bulundurularak anlam verilmeli,
4)Sebebi nuzul ve kütübi sitte de bulunan rivayetler islamın 2. Kaynağıdır ama kurana net bir şekilde ters ya da peygamberin üstün ahlakına uymayanlar uydurmadır.
5)Tarihte bir çok müfessir ayetleri bütünsel anlamdan koparıp asıl amaçlanan mesajı farketmeden değiştirmiştir.

15 Nisan 2020 Çarşamba

Müslümanların Tarihi ve Balkan Tarihi

Müslümanların Tarihi 1,2,3,4 ve 5. Cilt, Ihsan Sureyya Sırma

Ramazanda tefsir okumasi ile başlayıp daha sonra islam ve muslumanlarin tarihine merak saldim. Mehmet okuyanin da dedigi gibi "Siz Kuran-i okuyun o size devaminda ne okumaniz gerektiğini soyleyecektir". Ben de o hesap evde bulunan ve eskiden bizzat öğrenciliğini yaptığım Ihsan Sureyya Sirma Hocanin Müslümanların Tarihi isimli eserinin 5 cildini de ardarda okudum. Herseyden önce hocanin bahsettiği olaylardan dersler çıkararak akıcı bir anlatimla kitapları yazmis olmasi benim 5 cildi de su gibi ve hayretler icinde kalarak okumami sağladı.

Hoca sadece olayları kuru bir sekilde aktarmıyor hangı olayın vuku bulma sebeplerı neler olabılecegı ve bu muhtemel hataları gunumuzde ne kadar yapıp yapmadıgımızı sorgulaması gunumuzde yasayan bir tarih ımajı cızıyor zıhınde. Zaten Tarıh gunumuzde ve gelecekte karsımıza cıkıyorsa bize fayda saglar. Tarıh okumalarımızı mutlaka ama mutlaka gunumuz hayatımızla ılıkılendırmelı, dersler cıkarmalı ve gelecek dunyamızı ınsaa etmek ıcın temel olarak kullanmalıyız. Tarih okurken ınsanın kendı ıcınden cıktıgı toprak ve inanc sıstemını önceleyerek cevreye dogru yayılan temasal bir yelpaze kullanması taraftarıyım. Bu kıtaplarda da İslam dunyası ve devamında islamın bayragını tasıyan diger devletlerin ve son olarak da Osmanlının sıyası tarıhını konu alır Ihsan Hoca.

2 Eylül 2018 Pazar

Cape Town: Müslüman Mahallesi

Bu defa Rotamız Güney Afrikada bulunan Cape Town sehri. Afrika ülkesi ucuz olur diyerek dusunup oraya gıdınce yanıldığımızı farkettıgımız sehır... Yol uzun ve etekte 4 bebe varken bu yola cıkmak basta beni korkutsa da her zamanki gibi kapadım gözümü ve çıktım yola: Allah yardım etti elh.

Güney Afrika Cumhuriyetine gitmeden önce Mandelanın hayatını anlatan bir Holywood filmi seyrettim. Üstüne de Mandelayı analtan yine Batı Menseli bir kitap okudum. Hepsını daha sonra baska bır yazıda toparlayacağım. Güney Afrika Cumhuriyetine 1650 lerde ilk yerlesen Hollandalılar yerlilere karsı üstünlük sağlasalar da zaman sonra İngilizlerin gelmesi ve gücü ellerine almaları ile birlikte Afrikalı yerlılerın kölelik donemı başlamış. Zamanla kölelik kalksa bile 1990 lara kadar siyahilere yapılan zulum bıtmemıs. Yayılan savaşlarda batılıların sılah gucu olduğu ıcın yerlıler kaybetmısler.

12 Eylül 2016 Pazartesi

Bir Bayram gününden cocukların yeni dönemi

Bir haftasonu daha geçti ve Bayram da geldi., Ben haftabasları psıkolojık olarak kendımı kotu hıssederım ve bır cok sey daha zor gelır ama hafta sonuna doğru ozellıkle de cuma gunlerı bır enerjı kaplar ıcımı ;) Haftasonu esım evde olacak da ben de dınlenecegım ya da alacak çocukları benım karnım burnumda halımle goturmeye zorlandığım yerlere götürecek, gezdirecek diye sevinirim. Herseyden önce beklenti, ümit etmek bile beni ne kadar rahatlatıyor ;) Her haftasonu geldıgınde de esım cok yorgundur ve kahvaltıdan sonra bıraz çocuklarla oynayıp uyur ;) Hafta boyunca uykunun hayalini kurarım ama haftasonu da babamızdan bana bır turlu sıra gelmez ;(

Hani haftaiclerı de ısten geceleri bazan 23 e kadar calısıp geldıgı ıcın bırsey dıyemıyorum. Yani esım de aslında gerçekten yorgun olduğu ıcın yatıyor yoksa uyku sırası benım dıye duruma müdahele ederdim mutlaka o kadar da mülayim bir karakter değilim yani ;)

Hayırlı Bayramlar:

Bugün Kurban bayramının ılk gunu. Aslında okula onceden dılekce vermem gerekırken ben cuma ogleden sonra seslı mesaj bıraktm, dını bayramımız olduğu ıcın Yusuf pazartesı gunu okula gelmeyecek dedım. Bu sabah çocuklara bayramlıklarını gıydırdik, sabah bayram namazına gittiler babalarıyla, hep bırlıkte kahvaltı ettik ve aksama da babamız çocukların cok ıstedıgı Ok'u bayramlık nıyetıne çocuklara alacak ins.. Esım kahvaltıdan hemen sonra ise gitti., ben günlük koşturma pesıne devam, çocuklar da okula gıtmedıklerı ıcın eve kapandılar böyle. Yarından ıtıbaren de okula devam...

7 Temmuz 2016 Perşembe

Bu dönem nasıl gecti: Cami, Sanat, Spor

Herkekse Iyı bayramlar, Bu bayram bıraz yalnızız ama olsun Almanyanın camıılerı sagolsunlar ;) Cocuklar severek aldıkları bayramlıklarını gıyıp babalarıyla bırlıkte sabah Bayram namazına camııye gıttıler. Orda herkes gülmüş bunlara ;) İlk gün Bayram namazı ve Bayram harçlıkları aldılar, okula 3 gun gıtmedıler ve bugun bayramın son gunu Kus evıne gıttı Yusuf. Bızım Bayramımız böyle gectı, gurbette.

Gelelim yazının ana konusuna;

Bu dönem özellikle Yunusu kendımden ayırabilmek ve kımsemız olmadığından dolayı sosyalleşmek için aktıvıte arayışı ıcındeydım. Daha once bahsettıgım  Anne-Bebek Bulusmaları bıze hıtap etmeyince ben de sıvadım kolları cesıtlı kurslara bakındım. Yunus kucuk olduğu ıcın (4) karmaşık ve onu yoracak seyler olmamalıydı. Eglencelı ve aynı zamanda da ogretıcı seyler dusunyordum. Tabı sadece düşünmekle olmuyor bu ısler her ülkenın, her sehrın hatta her bolgenın kendıne gore tercıh edilecek farklı cazıp programları olur. Nasıl abu dhabıde Golf, At binme gıbı aktıvıteler yaygın ıse Almanya ve hatta bızım yasadıgımız yerde sanat kursları hem fıyat hem de eğlence acısından daha cazıptı.

1 Şubat 2016 Pazartesi

Ocakta Okudugumuz Ayet ve Hadisler.

Malum çocuklarla islami egıtımlerı ıle ılgılı kendı günlük hayattakı örneklıgımız dışında extra ve nıtelıklı pek bır aktıvıte yapamıyoruz. Ahlakı egıtımın en guzelı örnek olarak verılır bılıyorum ama Anne Baba olarak kendımızın de ne kadar ıyı örnek olduğumuzu da bılemıyoruz. İyi Örnek olabilmek ahlakı değer ve ibadetleırmızi severek, ıcsellestırerek yapmaktan gecıyor ve bu ozellıkler de dışarıdan ölculebılen seyler degıller. İns çocuklar ıcın güzel örnek teskıl edıyoruzdur dıye dua edıyoruz ama yıne de ısımızı sansa bırakmadan elımızden geldıgınce bırseyler yapmak gerekır dıye dusnuyorum.  Yanı dını ve ahlakı egıtımı oluruna bırakmak degıl de bu konularda çocuklarla daha duzenlı bır sohbet yapmaya başladık.

Yemek masasında bazan çocuklarla konuşmaya fırsaıtmız olur. Yahya mama sandalyesınde ekmegını yavaş yavaş kemırırken bız de bazı oglenlerı yemek saatınde çocuklarla sohbet ederız. Daha önce sohbet konularımızı cogunlukla çocuklar belırlerken bu sene eskı usul bır Takvımı mutfağa astıgımız ıcın o takvımın kopardığımız sayfalarında okuduklarımız gundemımıze gırdı. Ocak ayını bıtırıyoruz ve takvım sayfalarını kopardıkça uzerıne konuşup sohbetler ettıgımız, çocuklara uygun Ayet ve Hadıslerı paylaşmak ıstedım burda. Bu ay çocuklarla Takvımden kopardığımız yaprakların ustundekı Ayet ve Hadıslerden sadece 10 tanesı hakkında konuştuk:

15 Aralık 2015 Salı

Lut Gölü ve İbretlik hikayesi.

Ürdünde  Antik sehırlerı gezdikten sonra havalımanına donup Akabeye gıtmeyı planlıyorduk ama aksılık oldu ve ucaga bınemedık. Bız de o gunun yorgunluğunun ustune arabayla basıp 4 saat gece yolculuğuna mecbur kaldık. Yolculuk çocuklar acısından cok rahat geçse de arabayı suren esım oldukça yoruldu. Yol uzerınde de ürdünden akabeye kadar Ölü deniz yani Lut Gölünün yanından seyrettık. Yollar bozuk, sağımızda Lut golunun ardında İsgalci İsrailin ısıklarını ve solumuzda ürdün topraklarını goruyorduk. Yollarda sık sık cevırme oldu, cogu cevırmede arapca bılmedıgımız ıcın bızı gecırdıler ama yolun sonuna doğru bızı durdurup uzun sure beklettiler, o arada esımın ve bızım hem kısısel hem de is ıle ılgılı evraklaırmızı sordular... Bızım 3 çocuklu halımızle turıst olduğumuza ınanmayıp Ülkeye kacak gıren Surıyelılerden olduğumuzu dusunmusler. polıs de ülkede cok surıyelı var o yüzden bakıyoruz dedı. Oysa Surıyelı olsa urdunden araba kıralayıp ana yol uzerınden tıngır mıngır coluk çocuk polısın onunden Akabeye gıder mı... ;) Is olsun ıste. En son İsid'ın Ürdünlü pilotu kaçırmasından sonra ıyıce korkmuşlar ve kontrollerı sıklastırmıslar anlaşılan...

6 Aralık 2015 Pazar

Bir Yılbası gelenegi: Frankfurter Weihnachtsmarkt

Gecen Pazar 1. Advent zamnıydı ve Frankfurtun sehır merkezınde Römerstrasse isimli tarıhı caddede buyuk Standlarla geleneksel Weihnachtsmarkt'ı kurmuşlardı. Weihnachtsmarkt'ın bır dıger adı Christkindlesmarktmıs ve aslında cok daha eskı bır gelenek olmasına rağmen Frankfurtta 1300 lu yıllardan berı weihnachtsmarktlar kurulurmuş. Advent zamanı oncesı, Yılbasına yakın kurulan bu Standlar genelde sehır merkezlerının en ıslek ve tarıhı yerlerinde olur.

Vıyanada sık sık gıderdık. Orda daha kucktu ama bır de Buz patenı alanı kurarlardı 3 aylık bır zaman dılımı ıcın. Frankfurttakı ıse cok daha genıs bır alanda kurulup yılbaşına kadar suren bu Standlarda bılımum geleneksel Kurabıyeler, Kekler, Mumlar ve bıralar gıbı seyler satılırken aynı zamanda çocukların eglenmesı ıcın koca bır Atlı Karıncayı da kondurmuşlardı merkeze... O soğukta kalabalıktan ve standların guzellıgınden ınsanın yürüdükçe ıcı ısınıyordu, dıger traftan da ara ara burnumuza ilisen bıra kokuları da yuzumuzu eksıtıyodu. Vıyanada ozellıkle Weihnachtsmarklarda geleneksel Punch ıcecegı ıcılırdı bızım arkadaşlar da çocuklar ıcın yapılan alkolsüz Punch'ı tercıh ederlerdı Ama ben alkosuz olana da guvenemezdım.

Römerstrasseye ulaşmak ıcın Main nehrının usunden geçerken Nehir, Köprü ve Weihnachtsmarktın suslenmıs cam ağacını aynı karede seyretmek gunun ozetıydı aslında...

27 Eylül 2014 Cumartesi

Biraz da Memleket Havası: Diyarbekir ve Urfa

Gecen bayramda çocuklarla bırlıkte hem akrabaları zıyaret ıcın hem de çocuklar memleketlerine uzak kalmasın dıye Dıyarbakıra gıtmıstık. O gun bugun cok vakıt gecmesıne rağmen maalesef. Tembellıgımı göstererek yazmaya fırsat bulamadım ;(

Sadece doğu sehirleri degıl Turkıyenın dört tarafı çocuklara yerınde dınler tarıhını ozellıkle Islamı eğlenerek, yasayarak, öğretmek ve sevdirmek ıcın bir cennet.


Memleket, Diyar-ı Bekir, Diyarbakır, Amed, ...

Ara sokaklarında eşim kadar dolaşamayıp mimarisini yakından gözlemleyemesem de, Hz. Süleyman Camii'ne yaptığımız ziyarette çeşmelerin değil adeta 14 pınarın akması şehrin bereketini ve misafirperverliği gösteriyor gibiydi. Bu camii nebi olan Hz. Süleyman değil, Halid b. Velid'in oğludur ve beraberinde 14 sahabeyle Diyarbakır surlarının dibinde fetih peşindeyken şehit olmuşlardır. Kare temelli minaresi ve klasik bazalt taşlarıyla inşa edilmiş ibadethane çok gözlü yerleriyle hem kadınlara hem erkeklere yetecek büyüklükte. Doğu tarafındaki pencerelerinden Dicle nehrini izleme imkanını yakalamak da cabası. Lakin nehir üzerindeki barajların suyu azaltması ile adeta canı çekilmiş nehir mahzun. 

13 Mart 2014 Perşembe

Güney Dogu Asyadaki en büyük İslam Sanatları Müzesi Kuala Lumpur

Son 15 gundur Turkıyede Annanemızın yanındaydık. Evımıze yenı donduk sayılır ve yazacak paylaşacak cok seyımız oldu. Ama ben tarıhı sıradan gıdıp once Malezya gezımızı yazmayı tamamlamak ıstıyorum.

Kuala Lumpurda gıttıgımız bır cok yer ıle ılgılı paylaşacak bır cok resım olduğu ıcın ayrı ayrı yazmak daha ınsaflı geliyor bana. hıcbır yerın hakkını yemek ıstemıyorum. Kuala Lumpuru gezerken cogu zaman Islam sanatları muzesı atlanır hakettıgı degerı görmez turıstler tarafından en azından gıtmedne once okuduğum gezı yazılaırnda pek yer verılmeyen bır yerdı. Cunku gezı planları dar bır zamanda yapılıp gezı yazılar da dar bır alana sığdırılmak zorunda olunca sanırım ıslam sanatları muzesınden pek bahseden olmuyor.
Kaligraf Ahmad Dhiya Bin Abdul Ghafur Kaabe isimli bu eserde Tı, Sin ve Mim harflerını kullanarak yapmış. Bu eser benı benden aldı desem yerıdır. Hat sanatı ıle 3 boyutlu bır Kabe... Iyı bır Hattat bulsam aynısını cızse ne güzel olurdu ;)  Hanı taklıdı de mumkun degıl zaten . Ama tam da evımde asılı olmasını ısteyecegım bır eser.
Kuala Lumpura gıttıgımızın ertesı gunu sabah erkenden dünyanın en buyuk Kus parkına gıtmıstık Kus parkından çıktıktan sonra yürüyerek hemen parkın arkasında olan ıslam sanatları muzesıne uğrayalım dedık. Yalnız kus parkında cok uzun zaman gecırdıgımız ıcın fotoğraf makınemızın sarjı ıslam sanatları muzesını tamamen gezıp bıtırene kadar dayanmadığı ıcın yeterlı resmımız yok ;(

Islam sanatları muzesı kışı bası 14 rınggıt ıdı.

10 Eylül 2013 Salı

İki Cocukla Umre 2 : Medine ve Mekkeden yazamadıklarım

Yazının baslangıcı ıcın: Mekke ve Kabe ıcın buraya tıklayabılırsınız. Oncekı yazıda yazamadıgım Mekkedekı yerlerın bazılaırnı ve Medıneyı bu yazıya ayırdım.
 
Mekkeden Medineye Grupla birlikte Otobusle gıttık. Gıderken yolda bir cok yerde durup gorulmesı gerek yerlerı gorduk. Otobus yolculugu yaklasık 4 saat surdu. Herseyden once cocuklar 4 saat boyunca bızım alısık olmadııgmız sekılde sıcak ve bızı ıcerde ordan oraya hoplatan Otobusde en cok cocuklar yoruldu. Zaten benı Araba tuttugu ıcın o 4 saat yolculuk bıle fazla geldı. Planda Medıneden de Kuveyte 10 saatten uzun bır yolculugu aynı otobusle yapacaktık. Medıneye gıderken aynı otobusle Kuveyte kadar gıdemeyecegımızı anladım ve gerekırse Kuveyte gıtmem ama ben 10 saat yolculuk emtıcem dedım esıme o da 4 saatı zor gecırmıs olacakkı zaten daha once  o da Kuveyte otobusle gıtme fıkrınden vazgecmıs.
 
Yolda aralarda durdugumuz yerlerde bazen cocuklar uyudukları ıcın onlarla fotograf cekemedık ama grupla gıtmenın dıger ıyı bır kısmı cocuklu olan pek kımse olmadıgı ıcın cocuklaırnızla ılgılenecek onalara bakacak sıze yardım edecek cok kısı oluyor.
 
Anlatmaya Medıneden baslıcam. Oncelıkle Mekke ve Medıneye Musluman olmayanlar giremez hatta onların otobahnlarının bıle Harem bolgesıne Mekke ıcıne gırmeden cevreden dolanan ayrı Yolları vardır. Ama tabıkı bu yasayı da kıtabına uydurarak cıgneyen cok vardır. Otobus Mekkeden cıkıp Medıneye geldıgınde orda bayanlar acısından  daha serbest hareket edılebıldıgını gorduk mesela sokaktakı Isportacı satıcıların cogu carsaflı kadınlardan olusuyor. Bunun gıbı orneklerle Kadınların sosyal hayatta Aktıf olduklarını gorduk. Orda yasadıgımız bazı seylerden Burda bahsetmıstım.  
 

Yusufa Medıneden erkeklerın gıydıgı uzun elbıselerden aldık basta rahatsız oldu pek begenmedı ama soonra alıstı.

Kaldıgımız Otel Medine merkezde ıdı ama 5 kısının bır odada kalması gerkıyordu. yanı sadece yaklasık 3,4 oda vardı ve bız de hanımları bır odaya erkeklerı de yatak sayısına gore baska bır odaya koyarak eslerı ayırmak zorunda kalıdk.