Zamanin Kiymeti, Kolomb'un Seyir Defterleri ve 6-8 Ekim Olaylari

Zamanın Kıymeti- Abdulfettah Ebu Gudde


Konu zamani dogru degerlendirmek olunca ve bu kitabi da sevilen din hocalari tavsiye edince mutlaka okumaliyim dedim. Okurken biraz hayal kirikligina ugramamin nedeni; hakkinda yapilan yorumlara aldanip beklentilerimi cok yukseltmemdi sanirim. Kitap aslinda tam olarak bir nakil mantigi ile yazilmis. Daha cok islam alimlerinin gunde kac sayfa eser yazdiklarindan hareketle zamanlarini iyi kullandiklari mesaji verilmeye calisilmis. Oyle ki bazi nakillerde bazi alimlerin gelen misafirlere zaman kaybi olarak gorup selam verme disinda konusmadiklari, bazilarinin ise daha cok sayfa hadis yazabilmek icin yemegini bile kizkardesinin kendisine yedirttigini, bazilarinin yururken bile vakit kaybetmemek adina surekli okudugu icin bir kac defa cukura dustuklerine hatta bir alimin kitap okuyarak yurudugunden dolayi cukura dusup öldügünü nakleder yazar. Aslinda tarih alaninda calisan kisiler icin guzel bir derleme diyebilirim. Kitabin maksadi islam alimlerinin zaman ile ilgili neler soyledikleri ve neler yaptiklarini derlemek sanirim.

Tabiki okurken kisisel olarak faydalanabilecegimiz ornekler var. Mesela ilk bolumlerde kurandaki zaman icerikli ayetler var. Ama bu ayetleri kisaca gectigi icin benim beklentimi karsilamadi. Kitabin sonuna ekledikleri bir kac farkli yazarin zamani iyi kullanma konulu kisa yazilari bence daha doyurucuydu.


Bu konuda cok derin incelemelerim olmamakla birlikte daha cok kurandaki zamana yapilan atiflarin coklugi sebebi ile islam felsefesinde Allah Zamandir diyen akimlarin bile ortaya ciktigini dusunursek Islam ve Zaman konusunu ele alan hatiri sayilir bir din aliminin yazdigi kitaptan daha cok beklentileri oluyor insanin.

Velhasil kesinlikle okunmasini tavsiye ederim ama kitabin daha cok didaktik bir uslup ile yazildigini ve islam alimlerinin zamani nasil kullandiklarina dair tarihi bilgi disinda konuyu cok da genis capli ele almadigini da goz onunde bulundurun derim.

#Zamaninkiymeti
#AbdulfettahebuGudde


Seyir Defterleri - Cristof Kolomb

Cristof Kolomb'un Seyir defterleri biraz Kolomb'un kaleminden biraz da 3. Bir sahsin aktarmasindan derlenmis bir gunlukler butunu. Kolomb Turklerin Istanbulu fethinden sonra gelen yuksek vergilerden dolayi Avrupanin ihtiyaci oldugu yeni ticaret yollari bulmak icin elinde bulunan musluman kolelerden elde ettikleri haritalari da kullanarak (Fuat Sezgin) batiya yeterince uzun sure giderse hint topraklarina ulasabilecegini dusunur ama Avrupa krallarindan kimse ona destek vermedigi gibi bir de dalga gecerler. Hatta kolombun osmanli sarayina bile gittigi ama o donem denizlerde yeterince guclu olmadigimiz icin bu projeyi destekleyemedigimiz de soylenir. Ispanyol kralicesi kirli isabel ise yaklasik 8 asirdir muslumanlari bolgeden atmak icin yaptiklari Reconquista sürecini en agrasiv politikalar ile devam ettirdigi icin Kolomb'a: - 'Muslumanlarin son kalesi Granadayi alabilirsem ordaki altinlarla seni finanse ederim' diye cevaplar. Gercekten de Granadanin dustugu 1492 senesinden bir kac ay sonra Granadanin parasi ile finanse edilen Kolomb oglu sarayda rehin alinarak yola cikarilir.

Kolomb 1492 den öldügü 1506 tarihine kadar 4 defa Amerika kitasina yolculuk etse de buldugu kara parcasinin yeni bir Kita oladugunu farketmez. Hatta oglunu Isabele rehin birakarak yola ciktigi bu seruvende daha sonra kendisi de tutsak edilmis ölümü sirasinda ise hicbirseyi olmadan fakir bir sekilde ölmüstür. Kitabi okurken goze carpan ilk sey kitabin buyuk bir sansurden gectigidir. Ayni bolumlerde Kolombun agzindan baslayan bazi cumleler saray yazmanlari tarafindan 3. bir kisi agzindan bitirilir. Belli ki Isabel Kolombun notlarini kendi istegi dogrultusunda degistirmistir. Isabelin sansur kurulu Avrupanin en siki donemidir duyebiliriz.

Kitapta bolca denizcilik terimi var ve Kolomb'un her gun yaptigi yolculuğu ayrintili tasvirlerle anlatması okuyucuyu zorlayan bır durumdur. Kıtabın temel unsurları bir deniz seyahatinin gunluklerı olunca ve üstüne sansürden de gecınce kıtabın zorlayıcı bir sekılde sıkıcı ılerlemesı normal aslında. Ama Tarih ile ilgilenenler için iyi ve okunması gereken bir kıtap.

Yerliler hakkinda yapilan ilk izlenimler onlarin ne kadar masum ve iyi niyetli oldugunu gosteriyor. Buna ragmen gemilerdeki adamlarin kendilerini tanrı gibi görmelerinden ötürü daha ilk yolculukta buyuk catismalar yasanmis. Hatta bir bolumde Kolomb bu insanlarin cok saf, silahsiz ve savasmayi bilmediklerini soyledikden sonra '-Tanrinin da yardimi ile hepsini hiristiyan yapabilir, Hiristiyan olmak istemeyenleri de yok edebiliriz ki bu topraklari bize birakarak cennete kavusabilsinler' ifadesini kullanir. S:55  Ve su an goruyoruz kı daha ılk kesfettıklerı andan gunumuze kadar Yerlılerı duzenlı olarak yoketme polıtıkaları ıse yaramış.

Okurken farkediyorsunuz ki Kolomb cok da akilli biri değil, keza daha ilk yolculugundan itibaren tek ilgilendigi seyin altin bulmak oldugunu goruyorsunuz. Cografi, kulturel, zooloji, botanik vs adina hicbir girisimi yok.

"Hintliler ne kadar tok gözlü ve eli acık ise Ispanyollar o kadar ac gözlü ve hırslı kimselerdir" S:111

Velhasil Kolombun (sansurlu) bu gunluklerini okuyarak alisilagelmis egitim sisteminin ve populer bilimin bize sundugu tarihi degistiren kisi kimligine pek uymadigini anlayabiliyorsunuz.

#CristofKolomb
#SeyirDefterleri


6-8 Ekim Olayları Anatomsi - Muhammed Kahraman


Kitap Turkiyenin cesitli illerinde HDP nin talimati uzerine harekete gecen PKK militanlarinin kobanideki ISID saldirisini bahane ederek 6-8 ekim tarihlerinde ve olaylarin oncesi ve sonrasinda yaptiklari katliamlari mumkun oldugu kadar tarafsiz bir dille aktarmis.

Acikcasi HDPKK nin donem icindeki aciklamalarina yer verdigi bolumleri okurken cok sıkıldım keza sirf onlara destek vermiyor diye siyasi bir tarafi olmayan kürt bir cocugu ISID den bile canice yontemler ile katledebilen insanlarin aciklamalari ne kadar guvenilir olabilir?

PKK nin ISID in Kobanideki saldirisini bahane ederek baslattiklari olaylarda bölgede kimlikleri bilinen hicbir ISID mensubuna dokunulmamis olmasi tersine bayram gunu kobaniden bolgeye siginmis halka yardim goturmek icin ugrasan dindar halki hedef almis olmalari olaylarda dillendirilen kobani aciklamasinin hic de samimi olmadigini zaten kanitliyor.

Savunmasiz kürt halkinin hdpkk saldirisi sonucu polisi cagirdiklari halde cogunlukla polisin gelmemesi ve gelen nadir sayidaki polislerin de pkk militanlarinin vahsetine engel olacaklarina halka biber gazi sikarak bir ic savas cikarma yolunda hareket ettiklerine sahit olan magdurlarin polis tutanaklari esliginde Pkk- Hdp ve polis icerisindeki Feto yapisinin birlikte hareket ettiklerini anlıyoruz.

6-8 ekim olaylari deyince akla ilk gelen ve tek sucu fakirlere et dagitmak olan Yasin Börü daha cocuk oldugu halde canice katledildi. Evet kitap akici degil, genellikle polis tutunaklari, sahitlerin ifadeleri ve ilgili STK, siyasi parti ve diger kuruluslarin aciklamalari ile yol alsa da olayları bu kadar yakindan okumak benim icin iyi oldu. Kitabın sık sık gittigimiz Diyarbakirda donen dolaplari acikca anlatmasa da bize yolu gosteren ve yurumemizi isteyen bir uslubu var.

Pkk nin bolgede oyle bir hakimiyeti var ki yazar bile orgutten zarar gormemek icin gercek adini kullanmamis.

Son olarak sunu söylemek gerek: Ifade ozgurlugu talep ettigini iddia eden hdpkk nin kendi bolgesini yonetme sekli Soyledir; '-Ya benim gibi dusunursun ya da sana iskence yapar, 3. Kattan assagi atar sonra kafani parcalayip arabayla ustunden gecince parcalanmis cesedini atese verdigimde etrafinda militanlarimla birlikte halay çekerim.'

#AltiSekizEkimOlaylari
#MuhammedKahraman
#YasinBörü