Gecen hafta bir arkadasda 2 gun kaldık. Bır yere gıttgımde ılk ılgımı ceken sey oranın kutuphanesı olur ve elden geldıgınce çaktırmadan gözüme bır kac kıtap kestırmeye çalışırım ;) Bu defa da 2 gun ıcınde bıtırebılecegım ınce bır kıtap bakınırken John Osborn'un 'Öfke' isimli Tiyatro eserini gördüm. Tiyatro konusunda oldukça eksıgım var keza bu sene okuduğum 2. Tiyatro metnı oldu bu. İlki Cervantesin Yüce Sultan isimli kitabıydı. 17. yüzyıl İspanyol tıyatro ornegınden sonra 20. yüzyıl savaş sonrası İngiliz Tiyatrosuna geçmek oldukça farklı bir deneyim oldu bana da.
1956 da yazılan Drama türündeki Öfke kitabını okurken İngiliz insanının soğuk, keskin sınırları olan karakterıne tekdüze bir evlilik içinde yasam sevgısını ve heyecanını yitirmiş bir kac karakterin eşliğinde sahit oluruz. Ana karakter Jimmy Porter karısının monoton hayat ıcınde hıcbır duygu belırtısı gostermemesıne tepkı olarak onu sınırlendırıp kızdırarak hayat belırtılerı gostermesını umarak ona kotu davranır. Porter karısına hakaretler ederken onun da karşılık vermesını bekler ama karısının hıcbırsey yokmuş gıbı umursamazca ütü yapmaya devam etmesı Porterı daha da sınırlendırır. Assagılama, Terketme, Aldatma, karışık ikili ilişkiler vs.. derken öfkenın kaynağı olan ilk duruma geri donerız kitabın sonunda.
Osborn kendı ozel hayatında da kızı dahil kadınlara kötü davranması ile unlu biriymiş. 5 kere evlenmıs. okul zamanında mudure saldırdığı ıcın okuldan atılınca tiyatroya ve yazarlığa yonelmıs. genel olarak kendısı de kızgın bırı ımıs demek. Ozellıkle Ofke oyunundan sonra Osborn yabancılaşma metaforu üzerine yazmaya devam edıp başarıyı yakalamış.
Kitaptan vurucu bir bolumu de burda alıntılamadan duramayacağım.
'Bir fikrim var... Niçin küçük bir oyun oynamıyoruz? İnsan taklidi yapalım, sözde insanmısız da,canlıymısız da... Hic olmazsa bir süre için. Ne dersiniz? Hadi insan taklidi yapalım... Ah, dostum, herhangi birsey için heyecanlanacak bir insanla karşılaşmayalı o kadar uzun zaman oldu ki...'
1956 da yazılan Drama türündeki Öfke kitabını okurken İngiliz insanının soğuk, keskin sınırları olan karakterıne tekdüze bir evlilik içinde yasam sevgısını ve heyecanını yitirmiş bir kac karakterin eşliğinde sahit oluruz. Ana karakter Jimmy Porter karısının monoton hayat ıcınde hıcbır duygu belırtısı gostermemesıne tepkı olarak onu sınırlendırıp kızdırarak hayat belırtılerı gostermesını umarak ona kotu davranır. Porter karısına hakaretler ederken onun da karşılık vermesını bekler ama karısının hıcbırsey yokmuş gıbı umursamazca ütü yapmaya devam etmesı Porterı daha da sınırlendırır. Assagılama, Terketme, Aldatma, karışık ikili ilişkiler vs.. derken öfkenın kaynağı olan ilk duruma geri donerız kitabın sonunda.
Osborn kendı ozel hayatında da kızı dahil kadınlara kötü davranması ile unlu biriymiş. 5 kere evlenmıs. okul zamanında mudure saldırdığı ıcın okuldan atılınca tiyatroya ve yazarlığa yonelmıs. genel olarak kendısı de kızgın bırı ımıs demek. Ozellıkle Ofke oyunundan sonra Osborn yabancılaşma metaforu üzerine yazmaya devam edıp başarıyı yakalamış.
Kitaptan vurucu bir bolumu de burda alıntılamadan duramayacağım.
'Bir fikrim var... Niçin küçük bir oyun oynamıyoruz? İnsan taklidi yapalım, sözde insanmısız da,canlıymısız da... Hic olmazsa bir süre için. Ne dersiniz? Hadi insan taklidi yapalım... Ah, dostum, herhangi birsey için heyecanlanacak bir insanla karşılaşmayalı o kadar uzun zaman oldu ki...'
Kitabı hiç duymamıştım . Açıkçası bu tarz birinin kaleminden okumak belki de empati geliştirmekte faydalı olabilir diye düşünüyorum. Kendi karekterini yansıttıysa kitaba belki bir bakış açısı kazandırabilir mi ? Cervantes demişken , Don Kişot'u okumayı o kadar çok istiyorum ki umarım ilk fırsatta güzel bir basımını edinip okuyabilirim. Çok sevgiler :)
YanıtlaSilBen de yazar ve kitabi ilk defa duymuştum. Dediğim gibi tiyatro alanında iyi değilim. Don kişot batının ilk romanı diye geçer bu nedenle orjinalini okuyanlara beklentilerini düşük tutmalarını tavsiye ederim. Iyi okumalar, sevgiler
Silinsan taklidi yapalım. osborne duydum bunu okumadım. tiyatro metinleri çok çok iyileri var tabii. beckett, dario fo, tabii şekspir :)
YanıtlaSilTiyatro alanına dalmak gerek demek ki...
Sil