15 Nisan 2021 Perşembe

Kuranın Mekke dönemınde yazılısı, Mekke dönemi siyasi düsünce Metodolojisi ve İbadi Klasigi 'Es Sire'

Kitap: Mekke döneminde siyasi düşünce metodolojisi

Yazar: Abdülkadir Hamid

Çağdaş incelemelerden biri olan bu kitap islamin inanılanın aksine daha mekke döneminde tüm dini çerçeveyi çizdiğini ayakları yere basan kanıtlar ve tarihi çerçeve ile okuyucuya sunuyor. Islam tarihi ve siyer kitaplarında boş bırakılan ya da kaynağı bilinmeyen genellikle akıl dışı rivayetlerle boşlukların doldurulduğu bir çok sahneyi dönemin uzak ve yakın coğrafyalarda vuku bulan olaylar ve söz konusu karakterlerin aralarında önceden geçmiş anlaşma ya da husumetlerı referans vererek peygamberin neyi neden yaptığını mekki sureleri merkez alarak anlamaya çalışmış. Aynı yöntemi yine musa ve isa peygamberlerin hayatlarına da uygulayarak Allahın vahyetmeye çalıştığı dini, bize söylenmek istenen ana mesajı görmeye çalışmış.
Yazar konuya mekke döneminden başlasa da tarih boyunca yaşanan olayların etkisiyle büyük düşünce akımlarını da anlamaya çalışarak günümüze ışık tutmuş. Mesela kendi adıma anladığım günümüz sıkıntılarnın İsa peygamberin karşılaştığı sıkıntılar ile neredeyse bire bir aynı olduğunu görerek çözüm arayışında isa peygamberi anlamaya çalışmanın bize çok büyük faydası olacağını farkettim. Inş. Tefsir, siyer ve Kuran tarihi okumalarimdan sonra kuranın da sık sık referans verdiği diğer kitabı mukaddesleri de okumam gerektiğini farkettim.
Ez cümle kitabın iddiası: Dinlerin vahyedilmesinde zaman sırasına göre bir evrim olmadığı gibi muhammed peygamberin de mekke ve medine dönemleri arasında bir evrimleşme söz konusu değildir. Allahın vahyi her dönrmde hep aynı mesajı verdi. Peygamberler için öncelikli olan şey kişilerin tek tek kişiler değil, zulmün en büyüğü olan gerçekleri gizleme (küfür) suretiyle kalabalıkları kandırma eyleminin ana sorumlusu olan güç sahipleridir. Peygamberler öncelikle aracıları lağvederek Allahın tekliği, ve insanlar arasında adaletle hükmetmek gibi amaçları gerçekleştirir. Bu şartları gerçekleştirmeden dinin amaçladığı düzene ulaşılmaz. Bu nedenle bu önemli şartları kabul edenlerle birlikte çalışmak, kabul etmeyenlere karşı da savaşmak gerekir. Yani tabiri caizse peygamber asıl olarak güç sahiplerinin çıkarlarına çomak sokarlar. Sömürünün devam ettiği yerde adaleti koruyamayız. Bu perspektiften bakıldığında sömüren büyük güçleri rahatsız etmeyen dini bir iddia islami olamaz.