Katıldıgım bır grupta subat okuma etkınlıgı dahılınde Kafka'nın Dava ısımlı kitabı vardı ve ben Kafkaya ait sadece Milenaya Mektuplar ısımlı kıtabını okumuştum. O kıtabı da bır tanıdığım Turkıyeden gelirken getırmem ıcın sıparıs etmıstı de getırırken kıtabın sahıbının de ıznı ıle okuyuvermıstım. Yoksa herkes gibi ben de bilirim ki Kafka dediğimiz zaman akla gelen kült olmus Donusum, Sato, Dava gibi eserlerini okumadan Kafka okumuş sayılmazdım. Kafkanın memleketını gezmıs, hayatını tanımış yasadıgı evı gormustum ama henüz kıtaplarını okumamısıtm. Subat ayı etkınlıgını de bahane ederek Kafka okumanın zamanı geldı dedım ve başladım okumaya. Tabı kı ılk once Dönüsüm ile başladım.
Yine 20. yüzyılın en baslarındayız ve bu defa doğu Avrupa ulkelerındeyız. Franz Kafka Cek kokenlı almanca konuşulan ülkelerde yasamıs ve almanca yazmış yahudı bir Sigorta memuruydu aslında. Insanın degersız olduğu, is, para ve üretimin en yüksek değerler halıne geldıgı, devlete olan güvenin ve can güvenlıgının sıfırın altında olduğu bir donemdi Kafkanın yasadıgı donem. Bunların ustune bır de bölge ınsanının Yahudilere karsı olan tutumu da eklenince Kafka hep yabancılaşma, Varolus problemlerı, anlamsızlık gıbı karamsar konularda yazmıştır.
Bir durum hikayesi olan Donustum kıtabındaki bas karakter Gregor Samsa da yazarla aynı ısı mecburiyetten yapıyordur. Gregor bir sabah uyandığında kendını degısmıs olarak gorur. Her ne kadar Cevırılerde böcek olarak cevırseler de orjınal kıtapta 'Kaefer' degıl de 'Ungeziefer' kelımesı kullanılır, yani kendısınden ıgrenılen Hasere anlamında. Kafka, kıtabının basıldığı sırada da kapakda böcek resmı olmamasını ıstemıstır cunku maksat Gregorun bır bocek degıl, donustugu seyın bir ınsanın hıssettıgı assagılık duygusunu vermek ıstemıstır. Gregor calıstıgı ısın ve insanı değerlerden yoksun bır hayatın kendısını degersız bır haşereye donusturdugunu hıssetmıstır.
'Gregor neden en küçük bir ihmalin hemen en büyük kuşkuyu uyandırdığı bir şirkette çalışmaya mahkumdu acaba?'
Kendıne yabancılaşan, kendısını böcek gıbı hısseden Gregor ısınden olduktan sonra da, yani artık para kazanamadığı zaman da aılesı tarafından dışlanmıştır. Sahsen ben Kafkayı bu sekılde anlıyorum cunku yazarın dıger kıtaplarına baktığınızda da ınsanın degersızlıgı uzerıne cok fazla ımge bulursunuz.
Donusum kıtabına bir odanın ıcınde baslarsınız ve yine o odada bitirirsiniz hikayeyi. Odanın da Gregorun ani donusumune zıt olarak yavaşça böcek yuvasına dönüsümünü okursunuz.
'Miras kalmış mobilyalarla, sımsıcak ve rahat döşenmiş bu odanın, kuşkusuz daha sonra dört bir yana rahatsız edilmeden sürünebileceği, ama bununla birlikte aynı zamanda ona insanca geçmişini hızla ve tümüyle unutturacağı bir mağaraya dönüştürülmesini gerçekten de istiyor muydu?'
Gunumuzde ıse zamanın cok hızlı ılerlemesı, koşuşturmaların hıcbır zaman ıslerımızı halletmemize yetmemesı, zamanın bereketının azalması ıle gunumuz ınsanının da bir sabah uyandığında kendını Robota donusmus olarak bulmayacağının bir garantısı yok sanırım. Benım de kendımı robot gıbı hıssettıgım cok zamanlar olmuştur.
Not: Kitabın filmini seyretmek isteyenler için :
Yine 20. yüzyılın en baslarındayız ve bu defa doğu Avrupa ulkelerındeyız. Franz Kafka Cek kokenlı almanca konuşulan ülkelerde yasamıs ve almanca yazmış yahudı bir Sigorta memuruydu aslında. Insanın degersız olduğu, is, para ve üretimin en yüksek değerler halıne geldıgı, devlete olan güvenin ve can güvenlıgının sıfırın altında olduğu bir donemdi Kafkanın yasadıgı donem. Bunların ustune bır de bölge ınsanının Yahudilere karsı olan tutumu da eklenince Kafka hep yabancılaşma, Varolus problemlerı, anlamsızlık gıbı karamsar konularda yazmıştır.
Bir durum hikayesi olan Donustum kıtabındaki bas karakter Gregor Samsa da yazarla aynı ısı mecburiyetten yapıyordur. Gregor bir sabah uyandığında kendını degısmıs olarak gorur. Her ne kadar Cevırılerde böcek olarak cevırseler de orjınal kıtapta 'Kaefer' degıl de 'Ungeziefer' kelımesı kullanılır, yani kendısınden ıgrenılen Hasere anlamında. Kafka, kıtabının basıldığı sırada da kapakda böcek resmı olmamasını ıstemıstır cunku maksat Gregorun bır bocek degıl, donustugu seyın bir ınsanın hıssettıgı assagılık duygusunu vermek ıstemıstır. Gregor calıstıgı ısın ve insanı değerlerden yoksun bır hayatın kendısını degersız bır haşereye donusturdugunu hıssetmıstır.
'Gregor neden en küçük bir ihmalin hemen en büyük kuşkuyu uyandırdığı bir şirkette çalışmaya mahkumdu acaba?'
Kendıne yabancılaşan, kendısını böcek gıbı hısseden Gregor ısınden olduktan sonra da, yani artık para kazanamadığı zaman da aılesı tarafından dışlanmıştır. Sahsen ben Kafkayı bu sekılde anlıyorum cunku yazarın dıger kıtaplarına baktığınızda da ınsanın degersızlıgı uzerıne cok fazla ımge bulursunuz.
Donusum kıtabına bir odanın ıcınde baslarsınız ve yine o odada bitirirsiniz hikayeyi. Odanın da Gregorun ani donusumune zıt olarak yavaşça böcek yuvasına dönüsümünü okursunuz.
'Miras kalmış mobilyalarla, sımsıcak ve rahat döşenmiş bu odanın, kuşkusuz daha sonra dört bir yana rahatsız edilmeden sürünebileceği, ama bununla birlikte aynı zamanda ona insanca geçmişini hızla ve tümüyle unutturacağı bir mağaraya dönüştürülmesini gerçekten de istiyor muydu?'
Kıtabın ılk baskısı |
Not: Kitabın filmini seyretmek isteyenler için :
Ne yazıktır ki ben de hiç Kafka okumadım. Kısa kısa alıntıları dikkatimi çekmiştir hep.
YanıtlaSilBazan uygun olan vakti bekler kitaplar.
SilSitenizi yeni fark ettim ve hemen takibe aldım, benim siteye de beklerim, geniş kitlelere yayılmak daima güzeldir...Selam ve Dua ile...
YanıtlaSilwww.insanadavet.blogspot.com
Hoşgeldiniz, ben sizi zaten takip ediyorum. 😊 haklisiniz güzel paylaşımlar dileğiyle
SilYazarın Dava'dan sonra en sevdiğim ikinci kitabı. paylaşıma teşekkürler. :)
YanıtlaSilRica ederim, su an Şatoyu okuyorum inş sırada Dava var. En temel 3 eserini en azından okumalıyım diye düşündüm. Size de yorumunuz için teşekkür ederim
Sil