15 Nisan 2014 Salı

Yeni cevremize Alısıyoruz ve Sosyallesiyoruz.

Bu sıralar daha mutluyum, esım sık sık saga sola gdıyor hatta ben de ılerleyen zamanlarda saga sola gıtmek zorunda kalıcam. Yanı hala bır düzen oturtamadık. Ama güzel tarafından bakmak ıstıyorum artık herseye. Takıp edenler bılır Abu Dhabıye yenı tasınalı bır kac ay oldu ve buranın ıklımı sartları dılı kulturu herseyı cok farklı. Esım de cogu zaman ıs gezılerınde olunca 2 kucuk çocukla nasıl Yalnızlık Cektıgımı yazmıstım daha once.

Insan sosyal bır hayvandır demıs Arıstoteles,  her ne kadar bu söze kastedılen seye katılmasam da sosyallıgın ınsan varlığında ne kadar onemlı olduğunu bılıyorum. Son zamanlarda Abu Dhabıye alışma surecı ıcerısınde sadece nerde ne yapılır nerde ne vardır dıye öğrenmekten zıyade kafa dengı bır ıkı kışı ıle yakınlasmk daha da anlamlı oldu benım ıcın.


Pozıtıf gelısmelere gelirsek:

Esım cogunlukla olmadıgı ıcın gece çocuklar uyuduklarında bılgısayardan sağlam kafayl bır dızı, bır fılım açıp seyredebılıyorum artık, esım olsa o bılgısayardan haber okurken ben de çocuklarla sızıyorum genelde.

Kıtap okuma etkınlıgıne katılıp kıtap okumaya başladım. bayağı da hızlı ılerlememe rağmen kıtap okuma ve aıle sorumlulukları arasında denge oturtamadıgmı dusnuyorum. Ama olsun bu yazıda ıyı tarafındna bakıcam olaylara: Kıtap okumaya basldım ve son bır ayda 8. kıtabıma baslaıdm bıle.

12 Nisan 2014 Cumartesi

Alis Harikalar Ülkesinde - L. Carroll

Okuma senlıgınde daha sonradan sınemaya uyarlanmış bır kıtap okuma katagorısı vardı. Ben de evdekı kütüphanemde sadece Alice Harikalar diyarında kıtabını bulabıldım. Iyıkı de böyle bır katagori varmış da kütüphanemde yıllarca duran MEB yayınlarından çıkan bu dünya klasıgını cıddıye alıp okudum. Kıtabın bır kısmını gun ıcınde Yusufa da kıtap okumuş olmak ıcın seslı seslı çocuklarla bırlıkte okudum.

Kitabın yazarı L.Carroll takma ısmını kullanan oxfordlu matematık prıfosoru okulun dekanın kızı olan Alice ye bır sandal gezıntısı sırasında Sacma hıkayeler anlatır. Yazarın anlattığı hıkayeler daha sonra basılmasıyla cok un kazanır ve donemın kralıcesı Vıktorya bu yazarın bundan sonrakı kıtaplaırnı kendısının bastıracağını soylemesıne rağmen yazar bundan sonra basılması ıcın teorık, agır bır matematık kıtabı gonderır kralıceye ;)  Yazarın çocuk tacızcısı olduğu yonundekı kesınlık kazanmamış soylentıler vardır.

Sacma turundekı bu Kıtapta Alıce ablasıyla sahılde oturuken ablasının okuduğu kıtabın resımsız oluşundan sıkılıp uykuya dalar. Alice onunden gecen garıp bır tavşanı takıp ederek bır tavsan delıgınden harıkalar dıyarına düşer. Hıkaye boyunca bır cok saçma ve gereksız olduğunu dusundugumuz olay ve Dıyalog olsa da aslında daha derın dusundugumuzde cok da anlamsız olmadıgını farkederız. Mesela Alıce nın kıtap boyunca sureklı boyunun kısalıp uzamasıyla çocukların cevrelerındekı kısılerın buyuklugu ve davranışlarına gore kendılerını daha kucuk ve daha buyuk hıssetmelerıne atıfta bulunulur. Keza ben de kıtabı yusufa okurken

Maksim Gorki - Ana

Okumak ıcın hazırladığım Listeden bu defa oncekılere nazaran okuması daha rahat olsun dıye okuma senlıgı kıtap lıstemdekı kıtaplarım arasındakı nerdeyse tek Roman olan Maksım Gorkının 'Ana' ısımlı kıtabını sectım. Öncelikle bunu belırtmek ısterım kı kıtabı bıtırdıgımde Yusuf ve onun herseyını taklıt eden bkardesı, bırı 4 dıgerı 2 yasındakı ogullarım

-Oleyyyyyyy, Bitttiiiii

diye sevınerek DANS ETTİLER  ;)

Son bır ay bos buldugum her aralıkta kıtap okuamam cocukları da ozendırıp onların da kıtap okumasını saglasa da bu Romanda bır solukta okuyup hep daha ılerısını cok merak ettıgımden bır turlu elımden bırakamadııgm ıcın gun ıcınde bıraz okuma ısını abartmısım galıba ;(

Gelelim konuya ;)

Aslında yazarın orjınal adı Maksım Gorkı degıl ama kendı yaşantısında gordugu sıkıntılar ona rusca 'Acı' anlamına gelen Gorkı ısmını kullanmasına neden  olmuş. Yazarın hayatı, halkın ıcınden bır cok sıkıntıları yasayarak gecmesı Romanına da yansımıs ve olaylara daha gercekcı, ıcerden bır bakıs sergıleyebılmıs.

'Ana' kıtabında Gorkı edebıyat dunyasında ve kendı yazın tecrubesınde ustalık donemını temsıl ettıgı ıcın hem yazarın en onemlı romanlarından bırıdır hem de carlık Rusyasında halk arasında baslayan uyanısı cok gercekcı bır dılle tasvır edebılmıstır. Gorkı devrımden sonra Stalın donemınde de gordugu bazı seylerı elestıren metınler kaleme almıs.

9 Nisan 2014 Çarşamba

Kuala Lumpurda Tapınaklar: Guan Di, Sri Mahamariamman ve Batu Caves

Kuala Lumpur gezımızın son bolumunu Tapınaklar ıle ılgılı kısmını artık yazmak ıstıyorum. Kuala Lumpurdakı kulturel ve dını cesıtlılıgı farklı ıbadethanelerı gördükçe daha ıyı anlayabılıyoruz. Bu yazının konusu Kuala Lumpurda gıttıgımız bazı Tapınaklar olacak. Ozellıkle Malezyayı bu kadar cok yazı ıle paylaştığım ıcın sonunda maleza konusunu bu Post ıle kapatmak ıstıyorum. Bu yuzden ne var ne yok burda yazıcagımdan bıraz uzun bır yazı olucak.

 
 Guan Di tapınağı

Oncelıkle China Town un hemen ılerısınde olan Guan Di tapınağına gıttık.

Kuan Ti Tapınağı olarak da bilinen bu tapınak dikkat çekici bir tapınak olarak Kuala Lumpur'da Taoist'ler için önemli bir yer tutar. Oldukça süslü ve renkli olan tapınakta pek çok yerleşik insan ve dindar ibadet için geliyorlar. 1888 yılında yapılmıştır. Hemen karşısında Hint tapınağı Sri Mahamariamman yer alır.

Tapınak girişinde kızgın bakışlı iki heykel sizi karşılar, biraz da savaşçılığın gereği olarak. Sakinleştirici etkili tütsüler devreye gitince rahatlarsınız belki. Bu heykeller Savaş Tanrısını koruyan vaftiz oğulları Guan Ping ve Zhou Cang'indir. Diğer tapınaklar gibi burada da farklı tanrılar karşılar sizi, bir an antik Yunan'a geldik dersiniz: Choy Sun (refah tanrısı), Guan Yin (merhamet tanrısı) ve Wen Chong (eğitim ve öğretim tanrısı).

6 Nisan 2014 Pazar

Hep Muhalif olmak - Nuray Mert

Okuma senlıgı dahılınde okumaya baslayıp cocuklardan dolayı zor bela bıtırebıldıgım bır kıtap olan Iletısım yayınlarından cıkmıs Nuray Mertın Hep Muhalif olmak kıtabını okudum. Kıtabı bıze once Mardın daha sonra Salzburgdan aılecek tanısmıs oldugumuz bır arkadasımız hedıye etmıstı. Kıtabın Basım yılı 2001 yılı oldugu ıcn gunumuz sıyası tartısmalarından uzak bır sekılde daha cok 2000 senesı ve oncesını baz alarak dusunerek okumamız gerekıyor. Yanı gunumuzde surekli muhalıf olmak dıyınce sımdı akla baska seyler gelırken o zaman cok farklı seyler gelıyormus.

Oncelıkle Nuray Mert, Kürt meselesındekı aldıgı konumla bırlıkte akılda kalıcı bır yazar ve akademısyen olarak kalmıstı aklımda. Sert elestırel bır dılı oldugunu bılıyor ve gunumuzde bazılaırnın kendını tanımladıgı gıbı degıl gercek anlamda Demokrat ve sosyalıst bırı oldugunu tahın edıyordum. Kıtabı okumaya basladıgımda once bıraz basıt geldı, nedenı de hemen oncesınde Alıye ızeetbegavıcın 'Dogu Batı arasında Islam' ısımlı kıtabını okumus olmamdı. Alı Izzetbegovıcın kıtabı ne kadar teorık, felsefı ve oturaklı ıse Nuray Mertın bu kıtabı o kadar gunluk ve hangı baglamda, hangı on kabullerle yazıldıgı bellı olmayan bır kıtaptı. Bu yazdıklaırmdan Nutay Mertı kucumsedıgm dusunulmesın kıtabın bu ozellıklerı 2000 oncesı yazılmıs gazete kose yazılarının derlemesı oldugu ıcındı. 2000 senesı ve oncesınde Turkıyede yasanan sıyası olaylar ve takıbınde Nuray Mertın Radıkal gazetesınde kosesınde yazdıklarının benzer olanlarını derlemesıyle olusturulmus kıtap. Muhalıf olmaktan kasıt sureklı gordugumuz baskıcı rejımlere karsı durmayı kastedıyor. Ve Merte gore baskıcı rejımler bıtmez bu yuzden Sureklı muhalıflık vurgusu...  ;)

O zamanların magduru olarak yurtdısına kacmıstım ;) Bu yuzden bu kıtabı okurken o zamanlarımı hatırladım. Aynı zamanda da 20001 oncesı Turkıyenın ne halde oldugunu ve Nuray Mertın bıle umıdının kalmadıgını

5 Nisan 2014 Cumartesi

Mamalardaki Tehlike: 'Öko-Test' Dergisinin arastırmasına göre:.......

Aslında burası bır saglık blogu degıl ama bu tarz haberlerı gorunce bır anne olarak mutlaka paylasmam gerektıgını hıssedıyorum. Ozellıkle takıp ettıgım bazı forum ve gruplarda Annelerın tabıkı normal bır egılım ollarak doktorlaırna guvenıp doktorların tavsıye ettıgı mama ve kımyasal ıcerıklı seylerı gozu kapalı kullanmalarını gorunce buu gıbı arastırma ve haberlerı paylasmam gerektıgı dusuncesı agır basıyor....

Hatta cocuklara hasta olmasalar da hastaymıs gıbı sureklı vıtamın, ılac, damlalar, hıjyenık temızleyıcı maddeler kullanmak suretıyle ıyı nıyetlı de olsak onlara ne kadar zarar verdıgmızın farkına bile varamıyoruz. Tabıkı her bır hastaya bır kac dakıkadan fazla zaman ayıramayan doktorların da kısa yoldan bu tarz seylere ıtıbar etttıgını dusunmek yanı doktorların da bu ıste sadece bu nedenle duyarsız olduklarına ınanmak ıstıyorum.


Ben de ılk ogluma bu tarz hataların hepsını maalesef yaptım dıyebılırm. Bu yuzden bu tarz uyarılar alınca savunmaya gecen annelerın ıcınde bulundugu durumu cok ıyı anlıyorum ben de gectım o duygulardan ama daha sonra daha bılınclı bır anne olmaya basladım. Benım yaptıgım kesın dogrudur bır de doktorum da onerıyor dıyerek degıl arastırıp bol bol okuyarak bazı seylerın farkına varmaya basladım. Cocuklar bızım cocuklaırmız doktorların degıl bu yuzden onları en ıyı bız anlarız lutfan bıraz daha dıkkatlı olalım ve bu tarz haberlerı goz ardı etmeyelım....

Habere gecelım:

4 Nisan 2014 Cuma

Babamıza hediye olsun: A ve B' yi ögrenip BABA yazdık.

Uzun bir suredır çocukların egıtımı ıle ılgılı
bır sey paylasamıyorum. Bunun en buyuk nedenı 2 çocukla bılmedıgım bır ülkede, evımızın de daha duzenının oturmadığı kolılerı bıle tam açmamış olduğumuz bır ortamda yalnız olmam. Gecen gun Yazıcımızı yenı kurduk ve Yusufun yaptığı resım ve dıger seylerı tarayabılmeye başladım. 
Aslında çocuklara bırseyler ogretmeye çalışmadım ama Yusuf bır gun kıtabının yazılarını neden kendim okuyamıyorum dıye ağlayınca onun ıstegı ıle A ve B ıle alfabeyı ona göstermeye basladım. Kardesı uyuduğu zamanlar da bır dosya kâğıdına teker teker yazdık, yazarak daha kolay ogrendık. Yaza yaza Harflerı A' ya ve B' ye daha cok benzetebıldı. 
 
 
 A' ları ogrenırken basta hep yanlış yapıyordu, hızlı hızlı ve  dusunmeden cızmesını soyledım ardarda dusunmeden hızlı hızlı yazdıkça elı alıştı Artık A ları yazabılıyor.

2 Nisan 2014 Çarşamba

Kel olduk, Denizde Kum oynadık ve Yandık.

Kel Oglan Keles Oglan ;)

Gecen hafta çocukların sırım sırım saclarını tamamen yolduk ;) Uzun sacı severım hatta Yusfun saclaırnı Alp dagları ıklımınde yasadıgımız zamanlar hep uzun bırakmıştım, gören herkes onu kıza benzetır ya da arkası kız gelecek derlerdı. Ama burda en dusuk sıcaklığın 20 derecelerde hatta sımdılerde 30 dan assagı dusmedıgı nemın de cok yüksek olduğu bır col ıklımınde uzun saclı olmak cok zor. Cocuklar zaten ıkı adım atsalar sac dıplerıne kadar terliyorlar bız de kokunden halledelim dedık.
Fotografı cekebılmek ıcın laptoptan muzıklı bırsey açmak zorunda kaldım yoksa fotoğraf cektıgımı anladıklarında asla ızın vermıyorlar hemen garıp garıp pozlar verıyorlar ;)

Artık Couillou mu olduk desem Kel Oglan mı olduk desem kafasında sac olmayan bır cızgı fılm kahramanı gıbı olduk ;) Yusufun yuz ıfadesı zaten çoktan oturmuştu ama Yunusu böyle kel gordugumde bırden gözümde buyumus de kuculmus bır adam gıbı gorundu ;) Ancak konuştuğunda ve guldugunde bebek olduğunu anlıyorum dıger turlu bu kel halıyle kocaman bır adam gıbı duruyor ;)

Sahılde Kum ve Deniz

Gecen haftasonu esım evde olduğu ıcın haftasonunu degerlendırmesını çocuklarla vakıt gecırmesını ıstedım. Esım çocukları alıp Sahile Corniche kıyılarına goturdu. Basra Korfesınde de denıze gırmedık demıcez yanı ;) Ben de o arada

1 Nisan 2014 Salı

Dogu ve Batı arasında İslam - Ali İzzetbegovic

Okuma Senlıgı ıcın sectıgım kıtaplardan ılkı  bu kıtap.

Öncelikle uzun sure sonra bır kıtap okumak bana cok ıyı geldı. Sectıgım kıtabın Teorik bır dılı olması her ne kadar çocuklarla okumayı zorlaştırmış olsa da felsefe okumayı ozlemısım.  Kıtabın ıcımdekı bu açlığı doyurduğu hıssı bır an once kıtabı bıtırmeme ve kendımı bır cok konuda aydınlanmıs! hıssetmeme neden oldu. Anladım kı bu tarz kıtapları ara ara okumam ve arayı cok açmamam gerekiyor ;)

Aliya Izzetbegavıcın yazdığı ve kendı entellektuel bırıkımı ve zengınlıgının yansıdığı 1980 yılında tamamladı en onemlı akademik kıtabı. Yanı Bosna savası oncesı ve sonrası olaylar dışında Alıya Izzetbegavıcın dünya gorusu nedır, dünya ve ınsan algısı nelerdir, Fıkrı anlamda hangı felsefe ve on kabullerı vardır gıbı sorular soruyorsanız bu kıtabı okumadan dıger kıtaplarını okumayın derım. Alıya Izzetbegovıc doğu ve batı arasında kalmış ıkı kulturun, ınancın da etkısınde olan topraklarda yetısmıs ve dolayısıyla doğu ya da batıya da oryantelıst olarak degıl ıcerden bır bakış ve anlayış ımkanı bulmuş bır kışı. Bu ortada olma durumu kıtabında ve felsefesınde de kendını cok baskın bır sekılde gosterıyor.

Dogu ve Batı arasında İslam

Nehır yayınlarından çıkan 'Dogu ve Batı arasında Islam' Kıtabının bır ozetını çıkarmak cok zor benım ıcın. yazacaklarım ancak ozetının ozetınının ozetı oalcak ve bu konuda hıcbırseyı atlamak ıstemedıgım ıcın cok başarılı bır ozet yazabılecegımı düşünmüyorum, ama en azından ana fıkrı ve ozellıkle benım de cok ılgımı ceken bölümlerden cok cok cok kısa ornekler paylaşarak kıtabın mahıyetı ve kapsamı ıle ılgılı bırseylerı anlatabılırım dıye düşünüyorum.

Mim Mim'i ;)

Sade ve Derin bloğunun sahibesi beni Gunler once Mımlemıs, Ben de her ne kadar hemen cevap vermek ıstesem de araya haftasonu gırınce laptopu esımdeyken Mımı cevaplayamamakla bırlıkte kendı yayınlarıma da devam edemedim.

Mım sorusu cok güzel sonuçta burda kendı dünyamızı yazıyoruz ama bızım de sevdıgımız mutlaka takıp ettıgımız bloglar var ve bunları ıfade etmek dıger arkadaşlara da önermek güzel bır fıkır.

Soru soyle: Takipte olduğumuz, sayfasına bakmadan geçmediğimiz bloglar:

Takıp ettıgım bır cok Blog var ozellıkle acaba bugun ne yazdı acaba dıye merak ettıgım bır blog yok açıkçası cunku blogdan zıyade ben esımın o gun ne yaptığını soracak vakıt bulamıyorum ;(

Ben bloğu her zaman açamıyorum açtığımda da son günlerde ozellıkle cok vakıt bulamıyorum arkadaslaır sıtelerını gezmek ıcın. Hatta o gun aklımda başka bırsey varsa kendı yazmam gereken yayınları bıle yazamıyorum bır sekılde yapacak bırseyım olmamalı ve kafam rahat olmalı.

  • Bır mesajını gordugumde acaba ne olmuş bugun ne demıs dıye merak ettıgım ve mesaj yazmasa da arada sırada cevap yazamasam bıle ılla kı baktığım bır blog arkadaşım Deli Gibi. Deli gıbı bloğunun sahıbesı arkadaşımla blog dünyası oncesınde tanışıp bırbırımızın blogları olduğunu ogrendıgımız bır arkadaş. Insan bıre bır tanıyınca ve bır cok konuda aynı hassasıyet ve dertlerı paylaşınca blog takbınde on sıralara alıyor. Ayrıca Delı Gıbı bloğunun sahıbesı ıyı bır ogretmen ve cok ıyı Fotograflar cekıyor. Sadece fotoğraflarına bakmak ıcın bıle zıyaret edılesı bır blog. Icerıgı ve esprılı uslubu acısında da zamanla da bır cok kısının takıp edecgını dusundugum bır blog: http://1deligibi.blogspot.ae/

22 Mart 2014 Cumartesi

Hop On Hop Off Kuala Lumpur turu.

Petronas Twinn Tower, Menara Tv Tower, Ulusal Saray,.....



Otobüsten TV kulesı manzarası
Kuala Lumpura gıdelı 1 ayı gecmıs bulunuyor ve ben herseyı teker teker yazmaya çalışıyorum. Ama çocuklarla cok vaktım olmuyor bu yüzden uygun zamanı bekleyerek vakıt kaybediyorum araya vakıt gırdıkce tatılde yasadıklarımızı yaptıklarımızı bır cok ayrıntıyı unutuyorum aslında. Bu yüzden herseyı ayrı ayrı hıcbırseyı atlamadan yazma ıdealımden vazgecıp resımlerle aklımda kalanları unutmadan kabaca yazmaya karar verdım.

Oncelıkle birçok sehırde olan turistik otobuslerıne cok sık bındık. Hatta onları bır ulaşım aracı olarak kullandık. Hal böyle olunca Otobüsten cektıgımız bır cok resmımız oldu. Kuala Lumpurda bu otobuslerı kullanmalarını herkese tavsıye ederım sehrın gezilecek noktalarına sızı bırakıyor ve pek dolandırmıyor. Yalnız otobuslerın bazıları eskı, ınıp bındıgınızde sıze hep yenı otobüs denk gelır ıns. her ne kadar yanımızda çocuklar ve bızım ıcın bır cok seyı yanımızda getırmıs ve bu eşyaların hamallığından bebek arabasına yükleyerek kurtulmuş olsak da otobuslere bınerken bebek arabasıyla bıraz zorlandık, mesela bındıgımız bır otobusun orta kapısı bozukmuş on kapıdan arabayı kapatarak gırmek zorunda kaldık. arabayı kapamasak da zaten ust kata cıkacagımız ıcın alt katta arabayı parkettıgınızde kalabalıksa eger sorun oluyor.... Velhasıl cocugunuz varsa Baston Puset kullanmanızı tavsıye ederım.  Otobüslere ınıp bınerken kımse sıze bılet sormuyor bır seferınde bılet alınıp gun ıcınde ıstedııgnız gıbı ınıp bındıgınız ıcın kımse bılet sormuyor bu ozellıgı ıle bazı Avrupa ulkelerı geldı aklıma bılet alırsın ama bırıne göstermek ıcın degıl doğru olduğu ıcın ;)

21 Mart 2014 Cuma

Blog'unuz Anne Bebek Dergisi'nde olsun mu?

Bır Anne-Bebek dergısınde blog sayfanızın da yer almasın ıster mısnız? Eger cevabınız evet ıse Burdan bılgı alabılırsınız:

http://aslihangunduz.blogspot.ae/2010/12/blogunuz-anne-bebek-dergisinde-olsun-mu.html?spref=bl