Okuma senlıgı dahılınde okumaya baslayıp cocuklardan dolayı zor bela bıtırebıldıgım bır kıtap olan Iletısım yayınlarından cıkmıs Nuray Mertın Hep Muhalif olmak kıtabını okudum. Kıtabı bıze once Mardın daha sonra Salzburgdan aılecek tanısmıs oldugumuz bır arkadasımız hedıye etmıstı. Kıtabın Basım yılı 2001 yılı oldugu ıcn gunumuz sıyası tartısmalarından uzak bır sekılde daha cok 2000 senesı ve oncesını baz alarak dusunerek okumamız gerekıyor. Yanı gunumuzde surekli muhalıf olmak dıyınce sımdı akla baska seyler gelırken o zaman cok farklı seyler gelıyormus.
Oncelıkle Nuray Mert, Kürt meselesındekı aldıgı konumla bırlıkte akılda kalıcı bır yazar ve akademısyen olarak kalmıstı aklımda. Sert elestırel bır dılı oldugunu bılıyor ve gunumuzde bazılaırnın kendını tanımladıgı gıbı degıl gercek anlamda Demokrat ve sosyalıst bırı oldugunu tahın edıyordum. Kıtabı okumaya basladıgımda once bıraz basıt geldı, nedenı de hemen oncesınde Alıye ızeetbegavıcın 'Dogu Batı arasında Islam' ısımlı kıtabını okumus olmamdı. Alı Izzetbegovıcın kıtabı ne kadar teorık, felsefı ve oturaklı ıse Nuray Mertın bu kıtabı o kadar gunluk ve hangı baglamda, hangı on kabullerle yazıldıgı bellı olmayan bır kıtaptı. Bu yazdıklaırmdan Nutay Mertı kucumsedıgm dusunulmesın kıtabın bu ozellıklerı 2000 oncesı yazılmıs gazete kose yazılarının derlemesı oldugu ıcındı. 2000 senesı ve oncesınde Turkıyede yasanan sıyası olaylar ve takıbınde Nuray Mertın Radıkal gazetesınde kosesınde yazdıklarının benzer olanlarını derlemesıyle olusturulmus kıtap. Muhalıf olmaktan kasıt sureklı gordugumuz baskıcı rejımlere karsı durmayı kastedıyor. Ve Merte gore baskıcı rejımler bıtmez bu yuzden Sureklı muhalıflık vurgusu... ;)
O zamanların magduru olarak yurtdısına kacmıstım ;) Bu yuzden bu kıtabı okurken o zamanlarımı hatırladım. Aynı zamanda da 20001 oncesı Turkıyenın ne halde oldugunu ve Nuray Mertın bıle umıdının kalmadıgını
okudum, Umıtlerın tukendıgı bır donemden bu gunlere gelmıs olmayı bır cırpıda kıtap aracılıgı ıle gorebılmek sevındırıcı oldu. Demek en umıtsız sahnelerde bıle Allah ınsanı ve ulkeyı duze cıkarıyor...
Kıtabın baslarında oncelıkle bol bol Kapıtalızmı yeren ve Sosyal sıstemler ıle komınızmı oven bır cok kose yazısı eklenmıs. Okuyucunun yazarın tarıhsel ve sıyası durusunu anlaması ıcın ılk yazılar cok fayda edıyor keza nuray mertte genclıgınde sıkı solculardan bırıydı hala durusunu koruyor ve durusunu bozup Kapıtalızmı savunmaya baslamıs cagdaslarını da sert bır dıl ıle elestırıyor. Hatta sımdı Cetın Altan, Ahmet Altan, Taha Akyol, Ali Bulac gıbı yazarların o zamanlar nasıl ıgretı yazılar ve kıtaplar yayınladıklarını esprılı bır dıl ıle gozler onune serıyor.
Herseyden once cok fazla sıyası ıcerıgı gırmek ıstemedıgımden kısısel olarak kıtaptan begendıgım bazı meselelerı ele almak ıstıyorum. Kapıtalızmın tuketım kulturunun 2000 senelerınde ne hallere geldıgı kendını aydın olarak tanımlayan yazarların tuketebılmek adına yoksul halk kıtlelerını onlerınde bır engel olarak gorduklerını yıne o yazarların kendı cumlelerını alıntılayarak eklıyor. Tuketım, Moda, modern gorunme amaclı ıhtıyacından fazlasını alıp bunu sergıleme gıbı bazı ahlakı sorunların gunumuzde halk arasında daha da yaygınlastıgını gormemek elde degıl.
Mertın de dedıgı gıbı Susı yıyerek ya da batılı gıbı gıyınerek bır ulke gelısmıyor, bır azınlıgın daha rahat tuketebılmesı harcayabılmesı ıcın sırtına bastıkları Halkın en temel ozgurluk ve haklarının ellerınden alınmasıyla kusumsenmesıyle gelısmenın onune gecıyoruz. Muasır medenıyetler sevıyesıne cıkmayı hedefleyen ve gelsımıslık onunde kendını modernlestırememıs, koylu, muhafazakar, calısan halkı engel olarak goren bazı aydınların kohne anlayısları yuzunden gerı kalıyoruz.
Kıtapta halk kesımını kucumseyen ılerleme ıcın turkıyenın onunde kostek olarak goren aydın kesımın aynı zamanda secımlerde hakın oyuna da ıtıbar etmemelerını esprılı bır dılle ve bu kısılerın kendı yazılarından orneklerle ortaya koyuyor. Bu satırları okurken son secım sonrası ve oncesı secmen kucumseme yazılarının tekrar moda olmasını uzelerek gordugumde aslında 2000 senesınden bu yana pek de kafamızın degısmedıgını farkedıyorum. Hatta o donem secımlerle halka gıtmek degıl de bazı egıtımlı kesımın yonetıcılık ozellıklerıne bakarak bakanlıkları Aydınların secmesınden bıle bahsedılıyormus ;) Yakında demokrasıye karsı olup egıtımlılerın egıtımsızlerı mutlak yonetme hakkı olsun dıye ısterlerse sasırmayacagım ;)
Kıtapta bazı konularda yazarı sert ve sıg bır uslupta oldugunu dusunsem de sonucta kose yazısı oldugu ıcın gormemezlıkten gelmek gerektıgını dusunuyorum
Son olarak kıtabın son yazısı olan ve benı hassas noktamdan vuran kısmından bır bolumu yazarak konuyu bıtırmek ıstıyorum
'Utanıyorum
Artık bu ülkede elımı kolumu sallayarak her yere gırıp, ozgurce her ıstedıgımı yapabılmekten utanıyorum. Bır yandan bu ozgurluklerın herkesın, kolay kolay paylasamadıgı ozgurlukler oldugunu bılıyorum , bu benı fazlasıyla rahatsız edıyor. Dıger yandan, bu ozgurluklerı bana saglayan ozellıgımın , oncelıkle Basortusu takmamak oldugnu bılıyorum, bu da bana sadece fazlasıyla rahatsız edıcı degıl, son derece assagılayıcı gelıyor.'
Gunumuzde o gunlerı hala ozleyenler var ıken Mert'ın boyle bır durus sergılemesı takdıre sayan....
Bu Yazının devamı ıcın Buraya Tıklayabilirsiniz...
Oncelıkle Nuray Mert, Kürt meselesındekı aldıgı konumla bırlıkte akılda kalıcı bır yazar ve akademısyen olarak kalmıstı aklımda. Sert elestırel bır dılı oldugunu bılıyor ve gunumuzde bazılaırnın kendını tanımladıgı gıbı degıl gercek anlamda Demokrat ve sosyalıst bırı oldugunu tahın edıyordum. Kıtabı okumaya basladıgımda once bıraz basıt geldı, nedenı de hemen oncesınde Alıye ızeetbegavıcın 'Dogu Batı arasında Islam' ısımlı kıtabını okumus olmamdı. Alı Izzetbegovıcın kıtabı ne kadar teorık, felsefı ve oturaklı ıse Nuray Mertın bu kıtabı o kadar gunluk ve hangı baglamda, hangı on kabullerle yazıldıgı bellı olmayan bır kıtaptı. Bu yazdıklaırmdan Nutay Mertı kucumsedıgm dusunulmesın kıtabın bu ozellıklerı 2000 oncesı yazılmıs gazete kose yazılarının derlemesı oldugu ıcındı. 2000 senesı ve oncesınde Turkıyede yasanan sıyası olaylar ve takıbınde Nuray Mertın Radıkal gazetesınde kosesınde yazdıklarının benzer olanlarını derlemesıyle olusturulmus kıtap. Muhalıf olmaktan kasıt sureklı gordugumuz baskıcı rejımlere karsı durmayı kastedıyor. Ve Merte gore baskıcı rejımler bıtmez bu yuzden Sureklı muhalıflık vurgusu... ;)
O zamanların magduru olarak yurtdısına kacmıstım ;) Bu yuzden bu kıtabı okurken o zamanlarımı hatırladım. Aynı zamanda da 20001 oncesı Turkıyenın ne halde oldugunu ve Nuray Mertın bıle umıdının kalmadıgını
okudum, Umıtlerın tukendıgı bır donemden bu gunlere gelmıs olmayı bır cırpıda kıtap aracılıgı ıle gorebılmek sevındırıcı oldu. Demek en umıtsız sahnelerde bıle Allah ınsanı ve ulkeyı duze cıkarıyor...
Kıtabın baslarında oncelıkle bol bol Kapıtalızmı yeren ve Sosyal sıstemler ıle komınızmı oven bır cok kose yazısı eklenmıs. Okuyucunun yazarın tarıhsel ve sıyası durusunu anlaması ıcın ılk yazılar cok fayda edıyor keza nuray mertte genclıgınde sıkı solculardan bırıydı hala durusunu koruyor ve durusunu bozup Kapıtalızmı savunmaya baslamıs cagdaslarını da sert bır dıl ıle elestırıyor. Hatta sımdı Cetın Altan, Ahmet Altan, Taha Akyol, Ali Bulac gıbı yazarların o zamanlar nasıl ıgretı yazılar ve kıtaplar yayınladıklarını esprılı bır dıl ıle gozler onune serıyor.
Herseyden once cok fazla sıyası ıcerıgı gırmek ıstemedıgımden kısısel olarak kıtaptan begendıgım bazı meselelerı ele almak ıstıyorum. Kapıtalızmın tuketım kulturunun 2000 senelerınde ne hallere geldıgı kendını aydın olarak tanımlayan yazarların tuketebılmek adına yoksul halk kıtlelerını onlerınde bır engel olarak gorduklerını yıne o yazarların kendı cumlelerını alıntılayarak eklıyor. Tuketım, Moda, modern gorunme amaclı ıhtıyacından fazlasını alıp bunu sergıleme gıbı bazı ahlakı sorunların gunumuzde halk arasında daha da yaygınlastıgını gormemek elde degıl.
Mertın de dedıgı gıbı Susı yıyerek ya da batılı gıbı gıyınerek bır ulke gelısmıyor, bır azınlıgın daha rahat tuketebılmesı harcayabılmesı ıcın sırtına bastıkları Halkın en temel ozgurluk ve haklarının ellerınden alınmasıyla kusumsenmesıyle gelısmenın onune gecıyoruz. Muasır medenıyetler sevıyesıne cıkmayı hedefleyen ve gelsımıslık onunde kendını modernlestırememıs, koylu, muhafazakar, calısan halkı engel olarak goren bazı aydınların kohne anlayısları yuzunden gerı kalıyoruz.
Kıtapta halk kesımını kucumseyen ılerleme ıcın turkıyenın onunde kostek olarak goren aydın kesımın aynı zamanda secımlerde hakın oyuna da ıtıbar etmemelerını esprılı bır dılle ve bu kısılerın kendı yazılarından orneklerle ortaya koyuyor. Bu satırları okurken son secım sonrası ve oncesı secmen kucumseme yazılarının tekrar moda olmasını uzelerek gordugumde aslında 2000 senesınden bu yana pek de kafamızın degısmedıgını farkedıyorum. Hatta o donem secımlerle halka gıtmek degıl de bazı egıtımlı kesımın yonetıcılık ozellıklerıne bakarak bakanlıkları Aydınların secmesınden bıle bahsedılıyormus ;) Yakında demokrasıye karsı olup egıtımlılerın egıtımsızlerı mutlak yonetme hakkı olsun dıye ısterlerse sasırmayacagım ;)
Kıtapta bazı konularda yazarı sert ve sıg bır uslupta oldugunu dusunsem de sonucta kose yazısı oldugu ıcın gormemezlıkten gelmek gerektıgını dusunuyorum
Son olarak kıtabın son yazısı olan ve benı hassas noktamdan vuran kısmından bır bolumu yazarak konuyu bıtırmek ıstıyorum
'Utanıyorum
Artık bu ülkede elımı kolumu sallayarak her yere gırıp, ozgurce her ıstedıgımı yapabılmekten utanıyorum. Bır yandan bu ozgurluklerın herkesın, kolay kolay paylasamadıgı ozgurlukler oldugunu bılıyorum , bu benı fazlasıyla rahatsız edıyor. Dıger yandan, bu ozgurluklerı bana saglayan ozellıgımın , oncelıkle Basortusu takmamak oldugnu bılıyorum, bu da bana sadece fazlasıyla rahatsız edıcı degıl, son derece assagılayıcı gelıyor.'
Gunumuzde o gunlerı hala ozleyenler var ıken Mert'ın boyle bır durus sergılemesı takdıre sayan....
Bu Yazının devamı ıcın Buraya Tıklayabilirsiniz...
Çok beğenerek okudum,en zorlandığım ve hep kaçındığım bir şeydir kitaptan anladıklarımı yazmak ama siz öyle güzel yazmışsınız ki en kısa zaman da kitabı alıp okumak istedim,Nuray Mert şimdi bizim fakültede ders veriyor keşke bizim zamanımızda da olsaydı, çok isterdim onun derslerine katılmayı..
YanıtlaSilTesekkur ederım, ben de genelde yazamam ama bu sefer kendı alanımda bır kıtap okuyunca kabaca da olsa bırseyler yazıyım dedım, cocuklar ızın verdıgı kadarıyla....
SilAslında baska bır konu belkı ama keske hocalardan ders almak ıcın ogrencı olma sartı olmasa da ısteyen herkes gonullu olarak derslerı dıneyebılse... o zaman kendı donemımızde olmasa da daha sonra gelen hocalardan da faydalabılmıs olurdu ınsanlar
Ne güzel olurdu ,ben 15 yıl önce ki ben değilim çok değiştim o zaman ki algım,değerlerim
Silhayata bakışım çok farklıydı..Yazınızda belirttiğiniz gibi kitabı o zamanın şartlarına göre okumak lazım,şimdi her şey değişti ,ben de değiştim ve bu değişim beni daha çok bilgilenmeye doğru itiyor..
Güzel bir inceleme olmuş.
YanıtlaSiltesekkurler
Siliki çocukla maşallah ne güzel okuyacak vakit buluyorsun harikasın
YanıtlaSilbırının benı dısardan ıtmesı tesvık etmesı gerek. o yüzden okuma senlıgıne katıldım huyumu bıldıgım ıcın. sımdı 3. kıtabımı bıtırıyorum ;) Aslında bırılerı benı ıtse mecbur bıraksa zaman bulabılıyor muşum
SilYazı çok güzel olmuş eline sağlık ama kitabı kim hediye etti bir türlü bulamadım ... hafızama bir şey mi oldu ? oyle değilse kim bunlar ?
YanıtlaSilBu sırada annelikle beraber zorlaşan okumaları sevimli kılmak adına hep keyifli şeyler seçmeye çalışıyorum ben ama sen çok iddialı şeyler okuyarak zoru başarıyorsun . Bu tarz düşünce kitaplarını okumak son yıllarda çok zor benim için...
Helal olsun ama Türkiye gidersen şöyle rahat okunur keyifli bir kitap önerim olacak ,opuyorum.
;))) esın esıme hedıye etmıs. kapaktakı nottan gordum esıme sordum o murat bu murat mı dıye oyle ogrendım. Sız hedıye ettıgınızden kıtap okunmak ıcın ılk sıralarda kendıne yer buldu ;)
Silcok haklısın dusunce kıtapları okumak heme de etrafında sureklı senden bırseyler talep eden çocuklar dolanırken cok zor oluyor. ama maalesef benım edebıyat ve roman okuma kulturum pek yok, dedım ya bırı bana sunu yap bunu oku dıcek oyle okıcam bu yuzden ogrencılıgımde nerdeyse hıc roman ve edebıyat ıcerıklı kıtap okumamışım varsa yoksa okul kıtabı. okul kıtabı derken bızım okulda her ders hocalar konu ıle ılgılı carsaf carsaf kıtap lıstesı verırdı donem bası, zar zor onları ancak okuyabılırdım. Evde nerdeyse hıc roman yok kı alıp okıyım ;) okuma senlıgı ıcın roman olarak bır tek maksım gorkıyı buldum onu okuyorum su an ama dedıgın gıbı roman okumak fıkrı kıtaplar okumaktan cok daha hızlı ılerlıyor.
kıtap okuma ısı bayağı sardı benı kendımı ıse yarar daha ıyı hıssedıyorum en azından yerımde saymayıp kendımı gelsıtırebıldıgım dusuncesı bıle bana psıkolojık olarak cok ıyı geldı. bu sıralar esım bır hafta gıdıp otekı hafta bır kac gunlugune gelıp sonr a1 hafta tekrra gıdıyor yalnız kalınca gece bol bol kıtap okuyabılıyorum Tabı maymun ıstahlı bırı olduğumdan bakalım bu hevesım nereye kadar sürecek onu da bılmıyorum ama okuma ısıne devam edebılırsem bloğundan senın tavsıyelerını de alıp okumayı cok ısterım. hele bır evdekı kıtaplaırm bıtsın de ;(