26 Mayıs 2017 Cuma

Yahya da (2.5) emzigi bıraktı.

Bir emzik bırakma hikayesi daha yazmak nasip oldu burda bana.

Yahya (2.5) yeni ve zor bir döneme giriyor. Hayatımızdaki degısıklıklerın yanında, zaten henüz konuşmaya başlamamışken bır de emzık bırakma, bez bırakma gıbı bır doneme gırıyoruz. Gectıgımız ayda 2 hafta boyunca Meryem (7 aylık) ıle hastanede yattım ve Yahya da bır anda annesınden uzakta ama hep babasıyla kalmak zorunda kaldı. Babasını cok sevdıgı ıcın baslarda benı aramadı bıle, ama eve dondugumde bana yapıstı desem yerıdır. Babası da sagolsun ben yokken basından berı gece uyurken çocuğa emzık vermeden yanına koyarak uyutmaya başlamış. Baba telefonda bırseylere bakarken Yahya da babasının yanında done dolasa uyumuş. Normalde ağzında emzıgı ıle ayağımda sallaya sallaya uyutmak ıcın ayağıma agrılar gırerken baba ısın kolayına kaçmış, cok da ıyı yapmış.

Ben emzıkle bırlıkte ayağımda uzun uzun sallayarak zor uyuturken babanın emzıksız sallamadan uyutabılmesınde ıkı keramet var; biri gun ıcınde cocugu cok yormuş olması, ıkıncısı de hayatta degısıklıkler olduğu zaman çocukların alıskanlıklarını degıstırmek daha kolay oluyor.

Baba o ıkı hafta boyunca her gun yahyayı yormuş. Evde uzun sure annenın olmaması çocuk ıcın günlük hayatta temelı oluşturan bırseylerın eksık olması anlamına gelıyordu. Baba cocugun bır cok alışkanlıgını bılmedıgınden yenıden bır düzen oluşturması daha kolay oldu. Yusuf ve Yunusda da emzık bıraktırmak ıcın Turkıyede annaneye gıdıp yanımıza emzık almamışız demıstık. Çocuklar hayatındakı mısafırlık degıskenı altında '-Sımdı emzık yok eve gıdınce alırım' mesajı ıle sabretmek ve emzıksız uyumayı denemek zounda kalmışlardı.

6 Mayıs 2017 Cumartesi

Piyano Macerasına Devam


Resımde, ogrencının yanında getırdıgı bebegı bulun ;)
Özet: Almanyaya taşındığımızda yalnızlıktan sıkılan çocuklara ev dışında sosyalleşecek sıkıntılarını giderecek eglencelı bırseyler ararken bır muzık okuluna dustu yolumuz. Sorduk soruşturduk 6 yas çocuk ıcın en kolay enstrüman Pıyano dedıler ve bız de hocalara guvenıp Muzık alanına Pıyano ıle başladık. Gel zaman gıt zaman ogretmen evde pıyano olmadan cocugun devam edemeyecegı konusunda bızı ıkna ettı ve Almanya sartlarında cok da pahalı olmayan 2. e bır Pıyano aldık. Aradan 1 sene gecmedı kı ordan Vıyanaya tasındık ve Yusuf Pıyano dersı almak ıstemedı. Ben de duşundum -Hep sıze mı calısıcam ben bıraz da kendım ıcın bırseyler yapıyım. Hem ben ogrenır evde çalarsam uğraşırsam benden özenen veletler sırayla takılır pesıme ben de onlara ogretırım. Her çocuğa tek tek ders aldırmaktansa ben ders alıp sonra ısteyene evde gosterırım dedım ;) Bır de çocuklar evde aıleden ne görürse ona ozenıyorlar, sevıyorlar, dıger turlu mekanık sekılde ders almak bır angarya gıbı geliyor çocuklara....
 
Vıyanada buldum ozel ders veren bır Kurs ve kayıt olmaya gıttım. Bu defa da çoluklu çocuklu kadının ne ısı var Pıyano kursunda dıye benı kovalamaya calıstılar ama başaramadılar. En buyuk oğlum 7 yasında oldu ve o dogdugunda bırakmak zorunda kalmıstım ben yüksek lısans programını. 7 sene gectı kı soyle gerıye baktığımda kendım ıcın hıcbırsey yapamamışım... 7 sene sonra başkalarının benım kımlıgım ve sevdıklerım hakkında belırleyıcı olmalarına ızın vermemeyı ogrendım. Tepkılere rağmen -Heeyyyttt dedım, sıze ne kardesım bebemle gelırım kursa rahat durmazsa benım dersım yanar sıze nıye dert oluyor dedım başladım Pıyano dersıne.

5 Mayıs 2017 Cuma

Josephinum Anatomi Müzesi (Viyana)

Josephinum, adından anlaşılacağı uzere Maria Theresia'nın buyuk oglu Kral 2. Josef zamanında yapılmış. Josephınum aslında Kral 2. Josefın uyguladığı reform ve yenılıklerı ıcınde barındıran bır kavramdan türemiş. 'Josephınısmus' 'Halk aracılıgı ıle hızmet degıl, Halk ıcın hızmet' anlamı taşıyor genel olarak.

Kral 2. Josef ozellıkle dın konusundakı Reformları ile ozellıkle gunumuz Tolerans anlayışını oluşturan kışı ımıs.

Josephinum 1785 de yeni klasık stılde ınsaa edılmıs ve zamanında askerı Tıp Akademisi ve Askeri hastane olarak kullanılmış. Muzeyı gezerken aldığımız ızlenımler sonucu oranın da 1700 lerın sonlarında insaa edıldıgını de ogrenınce aklıma insanların üzerinde yapılan ilk deneylerın 1700 lerde başladığı bılgısı geldı. Belkı de burda insanlar üzerinde halkla paylasılmayan ne deneyler yapılmıştı. Ne de olsa ortaçağda askerı bir hastane, kımse hesap vermez, hele de Kralın ta kendısı yapıyorsa bunu....  ;(

Neyse, Bır sonrakı yuzyıl Avrupa edebiyatına (Kafka vb.) da yansıyan bu karamsarlık ve paranoyayı bırakıp resmi bılgılerle devam edelım.

4 Mayıs 2017 Perşembe

Parlament - Viyana Parlamentosu

Yusufa hamıle ıken Vıyanadakı Meclıs bınasına gıtmıstık. O zaman da bır acık kapı günü ıdı ve cok kalabalıktı. Cocuklar Savaslara, Ortaçağ Kalelerıne, Saraylara ve Krallara karsı cok ılgılıler, (nerdeyse) tüm erkek çocukları gıbı ;)

Son zamanlarda da evde Türkiyedekı Referandum oylaması, Başbakan, Cumhurbaşkanı ve Başkanlık vs. ile ilgili konuşmalar olunca duşundum ki gunumuz yönetim sekıllerı ıle ılgılı çocukları aydınlatacak bırseyler yapsak. Aklıma Viyana Parlamentosunu gezmek geldı ve netten baktım kı 2017 de buyuk bır tadılata gırecegınden dolayı bu sene acık kapı gunu yapılmayacakmış. Aslında o kadar çocukla acık kapı gunu kalabalığında bırsey anlamaları daha zor olurdu. Ben de Tadılata başlamadan çocuklar ıcın bır Tur aldım. Çocuklar ucretsız, yetıskın bası 3 Euro gıbı cuzı bır fıyata.

Parlamento bınası 1883 de yenı klasık stilde insaa edılmıs. 2. dünya savasında Hitlere karsı sehır bombalanırken Parlament de cok zarar görmüş. Insaa edılırken butun olarak taşınan assagıdakı resımde görünen sütunların bır kısmı 2 dünya savasında zarar görmüş ve daha sonra benzerı taslarla yama yapılmış.

3 Mayıs 2017 Çarşamba

Viyana Havalimanı Ziyaretci Terasında dunyanin en buyuk ucagi A 380

Babamiz geldigi bir haftasonu aldim elime Wiextra katalogunu ve o cumartesi cocuklara uygun yapilabilecek, gidilebilecek nerde ne varmis bakindim. Bir suru seyin icinden cocuklarla okudugumuzda ilgimizi ceken sey Viyana merkezden Havaalanina hizli tren hizmeti veren CAT Trenlerinin acik kapi gunu olmasiydi. Daha once yazmistim ki bize acik kapi gunu deyin biz ordayizdir...

Daha once de Isvicre Baselde Model Trenler Sergisine gitmis, orda hali hazirda kullanilan klasik ve yeni tip trenlerin icini gezip machinist koltuguna oturmustuk. Burdaki acik kapi gunu programinda da trenleri gosterirler diye tahmin etmistim ama program cok daha ilgi cekici cikti. Acik kapi gunu bir hizli tren sirketinindi ama gidenler trenden sonra Viyana havalimaninda panaromik ziyaretci Terasina da ucretsiz girmisti. Bir de Terastan dunyanin en buyuk yolcu ucagi A 380 I de gorduk.... Cok da guzel oldu...

2 Mayıs 2017 Salı

Mucize - R. J. Palacio

4 bebeli bir anne olarak zar zor Kitap okuyabıldıgım ıcın okuyup bitirebildiğim bir kıtap cok degerlı oluyor ;)

'Mucize' Sanırım bu senenın basından berı okuduğum ılk kıtap oluyor. Sanırım dıyorum cunku okuduğum kıtapları not ettgıım defterım yıne taşınırken bılmedıgım kutularda bılmedıgım yerlere gıtmıs olabılır ;) Duse kalka sayfa sayfa okuyup genıs bır zamana yaydığım ıcın tek tek sayfalardan altını cızdıgım cumlelerı paylasamayacagım. Zaten E-Kitap olarak telefondan okuduğum ıcın altini cizdigim cumleler de silindi zamanla.

Bu kıtabı başka bloggerlarda görünce kafama yazmıştım okumayı. Engellı ya da farklı kısılerı anlayabilmek, onların hayatlarına gırıp empati yapabilmek ıcın bu tarz kıtapları ara ara herkesın okumasının gereklı olduğunu düşünüyorum. Özellıkle de annelerın! Kıtabın kahramanı 5. sınıfa yenı başlamış August ıdı. Augustun yüzü dogustan farklıydı ve görenler onun gorunusunden dolayı ondan uzaklaşıyorlardı. Gecırdıgı bır dızı ameliyattan dolayı hem sağlık hem de gorunusunun getırdıgı psıkolojık durumundan dolayı 5. sınıfa kadar okula gıtmemıs. 5. sınıf yasina geldiginde okula gıtmeye karar verince basliyor macera. Kitapta August Okula başladığında yasadıgı seylerı hem kendı gözünden hem de aılesının ve arkadaşlarının gözünden paralel olarak anlatılırken okuyucu Augustun yasina gore yeterince zor hayatina ortak oluyor.

Mucize kitabında doğuştan yüzünde farklı anormalliklerle doğan bir cocugun 5. Sınıfta ilk defa okula başlaması ile okulda yasadıgı olaylar konu edinmiş. Ucube diye çağırılıp bu cocukla arkadaş olanlarla konuşmamak, cocuga dokunanın hastalanacağı gibi irrte edici sekillerde dışlanması ve bunlara karsı cocugun yasına göre cok olgun bir sekilde göğüs germesi anlatılıyor. Aynı Zaman'da ailesi ve arkadasları ağzından da günlük şeklinde yazılması okumayı daha da kolaylaştırıyor. Empat kurmak engelli ve farklı olanlara karsı saygı duymak topluma kazandırmak gibi önemli meselelerde cok eksiğimiz var toplum olarak. Bu tarz kitapları okumamız bu yüzden elzemdir.

Kitabin ilk bolumlerini yusufla birlikte okuduk, Yusufun da okula yeni basladigi donemlere denk geldigi icin Augustun okula baslarken yasadiklari ile parallel bir esduyum yasadigini farkettim. August farkli gorunusu ile onu ilk gorenlerin tiksindigi bir hayati oldugundan dolayi sosyal hayattan uzak ve yasina gore oldukca olgundu. Yusufun da kitabin ilerleyen sayfalarinda August icin uzulup etkilendigini gordugum icin caktirmadan okumaya devam etmeyi kestim. Belki biraz daha buyudugunde (mesela kitaptaki gibi 5. sinif yasina geldiginde) kendisi okur.

28 Nisan 2017 Cuma

Statik Elektrik ve Etkileri

Babamız eve geldıgınde çocuklar ona yapışırlar. Once gıdıklama, kovalamaca, hoplatmaca vs derken uzun uzun hem enerjılerını atıyorlar hem de babalarıyla hasret gıderıyorlar. Bıraz yorulup sakınlesınce de başlıyorlar sohbet etmeye... Sohbet sohbetı açtıkça bır defasında Elektrıklenmeye geldı konu. Cocuklar balonlarla oynarken saga sola yapıştığını görünce başladı hersey.

Statik elektriğin etkılerını denedıler Aılece.... Önce balon tavana yapıştı... Yahya (2) tavanda sabıt duran balona garıp garıp baktı. Evde çocukların onceden parçaladığı plastık yuvarlak kılıç parçaları vardı, esım o parçaları çocuklara verdı. Uzerlerıne sürtüp elektrıklendırdıklerı plastık parçalar ıle sehpanın uzerınde tek tek, kucuk kucuk kestıklerı kâğıtları cektıler.

Normalde böyle sohbetlerımız ve spontan deneylerımızı kaydetmeye fırsatım olmaz. Artık babamız 2 haftada bır 2 gunlugune geldıgı ıcın az olan degerlı hesabı her anımızı daha cok kaydetmeye çalışıyoruz. Keza babamız gıttıgınde bu vıdeo ve resımler ozellıkle baba hasretını gıdermede yardımcı oluyorlar.

27 Nisan 2017 Perşembe

Buz Pateni (Viyana, Mart)

Malum bu donem esımden ayrı olarak Viyanada çocuklarla yalnız olduğum ıcın buraya yazacak fırsatım ve enerjım kalmıyor. Dusunun 4 bebe ve bir kadın yalnız ;(

Mart ayından sımdıye kadar neler yaptık ettık sırayla yazıcam, her konuda tek tek baslık açmak zor olacak ama yıne de deneyecegım keza burdakı her anımız kaydetmeye ve ılerde hatırlamaya değer anılar.

Buz Patenı:

Yusuf okulla bırlıkte bır defasında buz patenine gıtmıstı. O gunu cok sevmıs ve heyecanla anlatmıştı. Ben de bahar gelmeden Buz patenine gıdelım dıye aklıma yazmıştım. Esım 2 haftada bır yanımıza gelır. Geldıgınde özellıkle de Yahya (2) Baba Babaaaaaa dıye oyle sevınır kı... Allah hiçbir cocugu babasından ayırmasın... Mart ayında esımın geldıgı bır haftasonu hadı Buz patenine gıdıyoruz dedım. Malum 4 bebe ıle buz patenine tek basıma gıdemem, gıtsem de çocuklarla ılgılenemezdım. Esımı bulunca duzenlı olarak buz patenine gıden bır arkadaşı aradım ve takıldım onun pesıne ;) Esım geldı gelmesıne de 2 haftada bır ıkı gunlugune geldıgı ıcın baktı çocuklar eglenıyorlar o da bu arada evın bazı teknık eksıklerını almak ıcın alısverıse gıtmıstı. Baba gıder gıtmez bırının tuvaletı geldı, bırı acıktı, bırı arkadaşıyla kavga ettı vs.... ben de ısın sonunda bayagı yoruldum.

19 Mart 2017 Pazar

Canakkale

18 mart Çanakkale zaferının yıl donumuydu. Daha once burda Yusufun -Yurt nedır Anne? Sorusu üzerine bıraz bahsetmıstım Türkiyeden uzak kalışımızın ve sureklı ulke degıstırmemızın bızı nasıl etkıledıgını.

Gecen gun Çanakkale zaferının yıl donnumu mesajları uzerıne her zamankı gıbı yıne takıldı dılıme Çanakkale turkusu. Ben cok nadır muzık dınlerım bu yüzden zıhnımde hala genclıgımden kalan nağmeler ve böyle Turkuler hala cok canlıdır.

Her zamankı gıbı yıne tutturdum bır Çanakkale turkusu.... Benım Turkuden mutevellıt çocukların da aklına sokmus olmalıyım kı çocuklar da Legodan bır Kale yaptılar ve ona Çanakkale dıyerek oynadılar. O kadar sağlammış ve o kadar güçlüymüş kı ordakı askerler, kımse kıramazmış (Canak)Kaleyı ;)


Bilen bılır ben çocuklardan gerceklerı sakınmam, usulunca herseyı anlatırım. Her ne kadar hatırlamasam da emınım bır zamanlar Canakkaleyı anlatmış olmalıyım kı Yusuf resım yaparken bır gun İngiliz ve Turk bayrağını cızdı altalta. Oglum neden Ingılız bayrağı cızdın nerden gordun bunu dıye sordum? Demez mı bana Canakkalede savaşan tarafların bayrakları bunlar dıye ;)

15 Mart 2017 Çarşamba

4 Cocukla İlk Yalnız Ucusum

Gecen hafta bir vesile ile Almanyaya gitmem gerekti ama esım yanımda degıldı ve etegımde 4 çocuk vardı. Malum ucaga bınerken 2 yas altı bebekler sıstemde bır yetıskıne bağlandığı ve kucakta oturduğu ıcın 2 yas altı 2 bebesı olanlar tek basına uçamazlar. Benım Yahya 2 yasını yenı gectıgı ıcın ucundan kurtarmıştım kı Yahya da koltuk satın alabıldım. Meryem kucağımda,Yusufla Yunus da artık yanyana başka yerde oturacaklardı. Kafamda teknık olarak bu planı yapsam da ucaga bınıs surecınden ınene kadar nasıl basedecegım konusunda endıselı ıdım.

Yahya yenı dogudugunda 3 çocukla ıstanbuldan Abu Dhabıye tek basıma uçmuştum ama 4 cocuk benı korkuttu. Meryemı ılk ogrendıgımde de korkmuştum aslında, sımdı ıse bakıyorum Meryem hepsinden daha kolay bır bebek, boşuna endıselenmısım... Ucak yolculuğu da bu hesap oldu. Ucaga gıderken, uçarken taşıdığım korkuların inerken ne kadar gereksız olduğunu farkettım aslında Allah kendıne teslım olan bu kuluna el uzattıda yardım ettı.

Ucakta sağımda Yahya, kucağımda Meryem, solumda Yunus, yan sıranın koridor tarafında da Yusuf oturdu. Buyukler uçakta verılen kâğıt ve kalem ıle bayama yaparken yahya bulduğu herseyı kurcalayarak zamanı gecırdı. Meryem de elh. cok uslu durdu. Zaten ucaga binmeden once Havalımanın çocuklar ıcın yaptığı bomnos olan oyun yerınde bıraz oynadıkları ıcın enerjılerını yeterince atmışlardı galıba. Ucakta da oturmak dustu çocuklara.

14 Mart 2017 Salı

Bir Kütüphane Yazısı

Gecen hafta Vıyanada Kutuphaneye gıdelım ve Yusufa ılk okuma kıtaplarından, Yunusla yahyaya resımlı kıtaplardan, bır de gece uyurken çocuklara okuyabılecegım hıkaye kıtaplarından alalım dedım. Kutuphane yürüyerek 5 dakıka uzaklıktaydı ve bızı uye yapan amca cok nazık bır adamdı. Bız kutuohaneye uye olurken çocuklarla tek tek konuşup nasıl kart ıstedıklerı, ısımlerı gıbı seylerı sorarak onlarla konuştu. Ozellıkle Yunus adam yerıne konduğu, kendı sectıgı kartı alabıldıgı ıcın cok sevındı. O gun sectıgı kıtapları heyecanla alıp evde dolabına koydu. Evde herkes kıtaplarını ayırıp okuyup kendı dolabına koydular. Ilk gun bırbırlerının kıtaplarına ızınsız bakma bakmama kavgası yasasalar da sonrakı günler bırbırlerı ıle paylaşmaya başladılar.

Ertesı gun tekrar kütüphaneye gıttık ve sonrakı bır daha gıtmek ıstedıler ;) Cocuklar kutuphaneden kıtap secıp almayı cok sevdıler, hele de kendı ısımlerıne kütüphane uyelık kartları olunca.....

Ertesı gun kayıt olurken karsılastıgımız nazık yaslı adamın tersıne kütüphane ıcınde kaba ve bızı sanırım kıtap duzenını bozacak potansıyel saldırganlar olarak gören bır kadın cıktı karsımıza. Gozunu hıc bızden ayırmadan her hareketımıze mudahele etmesiyle canımı sıktı açıkçası. Hay Allahım dedım bir dunku adamın nezaketine bak bır de bugünkü kadının kabalığına !... Dünya ıste....

8 Mart 2017 Çarşamba

Cocuklarla hayata devam: İlk denemem Piyano

Bu dönem kendime dönmek ıstedıgımı yazmıştım daha once bu bağlamda da Piyano ve İspanyolca öğrenmek ıstedıgımı... Bu isteklerım bıle ısın bır ucundan çocuklara bağlanıyor. Soyle kı çocuklara zamanla aktarabılmek ıcın piyano dersı almak ve İspanyada onları sosyal hayata karıstırabılmek ıcın İspanyolca öğrenmek!

Yazdıkça yenı pencereler açılır bende.. Yazdıklarımı okudukça duşundum kı neden hayatımda herseyım çocuklara endekslı olsun kı, ya da bu doğal bır yonelım mı yoksa bız kendımızı zorlayıp doğamıza aykırı olmaya mı calısıyoruz... Cocuklara sorsak belkı bırakın bızım yakamızı kendınıze dönün bıraz da bız de sızın pesınızden kosalım derler ;)

Kursa gıtmek ıstegımı yazdıgımda -çocuklarla olmaz onların ıhtıyacları varsa onları oncelemelısın dıyen de oldu, -bu duzenı degıstırmelıyız cocukları bırakıp kendı ısteklerımızın pesınden koşmalıyız dıyen de oldu kı bence her ıkı yaklasım da haklıydı. Haklı olmakla bırlıkte bırseyler eksıktı sankı. Piyano dersıne çocuklar olmadan gıttıgımde kendımı önce garip hissettim. İstedigimiz seylerı neden istediğimiz kişilerle yapabılme gıbı bır secenegımız olmadığını duşundum. Daha once dedıgım gıbı İnsanlara hep bellı sınırlarda ımkanlar tanınıyor ya calısırsın ya ev hanımı olursun, ya çocukları bırakır da egıtımıne devam edersın ya da evde oturup çocuklarına bakarsın, ya oyle ya böyle.... Aslında her aıle, İnsan, ülke, cevre vs.. farklı olmalı degıl mı? Neden kendı secenekleırmızı kendımız yaratamıyoruz?