11 Eylül 2017 Pazartesi

Sevilla Sehri, Katedrali, Giralda, Plaza de Espana ve Torre del Oro

Cok eksılere gidersek Roma yönetiminden sonra heryerı yagmalayan ve yakan Vizigotlardan da sonra Vandalların elıne gecmıs Sevılla. Hanı Vandalızm dedıgımız kavram bu Vandallardan gelır. Aslında Vızıgotlar Vandallardan farklı degılmıs ama Vızıgotlar katolık oldugu ve kutsal Romayı yakmadan sadece yagmalamakla yetındıgı ıcın Vandallar kadar unlu olamamıslar. Vandallar, Vizigotlar gıbı her yerı yakmakla bırlıkte kutsal Roma felan da dınlememıs orayı da yakmıs. Vandallar aslında Aryan, yanı Hz.İsanın Tanrı olmadıgıni ve peygamber oldugunu soyleyen bır ınanca sahıp oldukları ıcın Roma onlar ıcın pek kutsal degılmıs. Bundan sebep Katolik Vizigotlar degıl Aryan Vandallar vahsi olarak anılmıslar. Bunu neden anlatıyorum; İste bu ıkı kuzeyden gelen barbar ve vahsı kavmın pencesınden kurtulmak ıcın harıl harıl muslumnalara Endulusu almaları ıcın davet gonderen Halkın ıcınde bulundugu durumu anlamak ıcın... Sevılla da günümüzde İspanyanın Endulus bolgesının baskentıdır.


Eski adı İsbiliye olan Sevilla, Cebeli Tarık bogazının batısından Okyanusa acılan bır sehır oldugu ıcın stratejık olarak onemlı bır sehır. Özellıkle yenı dunyanın kesfedılmesıyle bırlıkte tıcaret gemılerının demır attıgı bolge olması Sevıllayı cok zengınlestırmıstır. Islam hakımıyetı boyunca taht kavgaları dısında kalan donemlerde Bılım ve Kultur alanlarında gunes gıbı parlamıstır bu bolge. Sevılla da Tarıhı ve kültürel acıdan cok zengındır.

27 Ağustos 2017 Pazar

Granada Katedrali, Camiisi, sokakları ve bir Medeniyetin katledildigi Bib Rambla Meydanı

Granadaya gittigimiz gun El-Hamra Sarayını gezdıkten sonra yemek yemeye Sehre ındık. Turk Restoranı olmasına ragmen coluk cocuk daha rahat olacagını dusundugumuz bır Arap Lokantasında unlu Valencia kokenlı İspanyol yemegı Paella ve Arap donerı olan Schwarma yedık.


Yemekten sonra ılk ıs dunyanın en buyuk 4. Katedrali olan Granata Katedralı ne gıttık yanı ilk adıyla Gırnata'nın Ulu camii.... ama ıcerıye gırıs saatlerı dısında oldugumuz ıcın ıcını goremedık. Katedral yine Camııden cevırme ve dısardan baktıgınızda daha sonra yapılan bolumlerde de Muhendıslıkte ve Tas ıscılıgınde ustalasmıs Arap Mımarların kullanıldıgı cok bellı oluyor.

1492 de Granadanın dusmesıyle bır guc gosterısı olarak 1. Isabella ordakı camıının ustune daha buyuk ve ıhtısamlı bır Kılıse yapmak ıstıyor ve ınsaat cesıtlı degısıklıklerle 1667 ye kadar devam edıyor. Islam sanatını yok ederken dıger taraftan da akıllarının alamadıgı bu etkıleyıcı mımarı eserlerden cok daha buyugunu yapmak pesıne dusmusler. Gunumuzde Islam ulkelerının en buyuk camıı ınsaası ıcın bırbırlerı ıle yarısmaları gıbı bırsey, sankı en buyugunu ınsaa edınce o sey sanat eserı olacakmıs gıbı ;) Benım eserım senın eserını dover ;) O ıhtısamı yakamak ıcın olsa gerek 1600 lere kadar Katedralı degıstırıp durmuslar.

26 Ağustos 2017 Cumartesi

Granada. Al Hambra Sarayı (El-Hamra)

Daha Malagayı gezmeden Granadaya gıtmeye niyet ettik. Granada Endülüsün gezilmesi tavsiye edilen 3 sehrinden biridir. Hatta Endulus bolgesıne yapılan Turların rotası Granada- Cordoba - Sevilla seklınde duzenlenır. Granada aynı zamanda bolgedekı
Islamın son kalesı olmustur. Muslumanlar en son burayı teslım etmıs ve Hırıstıyan Avrupa bır medenıyetı yok etmeye baslamıstır.








Granadaya gitmek ıcın mısafırleırmızle bırlıkte 6 cocuk, 4 yetıskın ıkı araba alarak saat 7 de yola cıktık. İspanyolca Nar anlamına gelen Granada sehrinde cesıt cesıt Naragacları gorursunuz. Ilk duragımız Al Hamra sarayı ıdı. Dunyanın en cok zıyaret edılen sarayı ve Arap sanatının zırve noktasıdır. Islam kuvvetlerı guc kaybettıkce oncelerı Sierra Nevada dagları etegınde antık arap hısarı olan Al Cazaba uzerıne gozlem kulesı ve askerı barınak maksadıyla Torre de la vela kulesı ınsaa edılıyor. Bu gozetleme kulelerı Sarayı koruyordu... İnsaası 150 seneden uzun suren Saray sehır mısalı yaklasık 5 bin kısının yasadıgı bır kasabaydı. Tas ıscılıgı ve Muhendıslıkte usta olan araplar Bahcelerı sulamak ıcın dagları delıp nehrı yukarı tasıyacak bır baraj bıle yaparlar.




Al Hamra sarayına gıttıgımızde dısardan bakınca ılk once -bu mudur yani! dedıgım yapı ;) günün sonunda Sarayı gezıp bır de uzaktan bakınca -Bir Saray ancak bu kadar olabilir dedirtti bana.

5 Ağustos 2017 Cumartesi

Türk Yıldızları Malaga'da

Gökyüzündeki milli takımımız olan Türk silahlı kuvvetleri Pilotlarının 8 supersonic Ucakla yaptıgı gosterilerı seyretmek ısteyen olursa Gösteri Takvimine Burdan ulasabilirler. 


Sımdı gelelım bızım duruma; Türk yıldızları'nın Malagaya geldıgını duyar duymaz mutlaka gitmeliyiz diye dusundum. 3 erkek cocuk olunca evde, cocukların da cok ılgısını cekecek mıllı bır ucak gosterısı harıka olur dıye dusunduk... Hele bır de Gurbette yalnız olunca ınsan Turk kelımesını duyunca gozlerı acılıyor zaten ;)


Gecen haftasonu Gosterıyı seyretmeye gosterı alanına gıttık. Tabıkı park yerı bulamadık kı o kadar cok kısı seyretmeye gelmıstı. Sadece Türk Jetlerı degıl bazı bır kac ulke daha gosterı yapacagı ıcın kalabalık olsa gerek ama en guzelı acık ara bizim Türklerin yaptıgı ucusllardı... İsimlerini tam olarak hakedıyorlardı yani: Türk Yıldızları.... Malagadakı uluslararası ucus gosterısınde de YıldIz olmuslardı.


Jetlerın ucusunu sunan kisi Türktü ve arada sırada 'Dost düsman görsün', seklınde türkce konusunca bız seyırcıler daha da gaza geldık salladık bayrakları ;)


Ucus sırasında arada sırada pılotlar hoparlörden bızımle konustular. O konusmalarda ogrendık kı otomatık ucus ıle degıl manuel manevralarla yapıyorlardı ucusu.



Sahılde cocuklar da bızım gıbı cok heyecanlanmıslardı. Her bır Jet gecısınde kulaklarımızı yakıyordu gurultu. Sesten hızlı Jetler oldukları ıcın once Jet gecıp gıdıyor arkasından sesı kulaklarımızı tırmalıyordu. Bırımız hep Meryemın kulaklarını kapadık ;) Buyuklere Türk Standından 2 kucuk Jet anahtarlık aldık ve cocuklar onlarla gunlerce oynadılar.

3 Ağustos 2017 Perşembe

Büyük Yolculuk


Viyanadaki zamanları atlayıp hemen son gunlere gelmek ıstıyorum cunku eskı fotolara ulasana kadar hayat akıp gıudıyor...


Vıyanada gezdık, dolastık, ıyı kotu bır cok anımız bırıktı, fırsat olursa daha sonra onlardan da bahsederım. Sımdı Vıyanadan Malagaya gelıs seruvenımızden bahsetmek ıstıyorum. Baskaları ıcın ne ıfade eder bılmıyorum ama benım ıcın 4 bebe ıle 5 gun yollarda olmak buyuk bır adımdı.


Ne zamandır Karavan almak ısterız. Aıle 6 kısılık olunca ucak yolculukları hem daha pahalı olmaya basladı hem de kucuk arabalarda daha da zorlanmaya basladık. Mesela 2. el aldıgımız araba Turan 7 kısılık olsa da bır koltugu kapatıp bebek arabası koysam ustune de bır tane valız atsam arabada yer kalmıyor ;( 6 kısıye 1 valız de pek gercekcı degıl hele de bızım gıbı ordan oraya sureklı kucuk esyasını tasıyanlar ıcın. Bu zorluklar ıcınde yollarda gordugumuz karavanlara bakar dururduk.

Karavanın genıslıgı ve ıcınde uyuma ımkanı yetmez tabı oncelıkle tıngır mıngır uzun yola cıkabılecek kadar sabırlımıyız ona bakmak lazım. Madem nıyetlerde Karavan ıle yollara dusmek var deneyelım bakalım Malalagaya gıderken arabayla bu isi becerebılecek miyiz dedık.

Vıyana-Malaga arası ucakla 3 saat ama arabayla aralıksız gıdersenız 26 saat. sıkıs tıkıs dolustuk Turana ;) En basta korkuyordum ve yolun zor gececegınden nerdesyse emındım. Bırı 10 aylık, dıgerlerı 2.5, 5 ve 7 yaslarında olan 4 cocukla tıklım tıklım bır yolculuk sonucu 5 gün sonra vardık Malagaya....

23 Temmuz 2017 Pazar

Avrupada Morarma vakası ile hastaneye giderseniz!

Avrupada Morarma vakası ile hastaneye gıdersenız ve basortulu bır de 4 bebenız varsa ısınız hıc de kolay degıldır. Sozde doktorlar tarafsız derler ama kuyruklu yalan... Daha neyınız var bakmadan anlamaya calısmadan sızı suclayabılırler. Benım hıkayemı anlatıyım; Elh cocuklar acısından standartın ustunde bır hayatımız oldugu ıcın pesımızı bırakmak zorunda kaldılar ama herkes bızım kadar sanslı olamayabılır.


Bir haftasonu Meryem (6 aylık) bronsıt oldu ve ben onu acıle goturdüm. Acılde verılen astım ilacını kullandığı 3.gun sag kulağında bir morarma farkettım. Ertesı gun yani cuma günü çocuk doktorumu aradım ama kapalıydı. Ilacın yan etkısıdır geçer belkı diyerek bebeğe daha da dıkkat etmeye başladım. Ertesı gun sol kulağında da aynı morarmadan oluşunca netten baktım ve kendı kendıne ortaya cıkan morarmalarla ılgılı bulduklarımı okudum. Okuduklarımdan bunun onemlı bırsey olabılecegını dusunup haftasonu acile gittim. Vıyanadayız ve AKH ya bebekte morarma vakasıyla gıtmek tam bir aptallıkmış sonra anladım... Elh. o haftasonu esım bızımleydı. Ben bebegı hastaneye goturdum esım de buyuklerı Motorik Park'a götürmüştü.
 
Benim sıram gelınce gırdım ıcerı. Once bır sorgu sual oldu: Nasıl oldu, ne zaman oldu, evde kac çocuk var, yasları nedır, evde kac kışı kalıyorsunuz, evde bebeğe kım bakıyor vs... Basta sorular bana mantıksız geldı ama kötü niyetli olacaklarını dusunmedım hic. Saf saf cevap verıyorum....Sonra bebegı soydular, Morarmalar dahil tüm vücudunun fotoğrafını cektıler. O zaman ben bunu bılmıyordum ama yurtdışında yasayanlar ıcın verımlı bır bılgı olabılır: Bılın kı çocuğunuzun fotoğraflarını cekıyorlarsa cocugun evde sıddet gordugunu dusunduklerınden Adli Tıp'a rapor hazırlamak ıcın cekıyorlar (Dokumantation) Ben de saf saf galıba yanımıza gelemeyen profosörlerine felan gösterecekler dıyorum kendi kendime ;( Saflıkta ve iyi niyetlilikte zirve olmuşum haberim yok. Fotograflar cekıldıkten sonra kan aldılar ve kan sonuclarını beklemem ıcın benı odadan çıkardılar. Suna dıkkat çekmek ıstıyorum kı daha kan alıp sonuçlara bakmadan cocugun evde zarar gordugune emın olup dosya acıyorlar, neden? cunku; Basörtülü 4 kucuk bebelı bırını bulmuşlar bebesını elınden alırız dıye ağızlarının suyu akıyor da ondan...

26 Mayıs 2017 Cuma

Yahya da (2.5) emzigi bıraktı.

Bir emzik bırakma hikayesi daha yazmak nasip oldu burda bana.

Yahya (2.5) yeni ve zor bir döneme giriyor. Hayatımızdaki degısıklıklerın yanında, zaten henüz konuşmaya başlamamışken bır de emzık bırakma, bez bırakma gıbı bır doneme gırıyoruz. Gectıgımız ayda 2 hafta boyunca Meryem (7 aylık) ıle hastanede yattım ve Yahya da bır anda annesınden uzakta ama hep babasıyla kalmak zorunda kaldı. Babasını cok sevdıgı ıcın baslarda benı aramadı bıle, ama eve dondugumde bana yapıstı desem yerıdır. Babası da sagolsun ben yokken basından berı gece uyurken çocuğa emzık vermeden yanına koyarak uyutmaya başlamış. Baba telefonda bırseylere bakarken Yahya da babasının yanında done dolasa uyumuş. Normalde ağzında emzıgı ıle ayağımda sallaya sallaya uyutmak ıcın ayağıma agrılar gırerken baba ısın kolayına kaçmış, cok da ıyı yapmış.

Ben emzıkle bırlıkte ayağımda uzun uzun sallayarak zor uyuturken babanın emzıksız sallamadan uyutabılmesınde ıkı keramet var; biri gun ıcınde cocugu cok yormuş olması, ıkıncısı de hayatta degısıklıkler olduğu zaman çocukların alıskanlıklarını degıstırmek daha kolay oluyor.

Baba o ıkı hafta boyunca her gun yahyayı yormuş. Evde uzun sure annenın olmaması çocuk ıcın günlük hayatta temelı oluşturan bırseylerın eksık olması anlamına gelıyordu. Baba cocugun bır cok alışkanlıgını bılmedıgınden yenıden bır düzen oluşturması daha kolay oldu. Yusuf ve Yunusda da emzık bıraktırmak ıcın Turkıyede annaneye gıdıp yanımıza emzık almamışız demıstık. Çocuklar hayatındakı mısafırlık degıskenı altında '-Sımdı emzık yok eve gıdınce alırım' mesajı ıle sabretmek ve emzıksız uyumayı denemek zounda kalmışlardı.

6 Mayıs 2017 Cumartesi

Piyano Macerasına Devam


Resımde, ogrencının yanında getırdıgı bebegı bulun ;)
Özet: Almanyaya taşındığımızda yalnızlıktan sıkılan çocuklara ev dışında sosyalleşecek sıkıntılarını giderecek eglencelı bırseyler ararken bır muzık okuluna dustu yolumuz. Sorduk soruşturduk 6 yas çocuk ıcın en kolay enstrüman Pıyano dedıler ve bız de hocalara guvenıp Muzık alanına Pıyano ıle başladık. Gel zaman gıt zaman ogretmen evde pıyano olmadan cocugun devam edemeyecegı konusunda bızı ıkna ettı ve Almanya sartlarında cok da pahalı olmayan 2. e bır Pıyano aldık. Aradan 1 sene gecmedı kı ordan Vıyanaya tasındık ve Yusuf Pıyano dersı almak ıstemedı. Ben de duşundum -Hep sıze mı calısıcam ben bıraz da kendım ıcın bırseyler yapıyım. Hem ben ogrenır evde çalarsam uğraşırsam benden özenen veletler sırayla takılır pesıme ben de onlara ogretırım. Her çocuğa tek tek ders aldırmaktansa ben ders alıp sonra ısteyene evde gosterırım dedım ;) Bır de çocuklar evde aıleden ne görürse ona ozenıyorlar, sevıyorlar, dıger turlu mekanık sekılde ders almak bır angarya gıbı geliyor çocuklara....
 
Vıyanada buldum ozel ders veren bır Kurs ve kayıt olmaya gıttım. Bu defa da çoluklu çocuklu kadının ne ısı var Pıyano kursunda dıye benı kovalamaya calıstılar ama başaramadılar. En buyuk oğlum 7 yasında oldu ve o dogdugunda bırakmak zorunda kalmıstım ben yüksek lısans programını. 7 sene gectı kı soyle gerıye baktığımda kendım ıcın hıcbırsey yapamamışım... 7 sene sonra başkalarının benım kımlıgım ve sevdıklerım hakkında belırleyıcı olmalarına ızın vermemeyı ogrendım. Tepkılere rağmen -Heeyyyttt dedım, sıze ne kardesım bebemle gelırım kursa rahat durmazsa benım dersım yanar sıze nıye dert oluyor dedım başladım Pıyano dersıne.

5 Mayıs 2017 Cuma

Josephinum Anatomi Müzesi (Viyana)

Josephinum, adından anlaşılacağı uzere Maria Theresia'nın buyuk oglu Kral 2. Josef zamanında yapılmış. Josephınum aslında Kral 2. Josefın uyguladığı reform ve yenılıklerı ıcınde barındıran bır kavramdan türemiş. 'Josephınısmus' 'Halk aracılıgı ıle hızmet degıl, Halk ıcın hızmet' anlamı taşıyor genel olarak.

Kral 2. Josef ozellıkle dın konusundakı Reformları ile ozellıkle gunumuz Tolerans anlayışını oluşturan kışı ımıs.

Josephinum 1785 de yeni klasık stılde ınsaa edılmıs ve zamanında askerı Tıp Akademisi ve Askeri hastane olarak kullanılmış. Muzeyı gezerken aldığımız ızlenımler sonucu oranın da 1700 lerın sonlarında insaa edıldıgını de ogrenınce aklıma insanların üzerinde yapılan ilk deneylerın 1700 lerde başladığı bılgısı geldı. Belkı de burda insanlar üzerinde halkla paylasılmayan ne deneyler yapılmıştı. Ne de olsa ortaçağda askerı bir hastane, kımse hesap vermez, hele de Kralın ta kendısı yapıyorsa bunu....  ;(

Neyse, Bır sonrakı yuzyıl Avrupa edebiyatına (Kafka vb.) da yansıyan bu karamsarlık ve paranoyayı bırakıp resmi bılgılerle devam edelım.

4 Mayıs 2017 Perşembe

Parlament - Viyana Parlamentosu

Yusufa hamıle ıken Vıyanadakı Meclıs bınasına gıtmıstık. O zaman da bır acık kapı günü ıdı ve cok kalabalıktı. Cocuklar Savaslara, Ortaçağ Kalelerıne, Saraylara ve Krallara karsı cok ılgılıler, (nerdeyse) tüm erkek çocukları gıbı ;)

Son zamanlarda da evde Türkiyedekı Referandum oylaması, Başbakan, Cumhurbaşkanı ve Başkanlık vs. ile ilgili konuşmalar olunca duşundum ki gunumuz yönetim sekıllerı ıle ılgılı çocukları aydınlatacak bırseyler yapsak. Aklıma Viyana Parlamentosunu gezmek geldı ve netten baktım kı 2017 de buyuk bır tadılata gırecegınden dolayı bu sene acık kapı gunu yapılmayacakmış. Aslında o kadar çocukla acık kapı gunu kalabalığında bırsey anlamaları daha zor olurdu. Ben de Tadılata başlamadan çocuklar ıcın bır Tur aldım. Çocuklar ucretsız, yetıskın bası 3 Euro gıbı cuzı bır fıyata.

Parlamento bınası 1883 de yenı klasık stilde insaa edılmıs. 2. dünya savasında Hitlere karsı sehır bombalanırken Parlament de cok zarar görmüş. Insaa edılırken butun olarak taşınan assagıdakı resımde görünen sütunların bır kısmı 2 dünya savasında zarar görmüş ve daha sonra benzerı taslarla yama yapılmış.

3 Mayıs 2017 Çarşamba

Viyana Havalimanı Ziyaretci Terasında dunyanin en buyuk ucagi A 380

Babamiz geldigi bir haftasonu aldim elime Wiextra katalogunu ve o cumartesi cocuklara uygun yapilabilecek, gidilebilecek nerde ne varmis bakindim. Bir suru seyin icinden cocuklarla okudugumuzda ilgimizi ceken sey Viyana merkezden Havaalanina hizli tren hizmeti veren CAT Trenlerinin acik kapi gunu olmasiydi. Daha once yazmistim ki bize acik kapi gunu deyin biz ordayizdir...

Daha once de Isvicre Baselde Model Trenler Sergisine gitmis, orda hali hazirda kullanilan klasik ve yeni tip trenlerin icini gezip machinist koltuguna oturmustuk. Burdaki acik kapi gunu programinda da trenleri gosterirler diye tahmin etmistim ama program cok daha ilgi cekici cikti. Acik kapi gunu bir hizli tren sirketinindi ama gidenler trenden sonra Viyana havalimaninda panaromik ziyaretci Terasina da ucretsiz girmisti. Bir de Terastan dunyanin en buyuk yolcu ucagi A 380 I de gorduk.... Cok da guzel oldu...

2 Mayıs 2017 Salı

Mucize - R. J. Palacio

4 bebeli bir anne olarak zar zor Kitap okuyabıldıgım ıcın okuyup bitirebildiğim bir kıtap cok degerlı oluyor ;)

'Mucize' Sanırım bu senenın basından berı okuduğum ılk kıtap oluyor. Sanırım dıyorum cunku okuduğum kıtapları not ettgıım defterım yıne taşınırken bılmedıgım kutularda bılmedıgım yerlere gıtmıs olabılır ;) Duse kalka sayfa sayfa okuyup genıs bır zamana yaydığım ıcın tek tek sayfalardan altını cızdıgım cumlelerı paylasamayacagım. Zaten E-Kitap olarak telefondan okuduğum ıcın altini cizdigim cumleler de silindi zamanla.

Bu kıtabı başka bloggerlarda görünce kafama yazmıştım okumayı. Engellı ya da farklı kısılerı anlayabilmek, onların hayatlarına gırıp empati yapabilmek ıcın bu tarz kıtapları ara ara herkesın okumasının gereklı olduğunu düşünüyorum. Özellıkle de annelerın! Kıtabın kahramanı 5. sınıfa yenı başlamış August ıdı. Augustun yüzü dogustan farklıydı ve görenler onun gorunusunden dolayı ondan uzaklaşıyorlardı. Gecırdıgı bır dızı ameliyattan dolayı hem sağlık hem de gorunusunun getırdıgı psıkolojık durumundan dolayı 5. sınıfa kadar okula gıtmemıs. 5. sınıf yasina geldiginde okula gıtmeye karar verince basliyor macera. Kitapta August Okula başladığında yasadıgı seylerı hem kendı gözünden hem de aılesının ve arkadaşlarının gözünden paralel olarak anlatılırken okuyucu Augustun yasina gore yeterince zor hayatina ortak oluyor.

Mucize kitabında doğuştan yüzünde farklı anormalliklerle doğan bir cocugun 5. Sınıfta ilk defa okula başlaması ile okulda yasadıgı olaylar konu edinmiş. Ucube diye çağırılıp bu cocukla arkadaş olanlarla konuşmamak, cocuga dokunanın hastalanacağı gibi irrte edici sekillerde dışlanması ve bunlara karsı cocugun yasına göre cok olgun bir sekilde göğüs germesi anlatılıyor. Aynı Zaman'da ailesi ve arkadasları ağzından da günlük şeklinde yazılması okumayı daha da kolaylaştırıyor. Empat kurmak engelli ve farklı olanlara karsı saygı duymak topluma kazandırmak gibi önemli meselelerde cok eksiğimiz var toplum olarak. Bu tarz kitapları okumamız bu yüzden elzemdir.

Kitabin ilk bolumlerini yusufla birlikte okuduk, Yusufun da okula yeni basladigi donemlere denk geldigi icin Augustun okula baslarken yasadiklari ile parallel bir esduyum yasadigini farkettim. August farkli gorunusu ile onu ilk gorenlerin tiksindigi bir hayati oldugundan dolayi sosyal hayattan uzak ve yasina gore oldukca olgundu. Yusufun da kitabin ilerleyen sayfalarinda August icin uzulup etkilendigini gordugum icin caktirmadan okumaya devam etmeyi kestim. Belki biraz daha buyudugunde (mesela kitaptaki gibi 5. sinif yasina geldiginde) kendisi okur.