Koordinasyon: Richard Lee, İmmanuel Wallerstein
Kitap, icinde Türk yazarların da bulundugu bir grup akademisyenin makalelerinden olusurken, amacını sosyal ve doga bilimlerini sureklı ayrısan yolculuklarında birbirlerine yaklastırmak olarak sunuyor. Tarih boyunca bilimsel bilgi ıle sosyal bilimler sürekli ayrısan bir yol izlemis ve gunumuzde de ayrılıklarının en zırve donemlerınden birini yasarlar. Erken modernlik döneminde bu yolculuk Royal Society'nin (Kraliyet Toplulugu) erken doga bilimi ve beseri bilim olarak ayrım yapmasıyla ilk defa karsılarıyoruz. Dogayı arastıranlar bilim ve felsefeyi birbirini tamamlayan disiplinler olarak görürken, zamanla feslefeyi spekülatif olarak görmeye baslamaları ve bunu takıp eden zamanlarda bilimsel bilginin daha cok Fransada, Tarih özelinde beseri bilgilerin de Almanyada alan bulması ile birbirine zıt ıkı ekol olarak yolculuguna devam etmısler. 19 yy ın unlu sairi Arnold bir mektubunda 'Oglunun kafası doga bilimleri ile dolacagına, Günesin Dünyanın etrafında döndügüne inansın daha iyi' yazması bu ayrısmanın ne kadar uc noktalara ulastıgının göstergesi olabilir.
'Bilim ethosunun merkezinde doganın büyüsünü bozmak vardı ve bu görüs insanın dogaya hükmedebildigi ve hükmetmesi gerektigi sonucunu haklı cıkarıyordu. Neticede 17. yy dan itibaren bilim yalnızca teolojiden kopmakla kalmamıs, insanın doga ile girdigi iliskide kendisine Tanrı gibi bakmasını da makul kılar olmustu.' S51