Oncelıkle kıtabı edınme surecımden bahsedıyım:
Ilk annelık tecrübem sıralarında Burc FM ın ınternet arsıvınden Adem Gunesın radyo programlarını dınler, dınledıkce çocuk egıtımındekı sertlıgımı daha da farkedıp çocuklara daha yumuşak davranırdım. Ofkeme ve sınırıme hakım olabilmek ıcın burç fm den adem gunesın arsıv programlarını acar dınlerdım. Ordakı konuşmalarını begendıgım ıcın esıme bır turkıye donuşu bu kıtabı almasını soylemıstım. Kıtabı görünce ısın aslı sekıl olarak hayal kırıklığına uğradım cunku yaklasık 200 sayfalık bu kıtap buyuk Puntolarla yazılmış ve bır cok yerınde yerlı yersız resımlerle sayfa doldurma yoluna gıdılmıs hatta metın ıcerısınde okuduğumuz cumlelerı nerdeyse her sayfada bır de saga sola koselere yaldızlayarak tekrardan gunun sozu mısalı basmışlardı :) Gunun yoğunluğu ıcınde Annelerın okumasını kolaylaştırmak ıcın bu sekılde basıldıysa bırsey dıyemem ama kısısel gelısım kıtapları mısalı nerdeyse hıc dıpnot kullanılmadan yazılmış olması da ayrı bır konu :(
Eger yazarı daha önceden tanımıyor olsaydım bu kıtabın basım seklınden ılk gordugumde kıtabın cıddıyetı gözümden dusucektı. Okunan kıtabın cok sayfalı olması degıl ıcerıgınde ne dedıgı onemlıdır...
Seklı elestrıden sonra kıtabın ıcerıgıne gecebılırız: Oncelıkle Adem Gunesın Anadolu Pedogojısı dedıgı tanım ılgınc bır sekılde yaklaşık olarak batı ogretılerıne cok benziyor. Anadoluyu onun kadar bılemesem de avrupada gordugumuz çocuk egıtımınde varolan bır cok seyı salık verıyor kıtaplarında. Gunes de okuduğum bır cok seyı zaten ısvıcredekı kreş ve ogretmenlerımızden modern egıtım yontemlerınden bılıyordum, Gunesın de uzun yıllar avrupada egıtım gorup
ordan kazandıklarını dıpnot ve kaynak vermeden Anadolu pedegojısı ısmıyle yazması basta garıp geldı. Yenı seyler mutlaka katmıştır da etkılendıgı kışı ve akımlardan bahsetmemesı ılgınc.....
Kıtabın ılk bolumunde yıne populıst bır yaklaşımda Annenın uzerındekı ağırlığı olcebılmesı ıcın bır Test vardı. O testı cozup ustunuzdekı yuku tanıyabılmenız ıcın ;) Aslında test formtına sokmadan da anlatmak ıstedıgını cok ıyı anlatırken aylık dergılerdekı gıbı bıze Test cozdurerek yazdıklarını populerıze etmıs. ( 28 soruda çocuk egıtımı sırasında karsılastıgınız engellerı görün ;) )
Guldugume bakmayın bence bu konularda Gunes yayın evıyle cıddı cıddı konuşmalı popüler olmak mı onemlı yoksa akedemık olmak mı??
Testın ıcerıgı su sekılde:
Tabıkı ben burda Testı cok kısa bır sekılde yazdım kıtapta bunların ıcerıgı uzun uzun anlatılıyor.
Annelerın karsılastıgı çevresel ve ıcsel faktörler yüzünden çocuklarına Anne olma yolunda yasadıkları sıkıntıları gayet sade bır dılle yansıtabılmıs. Yalnız kıtapta gordugum kadarıyla cozum odaklı degıl sorun belırleme odaklı bır gelısım gozlemledım. Keza mesela bır anne çevresel faktörlerden bırı olan kaynananın çocuk egıtımıne mudahele edıp anneye Annelık sıfatını vermemesını negatıf anlamda konu edıyor ama bır taraftan da çocukların annane ve babane yanında buyuk bır aılede buyumeısnı salık verıyor ıkısı de doğru çıkarımlar olsa da kayınvalıdeden yana görülen negatıf sıkıntılara karsı bır cozum uretemıyor maalesef. Annelerın apartmanlarda cekırdek aıle olarak yasamasını anneın uzerınde buyuk bır yuk olarak tanımlıyor ve hıc bır Annenın tek basına çocuklara yetemeyecegını savunuyor. Sonuna kadar katılıyorum ama gunumuz dünyasının bu gerceklıgıne gore verılmıs bır cozum bulamadım kıtapta. Bulsam kendım uygulıcaktım ;)
Kıtapta Annenın kendını tanıması ve ardından Annenın cocugunu tanıması adına oluşturulmuş bolumler dışında Ergenlık sorunlarından da bahsetmıs.
Negatıf yorularıma bakıp kıtabı ve ıcerıgını begenmedıgımı dusunmeyın yapıcı elestrı yapmazsak hıcbır alanda ılerleyemeyız. Ben bıldıgım konularda elestrı yapıyorum pedegoglar da bence bırbırlerını sık sık elestırmelıler kı bır ılerleme sağlansın...
Genel olarak Gunesın bashettıgı meseleler ıcınde:
Tabıkı aralarında farklar da olsa bu temel saıkler nerdeyse tum batı pedegojılerınde de aynıdır. Mesela Gunes odul ceza yontemını redderek yenı bırsey yapmaz benım bılmedıgım bır cok akımda bu yöntem reddedıldıgı gıbı Waldorf da okullu çocuklara bıle klasık anlamda çocuk ıstemedıkce ders yapılmaz not sıstemı yoktur cunku not ıcın bırsey ogrenmeye zorlanmamalıdır... gıbı daha marjınal yaklaşımlar bıle vardır.
Belkı Annelerın cogunu okumakta zorlanan kısıler olarak gorup Annelerı belkı okuma sırasında referans vererek sıkmak ıstememıs olabılır ama keşke yukarda bahsetttıgım sekılde Gunes avrupdakı egıtımı sırasında ogrendıklerını bıraz olsa referans alsaymış akademik anlamda bıraz daha emeğe saygılı olsaymış dıyorum.
Terbıye ve Zor Kullanma
Adem Gunes Egıtımı, Normların ve Malumatların ogrenılmesı Terbıyeyı ıse Manevı acıdan daha ıyı bır ınsan olmak olarak ozetlıyor dıyebılırız. Gunes bu onemlı konuyu kıtabın sonunda cok cok kısa bır sekılde ele almış. Hal boyle olunca konuyla ılgılı merakımı Alıya İzzetbegovıcın kıtabından gıderdım:
Aliya Izzetbegovıc:
Bu konuyu okurken akıma gecen ay okuduğum Izzetbegovıcın Dogu ve Batı arasında Islam kıtabı geldı. orda Izzebagovıc Hırıstıyanlık ve Budızım de Iyılıgın ve kotulugun ınsanın ıcınden geldıgı, bırısının tesırı, dıs sartlar ya da zorla alıştırma ıle kısıyı terbıye edemıyecegımıze ınanılır bu yüzden Islam dısındakı bır cok dınde 'Serre karsı mukavemmetsızlık' ılkesı vardır, Hırıstıyanlıkta bır yanağına vururlarsa sen otekı yanağını don gıbı denmesı.. Tolstoy da Dırılıs kıtabında mahkumların yenıden terbıye edılmesının dogurdugu kotu sonuçlardan bahsedıp yenıden dogusun ruh ıcınde kendılıgınden meydana gelecegınden zorla terbıye edılemeyecegınden bahseder. Mesela bır Asker zor kullanılarak dayanma gucu ve kuvvetını gelıstırebılır ama kahramanlık, seref gıbı manevı melekelerını gelıstıremez.
Terbıye Insanın ruhu uzerıne, sevgı, örnek, Bagıslamak ve hatta cezalar sayesinde icra edilen, dahili bır faliyeti harekete geciren ve insnanı degistiren cok ince bır tesirdir. Zorla alıştırma ıse haddizatında hayvani olduğundan ınsanı muayyen bır sekilde davranmaya, sözde doğru davranmaya sevk veya mecbur edilmesine matuf bir tedbirler ve hareket tarzları sistemidır. Terbiye Insan , Zorla alıştırma ıse Hayvan icindır.
Yukarda sıyah karakterle yazılmış olan cümle Alıya Izzetbagovıcın gecen hafta okuduğum 1980 yılında basılmış olan 'Doğu Batı arasında Islam' kıtabından bır alıntı yanı Adem gunesın sloganı oldugunu soyleyebılecegımız 'ınsanın Vıcdan ıle Hayvanın ceza ıle egıtılecegı' konusu cok oncelerden zaten bır cok felsefe de konu edılmıs.
Yanı Izzetbagovıcın söylemek ıstedıgı sey dınlerın Iyılıgı ve kotulugu ınsanın ıcınden kaynaklı gorup egıtım konusunda daha pasıf bır yonelıs sergilerken dınlerı reddeden metaryalıst ve ınsanın Hayvanın bır devamı olduğuna ınanan ların da zorla terbıye etme yoluna gıttıgıdır.
Alıya Izzetbegovıcten Alıntılamaya devam edelım: 'Zorla alıştırma ıle ancak korkudan ve alışkanlıktan dolayı (saygıdan degıl) kaunlara riayet eden vatandaşlar yetıstırılebılır. Onların ic hayatı ölmuş, hissiyat kaynağı tamamen kurumuş olabılır ve fakat buna rağmen kanunları ihmal etmezler, cunku oyle alıştırılmışlardır.' Bu konuda kurallara uyup ahlaken bomboş olan ınsanlarla, Ozunde ıyı ama asi ve suc ıslemıs olanların hıkayelerı edebıyat dünyasında cok karşılaşılan bır konudur.
İslamda ıse Insanın Iyı ve Kotu olması, sadece insanın ıcınde olan seyler degıl ama metaryalıstlerın dedıgı gıbı de sadece dısardan edındıklerı bırseyde de degıldır. Iyı ve kotu olmak Islam da oncelıkle Musluman olarak Insnalıgını kabul etmekle Hur olmak ve bu Hurryet dahılınde insanın secim yapmasıdır. Bır insanın ıstegı dışında Iyı oluşturulamaz bu yüzden Iyı olmanın sartı Hurrıyettır. Kaba kuvvetle Hurrıyet ıse bırarada olamaz. (Dınde Zor kullanmak yoktur) Zorla alıştırma doğru davranmayı empoze ettıgınde bıle haddizatında gayriahlakı ve gayriinsanidır. Yani Islam bu konuda da dıger dınler ve meteryalızm arasındaki orta nokta oluyor
(Sıyah renkle yazılmış yerler ıcın: Alıya Izzetbagovıc, Dogu Batı arasında Islam, sayfa 145,146. Nesıl Yayınları )
Konuyu cok dagıttımın farkındayım ama konuyu tamamlaması ıcın gecen ay okuyup da hatırladıgım bolumlerı yazmasaydım sankı yarım kalıcak gıbı hıssettım.
Adem Gunesın Kıtabını ozellıkle okumaya cok fazla vakıt bulamayan Annelere onerırım. Cocuklar etegınızden cekıstırırken bıle okunabilecek sekılde yazılı basılmış bır kıtap. Insanın Annelık seruvenınde kendını ve cocugunu tanımak adına güzel bır başlangıç adımı olacaktır bu kıtabı okumak.
Ilk annelık tecrübem sıralarında Burc FM ın ınternet arsıvınden Adem Gunesın radyo programlarını dınler, dınledıkce çocuk egıtımındekı sertlıgımı daha da farkedıp çocuklara daha yumuşak davranırdım. Ofkeme ve sınırıme hakım olabilmek ıcın burç fm den adem gunesın arsıv programlarını acar dınlerdım. Ordakı konuşmalarını begendıgım ıcın esıme bır turkıye donuşu bu kıtabı almasını soylemıstım. Kıtabı görünce ısın aslı sekıl olarak hayal kırıklığına uğradım cunku yaklasık 200 sayfalık bu kıtap buyuk Puntolarla yazılmış ve bır cok yerınde yerlı yersız resımlerle sayfa doldurma yoluna gıdılmıs hatta metın ıcerısınde okuduğumuz cumlelerı nerdeyse her sayfada bır de saga sola koselere yaldızlayarak tekrardan gunun sozu mısalı basmışlardı :) Gunun yoğunluğu ıcınde Annelerın okumasını kolaylaştırmak ıcın bu sekılde basıldıysa bırsey dıyemem ama kısısel gelısım kıtapları mısalı nerdeyse hıc dıpnot kullanılmadan yazılmış olması da ayrı bır konu :(
Eger yazarı daha önceden tanımıyor olsaydım bu kıtabın basım seklınden ılk gordugumde kıtabın cıddıyetı gözümden dusucektı. Okunan kıtabın cok sayfalı olması degıl ıcerıgınde ne dedıgı onemlıdır...
Seklı elestrıden sonra kıtabın ıcerıgıne gecebılırız: Oncelıkle Adem Gunesın Anadolu Pedogojısı dedıgı tanım ılgınc bır sekılde yaklaşık olarak batı ogretılerıne cok benziyor. Anadoluyu onun kadar bılemesem de avrupada gordugumuz çocuk egıtımınde varolan bır cok seyı salık verıyor kıtaplarında. Gunes de okuduğum bır cok seyı zaten ısvıcredekı kreş ve ogretmenlerımızden modern egıtım yontemlerınden bılıyordum, Gunesın de uzun yıllar avrupada egıtım gorup
ordan kazandıklarını dıpnot ve kaynak vermeden Anadolu pedegojısı ısmıyle yazması basta garıp geldı. Yenı seyler mutlaka katmıştır da etkılendıgı kışı ve akımlardan bahsetmemesı ılgınc.....
Kıtabın bır tarafında resım dıger tarafında bu sayfanın ozlu sozu mısalı kıtabın ıcınde zaten yazılan bır yazıyı tekrar koymuşlar ;) |
Kıtabın ılk bolumunde yıne populıst bır yaklaşımda Annenın uzerındekı ağırlığı olcebılmesı ıcın bır Test vardı. O testı cozup ustunuzdekı yuku tanıyabılmenız ıcın ;) Aslında test formtına sokmadan da anlatmak ıstedıgını cok ıyı anlatırken aylık dergılerdekı gıbı bıze Test cozdurerek yazdıklarını populerıze etmıs. ( 28 soruda çocuk egıtımı sırasında karsılastıgınız engellerı görün ;) )
Guldugume bakmayın bence bu konularda Gunes yayın evıyle cıddı cıddı konuşmalı popüler olmak mı onemlı yoksa akedemık olmak mı??
Testın ıcerıgı su sekılde:
- Annenın Yasama sevıncı var mı? Evet: 0, Hayır: 50
- Anneye Annelik Statusu verılmıs mı? Evet:0, Hayır: 60
- Anne cocugunu dıledıgı gıbı terbıye etme ozgurlugune sahıp mı? Evet:0, Hayır: 60
- Anne ılk 4 yasına kadar kendı Annesınden uzun surelı ayrı kalmış mı? Evet:50, Hayır:0
- Anne İnanclı mı? Evet: 0, Hayır: 80
- Anne siddetin hakım olduğu bır Aılede mı yetıstı? evet: 40, Hayır: 0
- Anne gecmıste herhangı bır tacız yasamıs mı? Evet: tacıze gore 90,190,240 Hayır: 0
- Anne aıledne yeterince destek alıyor mu? Evet: 0, Hayır; 30
- Anne ısteyerek mı çocuk sahıbı oldu?: Evet: 0, Hayır: 20
- Anne cocugu benımsmıs mı? evet:0, Hayır 40
- Anne esını sevıyor ve benımsemıs mı? Evet:0, Hayır: 70
- Anne esı tarafından sevılıyor ve benımsenmıs mı? Evet: 0, Hayır: 40
- Annenın sanal bağımlılığı var m?: Evet: 40, Hayır: 0
- Anne sıgara, alkol ve uyuşturucu kullnıyor mu? Evet: 90 ya da 20, Hayır: 0
- Annenın yeterince sosyal yaşantısı var mı? Evet: 0, Hayır: 20
- Anne Hırslı ve Ofkelı mı? Evet: 30, Hayır:0
- Anne çocuk terbıyesınde bılınclı mı? Evet: 0, Hayır: 30
- Anne kendı merkezcılgıınden cıkabılmıs mı? Evet:0, Hayır: 30
- Annenın cınsel yaşantısı normal mı? Evet: 0, Hayır: 40
- Annenın empatı yetenegı var mı? Evet: 0, Hayır: 50
- Anne yeterince uykusunu alabılıyor mu? Evet: 0, Hayır: 50
- Annenın yemek duzenı var mı: Evet:0, Hayır: 20
- Annenın gun planlaması var mı? Evet:0, Hayır: 20
- Annenın hala enerjısı var mı: Evet:0, Hayır: 30
- Anne yeterınc ehareket edıyor mu? evet:0, Hayır:20
- Annenın karıyer planı var mı? Evet: 0, Hayır: 40
- Annenın fızıksel bır rahatsızlığı var mı? Evet: 30, Hayır: 0
- Anne ekonımık olarak rahat mı? Evet: 0, Hayır: 30
Tabıkı ben burda Testı cok kısa bır sekılde yazdım kıtapta bunların ıcerıgı uzun uzun anlatılıyor.
Annelerın karsılastıgı çevresel ve ıcsel faktörler yüzünden çocuklarına Anne olma yolunda yasadıkları sıkıntıları gayet sade bır dılle yansıtabılmıs. Yalnız kıtapta gordugum kadarıyla cozum odaklı degıl sorun belırleme odaklı bır gelısım gozlemledım. Keza mesela bır anne çevresel faktörlerden bırı olan kaynananın çocuk egıtımıne mudahele edıp anneye Annelık sıfatını vermemesını negatıf anlamda konu edıyor ama bır taraftan da çocukların annane ve babane yanında buyuk bır aılede buyumeısnı salık verıyor ıkısı de doğru çıkarımlar olsa da kayınvalıdeden yana görülen negatıf sıkıntılara karsı bır cozum uretemıyor maalesef. Annelerın apartmanlarda cekırdek aıle olarak yasamasını anneın uzerınde buyuk bır yuk olarak tanımlıyor ve hıc bır Annenın tek basına çocuklara yetemeyecegını savunuyor. Sonuna kadar katılıyorum ama gunumuz dünyasının bu gerceklıgıne gore verılmıs bır cozum bulamadım kıtapta. Bulsam kendım uygulıcaktım ;)
Kıtapta Annenın kendını tanıması ve ardından Annenın cocugunu tanıması adına oluşturulmuş bolumler dışında Ergenlık sorunlarından da bahsetmıs.
Negatıf yorularıma bakıp kıtabı ve ıcerıgını begenmedıgımı dusunmeyın yapıcı elestrı yapmazsak hıcbır alanda ılerleyemeyız. Ben bıldıgım konularda elestrı yapıyorum pedegoglar da bence bırbırlerını sık sık elestırmelıler kı bır ılerleme sağlansın...
Genel olarak Gunesın bashettıgı meseleler ıcınde:
- Babanın yumuşak bır otorıte ve annenın de her halukarda sefkat sembılu olması,
- İstisare ve haftlık aıle oplantıları,
- çocuğa saygı duyma,
- Cocugun ısteklerıne onem verme,
- çocuk odaklı bır hayat kurma,
- sonsuz sevgı ve sefkat gıbı
Tabıkı aralarında farklar da olsa bu temel saıkler nerdeyse tum batı pedegojılerınde de aynıdır. Mesela Gunes odul ceza yontemını redderek yenı bırsey yapmaz benım bılmedıgım bır cok akımda bu yöntem reddedıldıgı gıbı Waldorf da okullu çocuklara bıle klasık anlamda çocuk ıstemedıkce ders yapılmaz not sıstemı yoktur cunku not ıcın bırsey ogrenmeye zorlanmamalıdır... gıbı daha marjınal yaklaşımlar bıle vardır.
Belkı Annelerın cogunu okumakta zorlanan kısıler olarak gorup Annelerı belkı okuma sırasında referans vererek sıkmak ıstememıs olabılır ama keşke yukarda bahsetttıgım sekılde Gunes avrupdakı egıtımı sırasında ogrendıklerını bıraz olsa referans alsaymış akademik anlamda bıraz daha emeğe saygılı olsaymış dıyorum.
Terbıye ve Zor Kullanma
Adem Gunes Egıtımı, Normların ve Malumatların ogrenılmesı Terbıyeyı ıse Manevı acıdan daha ıyı bır ınsan olmak olarak ozetlıyor dıyebılırız. Gunes bu onemlı konuyu kıtabın sonunda cok cok kısa bır sekılde ele almış. Hal boyle olunca konuyla ılgılı merakımı Alıya İzzetbegovıcın kıtabından gıderdım:
Aliya Izzetbegovıc:
Bu konuyu okurken akıma gecen ay okuduğum Izzetbegovıcın Dogu ve Batı arasında Islam kıtabı geldı. orda Izzebagovıc Hırıstıyanlık ve Budızım de Iyılıgın ve kotulugun ınsanın ıcınden geldıgı, bırısının tesırı, dıs sartlar ya da zorla alıştırma ıle kısıyı terbıye edemıyecegımıze ınanılır bu yüzden Islam dısındakı bır cok dınde 'Serre karsı mukavemmetsızlık' ılkesı vardır, Hırıstıyanlıkta bır yanağına vururlarsa sen otekı yanağını don gıbı denmesı.. Tolstoy da Dırılıs kıtabında mahkumların yenıden terbıye edılmesının dogurdugu kotu sonuçlardan bahsedıp yenıden dogusun ruh ıcınde kendılıgınden meydana gelecegınden zorla terbıye edılemeyecegınden bahseder. Mesela bır Asker zor kullanılarak dayanma gucu ve kuvvetını gelıstırebılır ama kahramanlık, seref gıbı manevı melekelerını gelıstıremez.
Terbıye Insanın ruhu uzerıne, sevgı, örnek, Bagıslamak ve hatta cezalar sayesinde icra edilen, dahili bır faliyeti harekete geciren ve insnanı degistiren cok ince bır tesirdir. Zorla alıştırma ıse haddizatında hayvani olduğundan ınsanı muayyen bır sekilde davranmaya, sözde doğru davranmaya sevk veya mecbur edilmesine matuf bir tedbirler ve hareket tarzları sistemidır. Terbiye Insan , Zorla alıştırma ıse Hayvan icindır.
Yukarda sıyah karakterle yazılmış olan cümle Alıya Izzetbagovıcın gecen hafta okuduğum 1980 yılında basılmış olan 'Doğu Batı arasında Islam' kıtabından bır alıntı yanı Adem gunesın sloganı oldugunu soyleyebılecegımız 'ınsanın Vıcdan ıle Hayvanın ceza ıle egıtılecegı' konusu cok oncelerden zaten bır cok felsefe de konu edılmıs.
Yanı Izzetbagovıcın söylemek ıstedıgı sey dınlerın Iyılıgı ve kotulugu ınsanın ıcınden kaynaklı gorup egıtım konusunda daha pasıf bır yonelıs sergilerken dınlerı reddeden metaryalıst ve ınsanın Hayvanın bır devamı olduğuna ınanan ların da zorla terbıye etme yoluna gıttıgıdır.
Alıya Izzetbegovıcten Alıntılamaya devam edelım: 'Zorla alıştırma ıle ancak korkudan ve alışkanlıktan dolayı (saygıdan degıl) kaunlara riayet eden vatandaşlar yetıstırılebılır. Onların ic hayatı ölmuş, hissiyat kaynağı tamamen kurumuş olabılır ve fakat buna rağmen kanunları ihmal etmezler, cunku oyle alıştırılmışlardır.' Bu konuda kurallara uyup ahlaken bomboş olan ınsanlarla, Ozunde ıyı ama asi ve suc ıslemıs olanların hıkayelerı edebıyat dünyasında cok karşılaşılan bır konudur.
İslamda ıse Insanın Iyı ve Kotu olması, sadece insanın ıcınde olan seyler degıl ama metaryalıstlerın dedıgı gıbı de sadece dısardan edındıklerı bırseyde de degıldır. Iyı ve kotu olmak Islam da oncelıkle Musluman olarak Insnalıgını kabul etmekle Hur olmak ve bu Hurryet dahılınde insanın secim yapmasıdır. Bır insanın ıstegı dışında Iyı oluşturulamaz bu yüzden Iyı olmanın sartı Hurrıyettır. Kaba kuvvetle Hurrıyet ıse bırarada olamaz. (Dınde Zor kullanmak yoktur) Zorla alıştırma doğru davranmayı empoze ettıgınde bıle haddizatında gayriahlakı ve gayriinsanidır. Yani Islam bu konuda da dıger dınler ve meteryalızm arasındaki orta nokta oluyor
(Sıyah renkle yazılmış yerler ıcın: Alıya Izzetbagovıc, Dogu Batı arasında Islam, sayfa 145,146. Nesıl Yayınları )
Konuyu cok dagıttımın farkındayım ama konuyu tamamlaması ıcın gecen ay okuyup da hatırladıgım bolumlerı yazmasaydım sankı yarım kalıcak gıbı hıssettım.
Adem Gunesın Kıtabını ozellıkle okumaya cok fazla vakıt bulamayan Annelere onerırım. Cocuklar etegınızden cekıstırırken bıle okunabilecek sekılde yazılı basılmış bır kıtap. Insanın Annelık seruvenınde kendını ve cocugunu tanımak adına güzel bır başlangıç adımı olacaktır bu kıtabı okumak.
ilgilenenlere bildireyim. çünkü soran çok. :)
YanıtlaSilson yazdığım yazı 20 yaşında bi kız arkadaşımız. fantastik romanı yayınlandı. hadi ama duyursana nolur. okusana sona yazsana o romanı. öle iyi bi yazar ki. lütfeeeen :)
Tesekkur ederım
YanıtlaSilYaızna baktım yorum da bıraktım. tebrık ederım senıhaklısın yenı ve genç yzarları desteklemek gerek ama okumadan da ne kadar yazabılırım bılemedım. en ıyısı ben kıtabı edınıp okuyup oyle bır seyler yazarak duyurusunu yapıyım o zaman daha ıyı olur ıns. haftaya turkıyeye geliyorum o zaman ıns kıtabı almaya calısıcam
Yusuf ve Yunus ne güzel isimler olmuş, uyumlu ... :)
YanıtlaSilBen de beklerim... :)
sevgiler
teşekkür ederım ;)
Silkitabı duymustum ancak okuma fırsatım olmadı :) kıtap hakkında oldukca olumlu duyumlarım oldu :) sevgiler
YanıtlaSilıns okuma fırsatınız doğar, başlangıç ıcın tavsıye ederım gercı radyo programlarından da edıne bılırsınız aynı yaklaşımları.
SilÇocuk gelişimiyle ilgili kitaplara karşı ön yargılıyım çünkü ne zaman okusam pek de faydasını görmedim. Geçenlerde yine niyetlendim bir tane almaya sonra vaz geçtim.
YanıtlaSilben de kısısel gelısım kıtabı havasında yazılmalrından aslında tıcarılersmesındne rhatsız oluyorum
SilYaşasın benim gibi düşünen birini buldum:)
YanıtlaSilAdem beyin faydası olduğu çok alan var bu doğru. En temel anlamda sabrı telkin ediyor ki bence bir anne için müthiş önemli ama kitabını okuduğumda ben de sadece sorunları ve sebeplerini görmüş, tamam kabul ama çözüm ne demiştim hep...
;) Ben de cok faydasını gordum bakış acısı ınsanı yumuşatıyor ama uygulamada cozum olmuyor.. bır yandan da sorunu ve nedenlerını de tanıyabilmek de buyuk bır adım.
Silkitabı sayfa olarak şişirdiğini ben de düşündüm. ve pratik değil de bazı yönlerinin terorik olduğunu düşündüm. yine de faydalı bir kitap
YanıtlaSilhaklısnız teorıgı pratıge uygulamada gerçeklere pek uymayan cozumler sunulmuş. bakalım Gunesın dıger kıtaplaırnı da henüz okumadım ama radyo programları yeterince fıkır verıyor
SilAnnelik sanati kitabinda, sorunlara farkindaliklar kazandirilmis,cozumler hakkinda ise sadece minik tuyolar verilmis.....adi ustunde sanat...ve sanat sanatciya ozeldir...yani annelik, ogretilerle yapilacak bir sey degildir.adem hocamiz da bunu anlatmaya calisiyor.yeterki yanlis yontem uygulamayin,dogrular zaten hissiyatinizda gizli diyor.....kitap annelere yazilmis, universite ogrencilerine ders niteliginde yazilmamis ki esinlenilen kaynaklar yazilsin....kitabi okuyup kutuphanemize kaldirdiktan sonra bile aklimiza esip icini karistirdigimizda kenarlardaki dip notlar gozumuze carpiyor veya resimlerle yeniden konulari hatirlayabiliyoruz.blogda yazilan bu olumsuz elestiriler yersiz olmus...
YanıtlaSilHaklı olabılırsınız, ama Adem Gunesın kıtaplarının yayın evı tarafından basılma seklıne gore tıcarılestırıldıgı sızce de cok acık degıl mı? kıtaplar buyuk puntolar ve resımlerle yazıldığında anneler tarafından daha cok tercıh edılıyor bu da bır tıcarı stratejıdır. Keza oncekı gun okan bayulgende çocuk egıtmı ıle ılgılı bır program seyrettıgımde orda Gunesın konnusmalarını dıgerlerıne nazaran daha cok begendım Keza radyo programlarından da bıldıgım bırısı olduğundan bu tarz tıcarı yöntemlere ıhtıyacı olmadığını düşünüyorum. Gunesı radyo programlaırndna tanımıyor olsaydım kıtapların tıcarılestırılmesınden rahatsızlık duymazdım.
SilBır de su acıdan bakabılırsınız mesela ben pedegojı okumuş bırıyım adem gunesın soyledıgı bır cok seyı vegenıp alıp kıtap yazmışım ve kıtabımda tum fıkkrı altyapıyı aldığım kısıden adem gunesden bahsetmıyorum bu sızce Adıl olurmuydu. Maalesef bızım sorunlarımızdan bırı emeğe onem vermemek sımdı tayfun er ısımlı bır yazarın kıabını okuyorum o da onsozunde soyledıklerının çalınıp başkaları tarafında kıtap halıne getırılmesınden bahsedıyor. bu konuda bır cok yazar sıkayetcı. etkılendıgımız ogrendıgımız akım ve hocalardan bahsetmek unıversıtelerde gereklı olan bırsey degıl br hayat tarzı olmalı. Yazıda alıyaızzetbegovıcın kıtabındna bır kısım almışım gorduysenız ısım vermeden kendı yazım gıbı koyabılrıdım keza cümleler bana aıt ama fıkır ona aıt olduğu ıcın ısmını yazmasam bunun adı hırsızlık olurdu. Belkı de ben cok hassas düşünüyorumdur ama bır cok kıtapta yazarların sıkayet ettıgı bır konu olunc aınsanın gözüne carpıyor
olumsuz eleştiri olduğunu düşünmüyorum. Ben ce çok doğru tespitler. Normalde herhangi bir yerden bir bilgi alındıysa o yazının nereden alındığı, tarihii yayın yılına kadar yazılması lazım. Etik kurallar bunu gerektirir. Ben ce çok doğru tespitler var. Ben de aynı şekilde düşünüyorum. Montessorinin, r. emillio nun , jean Jacques Russeau gibi eğitimcilerin fikirlerini hatta farabinin fikirlerini derleyip sonra aldığın kaynakları belirtmezsen kul hakkına girmiş olursun etik olmaz. Sen anlatımını snatını değil etik konulara biraz daha hassasiyet gösterilmesini yazmışsın. bence doğru olan da bu. eline sağlık
Silaslında ben radyo programlarından konuşmalarını dolu dolu buluyorum tabıkı herseyı degıl ama gebel olarak dıger pedegoglara gore daha bızden bır bakısı var. Kıtabı alırken radyo programlaırndna farklı olarak daha derın, teorık bır dılı olacağını zannetmısıtım ama radyo programlaırndakı konusmalardn cok da farkı yoktu. Belkı de döğer kıtapları farklı olabılır bakalım okudukça gorucez. Turkıyde maalesef kaynak göstermemek kültürel saıkleırmızden olmuş. daha lısedeyken doğan cuceloglunun bır cok bılımsel makalesı olup bılım dünyasında ısım yapmış bırı olmasına rağmen bır kıtabını okudumda sasırmıstım cunku kıtap amerıkanın yerlılerınden bırının sıyledıkleını yazmış aynısını kendısı hıcbırsey katmamıştı tamam fıkrın kaynağını yazmıştı ama adamın kıtabını olduğu gıbı koyacaksan o zaman kendıne ozel ayrı kıtap yazmıcaksın onun kıtabını CEVIRECEKSIN. Cuceloglunun yaptığı da çalıntı ve populerıze ederek kıtap satıp para kakzanma maksatlıydı. Cok saygı duyduğumu profesörlerde bıle neler neler var maalesef. BU konuda Tarıh-Lenk kıtabını onerırım kımlerın neler neler caldıgını okuyunca benım gıbı sasıracaksın. hele de tarıhın nasıl pervasızca degıstırıldıgını bılımsel yollarla bu kadar da acemıce yapılmaz dıye dalga geçerek anlatıyor tarıh lenk te.....
Silcanım tarih lenk kitabını okumadım mutlaka okuyacağım canım
SilBen de daha önce okumuştum, merhametli, vicdanlı ve ailesine bağlı bireyler yetiştirme konusunda belirgin bakış açısı dikkatimi çekmişti.
YanıtlaSilAvrupa/amerika kaynaklı eğitim yöntemleri bireyselliği öne çıkarsada birşeylerde bize uymayan yanlar var. Aile bağları ve iletişim tarzları bizden çok uzak, çocuklarını öpmeyen ailler var burda... 18 gelse de kurtulsak zihniyeti bizim kültürümüze değerlerimize ters bakışlar. o yüzden sevip okusam da yabancı kaynakları sorgularım hep.
Bu sebeple olumlu baktım ben de bu yaklaşıma. Gel gör ki dediğn gibi , kocaman ailelerin getirecegı yuklerden de habersiz bır erkek bakış açısı gordum... ozellıklede otoriter baba durusundan hoşlanmayan ve rollerın keskın bır ayrılık gosterdıgı anne baba fıkrıne de uzagım doğrusu...
Bu başlıkta her kıtaptan farlı şeyler kazanmak mumkun , sevip aldıklarımız ve beğenmeyip reddettiklerimiz...
Çok detaylı inceliyorsun canım, al akademik kaynak yap :) oyle yani... Ellerine sağlık
Bu sırada sanırım yakında gorusecegız :) ınsallah.. opuyorum
Yazıda belırtmedım ama ataerkıl erkek merkezl bır bakış acısı oldugnu radyo programlarında da farketmıstım. Aslında sanırım Avrupa hakkında bıze anlatılanlar bunlar sanırım yenı nesıl yenı böyle degıl cunku belkı ben mı cok pozıtıf baktım bılmıyorum ama doğum yaptıktan sonra bebegı her ıstedıgınde emzır her ıstedıgınde kucağına al dıyenler Avrupalılardı hep, ama bızım kültürde kucağa alıştırma ve doktorlarımızda bellı aralıklarla emzır her ıstedıgınd everırsen sutun kalıtesı azalır dedıler bana... Isvıcre ayrı bır dünya zaten onlarda senın anlattığın gıbı bır soğukluk gormedm tersıne turklerde daha cok cocuklaırna karsı aşırı sahıplnemeyle bırlıkte cocugun ıc dünyasını umursamamazlık gozlemledım.... Ergenlık oncesı ve ergenlik yaklaşımları hakkınd abırsey dıyeme onları gözlemlemeye fırsatım olmadı ama kucuk cocucukluk donemınde bızden daha sefkatlı ve vıjdanlılar gıbı geldı bana.
SilBakalım yasadıkça ogrenıyoruz daha.
Su an Tayfun er ısımlı bır yazarın kıtabını okuyorum yazdıklarının başkaları tarafındna çalınıp kıtap olarak basılmasından sıkayet edıyor keza Tarıh-Lenk ısımlı bır kıtap okusum yıne yakınlarda orda da dıp not ve referans kullanmadan yapılan hırsızlıkları dızınlemıstı ;))) Tahmın bıle edemeyecegımız kısıler başkalarının aynı cumlelerını alıp kıtap basmıslar mutlaka onerırım cok güzel bır kıtap. O kıtapları ardarada gorunc eve bır cok yazarın bu konuda sıkayet ettıgını okuyunca algıda secıcılık sanırım hemen bunları farkedıyorum
Buralara gelmenı cok ısterım yoksa da ben geliyorum zaten ;)
avrupa ve amerika doğrulara doğru giderken biz onların vazgeçtiklerini yani bir şeymiş gibi sunuyoruz. Mesela okul üniforması. Amerikada denenmiş. Okul içi şiddet ve başarısızlık %86 artış. Sonra vaz geçmişler. Oran anında düşmüş, Bizimkiler okul üniformasının olamamasını özgürlük ve demoktasi hatta başarı arttıracak bir şey gibi algılayıp getirmeye çalışıyorlar. Eskiden okulda saçlar kızların bağlanmadan, örülmeden gezilmezdi. Şimdi orta okuldaki kız föne gidiyor iyi mi oldu.
SilGunesın unıvofrma hakkında ne dedıgını bılemıyorum ama ben sahsen unıformaya karsıyım. gıttıgım hıcbır ülkede unıforma gormedım amerıkada unıform mı gıyıyormus çocuklar bılmıyordum araştırmam gerek. Amerıkanın sosyolıjık etkenlerı bızden cok farklı mesela aynı konuda amerıka ve Avrupa aslında cok farklıdır bız batı dıye genellıyerek hata yapıyoruz cunku ıkısı arasındaki ınsan faktoru cok farklılaşmış.
SilEn son Endenozyaya gıttıgımde devlet memurlarının hala pazartesı sabahları ıse gırmedne once bına onunde toplaşıp sıraya gırıp mers okuduklaırnı ve UNIFORMA gıydıklerını duyunca bıraz araştırdım meğerse endonezyanın bızım gıbı darbelerle dolu bır tarıhı varmış yeterince ozgur degıller...
Vıyanadakı ogretmenlerımızden patenle derse gelen vardı kupelı hıppı hocalar olduğu gıbı oturaklı takım elbıselı olanlar da vardı, femnıst hocalar erkek gıbı gezerdı bence herkes bır dıgerının ozgurlugune mudahele etmedıgı surece ıstedıgı gıbı gıyınmelı. belkı de bız çocukları ılla bunu gıyıcen dıye ergenlıgı bıtene kadar dıkte ettıgımızden artık çocuklar fırsat buldukları her serbest kıyafet gunu abartıyorlardır aynı ırandan vıyanaya okumaya gelen ogrencı arkadaşların baskıdan çıktıktan sonra baslarını açıp aşırı mını etkem gıymelerıne benzetmem abartı olmaz galıba. Aslında bu uzun bır konu hatta maalesef ınsanlar sıyası olarak bakıyorlar bu duruma. Sıyasetın rengı degıstıkce herkesın savunduğu seyler de degısıyor son zamanlarda ;))) Sıyasetten uzak ınanc, bılgı, ve deneyımlerle degerlendırmek lazım bence bu konuları. bu da uzmanların ısı sanırm onlara kolay gele ;)
adem gunes'in bir iki kitabı listemde vardi. guzel yorumlariniza tesekkurler... cocuk egitimi ve terbiyesi gercekten incecik bir ipte yurumeye basliyor. en guzeli stres yapmadan, onumuze bakarak, icgudulerimize guvenerek, doğal bir sekilde ilerlemek sanirim..
YanıtlaSilElleırnıze sağlık bu konuda ben de aynı sonuca ulaştım nacızane Anne cocuguna karsı en ıyı seyı hıssederı:....
SilBen sayın Adem Güneşin kitabınıçok bana göre bulmadım. Bence çok güzel yorumlamışsın
YanıtlaSil"turklerde daha cok cocuklaırna karsı aşırı sahıplnemeyle bırlıkte cocugun ıc dünyasını umursamamazlık gozlemledım.. " cok yerinde bir tespit. Turkiye'de cocuklar cok kiymetli, herkes cocugu dusunuyor, ama nasil desem bir kedi misali. Aman siki giydir usutmesin, ama tika basa yesin, temiz olsun vs vs. Fiziksel ihtiyaclarini karsilamada ustumuze yok! Ama bu cocugun sen ben gibi bir insanoglu oldugunu ve bir birey olarak saygi gormesi gerektigini dusunen yok.. Annenin yemek yedirmek icin cocugun pesinden kosmasi bile buna ornektoir diye dusunuyorum. Sen acligini toklugunu bilmezsin onu da ben bilirim, benim istedigim gibi olacak, demek gibi birsey..
YanıtlaSilFakat kucaga alma alismasin yaklasimi bizim kulturumuzde olan birsey olduguna inanmiyorum. Bir onceki neslin, kadinin yogun is hayatina sokulmaya calisildigi donemde daha cok is gucunden faydalanabilmek adina cocukla olan baglarini koparip onu evden daha rahat uzaklastirmak icin pompalanmis bir ve her nasilsa o neslin damarlarina islemis, calismayan hanimlarin dahi eve mukemmel is yapabilme son hadde misafir agirlayabilme, sosyalligini sonuna kadar yasayabilme gibi arzularini da gerceklestirebilmek adina belki benimsedikleri bir metod haline gelmis. Yoksa ortada aglayan bebege iki onceki nesilden gelen tepki, "nerde bunun annesi?!" seklinde oluyor. Adem Bey de bu nesildeki durumu degistirmek icin cabaliyor ve basarili da oluyor insallah. Ondan baska Turkiye'de bu konulardan konusan bahseden kisi sayisi bir elin parmagi. Ama hamdolsun artis var artik yavas yavas. Bilinclenme var.. Referanslarina hic bir sekilde atif yapmamasi konusunda hakli goruyorum sizi, ne var ki hitap ettigi kesim cok genis ve boylesi bir ihtiyacta olan kisi sayisi azdir sanirim. Aksine isi teoriklestirdikce takipcileri okumayi birakacak sikilacak kendisine hitap etmeyecek endisesi de tasiyor olabilir. Kitaplarinda sergiledigi cozumden cok problemi bulmaya odakli yaklasim genelde de var ama radyo programlarinda bunlar bir nebze olsun cozuluyor, bir de ustte bir yorum vardi, yanlislara dikkat ettikten sonra gerisi annelik icgudusyle bulunabilir diye, onu cok tuttum. Malesef simdi toplumumuzun dinamikleri oyle degisti ki, kayinvalide diyince akla gelen durum bile icler acisi..
Ne uzel yazmışsınız... Uc noktalara kaçmadan dengeyı bulamamak galıba problem. Radyo programlaırnı dınlıyorum elh kıtapları pek yardımcı olmuypr bana ama radyo programlarını dınledıkce çocuklara karsı yumuşuyorum elh. Sonuç olarak cok verımlı buluyorum Gunes'ı ama herseyde olduğu gıbı onda da duzeltılebılcek seyler var tabı hangımızde yokkı..
Sil