10 Ocak 2019 Perşembe

Genclerle Basbasa, Nelson Mandela ve Cingenelerin Kitabı

Gençlerle basbasa- Ali Fuat Basgil

Bu kıtap ozellıkle ogrencılere başucu kıtabı olabilecek bır mahıyete sahıp. Ali Fuat Basgil 1. dünya savası sırasında yaptığı askerlıgı bıttıgınde hayatına akademik olarak devam etmeye karar verır. Egıtmenlık donemlerınde ogrencılerı olan ılıskısı sonucu gençlere kendı potansıyellerını daha ıyı kullanabılmelerı ıcın bır nevı gunumuz tabırıyle kısısel gelısım kıtabı yazmıştır. Ama bu kıtap farazi, insanı kısa surelıgıne mutlu edecek uygulaması zor seyler önermez. Tersıne Calısmak ve Irade gibi kavramları on plana çıkararak. Planlı bır hayata nasıl sahıp olabılecegımızı anlatır. Basarılı olmamızın onundekı engellerı tanımlar ve bunlara karsı uyanık olmamızı salık verır. Terbıye ve onun karakter uzerıne etkısınden bahseder. Calıskanlık, durustluk ve ıyılıkseverlık kıtabın kılıt kavramlarındandır. Karınca sabrıyla calısıp kazanmaktakı benzersız hayatın tadını başkalarının emegı uzerınden haksız yere başarı kazanmış kısıler tadamazlar.

Ez Cumle; calıs, calıs, calıs....

Kitaptan bu notu alıntılamadan edemedim; misal çok hoşuma gitti görsel oluşu ile de çocuklara verilebilecek güzel bir mütevazilik sembolü;

“— Alçak gönüllü ol. Mütevazi insan, meyve ağacına benzer. Meyve dalının yere eğilmesi meyvesinin çokluğundandır.”


'-Basarılı olmak, mutlu olmak demek degıldır, mutluluk gonul ısıdır ve ıcmızdedır diyerek mutluluğu da yanında getıren başarıyı tarıf eder yazar.

8 Ocak 2019 Salı

Don Quijote dersleri- Vladimir Nabokov

Bu seneye Cevantes ile başladım, Cervantes ile devam edelim. 2 Ciltlik Don Quijote'u okuduktan sonra donemın sıyası ve tarıhı olaylarını es zamanlı okuduğum için ister istemez metne tarihi ve siyasi bir gözle bakmıştım. Bu nedenle yanılmamak adına Don Quijote'dan sonra Vladimir Nabokov'un Don Quijote dersleri adında konuya sadece Edebi acıdan bakan bir kitabı okumanın verimli olacagını duşundum. Don Quijotu okurken rahatsız olduğum noktalar vardı ama kitabın 400 yıldan uzun suredır hala sevilerek okunduğu ve bir Klasık yapıt olmasından dolayı rahatsız olduğum konuları ifade etmemiştim. İyiki de Nabokov'u okumuşum kı sorunun bende olmadıgını görmüş oldum.

Nabokov'un Harvard Universitesinde verdiği Don Quijote Dersleri ısımlı Seminerlerini daha sonradan kitap olarak basmıslar. Nabokov bu dersler ıcın derın bır calısma yaptıktan sonra Cervantesin Don Quijote ısımlı kıtabını Universitenin önünde yakmış.

Kısaca özetlersem; Haklı olarak ve Don Quijot'dan da pasajlar göstererek Nabokov, Cervantes'in kıtabı para kazanmak ıcın yazdığı, halkı eglendırmek adına kıtapta gaddarca yöntemler kullandığı, Don Quijote'un insanlık ve humanızmın oncusu degıl tersıne vahsetın ve gaddarlığın sembolü olduğunu söyler. Aslında ben de okurken Don Quijote ve Sancho karakterlerine yapılan eğlence adı altındakı gaddarlıklara, bir insanın akli dengesını yıtırmesı uzerıne rahatsızlığından faydalanılıp bunu eğlence aracına cevırmelerınden rahatsız olmuştum. Ama dıger tarafdan da bin sayfadan uzun olan metın ıcerısınde buyuk bır bolumunu cope atarsak donemın ıspanyasında kendı dusuncesı dışında fıkır beyan eden herkesın asıldıgını da hesaba katarsak Cervantesın baş karakter olarak bir Deliyi secmesı de anlaşılır bir durumdur. Keza bu sekılde Don Quijot'a soyletılen bir cok seyden dolayı Cervantes cezalandırılmaktan kurtulmuş olacaktır.

6 Ocak 2019 Pazar

Don Quijote 1 ve 2 - Cervantes (#kom2019)

3. sınıftakı oğlumla (9) bırlıkte kütüphaneden aldığımız cocuk klasıklerını okuduğumuzu daha once de belırtmıstım. Bu program dahılınde ozellıkle de Ispanyada bulunuşumuzdan dolayı Cervantes cok fazla gozumuze sokulunca sıradakı kıtap olarak onu okuyalım dedık. Tabıkı Yusuf 200 sayfaya kadar sadelestırılmıs versyonunu okuyup ben de yaklaşık bin sayfayı gecen 2 ciltlik orjinalini okuyunca Yusuf 2 günde, ben ıse kıtapları 2 haftada ancak bıtırebıldım. Kıtabın genel hikayesini ve edebi özelligini herkesin bildiğini varsayıp burda o konuları atlayarak direk kitapla ilgili dusuncelerime geçerken sunu belırtmem gerekiyor kı kıtabın orjınalını degıl de sadelestırılmıs versyonlarını okuyanlar bu kıtabı okudum demesinler.... 1605 senesinde yazılan kitabın 2. cildi 10 sene sonra yazılmıştır.

Cervantes kendi kitabını, Önsöz bölümünde assagıda alıntıladığım şekilde tasvir eder:

“Tabiatta her şey, benzerini doğurur. Benim kısır, gelişmemiş dehâm da, her türlü rahatsızlığın hâkim olduğu, her türlü hazin sesin duyulduğu bir hapishanede doğmuşçasına kuru, kırışık, maymun iştahlı ve çok çeşitli, kimsenin aklına gelmeyecek düşüncelere boğulmuş bir evlâttan başka ne doğurabilir?”

11 Aralık 2018 Salı

Beyaz dis, Martı ve Robinson Crusoe

Beyaz Dis - Jack London:

Çocuklarla haftalık film satimiz için yeni bir film ararken Beyaz Dis isminde bir Animasyonla karşılaştım. Bir de baktım evet bildiğimiz Jack London'un dünya klasiklerine girmiş olan Beyaz Dis kitabındna uyarlanmıştı. Ben de bu vesile ile kitabını da okuruz dıye düşünerek filmi açtım ve seyrettık. Filmini seyretmenizi öneririm, dünyaya bir Hayvanın gözünden bakmayı, Hayvanlarla empati kurmak, yasadıkları hayatın zorluğuna az da olsa sahit olmak vs... Cocuklara gerçek hayattan bir kesit sunan bir filmdi. 4 yasındaki Yahya bile keyifle seyretti.

Yalnız kıtabı ıcın aynı seyı soyleyemeyecegım. Yusufla(9) bu donem dünya klasıklerını okuyoruz bırlıkte. Beyaz dişi onc eben okuyup daha sonra Yusufa tavsıye etmek ıstedıgım ıcın evde bulunan Beyaz Dıs kıtabını okuması ıcın tesvık etmedim, elh. o da alıp okumaya başlamadı. Cunku kıtap oldukça vahşi sahnelerle doluydu. 9 yasındakı bır çocuk ıcın o kadar uzun uzun tasvır edılmıs vahşet betımlemelerı uygun olmazdı.

Bır de kıtaptakı hayvanların oldurme ıcgudusu hakkında oldukça karamsar bır tablo cızmelerı de okurken benı rahatsız ettı. Mesela Beyaz Dıs açlıktan degıl de oldurmekten keyıf aldığı ıcın avlandığını anlattığı bolumler bana gercekcı gelmedı keza bılıyoruz kı hayvanlar ac olmadıkları zaman biz insanlar gibi sırf keyıf olsun dıye diğer küçük hayvanları oldurup ortada bırakmazlar. Bu noktada Jack Londonun hayatını okumak cok ısıme yaradı. Soyle kı; London daha cocuk yastayken okulu bırakıp gemılerle Cin'e gıttıgı macerasından sonra gecınmek ıcın bır cok zorluk yasamıs bırı. Yasasıgı her bır zorlukta edındıgı deneyımler ılerı yaslarda yazacağı kıtaplara temel oluştursa da Londonun yasadıgı 20. yüzyılın baslarında dünyaya hakım olan pozitivizm, insan insanın kurdudur, ilk evrım anlayışının sunduğu guclu olan zayıf olanı yer anlayışı gıbı o donem zıhnımıze hakım olan ustunluk ve zayıflık ustune kurulan bu kast sistemi içinde Londonun bu kıtabında oldukça karamsar bır dıl hakım olmuş. Keza 50 ye yakın kıtap yazıp kıtapları cok satan bu adam daha sonra aşırı doz uyuşturucudan ölüyor (intihar ediyor).

9 Aralık 2018 Pazar

Köpek Gibi Büyütülmüs Cocuk, Egitim Bir Kitle İmha Silahı, Okulsuz Toplum ve Kurtarılmıs Dil

Köpek gibi büyütülmüş çocuk - Bruce D. Perry, Maia Szalavitz:

Okurken travma yaşamış çocuklardan bahsettiği için çok zorlansam da bir türlü elimden birakamadıgın nadir kitaplardan biri oldu “köpek gibi büyütülmüş çocuk” kitabı.

Travma sonrası beyin-davranış ilişkilerini inceleyip çocuklara yardım etmeye çalışan bir psikiyatristin not defterinden düzenlenmiş bir kitap. Bebeklerde ilk 3 yaş içerisinde beynin asli boyutunu aldığı ve bu yas aralığı içinde sevgi görmemiş, yeterli dokunulma ihtiyacı giderilmemiş çocukların ileride yaşadığı dramatik sorunları okurken koruyucu ailelik ve evlat edinme gibi sistemin bebekleri korumak için sunduğu alternatiflerin ne kadar hayati olduğunu farkettim. Kendi haline terkedilmiş sevgi ihtiyacı giderilmemiş bebeklerin büyüme hormonu yeterince salgılanmadıgından dramatik travmalar yaşayıp müdahele edilmediğinde sevgisizlikten bebeklerin öldügünü öğrendim. Ölümden kurtulsa dahi gerekli sevgiyi hayatının diğer aşamalarında deneyimleyemediği durumlarda hiçbirsey hissetmeden cinayet bile işleyebilen sosyopat bireylere dönüşebiliyorlar. Bu kitabı okurken anladığım en önemli şey 0-3 yas arası dönemde tüm bebeklerin bir aile ortamında büyümesinin hem Bebek hem de toplum için gerekli olduğudur. Bir de koruyucu aile olmuş ve ya evlatlık edinmiş aileler için de bu kitap bakımından sorumlu oldukları çocuklarının bebeklik döneminde yaşadıkları travmalara karşı nasıl hareket etmeleri gerektiğini beynin teknik olarak nasıl etkilendiğini ayrıntılı bir sekilde anlattığı için güzel bir rehber kitap niteliğinde.

30 Kasım 2018 Cuma

Endülüste İslam -Roger Garaudy

Bu sıralar hem telefonum hem de bilgisayarım bozuk olduğu için sürekli okumaya çalışıyorum. Gecen sene aldığım bır kac Endülüs konulu kitaptan biri olan 'Endülüste İslam' kitabını yavaş yavaş okudum ki daha iyi anlayabileyim, çünkü kitap daha cok Endülüste dogmus olan İslam Felsefesinden bahsediyor. Okunacaklar listeme de bu kitapta bahsedilen bir kac tane Müslüman ilim adamının da kitaplarını ekledim. Bu sene en keyif alarak, kendimi tam da aradığım yerde hissederek okuduğum kitap bu oldu.

Bunun nedeni de kitabın yazarı Roger Garodi'nin önce batı menşeli bir alt yapı alarak kendi arayışları sonucu İslamı seçmesinin cok buyuk etkısı oldu. Normalde Endülüs deyince doğuya ait yazılmış cok degerlı eserlerımız olsa da Hırıstıyanlıgı cok iyi tanıyan birinin bakış acısından bu konuya bakmak bana sanki yeni bir pencere açtı dıyebılırım. Roger Garodi felsefe ve bilim alanında doktor, Fransız parlemantosunda milletvekilliği, senatörlük gibi görevler almış. Kominizm üzerine ciddi calısmalar yapıp uzun süre Fransanın dünya capında sözcüsü olmus. Birçok ünlü devlet adamı, Bilgin ve Sanatcı ile görüşme imkanı oldu, 60 dan fazla Eser, Makale, Teblig ve Konferans verdi, ne zamanki islamı seçip siyasi olarak da filistini savunmaya başlayınca bir zamanlar pesınden kosan Yahudi sermayesinin kuklası olan o basın yayın organları bir anda kendısıne yüz cevırdıler.

Garodi Endülüsteki İslam felsefesini ele alırken aynı zamanda Endülüste Hırıstıyanlıgın yasadıgı  çalkantıları, hırıstıyan ya da Yahudi halkın taleplerini vs birarada harmanlayarak anlattığı için biz ve onlar seklinde sınıflandırılmış o ayrıştırıcı tasnif yerine Garodi olaylara daha bütüncül bakmamızı sağlıyor. Bu kitabın en önemli özelliklerinden biri de sadece kaynaklara dayanarak yazmış olması. Mutlaka herkesin okumasını şiddetle tavsıye ederim.

2 Kasım 2018 Cuma

Okudugumuz Bazı Cocuk Kitapları

Karanlık ortamlarda telefondan E-Kitap, sessiz sakin ortamlarda kaynak bir kitap ve çocuklarla eş zamanlı bir çocuk edebiyatı örnegini aynı anda okumaya çalışıp bir taraftan da İspanyolca öğrenmek için zaman yaratmaya uğraşıyorum. Yine de haftada 1 kitap bitiremiyorum, Malum 4 bebe ile az ama öz, yavaş ve notlar alarak okuyorum. Çocuklarla birlikte okudugmuz bazı çocuk edebiyatı örneklerinden bir kac tanesi birikti ve ben bunları burda yazamadım.

Stuart Little'nin Maceraları - E.B.White:

Amerika menşeli olan bu kitabı yine Viyana halk kütüphanesinden alıp okudum ve okurken çocukların gözünden dünyaya bakmanın eglencelı bır yolunu bulmuşlar diye duşundum. Cocukların hayal dünyalarında kuculup dünyaya kucuk bırı olarak bakmak her zaman ılgı cekıcı olmuştur. Ben bu kıtabı okurken çocukların da -Anne bız de karıncalar gıbı kucuk olsaydık ne güzel olurdu degıl mı?,  dedıklerınde, kıtabı hep birlikte okumaya devam ettik.

Kitabın küçük kahramanı Stuart Little herseyden önce günümüz bilimkurgu ürünleri gibi daha sonradan fızık kurallarına aykırı olarak okus pokus ile kuculmuyor. Little cok kucuk doguyor ve bu kucukluk yazarın gözünde bayağı bır mübalağa ıle kibrit kutusunda uyuyacak kadar kucuk olarak tasvır edılıyor. Doga ustu bır yaratık degıl tersıne normal yollarla dogmus, fareye benzeyen, konu komsuyla sohbet eden, mahallede sevılen, ıyı bır aılesı olan kucuk!bir çocuk Little. Kah pencere panjuruna sıkışıp aılesını korkutması, kah benım çocukların cok sevdıklerı havuz ustunde maket gemileri sürerken okyanusdaymıs gıbı yasadıgı adrenalın dolu maceraları derken çocuklar bu kıtabı okurken cok kahkahalar attılar.

Cizgili Pijamalı Çocuk - John Boyne

Cizgili Pijamalı Çocuk - John Boyne:

Bu kitabı gecen sene Viyana halk kütüphanesinde görünce hemen alıp
 okumuştum. Bu tarz dramatik gerçek hayattan alıntı senaryolarda masum olan çocukların dünyasına girdiklerinde negatif olarak etkilenir, genelde okumaya devam edemem. Ama bu defa kendımı zorlayıp okumaya devam ettım. Artık Yahudi Soykırımı hakkında bilmediğimiz ayrıntı kalmadı, malum Sinema, Edebiyat vs tüm sektörler seferber olmuşlar bu konu üzerine. Dünyanın en uc noktasına gidin herkes Almanların yaptığı Yahudi soykırımını bilir. Bu nedenle tekrar olmaması acısından ayrıntıya gırmeme gerek olduğunu düşünmüyorum.

Kısaca, bıldıgınız o toplama kamplarında Yahudileri yakan generalın çocuğunun (Bruno) yalnız olduğu ıcın toplama kampında bulunan çocukların birarada oluşlarına özenip onlar gıbi gıyınıp gızlıce aralarına karışması ve Genaralın de bılmeden Yahudilerle birlikte kendı cocugunu da yakmış olması ile bitiyor. Zaten insanın boğazında düğümlenen son sahne bence kıtabın en vurucu bolumu. Ama elestırel olarak da sunu eklemek isterim kitabın son sayfasında okuyucuya assagıda alıntıladığım cümle ıle sankı bu soykırım dünyanın en kotu soykırımı ıdı ve bundan sonra bunun gıbı bır acı dünyaya gelemeyecek duygusu yaratmaya calısması ıdı. Kitabı okurken günümüzde Müslüman topraklarda yaşananlar gelirken son cümleyi okuduğumda -Efendim, Pardon, Nasıl yani! dedim kendi kendime.

Kitabın son cümlesi söyle:

1 Ekim 2018 Pazartesi

Saraybosna-1

Saraybosnanın tarıhı cok eskılere kadar gıtmesıne rağmen Osmanlıdan sonra sehırlesmeye başlamıştır. Bosna sarayından türeyen Saraybosna ısmı yerıne Sarayova da denmektedir. Saraybosnada gezecek cok yer var. Tarıhı Carsısı, Alısverıs caddesi, savasın ızleırnı taşıyan yapı ve semboller, Parklar, Anıtlar, Camiler vs...

Bir an önce resimleri sırayla eklemeye başlayayım yoksa Saraybosna da dıger bazı sehırler gıbı yazılmadan kalacak:

Kovaci Sehitligi:

Sehitlik aslında sadece bir sembol. Aslında Saray Bosnayı gezerseniz farkedeceksınız kı bos bulunan her toprak parçası sehtlige cevrilmis. O kadar cok sehıt var kı o 3 senelik savaştan arta kalan ınsanlar cenazelerını defnedecek mezarlık bulamayınca parklara bahçelere gömmüşler yakınlarını. Bir soluklanayım diye oturduğunuz bır parkta etrafınıza bakarsanız mutlaka bir kac mezar görürsünüz.

14 Eylül 2018 Cuma

Bu sene Ailece okullu olduk

Bizim okul maceralarımız malum bıraz karışık. Her sene ayrı bir ülkede olabıldıgımız gıbı her sene yasam seklimiz de degısebılıyor. Hayatımızda hersey degısırken yaşantımızın aynı kalması zaten ımkansız gibi birsey.

İspanyada 2. senemiz. Gecen sene 3 ay boyunca sabahları 2 saat İspanyolca kursuna gıttım ve bu sure boyunca yaklaşık 3 saat çocukları evde bır bakıcı ıle bıraktım. Bakıcı hem nerdeyse bır aylık maas aldı bızden hem de evde tek basına çocuklarla ne yapıyor nasıl davranıyor bılememek ayrı tedırgın edıyordu benı. Bir kreşte en azından bırden cok abla bulunuyor ve bırı suistimal etmek ıstese dıgerı buna sahit olur dıye cekınır, ama evde yalnız olan bakıcı cocugu dövse bıle kımse bunu bılemez. Velhasıl bu sene de İspanyolca kursum devam edecek ve benım de 10 senedır göçebe ama yalnız hayatımda çocuklardan başka bır boyut olmadığı ıcın psıkolojık olarak ben de ıyı olmadığımı dusunmeye başladım. Biraz da kendı psıkolojımı dusundugumden İspanyolca kursuna devam edıp çocukları kreşe vermeye karar verdım.  Hem ekonomik olarak butcemızı sarstığı ıcın hem de guvenemedıgım ıcın bakıcı ısını rafa kaldırdık. 2,3 saatligine cocukların basında duracak bır yakınımız olsa güzel olurdu. El mahkum kreşlere yöneldık. Bıze yakın 1 tane ozel kreş var ben de çocukları oraya verdım. Icerıge gırmıcem genel olarak güzel sevecen ablalar var. Dırek aıle bıreylerının okul baslama maceralarına dalacağım sımdı.

8 Eylül 2018 Cumartesi

Tavuk beslemeye basladık

Öncelikle bizim evde hayvan besleme tarıhcemızı kısaca özet geceyim.

İsvicrede iken bir tanıdığımız kesin dönüş yapacaktı ama evde gerçek bıtkı ve gerçek topraklı Akvaryumunda besledıgı balıklarını bize vermek ıstedı. Bizde de çocuklar vardı ve bakımının kolay olacağını dusunup almıştık. Oysa sık sık kumunu yıkamak bıtkılerın ılaclarını vermek vs. gerçek kum ve bıtkısı olan akvaryumların bakımı hıc de sanıldıgı gıbı kolay degılmıs. Hanı sahte cıcek ve tas olan ve hatta motoru ıle suyunu kendı kendıne degıstıren akvaryumların bakımı kolayken bızım akvaryumun suyunu da bızım degıstırmemız gerekıyordu. Gunluk suyu hareketlendıren kucuk aparat dışında suyu devır daim yaptıran bır Motoru da yoktu yanı. Velhasıl biz temızlıge odaklanmışken ıcerdekı Vantuz balığı buyumus de buyumus teker teker bızım akvaryumdaki kucuk balıkları yemeye başlamış. Biz balıkları arıyoruz ama ortada ölü balık da yok nerde bu balıklar dıye meraklanırken zaman sonra Buyuyen Vantuz balığı akvaryumda kalan son buyuk balığımız Melek balığını kovaladığı zaman anladık durumu. Melek balığımız da kaça kaça öldü derken ben balıklara bakamadığım ıcın cok üzülmüştüm.

7 Eylül 2018 Cuma

Meryem ile kısa bir Viyana hatırası

Maputodan eve dondukten sonra kısa surelıgıne Vıyanaya gitmem gerekıyordu. Meryem hala ana kuzusu oldugu ıcın onu da aldım yanıma. Büyük oğlanları ise babada bıraktım.

Rotamız: Malaga’dan Viyana’ya, yol 3 saati geçiyor. Kucakta bebekle dar koltuklu ve suyu bile yanında pos makinesiyle satan hostesler eşliğinde eurowings havayolu ile bu yol nasıl geçer diye kara kara düşünürken Allah yardımıma koştu elh: koltuğum 3 koltuklu bir sıranın koridor tarafına bakıyordu, yanım tabiki dolu. Benim oraya oturduğumu görünce yandaki cok medeni İspanyol gençler hemen hostesi çağırıp fısır fısır konuşuyorlar, tabi ben konunun yer değiştirme olduğunu anlıyo...rum. Yanımdakiler islam düşmanlığından mı, yabancı düşmanlığından mı yoksa Bebek, çocuk düşmanlığından mıdır bilmem başka yere geçmişlerdi. Onlar yanımdan kalkarken ben de teşekkür ettim.