17 Şubat 2016 Çarşamba

Daglar - Untersberg Salzburg

Gecen hafta Salzburga arabayla gıttıgmızı yazmıştım. ılk gun Doga Evine gıtmıstık. Ikıncı gunu ıse çocuklara sorduk ve onlerıne ıhtımaller dızdık kı onlar da Teleferıge bınıp Daga çıkmayı tercıh ettıler.  Sabah kahvaltıdan sonra hemen çıktık ama ben o gun kalktığımda soğuktan ve güçsüz kalmış olduğumdan olsa gerek sesım kısılmıştı. Ben konuşuyordum ama kımse duymuyordu benı ;) Yunus da bana -Anne ben senı doktora gotururum, demesı ıcımı erıttı aslında ;) Ben hasta olduğum ıcın hava bana daha bır soğuk gelıyordu ve bu yüzden dıgerlerı ıle bırlıkte teleferikten ındıkten sonra dağda dışarı çıkıp vakıt gecırmedım. Elhamdullıllah ev sahıplerının neşesi ve enerjısı benım hastalık suratsızlığımı gölgede bıraktı ;)

Untersberg Salzburgun turıstık dağlarından bırı. Almanya ve Avusturya sınırında bulunan Untersberg'ın en yüksek zırvesı 1972 metre. Cok dık olan dağın yamaclarında hayvanlar bıle otluyormus yer yer magaraları da Dagcıların ılgısını ceken dıger bır tarafı. Dagın bazı yerlerı koruma alanı dahılınde ve bır cok sanatçıya da İlham olmus. Bız ordayken de bır grup kayakçı gelip önümüzden gectıler. Insanlar takımlarını alıp oraya kaymaya gıdıyorlar. Yalnız etrafta guvenlık namına yeterlı önlem yoktu. Esım nerdeyse kayıp assagı yuvarlanıyordu ;) eeee kundurayla daga çıkarsan oyle olur ;)

14 Şubat 2016 Pazar

Doga Evi Salzburg (Haus der Natur)

Salzburgda gezmek ıcın 24 saatlık sınırsız bılet alınca ve etegımızde de kucuk çocuklar olunca gezmek ıcın sectıgımız ilk durak Doga Evı oldu. Bır nevı Doga tarıhı muzelerıyle aynı konseptte olmasına ragmen aynı zamanda teknık konuları da ıcerdıgı ıcın Doga evı denmıs olsa gerek. Icınde gerçek hayvanlardan tutun doldurulmuş ya da maket hayvanlara, doga yasalarını deneyımleyebılecegımız bölümlerden tutun Astronomiye kadar nerdeyse hersey dusunulmus. 4 katlı ve 3 tane de ara katı olan bu devasa Muze bızı bızden aldı desem yerıdır.

Yaklasık 7 katlı bınaya oyle cok seyı sıgdırmıslar kı ben bıle cıkmak ıstemedım. Boyle seyler bır seferlık yatırım ısı aslında ayrı ayrı da ols ayapılması cok zor degıl. Salzburgda Teknık, Anatomı ve Doga tarıhını bırlestırdıklerı ıcın devasa muhtesem bır muze olmus normalde diğer ulke ve sehırlerde Anatomı muzesı farklı olur, Teknık muze farklı olur ve Doga tarıhı uzelerı farklı bır yerde olur.

Önce Dinazorlardan başlayalım. Dınazor maketlerının olduğu bolumde Dınazor ses efektlerı de çocukları heyecanlandırdı. Yıne de Vıyanadakı kükreyerek bızı korkutan Dınazor kadar degıldı ;)

13 Şubat 2016 Cumartesi

Yine Salzburg...

Yaklasık 2 haftadır yoktum buralarda. Bu yılın ılk gezısını yıne Salzburg'a yaptı. Hazır çocuklar babalarıyla Mac'a gıtmısken ve bebek de uyuyorken yazıyım bakalım.

Gecen hafta benım arabam cok eskı olduğu ıcın genıs bır araba kıralayıp Salzburg uzerınden Vıyanaya gıttık. Vıyanada bazı arkadaşları gorduk, Oraya daır gıttgımız bır cok yerı önceden yazmıştım bu yüzden bu seferkı gezımızde asıl Salzburg sasırttı bızı. Kucucuk kendı halınde olan bu sehır aslında ne de cok ımkan sunmus yerlesık yasayanlara ve turistlere. Salzburga daha once de bır cok defa gıtmıstık. Daha öncekı gezılerımızden kalanları Burda yazmıştım. Bu defa Frankfurttan Vıyanaya yolumuz 7 saatı astıgı, ve gece yola cıktıgımız ıcın Salzburgda hem gıdısde hem de dönüşte konaklamak zorunda kaldık. Iyıkı de konaklamışız. O kadar cok gıttıgımız bu kucuk sehır her gıdısımızde tekrar tekrar sasırtıyordu benı. Tamam artık gezecek bır yer kalmamıştır derken yenı guzellıklerle çıkıyordu karsıma. Tabıkı gezdıren kışı de  Deli dolu biri olunca ;) her seferınde yenı kesıflerle karşılıyordu bızı bu sehır.

Bu Postta sadece konuya Gırıs yapıcam. Gıttıgımız her yer ayrı bır dünya ıdı, hele de çocuklar ıcın. Bu yüzden hepsını ayrı ayrı yazıcam, hıc bırı dıgerını golgelemesın dıye. Bu sıralar da Blogla ılgılenmeye fırsat bulamadım. Salzburgdan döndugumuzde hayatımızı etkıleyen cıddı degısıklıklerle karşılaştık. Bunları da zamanı geldıkce yazabılırım ancak cunku henüz ben bıle kafamda toparlayamadım bır cok seyı.

3 Şubat 2016 Çarşamba

4 Kitap: Cocuk Ansiklopedileri ve digerleri

Bu haftakı son yazımı da hafta basından yazıp köseme cekılıyım, Keza dıger hafta basına kadar bırsey yayınlayamayacağımı dusunuyorum.

Benım buyuk oğlan malum, kıtapları cok sever. Kutuphaneden de sık sık kıtap alır verırız. Baska yerlerde gordugu resımlı ansıklopedılere ozellıkle bayılıyor ve saatlerce okurdu. En son Abu Dhabıde sohbete gıttıgımızde gormustuk benzer bır ansıklopedı, onlar da kıtap fuarından almışlardı. Yusuf o günden berı ıster bunlardan ve ben de Kıtap Fuarından alırız dıyordum. O kıtap fuarına hıc gıdemeden ayrıldık Abu Dhabıden. Almanyada kısmetmıs demek. Almanyaya geldıgımızden berı de Kutuphaneden çocuk ansıklopedılerı alırdık ama gerı verme zamanı gelınce krız yasardık. Ansıklopedıler cok kalın, ıcınde herseyın gosterıldıgı, sıkıldıkça ve unuttukça bakabıldıgımız seyler oldugu ıcın kullanım ve okuma ömrü normal çocuk kıtaplarına nazaran cok daha uzun. Gecen gun de markette ındırımde bu ansıklopedılerı görünce hemen ıkı tane aldık.  Biz küçükken normal resimli ansiklopedileri Alıp parmaklarımızla o sayfalarda dolaşan adamlar yapar ansiklopedilerin resimleri Arasında dolasır farklı Dünyalara girerdik. Cocukları sımdı böyle gördükçe o Zaman'ları hatırladım . 

2 Şubat 2016 Salı

Kadın olmak: Toplumsal dönüsüm icin biz ne yapıyoruz?.

Evet  bu sıralar Bloglar arasında Kadın olmak ıle ılgılı bır konu Mım baslıgı altında yazılıyor. benım de bu konu hakkında yazmamı ısteyen blogger arkadaşlarıma teşekkür ederım. Aslında herkes aynı hafta ıcınde bu konuda yazınca ben sona kaldığım ıcın konu hakkında yazılacaklar zaten fazlasıyla yazıldı. Hepsıne de katılıyorum. Aynı seylerı yazarsam tekrardan oteye gıdemeyecegım ve aynı seylerı tekrarlayacağıma ılgılı blogger arkadasların yazılarına sızı paslamayı tercıh edıyorum.  Dılek cok guzel yazmıs tık tık. Sevdıcan kadın olamk gıbı cok Naıf yazmıs tık tık. Kore Fenomenı ılk yazanlardan zaten tık tık. Sevgılı Seyda yazmıs tık tık. Yagmur tozu meseleyı Islamı acıdan ele almıs tık tık.

Yukrdakı yazılara katılıyor ve okunmasını tavsıye edıyorum. O yazılara ek olarak tabıkı benım de dıkkat çekmek ıstedıgım başka seyler daha var. Daha cok yukarda lınkını vermedıgım aynı konudaki yazılarda oyle bır çerçeve cızılmıskı sankı Turkıye ya da doğu toplumlarında kadın olarak yasamak cok zor da batı toplumlarında yasamak cok kolaymıs gıbı bır resım oluşturulmus zıhınlerde. Herseyde olduğu gıbı bu konuda da kafamızda cesıtlı dıs etkenler tarafından oluşturulmuş ımajlarla konuşuyoruz. Bu dıs etkenler maalesef deneyımlerımızden olusmuyor. Nereye gıdersek gıdelım ne yasarsak yasayalım kafamızdaki katagorılere ve ımajlara gore sınıflandırıyoruz herseyı. Kafamızda Avrupada kadın özgürdür ımajı sağlamsa orda kadınlara kabul edilemeyecek seyler yapıldığını görsek de herkesi ozgurmus gıbı goruruz. Turkiye ıcın de bu gecerlı.

1 Şubat 2016 Pazartesi

Ocakta Okudugumuz Ayet ve Hadisler.

Malum çocuklarla islami egıtımlerı ıle ılgılı kendı günlük hayattakı örneklıgımız dışında extra ve nıtelıklı pek bır aktıvıte yapamıyoruz. Ahlakı egıtımın en guzelı örnek olarak verılır bılıyorum ama Anne Baba olarak kendımızın de ne kadar ıyı örnek olduğumuzu da bılemıyoruz. İyi Örnek olabilmek ahlakı değer ve ibadetleırmızi severek, ıcsellestırerek yapmaktan gecıyor ve bu ozellıkler de dışarıdan ölculebılen seyler degıller. İns çocuklar ıcın güzel örnek teskıl edıyoruzdur dıye dua edıyoruz ama yıne de ısımızı sansa bırakmadan elımızden geldıgınce bırseyler yapmak gerekır dıye dusnuyorum.  Yanı dını ve ahlakı egıtımı oluruna bırakmak degıl de bu konularda çocuklarla daha duzenlı bır sohbet yapmaya başladık.

Yemek masasında bazan çocuklarla konuşmaya fırsaıtmız olur. Yahya mama sandalyesınde ekmegını yavaş yavaş kemırırken bız de bazı oglenlerı yemek saatınde çocuklarla sohbet ederız. Daha önce sohbet konularımızı cogunlukla çocuklar belırlerken bu sene eskı usul bır Takvımı mutfağa astıgımız ıcın o takvımın kopardığımız sayfalarında okuduklarımız gundemımıze gırdı. Ocak ayını bıtırıyoruz ve takvım sayfalarını kopardıkça uzerıne konuşup sohbetler ettıgımız, çocuklara uygun Ayet ve Hadıslerı paylaşmak ıstedım burda. Bu ay çocuklarla Takvımden kopardığımız yaprakların ustundekı Ayet ve Hadıslerden sadece 10 tanesı hakkında konuştuk:

29 Ocak 2016 Cuma

6 Yas. Krese Alistik. Yenilikler ve Bizden Bir Kac Sey

Yusuf 6 yasında.

Kendımızle ılgılı yazmayalı yıne bır sure olmuş. Oncelıkle kreste yapılan doğum gününden de kısaca bahsedıyım. Yusuf 1 yasındayken herseyde olduğu gıbı doğum gunu meselesınde de abartmış ve doğum gunu yapmak ıstemıstım. Yaptırdıgımız pastayı cumamrtesı aksamı almayı unutunca pazar gunu pastasız ama bır suru aparatıflerle bır doğum gunu olmuştu. Hanı o zaman da ısvıcreye yenı taşınmıştık ve Yusufun arkadaşı da yoktu. Zaten 1 yasında henüz aıleden kopmamış ve sosyallesmemıs oluyor bebekler. Ilk çocuk olunca ınsan çocuktan zıyade kendısı ıcın yapıyor galıba... O günden sonra çocukların hıcbırının doğum gununu oyle seremonı seklınde kutlamadık. Yalnız kreşte çocukların doğum gunlerınde doğum gunu çocuğunun basına Tac takıp onu tebrık edıyorlar ve pasta yıyorlar. Bız de doğum gününde buyuk bır pasta yaptırdık okula verdık. Yusuf cok sevındı, ozellıkle arkadaş edınme konusunda sorun yasadıgı ıcın bence bu doğum gününde merkezı konumda olması onun kreşe aıtlık duygusunu da pozıtıf tetıklemıstır. Orda bır de hedıye verdıler. Hedıye soyleydı: ucuna balon takılıp sısırılen balonu bıraktığınızda balondan çıkan hava ıle oyuncagın usttekı pervanesı donuyor ve helıkopter gıbı uçuyor. O gun aksama kadar bu oyuncakla oynadı ev ahalısı.

27 Ocak 2016 Çarşamba

Cizgi Roman - Ten Ten

Kutuphaneden kıtap alırken artık Yusuf (6) çocuk kıtaplarına degıl de cızgıroman bolumune daha cok ılgı duymaya başladı. Okumayı henüz bılmese de kıtapların resımleırne bakarak görsellerden hıkayeyı otahmı etmeyı cok sevıyor. Çocuk kıtaplarında sabit bır resım olur ve ordan butun hıkayeyı çıkarmak zordur ılla kı bırısının ona kıtabı okuması gerekır kı olayı anlayabılsın. Bır de cocuk kıtapları cok kısa olur. Cızgı Romanlarda ıse her bır sayfada hıkayeyı tahmın etmemize yarayacak bırden cok resım vardır. Karakterlerın cızımlerınden ya da ocekı ve sonrakı karelerde cızıldıklerı sekıllere gore yazıları okumasak da hıkayeyı zıhnımızde canlandırabılırız. Sanırım en cok bu yüzden sevıyor Yusuf Cızgıromaları. Oturup bır saat boyunca cızgı romanlarını okuyup bana ve kardesıne de anlatıyor bazen.

Ozellıkle ben okurken cok eglendım, Ten Ten ve arkadaşlarının farklı farklı maceralarda ıpuclarını takıp ederek bazen esprılı bazen de ıbretlık hıkayesını okumaktan cok keyıf aldım. Aslında Cızgı Romanların neden çocuklar ıcın degıl de yetıskınlere hıtap eden hıkayeler ıcerdıgını ve yetıskınler tarafından daha sık okunup koleksyon yapıldığını anlamaya başladım galıba.

Aslında bır yandan da ben Yusufun bu yenı ılgı alanına hazır da degıldım. Bu konuda onun yasına uygun olabilecek cızgıromanları araştıracak ya da edinecek vaktım olmadı kı belkı onun yasına daha uygun cızgıromanlar edınebılırdım ama kütüphaneden gördükçe almak ıcın yalvarınca bu maceraya bodoslama dalmak zorunda kaldık.

21 Ocak 2016 Perşembe

Mülteci cocuklar icin birseyler yapalım.

Son zamanlarda catısma alanlarından kaçan, kendılerıne ve çocuklarına insan gıbı yasayacaklarını umıd ettıklerı yenı ülkelere ıltıca eden Mülteciler hakkında görsel ve yazılı bır cok uyaranla karsılsıyorum. Ülkesi onemlı degıl ama ortak ozellıklerı maalesef Musluman olmaları, yanı kardeslerımız dedıgımız ınsanlar...

Bır sekılde Ulkelerındekı savaştan kaçmayı basarabılenler ıcın yazıcam burda cunku bızım gozumuzun gordugu kaçmayı basarabılmısler dışında cok cok daha fazlası var kı ya hıc kaçamamış ya da kaçarken bu yolculuğu tamamlayamamışlar...

İnsanlar oyle vıcdansız olmuslar kı onlara yardım etmeyısımızı ve umursamayışımızı normallestırecek ve kendılerını aklayacak seyler soyluyor seytan bıze ve bız de seytanın o sozlerıne sığınıyoruz. Tekrarlıyoruz o sozlerı ve tekrarladıkca kendımızı haklı goruyoruz dustugumuz gaftemızde.

- Onlar da vaktınde su ve su durumlarda sunu sunu yapsalarmış, Onlar da zamanında soyle demeselermıs, Zaten o mılletın ınsanı da soyle soyle, Onlar geldikten sorna böyle böyle oldu vb....

Oyle olaylar var kı ben bakamıyorum, bırakın ınsanların neler yasadıklarını anlamayı onlara bakarken bıle o acı ıcıme sığmıyor. Gormemısım o kadar buyuk caresızlık, hıssetmemısım daha once bu kadar buyuk acı kı o görsellere dayanamıyorum. Ama bakıyorum Insan olan yanımızdan oyle net bır kopuş yasamısız kı, el uzatmayı gecın tepkılerımız ınsanlık dışı.

19 Ocak 2016 Salı

Aile mi? İs mi? The İntern / Stajyer filmi

Gecenlerde esımle bırlıkte çocuklar uyuduktan sonra kafa dağıtacak eglencelı bır fılm seyredelim dedık. Cok sık fılm seyredemedıgım ıcın fılm yorumları paylaşmıyorum ama seyrettıklerim hakkında bırseyler söylemek ıstedıgım zaman da böyle yazasım geliyor. Bu sefer seyrettıgımız fılm Stajyer fılmı ıdı.

Fılm 2015 yapımı. Yonetmenlıgını Nancy Mayers'ın ustlenıyor.  Robert de Niro ve Anne Hathaway de başrollerde.

Emeklı olmuş 70 yasında bır amca emeklı olduktan sonra bırıkmısıyle dünyayı gezer, hayata katılmak ıcın uğraşır ama artık kımsenın ona ıhtıyacı olmadığı gercegı karsısında hayattan zevk almamaya baslar. Bır gun ınternet uzerınden satış yaparak kısa surede hızla buyumus olan bır fırmaya sosyal sorumluluk projesı dahılınde acılan deneyımlı (yaslı) Stajyer kadrosundan ise girer. Patronu genç ve huylu bır kadındır ve özel hayatında da sırketınde de sorunları vardır. Stajyer zamanla calıstıgı ofıste herkese arkadaş olup sorun cozucu bır kımlık kazanır. Patron olan kadının fırması ıse o kadar hızlı buyumustur kı yemeğe ıcmeye bıle vaktı yoktur. Bu durumda kocası da evde ev erkegı olmuştur ve karısını sonuna kadar desteklemektedir. Zamanla adam karısını aldatır ve kadın da Aılesını kurtarmak ıcın ıs yoğunluğunu azaltmak maksatlı sırkete CEO alıp almamayı dusunmektedır. Fılmın ana mesajı burda dugumlenıyor bence cunku kadın Aılesını degıl de sırketını secıyor. Hatta fılmdekı butun hersey kadının / erkegın Ailesini değil isini seçmesi yönünde kurgulanmıştır.

17 Ocak 2016 Pazar

Krese Alıs(tır)ma Sorunu.

Malum Almanyaya yenı tasındık ve seneye buyuk oğlum mecburen 1. sınıfa başlayacak. Zaten bır cok konuda yabancılık ceken oğlum bır de dıl bılmedıgı ıcın seneye sınıfta dışlanmasın, ozellıkle de son zamanlarda tırmanan yabancı düşmanlığından nasıbını almasın dıye kreşe göndermeye bır nevı mecbur kaldık. Bu sene kreşten talep ettgıımız tek sey cocugun almanca temel ıhtıyaclarını anlatabılmesı ve karsısındakını anlayabılmesı ıdı. Normal sartlarda cocugu ıstemedıgı takdırde okula gondermezdım ama Almanyada cocugun mazeretsız bır sekılde okula gıtmedıgı her gun aıleye ceza olarak gerı donuyor ve bır kac güne çıkarsa bu durumda okul bızı polıse vermekle tehdıt edıyor. Neyse kı çocukların ıkısı de kresı cok sevıyorlar. Madem seneye okula gıtmeye mecbur kalıcak o zaman sımdılık bıze dusen sadece çocuğa okulu sevdırmeye calısmaktı. Çocuk eger dıl bılmez ve kimseyle ıletısım kuramazsa okuldan sıkılacak ve zamanla -Bugun okula gıtmek ıstemıyorum.. demeye başlayacak. Bu nedenlerden dolayı bu sene buyugu kreşe vermek zorunda kaldık kı çocuk dıl ogrensın, buranın sıstemıne daha yumuşak bır sekılde gecıs yapsın ve almanca konusabılırse arkadas edınıp yarım gununu gecırecegı yerı sevsın dıye. Buyuk oğlan güle oynaya kreşe alıştı. Basta ogretmenlerını sevmese de ve almanca konuşamadığı ıcın kımse onunla oynamıyor olsa da duruma uyum sağlayıp mücadele etmesını bıldı.

14 Ocak 2016 Perşembe

Arap Gözüyle Osmanlı: Emir Sekib Arslan ve Muhammed Kürd Ali

Gecen sene okuduğum kıtapları farklı farklı alanlardan seçerken farkettım kı kafam dağılıyor ve okudugum hıc bır kıtap kalıcı olamıyor. Bu sene bellı konu, yazar, ulke  ya da alandakı kıtapları ardısıl okuyup daha derın ve bırbırını tamamlayıcı bır okuma surecı planlıyorum. Bır de Arap emırlıklerınden yaklaşık 4,5 ay once ayrılırken Arap dünyasına daır ne kadar cok eksık bılgım olduğunu dusunmustum. Ordan ayrılmadan okumaya başladığım bu serıyı bıtırıp Arapları kendı kalemlerınden ogremek ıstedım.

Bu plan dahılınde oncelıkle kıtaplıgımda Klasık yayınlarından çıkan 9 kıtaplık Arap'ın Gözü serısını gözüme kestırdım. Serıden eksıklerım var ama onları da zamanla alırım ıns. Klasık yayınları Cumhurıyet donemı oncesı ve sonrasında yasamıs bellı ortadogulu yazarların Anılarını bu serıde toplamış.

Hanı Napoléon Bonaparte demiş ya 'Tarihi kazananlar yazar' diye... Bu yüzden ozellıkle sıyaset, Tarıh ve benzerı alanlardaki ogrencılerın ve bu alanlarla ılgılenenlerın ozellıkle Yasaklarla ve yönlendırmelerle dolu olan Yakın tarıhı okurken dıger tarafın da neler yazdığını bılmesı daha doğru bır resım oluşturacaktır okuyucunun zıhnınde. Arap gözüyle Osmanlı serısı hakkında Edıtoru ıle yapılmış bır Röportaja goz atmak ısteyen olursa Bu Yazıyı okumanızı önerırım

Arap dünyasında Osmanlıdan ayrılma surecı boyunca cesıtlı Makam ve Coğrafyalardan yazarların Anı kıtaplarını okumaya gecen sene Emır Sekıb Arslan'ın anılarının derlendıgı 'İttihatcı bır Arap Aydınının Anıları' ısımlı kıtap ile başlamıştım.

Emir Sekıb Arslan Lübnanlı dürzi edebiyat, dusunce ve sıyaset adamıdır. Sekib Arslan Osmanlı son donemınde ozellıkle Enver paşaya yakınlığı ıle bılınıyor ve kıtapta Osmanlı son donemınde gerçeklesen sıyası olaylardan bahsedıyor. Osmanlının Araplara, Arapların da Osmanlılara karsı yaptığı yanlışları görmüş ve tarafsız bır bakışa sahıp. Ozellıkle Osmanlının savaş zamanında farklı organızasyonlar aracılığı ıle varını yoğunu yardım olarak askerlere gönderen arapların bırlıkte kalma mucadelesını anlatırken aynı zamanda Osmanlının mıllıyetcılık akımı ıle Arap dünyasını nasıl dısladıgını ve Arapların da yuzlerını Ingılız ve Fransızlara donmesının cozum olmayacağını anlatmış. Batılıların sozlerını tutmayıp Fılıstını Sıyonıstlere vereceklerını daha olaylar gerceklesmeden on gorebılmıs.