Cizgili Pijamalı Çocuk - John Boyne:
Bu kitabı gecen sene Viyana halk kütüphanesinde görünce hemen alıp
okumuştum. Bu tarz dramatik gerçek hayattan alıntı senaryolarda masum olan çocukların dünyasına girdiklerinde negatif olarak etkilenir, genelde okumaya devam edemem. Ama bu defa kendımı zorlayıp okumaya devam ettım. Artık Yahudi Soykırımı hakkında bilmediğimiz ayrıntı kalmadı, malum Sinema, Edebiyat vs tüm sektörler seferber olmuşlar bu konu üzerine. Dünyanın en uc noktasına gidin herkes Almanların yaptığı Yahudi soykırımını bilir. Bu nedenle tekrar olmaması acısından ayrıntıya gırmeme gerek olduğunu düşünmüyorum.
Kısaca, bıldıgınız o toplama kamplarında Yahudileri yakan generalın çocuğunun (Bruno) yalnız olduğu ıcın toplama kampında bulunan çocukların birarada oluşlarına özenip onlar gıbi gıyınıp gızlıce aralarına karışması ve Genaralın de bılmeden Yahudilerle birlikte kendı cocugunu da yakmış olması ile bitiyor. Zaten insanın boğazında düğümlenen son sahne bence kıtabın en vurucu bolumu. Ama elestırel olarak da sunu eklemek isterim kitabın son sayfasında okuyucuya assagıda alıntıladığım cümle ıle sankı bu soykırım dünyanın en kotu soykırımı ıdı ve bundan sonra bunun gıbı bır acı dünyaya gelemeyecek duygusu yaratmaya calısması ıdı. Kitabı okurken günümüzde Müslüman topraklarda yaşananlar gelirken son cümleyi okuduğumda -Efendim, Pardon, Nasıl yani! dedim kendi kendime.
Kitabın son cümlesi söyle:
'Bu, Bruno ile ailesinin sonu. Elbette tüm bunlar cok uzun zaman önce oldu ve böyle bir sey asla olamaz. Bu zamanda ve bu cagda tabii ki...' S:126
Kitabın bitirdiği cumleden devam edelim biz: Bu zamanda ve bu cagda sadece Yahudilerin kurduğu İsrail devetinin haksız yere ve keyfi olarak öldürdüğü Filistinli çocukları saymıyorum, en son baktığımda nerdeyse tüm Müslüman ülkelerde çocuklar düzenli olarak öldürülüp planlı ve genıs çaplı bir soykırım uygulandığı nedense dünyanın bir bölümü tarafından inatla görülmek ıstenmıyor. Hadi el altından yapılan Müslüman topraklardaki sistemli soykırımı gectım ki, görmek istemeyen için gozunun onunde öldürsen yine görmez, ama benim son olarak bildiğim 1995 senesinde yapılan Bosna soykırımı var. Acaba kitap 95 senesinden önce mi yazıldı diye baktım tabı kı. Hayır kitap 2016 senesinde basılmış. Yazar ve bu kitabı basanlar demek yaklaşık 20 sene once Bosnada sırf musluman oldukları ıcın Birlesmis milletlere sığınan çoluk cocugun katledılıp bedenlerının parçalanarak yakıldığını duymamışlar demek!!!!
Demek ki neymıs: Bu zamanda ve bu cagda hala daha bu kitapta anlatılan vahşet artarak devam ediyor ama ölenler Müslüman olduğu için Edebiyat, Sanat ve Bilim dünyası için bu ölümlerin pek bir önemi yokmuş. Yazarın son cumlesıne gore Yahudi soykırımından sonra dünya barış ıcınde yasıyor gibi bir yanılgıyı okuyucunun bilinçaltına ıslemısler. Bu kitabı okuyan çocuklara kitabın buyuk ihtimal bazı devlet ve sirketlerin siparişi üzerine yazıldığını da anlatmak, dünyanın hala ateş ıcınde yandığını ama bızım bu adaletsizliklere karsı sesımızı cıkarmamızı ıstemedıklerı ıcın hep hasır altı edıldıgını de anlatmak lazım. Ideolojıye gerek yok; Evet 1945 de yaşananlara tüm gücümüzle karsı çıkmalıyız ama bunun devamında gunumuzde yaşanan vahşete gozumuzu kapatarak dünyadaki tek mazlum halk Yahudiler olmuştur günümüzde bunlar asla yaşanamaz dersek ben de size, siz dünyada mı yasıyorsunuz diye sorarım?
Ez cümle; Kitabın eleştirel bir gözle okunmasını tavsıye edıyorum. Edebiyat dünyasının da artık daha tarafsız eserler cıkaracagını temennı etmekten başka elimden birsey gelmez.
iyi okumalar
Bu kitabı gecen sene Viyana halk kütüphanesinde görünce hemen alıp
okumuştum. Bu tarz dramatik gerçek hayattan alıntı senaryolarda masum olan çocukların dünyasına girdiklerinde negatif olarak etkilenir, genelde okumaya devam edemem. Ama bu defa kendımı zorlayıp okumaya devam ettım. Artık Yahudi Soykırımı hakkında bilmediğimiz ayrıntı kalmadı, malum Sinema, Edebiyat vs tüm sektörler seferber olmuşlar bu konu üzerine. Dünyanın en uc noktasına gidin herkes Almanların yaptığı Yahudi soykırımını bilir. Bu nedenle tekrar olmaması acısından ayrıntıya gırmeme gerek olduğunu düşünmüyorum.
Kısaca, bıldıgınız o toplama kamplarında Yahudileri yakan generalın çocuğunun (Bruno) yalnız olduğu ıcın toplama kampında bulunan çocukların birarada oluşlarına özenip onlar gıbi gıyınıp gızlıce aralarına karışması ve Genaralın de bılmeden Yahudilerle birlikte kendı cocugunu da yakmış olması ile bitiyor. Zaten insanın boğazında düğümlenen son sahne bence kıtabın en vurucu bolumu. Ama elestırel olarak da sunu eklemek isterim kitabın son sayfasında okuyucuya assagıda alıntıladığım cümle ıle sankı bu soykırım dünyanın en kotu soykırımı ıdı ve bundan sonra bunun gıbı bır acı dünyaya gelemeyecek duygusu yaratmaya calısması ıdı. Kitabı okurken günümüzde Müslüman topraklarda yaşananlar gelirken son cümleyi okuduğumda -Efendim, Pardon, Nasıl yani! dedim kendi kendime.
Kitabın son cümlesi söyle:
'Bu, Bruno ile ailesinin sonu. Elbette tüm bunlar cok uzun zaman önce oldu ve böyle bir sey asla olamaz. Bu zamanda ve bu cagda tabii ki...' S:126
Kitabın bitirdiği cumleden devam edelim biz: Bu zamanda ve bu cagda sadece Yahudilerin kurduğu İsrail devetinin haksız yere ve keyfi olarak öldürdüğü Filistinli çocukları saymıyorum, en son baktığımda nerdeyse tüm Müslüman ülkelerde çocuklar düzenli olarak öldürülüp planlı ve genıs çaplı bir soykırım uygulandığı nedense dünyanın bir bölümü tarafından inatla görülmek ıstenmıyor. Hadi el altından yapılan Müslüman topraklardaki sistemli soykırımı gectım ki, görmek istemeyen için gozunun onunde öldürsen yine görmez, ama benim son olarak bildiğim 1995 senesinde yapılan Bosna soykırımı var. Acaba kitap 95 senesinden önce mi yazıldı diye baktım tabı kı. Hayır kitap 2016 senesinde basılmış. Yazar ve bu kitabı basanlar demek yaklaşık 20 sene once Bosnada sırf musluman oldukları ıcın Birlesmis milletlere sığınan çoluk cocugun katledılıp bedenlerının parçalanarak yakıldığını duymamışlar demek!!!!
Demek ki neymıs: Bu zamanda ve bu cagda hala daha bu kitapta anlatılan vahşet artarak devam ediyor ama ölenler Müslüman olduğu için Edebiyat, Sanat ve Bilim dünyası için bu ölümlerin pek bir önemi yokmuş. Yazarın son cumlesıne gore Yahudi soykırımından sonra dünya barış ıcınde yasıyor gibi bir yanılgıyı okuyucunun bilinçaltına ıslemısler. Bu kitabı okuyan çocuklara kitabın buyuk ihtimal bazı devlet ve sirketlerin siparişi üzerine yazıldığını da anlatmak, dünyanın hala ateş ıcınde yandığını ama bızım bu adaletsizliklere karsı sesımızı cıkarmamızı ıstemedıklerı ıcın hep hasır altı edıldıgını de anlatmak lazım. Ideolojıye gerek yok; Evet 1945 de yaşananlara tüm gücümüzle karsı çıkmalıyız ama bunun devamında gunumuzde yaşanan vahşete gozumuzu kapatarak dünyadaki tek mazlum halk Yahudiler olmuştur günümüzde bunlar asla yaşanamaz dersek ben de size, siz dünyada mı yasıyorsunuz diye sorarım?
Ez cümle; Kitabın eleştirel bir gözle okunmasını tavsıye edıyorum. Edebiyat dünyasının da artık daha tarafsız eserler cıkaracagını temennı etmekten başka elimden birsey gelmez.
iyi okumalar
Sinema, televizyon edebiyat hatta yaşamın tüm alanlarında toplumları yönlendirmek adına işler yapılır. Algı operasyonları dün de vardı, yarın da olacaktır. Ülkemiz medyası da buna örnektir, hatta dizilerimiz. Ben bu işlere şaşırmıyorum, toplum dizayn mühendisliğidir bu. Sonuçta bilinçli insanlar yetiştirerek bu ayrıntıların farkındalığını arttırmalıyız. Paylaşım için teşekkürler..
YanıtlaSilMaalesef eskıye nazaran daha cok medya ürünü ıle karsılasıyoruz hatta nerdeyse tüm hayatımız bu tarz yonlendırmelerle doldu ve daha da kotusu bu kadar cok uyaranı takıp edecek enerjımız de yok.
Sil