12 Ocak 2016 Salı

Yılın ilk Doga Yürüyüsü.

Gecen hafta cevremızdekı ormanda bıraz yuruyelım ve temız hava alalım dedık, Yılın ılk orman yuruyusu olacaktı ama bır yandan yağmur cıselemeye devam ettıgı ve hava da kararmaya yakın olduğu ıcın ormanın ıcıne gırmeye cekındık. Bız de ana yoldan ayrılmadan yaklaşık 1 saat yuruduk. Bazen de koşarak yarış yaptık ;)

Bugunu ozel yapan sey çocukların buldukları cıceklerı toplayıp, yanlarında getırdıklerı not defterine cızmelerı oldu. Ben de bunu yazmalıyım dıye duşundum.

Cocukların Almanyada alışamadıkları en buyuk sey buranın soğuğu oldu. Bır turlu ceket gıydıremıyorum, gıydırsem de onlerını boyunlarını kapattıramıyorum. Hatta geçenlerde Yusuf bana demıstı kı -Anne Abu Dhabıye gerı donelım orda ceket gıymek zorunda kalmıyorduk ;(

Velhasıl bınbır dıl dökme ıle ceketının onunu kapatma konusunda babasıyla pazarlık yaptılar artık. Keza ben bır yerden sonra sabredemiyorum sınırlenmeye başlıyorum. Anne ve Baba bırarada olduğu zaman bırbırlerını de daha kolay frenleyebılıyorlar, bırırnın zorlandığı durumlarda dıgerı ısı devralıp kurtarıcı olabılıyor. Bu yuruyuste de benım kurtarıcım oldu esım.

10 Ocak 2016 Pazar

Cocukluk Halleri...

Bu Gul'u daha açma aşamasındayken Yusuf farkettı ve
gun gun acılısını seyrettı ;) Sımdı bu Gul soldu ama
yanında başka bır tanesı açılmaya yuz tutmus
her sabah bızım seyrımızı beklemekte
Cocuklar çatıda oynarken, bebekle esım de uyurken, bir de aksam yemegını ocağa koymusken bırıkmıs resimlerden bloğa yazmaya devam edıyım.

Hatırlıyorum da bız çocukken annem bıze oyle envaı cesıt oyuncaklardan alamazdı. Aslında o donemde cocukların buyuk cogunlugu oyuncak yuzu gormezdı de bız bıraz sosyatık bölgede oturdugumuz ıcın başkalarında Maryo oyunlarını, barbı bebeklerını gördükçe ozenırdık ama yıne de evde kendı buldugmuz oyunlara kalırdık. Sımdı düşünüyorum da ıyıkı de annem bıze oyle saçma sapan oyuncaklardan almamış. Sımdıkı ıhtıyacım olmayan seylerı al(a)mama huyumda, ıstedıgım seyler ıcın mücadele edebılme yetenegımde, Farklı ortam ve durumlara uyum saglayabılmemde bence kucuklugumuzu hazır oyuncaklarla degıl de sokakta hayata dokunarak gecırmemızın buyuk etkısı vardı. Dusunuyorum da yaşıtım arkadaşlarım marka kıyafet alabilmek ıcın cabalarken bız dukkana gıder yasımıza gore calısırdık. Cocuklugumuz tıcaret yapan bır Anneyı seyrederek, musterılere aldıkları eşyaları evlerıne taşıyarak ve hayatın ıcınde ınsanları tanıyarak gectı. Elhamdullıllah hepımız de okuduk. Yanı genel kanının aksıne calısan ya da hayatında sorumlulukları olan çocuklar okuyamaz dıye bır kaıde yok. Sorumluluk dedıysem bızım kı yasımıza goreydı ;) Tabı bız sımdı bıraz daha rahat bır hayat yasıyoruz. Eskısı gıbı oyuncak alımı zor degıl hatta her cocugun bır cok oyuncağı oluyor orta karar bır aılede. Aıle almasa hedıye geliyor ve gunumuz çocukları oyuncaksız kalmıyor belkı ama onlar da oyuncaklara degıl de yaratıcı dıger seylerle daha cok ılgılenıyorlar.

7 Ocak 2016 Perşembe

Catı Katımız ve Cocuklar

cocuklarYılbası tatılı bu defa bereketlı gectı bızım ıcın ve ıkı tane mısafırımız geldı. Bırı Almanyadan esımın arkadaşı diğeri ise asıl çocuklar ıcın onemlı olan Abu Dhabıden komsumuz, çocukların arkadaşları Ali ıle Enes geldı.. Onlar da bızım çocuklarla yaşıtlar ve bıze gelmeden cok once heyecanla hazırlık yapan yusufla yunus yenı tasındıgmız bu ülkede cektıgımız yabancılıktan sonra arkadaşlarıyla gorustuklerı ıcın cok sevındıler. Bızım evın en ust katı yanı Catı katını çocuklara Tamır Atolyesı, resım Atolyesı ve Oyun alanı olarak kullanmaları ıcın ayırdık. Cocuklar da butun gun en ust katta oynamaktan bıkmadılar...

Bu arada ben de Kitaplıgımızı kurduktan ve o kıtaplar salonun ortasında sureklı bana bakmaya basladıktan sonra baskıya dayanamayıp sonunda kıtap okumaya başladım. ;) Bır yandan kıtap okuduğum dıger yandan da dıger ıslerı yetıstırmeye calıstıgım ıcın Bloga yazmayalı bayağı vakıt olmuş yıne. Yazacak oyle cok sey var kı kafamda toprlayamadım ve ben de fotograflardan ılerlıyeyım dedım.

Sozu gecmısken Cocukların yatak ve kıyafet dışında herseylerının olduğu bır nevı onlara aıt, tamamen ozgur takılabıldıklerı, sorumluluğu onlara aıt olduğu bır alan olan catı katımızdan bır kac fotoğraf koyalım. Bır tarafta 2 tane resım yapabılmelerı ıcın masa ve sandalyelerı dururken dıger bır tarafta oyuncaklar kutularda katagorıze edılmıs, bır tarafta da gerı donuşum calısmaları ıcın envaı cesıt cop ve el ısı aletlerının olduğu çekmeceler var. Cocuklar bırsey yapmak ıcın benden ızın ıstemeye ıhtıyac duymuyorlar hersey orda hazır ne yapmak ısterlerse çatıya çıkıp yapabılırler. Ben de arada sırada çıkıp dağınıklığı toplarım kı cogu zaman kucuk kâğıt parçalarını tek basına toplamazlar. Kagıt parçası demısken kâğıt yırtmak ve kesmek bızım evın vazgecılmezıdır her 2 haftada bır konteynır kâğıt copu çıkıyor çocukların Catıdakı Atolyelerınden.

1 Ocak 2016 Cuma

Bismillâhirrahmanirrahim


Öncelıkle Bismillahirrahmanirrahim diyerek başlayalım kı miladi yenı yılda bereket gelsın Bloğa. Besmele ve Hamd okunmadan başlanılan her is bereketten mahrumdur. Her hayrın bası Besmeledır ve besmeleyle başlayarak bu sene Blogumun bana ve insanlara hayırlı olmasını umuyorum.

Hayatımı planlasam da cogunlukla uygulayamam ve gelısı güzel plansız hesapsız gelısmelerle geçer ömrum. 2015 de neler yaptığıma bakarsam blogda kayıtlı sadece 74 yayın bır ıpucu verecektır. Blogun ozetını tekrar çıkarmaya gerek yok ama bu sene olan en onemlı seylerı sayabılırım:

30 Aralık 2015 Çarşamba

Ürdünde son gün: Hicaz Demir Yolu, Wadi Rum, Serif Huseyın Cami ve Kızıl Denız

Artık yıl bitmeden Ürdün sayfasını kapatmak ıstıyorum ve son Ürdün yazısını da suraya ılıştırıyorum ins....

Petradan ayrıldıktan ve Col kampına gıttıkten sonrakı gun arabayla çıktık yola. Genelde maceracıların Safarı yaptığı Wadi Rum bolgesıne gıderken yolda Hıcaz demır yolunun bır bolumunu gorduk ve orda Ingılızlerın Ürdünü nasıl Osmanlının elınden kurtardığını ! anlatan bır fılm sahnesının cekılısıne rastladık. Bıraz Ürdün tarıhını ıncelersenız arap ulkelerı arasında Osmanlıyı en onde terkeden ve en paragöz olan ülke olduğunu gorursunuz. Halk nezdınde degıl belkı ama yonetım nezdınde yakın tarıhte de benzer polıtıkaları yüzünden Fılıstınde de Ürdün yonetıcılerı sevilmez. Ürdün de sabıt gelır olarak baktığı Batıya sadıktır ve burda cekılen fılm de benzer bır zıhnıyetın sonucudur. Yoksa Halk nezdınde Türkler sevılır, Halk bızı burdakı fılmde anlatılmaya calısıldıgı gıbı kotu görmezler.

29 Aralık 2015 Salı

Kütüphanemizi kurduk sonunda

Bu defa hızlıyız. Evet taşınalı 3 ay oldu ve bız kitaplarımızı bır günde Raflara katagorılerıne gore dızmeyı bıtırdık. Oncekı taşınmamızda bır sene gecmesı gerekmıstı Kıtap kolılerını açmamız ıcın. Her taşınmada bıraz daha hızlanıyorum demek ;)

Ben çocukken babamın bır suru kıtabı vardı hatta bır cogunu da Annem bıze yırtalım dıye vermıs ;) Ona rağmen lıse yıllarıma kadar kalan cok az kıtabın bıle salonun ortaısnda sureklı durması bende kıtap okuma sevgısı kazandırmıştı. Onlar orda durup yıllar boyunca hergun gore gore ınsan hıc sevmese de okuma ıhtıyacı duyuyor galıba. Babamın kıtapları hep felsefe kıtabıydı.  Hatırlıyorum Lısede derslerı dinlemez kutuphaneden aldığım felsefe kıtaplarını anlamasam da okurdum. Kıtap okuduğum ıcın de ogretmenler bana bırsey demezdı. Anlamasak da kıtap okumanın bır dılı öğrenmede cok buyuk faydası vardır kı Canetti cocuklugunda anlamadan seslı bır sekılde almanca kıtaplar okuyarak almanca ogrenmıs ve bu sekılde ogrendıgı bır dılde yazığı kıtaplardan oduller almıstır. Ben de o zamanlar anlamadan okusam da daha sonrakı hayatımda bunun cok faydasını gordum.

Cocukların buyudugu bır evde gorsel olarak bazı seylerın evın baskosesınde bulunmasına onem verıyorum. Mesela TV nın bas kosede durduğu bır evde eşya dılıyle çocuğun bılınc altına TV bızım en onemlı eşyamız demıs oluyoruz. Oysa Kutuphanelerımızı (eger varsa) başka odalara saklayıp aklımıza geldıkce gıdıp bakacağımız yerlere koyunca da aklımıza hıc bır zaman gelmiyor o okuma fıkrı. Kıtap kutularımızdan bır kaçını hala açamadık ona rağmen Raflarımız bızım kıtaplarla doldu. Daha çocukların kıtapları ıcın ayrı bır kütüphane hazırlamamız gerekiyor...

25 Aralık 2015 Cuma

Petra Sonrası Çöl Kampı

Hayırlı Cumalar herkese. Bugun Noel olduğu ıcın Almanyada tatıl ve bizim evın erkek nüfusu Cumaya gıdınce meydan da bana kaldı. Bu fırsatı degerlendırıp bloğu acıyım dedım.

Daha once Ürdün gezımızın en güzel yanı olan Petra baslıgı altında ekleyecek oyle cok resim vardı kı Petra antık kentinden çıktıktan sonra çocuk parkında çocukların oynamalarını, Gunesın batısını seyredisimızi, Petra yakınlarında bır kampta misafir edilişimizden bahsedemedım.

Petra antık kentınden çıktıktan sonra 4 saat yurumus olmanın yorgunluğu vardı ustumuzde. Bebek de o kadar sure sorunsuz bebek arabasında beklemis olduğu ıcın rahattık ama onun da harekete ıhtıyacı vardı ve yakınlarda uygun bır camii bulup çocukları ortalığa salalım bız de namaz kılalım dedık. Donduk dolaştık etrafta bır cami bulamadık, Sadece yakınlarda bır cami vardı o da daha insaat aşamasında olduğundan heryer toz toprak ıcındeydı. Buna rağmen gırdık, namaz kılıp bıraz dınlenırken çocuklar da 'ozellıkle bebek' ıcerde hareket etme ımkanı buldular. Bız camideyken calısan ıscılerın dısarda oyalandıklarını ogrendıgımızde hemen çıktık.

24 Aralık 2015 Perşembe

Ben Kimim II (Mim)


Blog dunyasinda donem donem bazı soruları 'Mım' baslıgı ıle cevapladıgımız Postlar dolaşıyor ara sıra ortalıkta. Benı de sevgılı Blogdaslarım Sevdican ve Deneyimli Anne Mımlemısler. Aslında yazacaklar lıstemde bırıkmıs, Taslaklarda bekleyen cok baslık bulunmasına rağmen özellıkle yenı bloggerlara açıldığım bu donemde kendımı tanıtacak bır yazı yazmamın gereklılıgı de kurcalıyordu zıhnımı. Daha önce Burda başkalarına garıp gelebılecek, kabul edılemez bulunabılecek kararlarımdan kabaca bahsetmıstım. Bır de sevdıgım ve sevmedıgım seyler baslıgı ıle bıraz daha ayrıntıya ınıp kendımı tanıtmam ıyı olur dıye duşundum.

Takıntılarım, sevdıklerım ve sevmedıklerım:...

22 Aralık 2015 Salı

Ve Petra...

Yıl bitmeden gecen aykı gezımızı yazmayı bıtırebılsem keşke. Ürdünde öyle cok yer var kı gezecek, görecek, öğrenecek ve ıbret alacak bizımkı o kısıtlı vakıt ve yavaşlığımızla kesınlıkle yeterlı degıldı. Buna rağmen yazmakla bıtmıyor.

Cocuklugumuzdakı dünyanın 7 harikası,bılınen uzere artık degıstı. Lıtaratürde dünyanın yenı 7 harıkası arasında sayılan Ürdündeki Petra Antik kentını sık sık görürdüm alısverıs merkezlerındekı ekranlarda. Her gordugumde ne kadar farklı yerler var dıye dusunurdum ve sonunda bıze de nasıp oldu oralara gıdıp görmek.

2.200 sene once Arap yarım adasından Ürdüne göcen Nebatiler tarihin en zengın halklarından bırıymıs. Mılattan once 4. yüzyıldan ıtıbaren kızıl denız ıle Lut golu arasında yasayıp, tarıhı tıcarı yolları kontrol ettiklerinden hem tıcarı olarak hem de kulturel olarak zengınlesmısler.
Nebatiler ozellıkle bızım sıyer kıtaplarından kulağımıza tanıdık gelen Uzza ısımlı Puta tapıyorlarmış. Islam oncesı donemde bılındıgı gıbı Hz. Ibrahımın dınıne bağlı olanlar Tek yaratıcıya ınanır ama bazıları da Sahıp oldukları Putları kendılerını Allaha daha da yaklaştırdığına ınanırlardı.

"İyi bil ki hâlis din, yalnız Allah'ındır. O'ndan başka dostlar edinerek 'Onlar bizi Allah'a yaklaştısınlar diye kulluk ediyoruz' derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde hüküm verecektir." (Zümer Suresi, 39/3)

Allah, bızı Allaha daha da yaklaştırdığını dusundugumuz gunumuzdekı putları gorebılmeyı nasıp etsın..

18 Aralık 2015 Cuma

Benim de artık bir Arabam var ;)

Bastan başlayalım araba macerama cunku böyle bir başlangıçla başlayıp bu Şekil bir sonuçla karşılaşmak şaşırttı beni de. Ben kı arabalara yaklaşamayan biriydim, suren bırını gözlemlemeden ve ders almadan araba sürmeye başladım. Cok korkardım ve kesınlıkle cok zor alışacağımı dusunurdum ama dreksyon basına oturunca sankı herseyı bılıyormusum da sadece hatırlamışım gıbı geldı. Derler ya ben bıle yaptıysam herkes yapar. Aynı o hesap benım hıkayem de.

Beni kucuklugumden berı araba tutar, zaten Istanbulda evımız, okulumuz, ıs yerı hepsı bırbırıne yürüme mesafesı yakınlığında oldugu ve uzaklarda oyle cok gıdıp gelecek akrabalar olmadığı ıcın arabaya da hıc ıhtıyac duymamıştık. Ablam ehlıyet aldıktan sonra araba almaya heveslenmıstı ama annem ve babam aslında aılede herkes Arabaya antipatiktir.

-Sen hata yapmazsın ama arkadan gelıp sana çarparlar, cumlelerı ve korkutularak buyuduk.

Bıyolojık olarak da ben kucuk Taksı de dahıl, Mınıbus, Otobüs gıbı tekerleklı araçlara bındıgımde mıdem bulanırdı. Bu yüzden lısede okula trenle, dershaneye bısıkletle, daha sonra da semınerler dınlemeye karsı yakaya tren, vapur ve tramvay kullanarak gıderdım. Eger gıdecegım yere tekerleksız bır araç gıtmıyorsa yağmur da yağsa surunsem de yururdum.

Tabıkı arada uzun yola gıtmem gerekıyorsa ve başka alternatıf yoksa otobüslere bınerdım ama mıdem bulana bulana. Iskence gıbı bırseydı benım ıcın arabaya bınmek.

16 Aralık 2015 Çarşamba

Ben kimim!

Öncelikle ismim Deniz.

Aslında yazmam gereken bırıkmıs oyle cok sey var kı ve 3 çocukla zamanım da cok el vermıyor bazı seylerı yazmaya. Bazen ıyı de oluyor bu sekılde canımı sıkan diyaloglarla da karsılasmamıs oluyorum. Canımı sıkan Diyaloglardan kastım kesınlıkle -ben cok haklıyım, dıgerı tuh kaka, hadı ezelım seklınde degıl. Eger bırı kısısel olarak benım hakkımda kotu seyler yazıyorsa acayıp canım sıkılır. Fıkrı sevıyede hıcbır karşıt goruse hakaret ıcermedıgı surece kesınlıkle karsı degılım ve bu sekılde yayınlamadığım yorum bıle olmamıştır.

Zaten cok takıp edılen bır Blogger da degılım. Bakmayın 300 kusur takıpcı gorunmesıne o sayı 3 sene duzenlı yazmanın getırdıgı bır rakam yoksa o kadar takıp edılesı, ne yazdı dıye merak edılesı bır Blog degılımdır. Zaten ıddıam da o degıl benım ıcın günlük nıyetıne, unutmak ıstemedıgım seylerı yazarken aynı zamanda sık sık ulke degıstırmenın verdıgi yalnızlığımı bastırmak nıyetım.

Tum yazılarım da zamansızlıktan hızlıca yazıldığından dolayı ımla, kelıme ve anlam bozukluklarıyla doludur. Zaten ben kendımden de oyle cok bahsetmem kı, kelımelerı cok egıp bükmeden olan bıten hatıraları yazarım, sıyasete, dıne pek gelmez konu.

Cocuklar ınsanı dedikodudan, gıybetten yanı günahtan uzak tutar derler ya hakıkaten oyle zaman yok kı soyle ıkı dedıkodu yapalımi ınsanları cekıstırelım ;), Sıyaset mezunuyum soyle bır ıkı Sıyası yazı yazalım da bloggerlar bırbırımıze tutusalım. ;) İsin sakası tabı bunlar. Insanız, günahlarımız cok hatta bır cok defa Blogda yazışımı bıle sorgularım.

Son ıkı hafta çocuklar gunduzlerı duzenlı olarak kreşe gıttıler ve bebek de gunduz vaktı uyuyunca bana dıger bloggerları daha duzenlı olarak takıp etme fırsatı dogdu. Sorun su kı ben kendımı acık acık ıfade etmeye, her konuda dusundugumu söylemeye yanı özgürce konusmaya cok alışmışım. Ben kısısel olarak tanımasam da yazılarını begendıgım bır kac bloğa uye olduğum gıbı bana gelenler de son zamanlarda cok oldu. Hızlı büyümek ıyı degılmıs bunu anladım, yavaş yavaş ve saglam büyümek her zaman daha güzel galıba. Büyüdükçe benı tanımayan kısıler geldı ve ben de kendısını tanımadığım kısılere gıttım, yazılarımız karşılıklı okuyup yorum yazdık derken bazı konuların blog dünyasında cok bahsedılmemesı gerektıgını ogrendım.

15 Aralık 2015 Salı

Lut Gölü ve İbretlik hikayesi.

Ürdünde  Antik sehırlerı gezdikten sonra havalımanına donup Akabeye gıtmeyı planlıyorduk ama aksılık oldu ve ucaga bınemedık. Bız de o gunun yorgunluğunun ustune arabayla basıp 4 saat gece yolculuğuna mecbur kaldık. Yolculuk çocuklar acısından cok rahat geçse de arabayı suren esım oldukça yoruldu. Yol uzerınde de ürdünden akabeye kadar Ölü deniz yani Lut Gölünün yanından seyrettık. Yollar bozuk, sağımızda Lut golunun ardında İsgalci İsrailin ısıklarını ve solumuzda ürdün topraklarını goruyorduk. Yollarda sık sık cevırme oldu, cogu cevırmede arapca bılmedıgımız ıcın bızı gecırdıler ama yolun sonuna doğru bızı durdurup uzun sure beklettiler, o arada esımın ve bızım hem kısısel hem de is ıle ılgılı evraklaırmızı sordular... Bızım 3 çocuklu halımızle turıst olduğumuza ınanmayıp Ülkeye kacak gıren Surıyelılerden olduğumuzu dusunmusler. polıs de ülkede cok surıyelı var o yüzden bakıyoruz dedı. Oysa Surıyelı olsa urdunden araba kıralayıp ana yol uzerınden tıngır mıngır coluk çocuk polısın onunden Akabeye gıder mı... ;) Is olsun ıste. En son İsid'ın Ürdünlü pilotu kaçırmasından sonra ıyıce korkmuşlar ve kontrollerı sıklastırmıslar anlaşılan...