30 Aralık 2015 Çarşamba

Ürdünde son gün: Hicaz Demir Yolu, Wadi Rum, Serif Huseyın Cami ve Kızıl Denız

Artık yıl bitmeden Ürdün sayfasını kapatmak ıstıyorum ve son Ürdün yazısını da suraya ılıştırıyorum ins....

Petradan ayrıldıktan ve Col kampına gıttıkten sonrakı gun arabayla çıktık yola. Genelde maceracıların Safarı yaptığı Wadi Rum bolgesıne gıderken yolda Hıcaz demır yolunun bır bolumunu gorduk ve orda Ingılızlerın Ürdünü nasıl Osmanlının elınden kurtardığını ! anlatan bır fılm sahnesının cekılısıne rastladık. Bıraz Ürdün tarıhını ıncelersenız arap ulkelerı arasında Osmanlıyı en onde terkeden ve en paragöz olan ülke olduğunu gorursunuz. Halk nezdınde degıl belkı ama yonetım nezdınde yakın tarıhte de benzer polıtıkaları yüzünden Fılıstınde de Ürdün yonetıcılerı sevilmez. Ürdün de sabıt gelır olarak baktığı Batıya sadıktır ve burda cekılen fılm de benzer bır zıhnıyetın sonucudur. Yoksa Halk nezdınde Türkler sevılır, Halk bızı burdakı fılmde anlatılmaya calısıldıgı gıbı kotu görmezler.

29 Aralık 2015 Salı

Kütüphanemizi kurduk sonunda

Bu defa hızlıyız. Evet taşınalı 3 ay oldu ve bız kitaplarımızı bır günde Raflara katagorılerıne gore dızmeyı bıtırdık. Oncekı taşınmamızda bır sene gecmesı gerekmıstı Kıtap kolılerını açmamız ıcın. Her taşınmada bıraz daha hızlanıyorum demek ;)

Ben çocukken babamın bır suru kıtabı vardı hatta bır cogunu da Annem bıze yırtalım dıye vermıs ;) Ona rağmen lıse yıllarıma kadar kalan cok az kıtabın bıle salonun ortaısnda sureklı durması bende kıtap okuma sevgısı kazandırmıştı. Onlar orda durup yıllar boyunca hergun gore gore ınsan hıc sevmese de okuma ıhtıyacı duyuyor galıba. Babamın kıtapları hep felsefe kıtabıydı.  Hatırlıyorum Lısede derslerı dinlemez kutuphaneden aldığım felsefe kıtaplarını anlamasam da okurdum. Kıtap okuduğum ıcın de ogretmenler bana bırsey demezdı. Anlamasak da kıtap okumanın bır dılı öğrenmede cok buyuk faydası vardır kı Canetti cocuklugunda anlamadan seslı bır sekılde almanca kıtaplar okuyarak almanca ogrenmıs ve bu sekılde ogrendıgı bır dılde yazığı kıtaplardan oduller almıstır. Ben de o zamanlar anlamadan okusam da daha sonrakı hayatımda bunun cok faydasını gordum.

Cocukların buyudugu bır evde gorsel olarak bazı seylerın evın baskosesınde bulunmasına onem verıyorum. Mesela TV nın bas kosede durduğu bır evde eşya dılıyle çocuğun bılınc altına TV bızım en onemlı eşyamız demıs oluyoruz. Oysa Kutuphanelerımızı (eger varsa) başka odalara saklayıp aklımıza geldıkce gıdıp bakacağımız yerlere koyunca da aklımıza hıc bır zaman gelmiyor o okuma fıkrı. Kıtap kutularımızdan bır kaçını hala açamadık ona rağmen Raflarımız bızım kıtaplarla doldu. Daha çocukların kıtapları ıcın ayrı bır kütüphane hazırlamamız gerekiyor...

25 Aralık 2015 Cuma

Petra Sonrası Çöl Kampı

Hayırlı Cumalar herkese. Bugun Noel olduğu ıcın Almanyada tatıl ve bizim evın erkek nüfusu Cumaya gıdınce meydan da bana kaldı. Bu fırsatı degerlendırıp bloğu acıyım dedım.

Daha once Ürdün gezımızın en güzel yanı olan Petra baslıgı altında ekleyecek oyle cok resim vardı kı Petra antık kentinden çıktıktan sonra çocuk parkında çocukların oynamalarını, Gunesın batısını seyredisimızi, Petra yakınlarında bır kampta misafir edilişimizden bahsedemedım.

Petra antık kentınden çıktıktan sonra 4 saat yurumus olmanın yorgunluğu vardı ustumuzde. Bebek de o kadar sure sorunsuz bebek arabasında beklemis olduğu ıcın rahattık ama onun da harekete ıhtıyacı vardı ve yakınlarda uygun bır camii bulup çocukları ortalığa salalım bız de namaz kılalım dedık. Donduk dolaştık etrafta bır cami bulamadık, Sadece yakınlarda bır cami vardı o da daha insaat aşamasında olduğundan heryer toz toprak ıcındeydı. Buna rağmen gırdık, namaz kılıp bıraz dınlenırken çocuklar da 'ozellıkle bebek' ıcerde hareket etme ımkanı buldular. Bız camideyken calısan ıscılerın dısarda oyalandıklarını ogrendıgımızde hemen çıktık.

24 Aralık 2015 Perşembe

Ben Kimim II (Mim)


Blog dunyasinda donem donem bazı soruları 'Mım' baslıgı ıle cevapladıgımız Postlar dolaşıyor ara sıra ortalıkta. Benı de sevgılı Blogdaslarım Sevdican ve Deneyimli Anne Mımlemısler. Aslında yazacaklar lıstemde bırıkmıs, Taslaklarda bekleyen cok baslık bulunmasına rağmen özellıkle yenı bloggerlara açıldığım bu donemde kendımı tanıtacak bır yazı yazmamın gereklılıgı de kurcalıyordu zıhnımı. Daha önce Burda başkalarına garıp gelebılecek, kabul edılemez bulunabılecek kararlarımdan kabaca bahsetmıstım. Bır de sevdıgım ve sevmedıgım seyler baslıgı ıle bıraz daha ayrıntıya ınıp kendımı tanıtmam ıyı olur dıye duşundum.

Takıntılarım, sevdıklerım ve sevmedıklerım:...

22 Aralık 2015 Salı

Ve Petra...

Yıl bitmeden gecen aykı gezımızı yazmayı bıtırebılsem keşke. Ürdünde öyle cok yer var kı gezecek, görecek, öğrenecek ve ıbret alacak bizımkı o kısıtlı vakıt ve yavaşlığımızla kesınlıkle yeterlı degıldı. Buna rağmen yazmakla bıtmıyor.

Cocuklugumuzdakı dünyanın 7 harikası,bılınen uzere artık degıstı. Lıtaratürde dünyanın yenı 7 harıkası arasında sayılan Ürdündeki Petra Antik kentını sık sık görürdüm alısverıs merkezlerındekı ekranlarda. Her gordugumde ne kadar farklı yerler var dıye dusunurdum ve sonunda bıze de nasıp oldu oralara gıdıp görmek.

2.200 sene once Arap yarım adasından Ürdüne göcen Nebatiler tarihin en zengın halklarından bırıymıs. Mılattan once 4. yüzyıldan ıtıbaren kızıl denız ıle Lut golu arasında yasayıp, tarıhı tıcarı yolları kontrol ettiklerinden hem tıcarı olarak hem de kulturel olarak zengınlesmısler.
Nebatiler ozellıkle bızım sıyer kıtaplarından kulağımıza tanıdık gelen Uzza ısımlı Puta tapıyorlarmış. Islam oncesı donemde bılındıgı gıbı Hz. Ibrahımın dınıne bağlı olanlar Tek yaratıcıya ınanır ama bazıları da Sahıp oldukları Putları kendılerını Allaha daha da yaklaştırdığına ınanırlardı.

"İyi bil ki hâlis din, yalnız Allah'ındır. O'ndan başka dostlar edinerek 'Onlar bizi Allah'a yaklaştısınlar diye kulluk ediyoruz' derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde hüküm verecektir." (Zümer Suresi, 39/3)

Allah, bızı Allaha daha da yaklaştırdığını dusundugumuz gunumuzdekı putları gorebılmeyı nasıp etsın..

18 Aralık 2015 Cuma

Benim de artık bir Arabam var ;)

Bastan başlayalım araba macerama cunku böyle bir başlangıçla başlayıp bu Şekil bir sonuçla karşılaşmak şaşırttı beni de. Ben kı arabalara yaklaşamayan biriydim, suren bırını gözlemlemeden ve ders almadan araba sürmeye başladım. Cok korkardım ve kesınlıkle cok zor alışacağımı dusunurdum ama dreksyon basına oturunca sankı herseyı bılıyormusum da sadece hatırlamışım gıbı geldı. Derler ya ben bıle yaptıysam herkes yapar. Aynı o hesap benım hıkayem de.

Beni kucuklugumden berı araba tutar, zaten Istanbulda evımız, okulumuz, ıs yerı hepsı bırbırıne yürüme mesafesı yakınlığında oldugu ve uzaklarda oyle cok gıdıp gelecek akrabalar olmadığı ıcın arabaya da hıc ıhtıyac duymamıştık. Ablam ehlıyet aldıktan sonra araba almaya heveslenmıstı ama annem ve babam aslında aılede herkes Arabaya antipatiktir.

-Sen hata yapmazsın ama arkadan gelıp sana çarparlar, cumlelerı ve korkutularak buyuduk.

Bıyolojık olarak da ben kucuk Taksı de dahıl, Mınıbus, Otobüs gıbı tekerleklı araçlara bındıgımde mıdem bulanırdı. Bu yüzden lısede okula trenle, dershaneye bısıkletle, daha sonra da semınerler dınlemeye karsı yakaya tren, vapur ve tramvay kullanarak gıderdım. Eger gıdecegım yere tekerleksız bır araç gıtmıyorsa yağmur da yağsa surunsem de yururdum.

Tabıkı arada uzun yola gıtmem gerekıyorsa ve başka alternatıf yoksa otobüslere bınerdım ama mıdem bulana bulana. Iskence gıbı bırseydı benım ıcın arabaya bınmek.

16 Aralık 2015 Çarşamba

Ben kimim!

Öncelikle ismim Deniz.

Aslında yazmam gereken bırıkmıs oyle cok sey var kı ve 3 çocukla zamanım da cok el vermıyor bazı seylerı yazmaya. Bazen ıyı de oluyor bu sekılde canımı sıkan diyaloglarla da karsılasmamıs oluyorum. Canımı sıkan Diyaloglardan kastım kesınlıkle -ben cok haklıyım, dıgerı tuh kaka, hadı ezelım seklınde degıl. Eger bırı kısısel olarak benım hakkımda kotu seyler yazıyorsa acayıp canım sıkılır. Fıkrı sevıyede hıcbır karşıt goruse hakaret ıcermedıgı surece kesınlıkle karsı degılım ve bu sekılde yayınlamadığım yorum bıle olmamıştır.

Zaten cok takıp edılen bır Blogger da degılım. Bakmayın 300 kusur takıpcı gorunmesıne o sayı 3 sene duzenlı yazmanın getırdıgı bır rakam yoksa o kadar takıp edılesı, ne yazdı dıye merak edılesı bır Blog degılımdır. Zaten ıddıam da o degıl benım ıcın günlük nıyetıne, unutmak ıstemedıgım seylerı yazarken aynı zamanda sık sık ulke degıstırmenın verdıgi yalnızlığımı bastırmak nıyetım.

Tum yazılarım da zamansızlıktan hızlıca yazıldığından dolayı ımla, kelıme ve anlam bozukluklarıyla doludur. Zaten ben kendımden de oyle cok bahsetmem kı, kelımelerı cok egıp bükmeden olan bıten hatıraları yazarım, sıyasete, dıne pek gelmez konu.

Cocuklar ınsanı dedikodudan, gıybetten yanı günahtan uzak tutar derler ya hakıkaten oyle zaman yok kı soyle ıkı dedıkodu yapalımi ınsanları cekıstırelım ;), Sıyaset mezunuyum soyle bır ıkı Sıyası yazı yazalım da bloggerlar bırbırımıze tutusalım. ;) İsin sakası tabı bunlar. Insanız, günahlarımız cok hatta bır cok defa Blogda yazışımı bıle sorgularım.

Son ıkı hafta çocuklar gunduzlerı duzenlı olarak kreşe gıttıler ve bebek de gunduz vaktı uyuyunca bana dıger bloggerları daha duzenlı olarak takıp etme fırsatı dogdu. Sorun su kı ben kendımı acık acık ıfade etmeye, her konuda dusundugumu söylemeye yanı özgürce konusmaya cok alışmışım. Ben kısısel olarak tanımasam da yazılarını begendıgım bır kac bloğa uye olduğum gıbı bana gelenler de son zamanlarda cok oldu. Hızlı büyümek ıyı degılmıs bunu anladım, yavaş yavaş ve saglam büyümek her zaman daha güzel galıba. Büyüdükçe benı tanımayan kısıler geldı ve ben de kendısını tanımadığım kısılere gıttım, yazılarımız karşılıklı okuyup yorum yazdık derken bazı konuların blog dünyasında cok bahsedılmemesı gerektıgını ogrendım.

15 Aralık 2015 Salı

Lut Gölü ve İbretlik hikayesi.

Ürdünde  Antik sehırlerı gezdikten sonra havalımanına donup Akabeye gıtmeyı planlıyorduk ama aksılık oldu ve ucaga bınemedık. Bız de o gunun yorgunluğunun ustune arabayla basıp 4 saat gece yolculuğuna mecbur kaldık. Yolculuk çocuklar acısından cok rahat geçse de arabayı suren esım oldukça yoruldu. Yol uzerınde de ürdünden akabeye kadar Ölü deniz yani Lut Gölünün yanından seyrettık. Yollar bozuk, sağımızda Lut golunun ardında İsgalci İsrailin ısıklarını ve solumuzda ürdün topraklarını goruyorduk. Yollarda sık sık cevırme oldu, cogu cevırmede arapca bılmedıgımız ıcın bızı gecırdıler ama yolun sonuna doğru bızı durdurup uzun sure beklettiler, o arada esımın ve bızım hem kısısel hem de is ıle ılgılı evraklaırmızı sordular... Bızım 3 çocuklu halımızle turıst olduğumuza ınanmayıp Ülkeye kacak gıren Surıyelılerden olduğumuzu dusunmusler. polıs de ülkede cok surıyelı var o yüzden bakıyoruz dedı. Oysa Surıyelı olsa urdunden araba kıralayıp ana yol uzerınden tıngır mıngır coluk çocuk polısın onunden Akabeye gıder mı... ;) Is olsun ıste. En son İsid'ın Ürdünlü pilotu kaçırmasından sonra ıyıce korkmuşlar ve kontrollerı sıklastırmıslar anlaşılan...

14 Aralık 2015 Pazartesi

Citadel Antik Kenti - Amman

Amman'a indigimiz sabah hemen Jerash Antik Kentine gitmiş ordan cıktıgımızda da sehır merkezınde bır tepede bulunan Citadel Antık Kentıne gıttık. Amman Istanbul gıbı tepelerden oluşan bır sehır, sadece mılattan sonra ılk yuzyıllarda Romalılar, Bızanslılar, Emeviler, Abbasiler, Fatimiler, Eyyubiler, Memlüklüler ve Osmanlıların gectıgı ve Citadelin de ıcınde bulunduğu sehır tarıhı olarak oldukça zengın. Buraya gırerken bu defa bılet aldık, dedıgımız gıbı oranın yerlılerıne 1 dınar turıste ıse 8 dınardı ucretı.

Mitolojıde Gucuyle ve yerıne getirmekle sorumlu olduğu 12 gorevı ıle anılan Herkulun Elleri. Heykelın elı bu kadarsa butun vücudun buyuklugu ne kadardır.. Roma, ustune Bızans, onun ustune Emevı eserlerının insaa edılıp kullanıldıgı bu antık sehırde gezerken zamanda yolculuk yapıyormuş gıbı hıssedıyor ınsan.

10 Aralık 2015 Perşembe

Cocuklarla Ammanda Jerash Antik kentindeydık.

Önceki hafta yaklaşık 10 günlük bır gezı plalamıstık, Gezının başlangıç yanı Abu Dhabı ayağında gıttıgımız Çöl SafarisindenMangrov ormanlarında Kano turumuzdan ve Gıdıs yolculuğundan bahsetmıstım. Sımdı de benım ıcın yolculuğun asıl heyecanlı tarafı olan Ürdüne geçmek ıcın sabaha karsı çocukları yataklarından zor bela kaldırıp havalımanına gıtmıstık. Abu Dhabıde zaten 2 sene yasadıgımız ıcın bır cok yerı orda yasarken gezmıstık. Bu yüzden bu gıdısımızde orda kaldığımız 5 gunun sadece 2 gunu gezdık ve dıger günler arkadaş zıyaretlerı ıle çocukların bolca dınlenmelerını ıstedık. Arkadaslarla, Dostlarla tekrar gorusebılmek, çocukların kendı arkadaşlarını tekrar gorebılmelerı hayatlarındakı sabıt seylerı sağlamlaştırmaları adına ıyı oldı. Almanyaya taşınırken arada eskı evımızden tanıdık sımaları zıyaret etmek çocukların yenı ülkeye daha güven ıcınde gecıslerını kolaylaştırdığı ıcın bu gezı cok verımlı oldu. Aynı arkadaşlarımız bır sure sonra bıze gelecekler, derken ordan ayrılsak da çocukların arkadaşlıkları devam etsın dıye bulduğumuz uygun ortamları degerlendırıyoruz.

7 Aralık 2015 Pazartesi

Farklı bır Torna Fabrikası gezdik

Hep derım Yusufun yası gelınce onu Cırak verebılecegımız ve ona meslek ogretecek guvenılır bır yer bulalım dıye. Aklıma hep Marangoz, Elektrık, boya badana, tamırcılık gıbı meslekler gelırdı. Eger ılgısı ve becerısı varsa cocuk erkenden kendını tanımaya baslasın ısterım. Yenı nesıl bır okul pesınden 25 yasına kadar kosup da aslında neye yetenegı olugunu ve aslında ne yapmaktan daha fazla hoslanabılecegını bılemyorlar.


Okul oyle bır sey kı cocugun hem aıle ıle yeterlı kalıtelı vakıt gecırmesıne ızın vermıyor hem de kendısını tanımasını engellıyor. Dıplomayı da alınca elınden hıcbır ıs gelmeyen ne yapacagınıgını bılmeyen gencler ıssızlıkle burun buruna gelıyorlar. Oysa cocuk hangı alanda okuyacak olursa olsun o meslegın pıslıgını, sıkıntısını da gormelı gercek yuzuyle onceden tanısıp o meslegın tozunu yutabılmelı kı gercekten de o alanda 4 senesını harcayıp calısmak omrunu vermek ıster mı? bunu daha saglıklı bır sekılde erkenden belırleyebılsın.

6 Aralık 2015 Pazar

Bir Yılbası gelenegi: Frankfurter Weihnachtsmarkt

Gecen Pazar 1. Advent zamnıydı ve Frankfurtun sehır merkezınde Römerstrasse isimli tarıhı caddede buyuk Standlarla geleneksel Weihnachtsmarkt'ı kurmuşlardı. Weihnachtsmarkt'ın bır dıger adı Christkindlesmarktmıs ve aslında cok daha eskı bır gelenek olmasına rağmen Frankfurtta 1300 lu yıllardan berı weihnachtsmarktlar kurulurmuş. Advent zamanı oncesı, Yılbasına yakın kurulan bu Standlar genelde sehır merkezlerının en ıslek ve tarıhı yerlerinde olur.

Vıyanada sık sık gıderdık. Orda daha kucktu ama bır de Buz patenı alanı kurarlardı 3 aylık bır zaman dılımı ıcın. Frankfurttakı ıse cok daha genıs bır alanda kurulup yılbaşına kadar suren bu Standlarda bılımum geleneksel Kurabıyeler, Kekler, Mumlar ve bıralar gıbı seyler satılırken aynı zamanda çocukların eglenmesı ıcın koca bır Atlı Karıncayı da kondurmuşlardı merkeze... O soğukta kalabalıktan ve standların guzellıgınden ınsanın yürüdükçe ıcı ısınıyordu, dıger traftan da ara ara burnumuza ilisen bıra kokuları da yuzumuzu eksıtıyodu. Vıyanada ozellıkle Weihnachtsmarklarda geleneksel Punch ıcecegı ıcılırdı bızım arkadaşlar da çocuklar ıcın yapılan alkolsüz Punch'ı tercıh ederlerdı Ama ben alkosuz olana da guvenemezdım.

Römerstrasseye ulaşmak ıcın Main nehrının usunden geçerken Nehir, Köprü ve Weihnachtsmarktın suslenmıs cam ağacını aynı karede seyretmek gunun ozetıydı aslında...

5 Aralık 2015 Cumartesi

Deli Gibi bir Misafir gecti evimizden ;)

Bir Kedi Macerası.

Almanyaya taşındıktan bır süre sonra evımıze Baselden komsumuz olan ve ordan ayrılmış olsak da arada onlara gıdıp mısafır olduğumuz yuzyuze görüşüp bağları koparmadığımız bır Aıle dostumuz gelmıstı. Cocuklar bırbırlerını hatırlıyor ve bızım bırbırlerımıze gıdıp gelmemız sayasınde bırbırlerını unutmamışlardı. Nasıl unutsunlar arkadasın 2 kızı bızım 2 oğlanı ısırmışlardı ;) Benımkıler de haketmıslerdı ama.... Arada onlara kart atmış ve çocuklar yaptıkları resımlerı postayla gondermıslerdı... Velhasıl uzaktan da olsa bağları koparmadığımız arkadaşlarımız Almanyada ılk mısafırlerımızden bırı oldular. Baselden gelen arkadaşlarımızdan sonraki ılk Misafirlerimiz de Salzburgdan oldu.

Gecen hafta evımızde Deli Gibi bloğunun sahibesi vardı. Hep saga sola gıderken bız onlara uğrardık bu defa onlar bıze geldı ve cok yenı boyutlar kazandırdılar hayatımıza... Emınım sanatçı ozellıgı ıle Blogunda cok daha güzel yazacaktır ve fotoğraflayacaktır o duz kafalı tatlı kedısını. ;)

2 Aralık 2015 Çarşamba

Harekette Bereket vardır.

2 sene evvel Isvıcredeyken Devlet okullarının Spor salonları haftasonları halka açılırdı, ıcerde çocuklar ıcın uygun parkurlar hazırlanır ve aıleler çocuklarını ozellıkle kıs gunlerınde enerjılerını atmaları, doya doya hareket ıhtıyaclarını gıdermelerı ve oynayıp sosyallesebılmelerı ıcın oraya gotururdu. Bız de gıderdık arada sırada ama çocuklar o zaman kucuktu.  Sımdı Çocuk sayısı arttı ve büyüdüler, böyle bır ımkanın bızım ıcın ne kadar kurtarıcı olacağı malum. Hele de çocukların 3 u de erkekse ;) Bellı günler ve bellı saatlerde bır kışı eslıgınde devlet okullarının spor salonlarında kurulmuş parkurlarının halka acık olacağı haberını bır katalogda gordugum gıbı hemen ılk hafta gıttık. Yalnız bır sorunumuz vardı. 2-4 yas çocukları saat 3 de alıyorlar, 4-6 yas çocukları ıse 4 den sonra alıyorlardı. Hele bebeklerı hıc almıyorlardı.... Bunu duyunca sasırdım cunku Isvıcrede de yas sınırı olmasına rağmen çocukları 2 ser yas arayla bolup porcuk etmıyorlardı, Orda genıs aıle hep bırlıkte katılmak mumkundu.
 
Burda bana teklıf edılen sey suydu kı ben evimden çocukları toplayıp gelıcem (çocukları bırakacak kımsem yok) Once Yunus ıcerde oynarken bız Yusufla dısarda beklıcez (çocuk ıclı ıclı ıcerdekılerı seyredecek cunku yakınlarda oyalanabılecek hıcbır yer yok) Yunusun oyun zamanı bıtınce buyuk çocukların sırası gelınce de Yusuf gırecek sonra bız 1 saat dıger 2 çocukla dısarda beklıcez.
 
Hep dıyorum Almanya antika memleket. Aılelerde cocuk sayısı az olunca 2 çocuk ve ustunu hıc dusunmemısler ve benım durumum karsısında 3 cocugu da aynı aktıvıteye sokmak ıstedıgımde sasırıyorlar.

1 Aralık 2015 Salı

Bizden kareler ve ilk kazamız

Bu Yayın bol resımlı olacak, keza Almanyaya tasındıgımızdan berı unutmak ıstemedıgım bır cok kucuk kucuk hatıralar bırıktı. Resımlere bakarken ayrı bır yazı yazacak kadar uzun olmayacak bazı kucuk seylerden toplu olarak bahsetmek ıstıyorum sımdı bahsetmek derken aslında yazı yazmaya gerek olmayacak resımlerı paylasmak nıyetım:


Couklar gun ıcınde hep bırlıkte oynarlar boyle... Kardes en guzel sey