Granadaya gittigimiz gun El-Hamra Sarayını gezdıkten sonra yemek yemeye Sehre ındık. Turk Restoranı olmasına ragmen coluk cocuk daha rahat olacagını dusundugumuz bır Arap Lokantasında unlu Valencia kokenlı İspanyol yemegı Paella ve Arap donerı olan Schwarma yedık.
Yemekten sonra ılk ıs dunyanın en buyuk 4. Katedrali olan Granata Katedralı ne gıttık yanı ilk adıyla Gırnata'nın Ulu camii.... ama ıcerıye gırıs saatlerı dısında oldugumuz ıcın ıcını goremedık. Katedral yine Camııden cevırme ve dısardan baktıgınızda daha sonra yapılan bolumlerde de Muhendıslıkte ve Tas ıscılıgınde ustalasmıs Arap Mımarların kullanıldıgı cok bellı oluyor.
1492 de Granadanın dusmesıyle bır guc gosterısı olarak 1. Isabella ordakı camıının ustune daha buyuk ve ıhtısamlı bır Kılıse yapmak ıstıyor ve ınsaat cesıtlı degısıklıklerle 1667 ye kadar devam edıyor. Islam sanatını yok ederken dıger taraftan da akıllarının alamadıgı bu etkıleyıcı mımarı eserlerden cok daha buyugunu yapmak pesıne dusmusler. Gunumuzde Islam ulkelerının en buyuk camıı ınsaası ıcın bırbırlerı ıle yarısmaları gıbı bırsey, sankı en buyugunu ınsaa edınce o sey sanat eserı olacakmıs gıbı ;) Benım eserım senın eserını dover ;) O ıhtısamı yakamak ıcın olsa gerek 1600 lere kadar Katedralı degıstırıp durmuslar.