15 Şubat 2021 Pazartesi

H.G. Wells, Olmayan Ülke ve Son Ada

Kitap: Zaman Makinesi

Yazar Adı: H.G. Wells

H.G. Wells'in 19. Yy ın sonlarında doktorlar tarafından öleceği söylendikten sonra kendi ölümünün ötesine geçmek için yazdığını düşündüren kitabı Zaman Makinesi insanoğlunun ve dünyanın evrimsel süreç sonunda milyonlarca yıl sonra nasıl olabileceği sorusu üzerinden bir pencere açar okuyucuya.
Sosyolojik, felsefi ve bilimsel yorumların serpiştirildiği hikayede çizilen, yeraltinda yaşayan insanımsı yaratıklar özellikle çocuk okuyucular üzerinde korku oluşturabilir. Yetiskinler için ise yazıldığı zaman için cüretkar olsa da hala günümüze hitap eden ve bir o kadar da akıcı bir kitap.
Önce binlerce, daha sonrasında da milyonlarca yıl geleceğe giderken her ne kadar kurgusal olsa da sosyolojik ve bilimsel argümanlarla desteklenerek oluşturulan yaratıklarla mücadele ettiğiniz bir gelecek projeksiyonunda buluyorsunuz kendinizi.



Kitap: Dünyalar Savası

Yazar Adı: H.G. Wells

11 yaşındaki oğlum bilim kurgu alanında bir klasik olan ve amerikada senaryo uyarlamasının radyo tiyatrosu okundugunda insanlarin uzayli istilasını gerçek zannedip panik oldukları H.G.Wells'in Dünyalar Savaşı isimli kitabını okudu ve şiddet içerikli tasvirlerin çokluğu nedeniyle kendi yaşına uygun olmadığını söyledi.
Bu arada en büyük silahlara karşı bile yenilmeyen uzaylıların tam insanları yok edecekken küçük bir bakteri ile hastalanıp ölmeleri, bize simdiki küçücük Korona virüsünün tum dunyayi sarsmasıni hatırlattı.

Bilim kurgu alanında oldukca cok edebı eser veren yazarın Dunya tarıhı alanında bilimsel bir eseri olması da ayrıca bahsedılmesı gerek bır bılgı. Keza bilim kurgu alanında yazan Isaac Asimov da aslen bilim insanı ıken daha sonra bilim kurgu alanında edebı eserler yazmaya baslamıs. Demek bu alanda ve yazdıgınız tum alanlarda basarılı olmak ıcın sadece yazarlık yetenekleri yeterlı degıl, yazdıgınız konuya ne kadar hakım oldugunuz da cok onemlı bır faktormus.

Herkese iyi okumalar.


Kitap Adı : Son Ada

Yazar: Zülfü Livaneli


Oğlumun öğretmeni okuma ödevi olarak bu kitabı verdiği için ben de oturdum kitabı oğlumla birlikte okudum. Bir Ütopyanın farkedilmeyen küçük adımlarla nasıl Distopyaya dönüştüğünü tasvir etmiş yazar. Hikayede kullanılan sembolizm aslında içinde bulunduğumuz dünyayı gösterir bize. Karakterler gibi bizim de elimizdeki güzelliklerin yavaş yavaş alınmasına karşı sessiz kalışımızı ve kitaptaki sona doğru akışımızı görürüz.
Aşşağıda da oğlumun (11) kitap yorumunu ekliyorum. Herkese iyi okumalar.

Kitabın konusu:
Ana karadan uzak bir adada mutlu yaşayan insanlar vardı. Adanın sahilinin büyük bir kısmı martılarındı. Adalılar balık avlayarak, meyve toplayarak ve bunları şehre satarak parayı kendi aralarında paylaşıyorlardı. Doğa ile uyumlu olarak kendi yaşamlarını sürdürüyorlardı. Ta ki daha önce ana karayı yöneten ama gücünü kaybetmiş olan bir diktatör (başkan) gelene kadar. Başkan adadan bir ev satın alıp adaya taşınıyor ve adalılar büyük bir alkışla onu karşılıyorlar.
Başkan geldiği gibi adalılar kendi hallerinde hiçbir ise karışmadan yasadıkları için ve başkanın yönetim konusunda bilgili olduğunu düşündükleri için Başkanın her teklifini kabul ediyorlar. Başkan zamanla martıların yaşadığı sahile otel yapmak için martıları katletmeye başlıyor. Adalılar bundan rahatsız olsalar da başkan onları evlerini ellerinden almakla tehdit ediyor. Adada eski huzur kayboluyor ve insanlar korku içinde yaşamaya başlıyorlar. Martıları silahla yok edemeyen başkan, adaya tilki getirerek martı yumurtalarını yok ediyor. Böylece adanın ekosistemi bozuluyor, mesela martılar azalınca martıların yedikleri yılanlar evleri basmaya başlıyorlar. Bu defa yılanlardan kurtulmak için tilkileri yakarak yok etmeye çalışıp işin sonunda tüm adayı yok edecek bir yangın çıkarıyorlar.
Orman ve evler yanınca adanın yardım gelmesini bekleyen ada halkı adanın yüksek bir tepesinde toplanıyorlar. Başkan sanki olaylarda hiç kendi sorumluluğu yokmuş gibi adadan ayrılacağını bildiriyor. İşin sonunda adanın konuşamayan çocuğu, başkanı kendisi ile birlikte kayalıklardan aşağıya atıyor. Bunun üzerine başkanın adamları ana karadan daha çok asker getiriyor ve adalıların hepsini ana karada hapsediyorlar.
Bu hikâyeden çıkardığım ders: Doğaya karşı saygılı olmak, ne kadar önemsiz görünse de haklarımı korumak ve onları savunmak.


Kitap: Olmayan Ülke

Yazar: Ahmet Ümit

Ünlü yazarın ilk okuduğum kitabı oğlumun öğretmeninin tavsiyesi sayesinde "Olmayan Ülke" isimli Masal kitabı oldu. Kitapta bir Aşk hikayesini konu alan yazarın kullandığı dil, semboller, hikaye vs. hem çok tanıdık hem de oldukça akıcı. Sabah öyle bir göz atmak için elime aldığım kitabı aksama bitirmiş olarak buldum kendimi.
11 yaşındaki oğlumun da bir çırpıda ve severek okuduğunu farkettim. Çocuklar kadar bence yetişkinlerin de masallara eğilimi var ki bu dünyanın yorucu gerçekliğinden sıyrılıp kurgusal bir Ütopyada insan kendini kaybetmek , bir köşeye iliştirmek ve kendini orda bırakmak istiyor galiba.
Çok fazla mesaja boğmadan okuyucuyu alıp götüren bu masalı çocuk, yetişkin herkese tavsiye ederim.
Iyi okumalar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlariniz icin