28 Aralık 2019 Cumartesi

Nemrut Daginda Ilahlar Arasinda ve Yabancı

Nemrut Dagında İlahlar Arsında - Eleonore Dorner

Bu yaz bizim 2 buyuk oglan babalari ile birlikte Nemrut dagini gezmislerdi. Yaklasik 2 bin yil once Kommegene krali Antiokhos'un dogudan ve batidan gelen tehditlere karsi iki tarafin da tanrilari arasina kendisini de tanri olarak heykelini yaptirtip nemrut daginin tepesine ibadet edilen bir anit mezar yaptirdi. Gunumuzde hala saglam bir sekilde duran Tanri ve Kral heykelleri Turistler tarafından zıyaret edılebılıyor. Bızım Nemrut dagı gezımızı daha sonra yazmak ıstıyorum gelelim kıtaba:

Ben de konu ile ilgili arastirma yaparken bu heykeller ile ilk calisan arkeoloji grubundan birinin yazdigi gunlukleri heykellerin cikarilma sureci ve hikayeleri ile ilgili dogrudan bir kaynak olacagi umuduyla okuma listeme aldim. Tabiki beklentime tamamen ters bir kitap cikti. Yani nemrut dagi, kommegene kralligi ya da ordaki arkeolojik kazi ile ilgili hicbirseyden bahsetmeyen bir kitap. Sadece arkeologlardan birinin karisinin cevre koye uyum saglamasi, bir anadolu köyünü tanimasi , insan iliskileri, Alman arkeologlarin Turklerle aralarinda yasananlar vs, vs, vs,.....


1942-1985 arasinda Turkiyenin kucuk bir koyunun ve insanlarinin bol bol tasvirlerini okuyorsunuz. Yazarin uslubu dostca olsa da o donemlerde Turkiyedeki yabanci ajanlarin özellikle arkeolog kimligi ile gorev yaptiklarini dusununce ve kitabin da bu kadar arkeolojiden uzak bir dille yazildigini gorunce alman ajanlarinin Turkiyede kamufule oldugu bir topluluk olduklari konusunda suphe ediyor insan. Kitaba bir bolumde ajanlikla suclanan bir alman turisti misafir ettikleri ve mahkemesi bitmeden almanyaya gonderdikleri ile ilgili bir hatirasini da eklemis yazar.

Velhasil, özellikle 50,60 ve 70 lerde Adıyaman köylüsünü tanimak isteyenler, toplumsal tarih okuyanlar ve hatirat tarzini sevenler okuyabilirler.

#NemrutDağındaİlahlarArasinda
#EleonoreDörner


Yabancı -Albert Camus


Fransiz yazar Albert Camus'un Yabancı'si aslinda tarih boyunca dunyadaki kötülüklerin kaynagı olarak gorülen dinlerin sistemden kaldırılarak pozitivist felsefeye guvenen batı ruhunun 20. Yuzyilda 1. Ve 2. Dünya savaslarini gördükten sonra bir nevi cökmesi ve bir anlamsizlik icine düsmelerinin yazinsal bir gostergesidir.

Yabanci'yi okurken Camus gibi Tolstoyun da ölmeden önce 'din'i hayattan cikardiginizda yasamanin anlamsiz olusunu konu edinen mektuplarini hatirlarken Alman yazar Muhammed Esed'in de (Leopold Weiss) benzer sancilardan gectigi yazilari aklima geldi. Daha sonra ise Sartre varoluşçuluğunun Absürd kavramı ile sekillenmesi vs....

Bir klasik olan Nobel ödüllü Kitabin kahramani bir sosyopat misali böyle bir dunyada yasamanin sacmaligi uzerinden kendi annesinin ölümüne bile tepki vermez durumdadir. Idama giderken bile simdi ya da 60 yaşında ölmek arasinda hicbir fark olmadigi uzerinden mantik kurarak hicbirsey hissetmez. Bu nihilizmin etkileri Avrupa toplumu icinde antik hedonizmi uyandırır ki bu da bir toplumun anlamsizlik icinde kaybolmasi olarak gunumuzde kendini gosterir.

20. Yuzyilda Avrupanin maneviyatinin cöküsünü göstermesi açısindan bati tarihi, felsefesi benzeri eserlerin okunmasini tavsiye ettigim gibi Albert Camusun da ne kadar zorlayici olsa da okunmasini tavsiye ederim.

#AlbertCamus
#Yabancı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlariniz icin