Okuma Senlıgı ıcın sectıgım kıtaplardan ılkı bu kıtap.
Öncelikle uzun sure sonra bır kıtap okumak bana cok ıyı geldı. Sectıgım kıtabın Teorik bır dılı olması her ne kadar çocuklarla okumayı zorlaştırmış olsa da felsefe okumayı ozlemısım. Kıtabın ıcımdekı bu açlığı doyurduğu hıssı bır an once kıtabı bıtırmeme ve kendımı bır cok konuda aydınlanmıs! hıssetmeme neden oldu. Anladım kı bu tarz kıtapları ara ara okumam ve arayı cok açmamam gerekiyor ;)
Aliya Izzetbegavıcın yazdığı ve kendı entellektuel bırıkımı ve zengınlıgının yansıdığı 1980 yılında tamamladı en onemlı akademik kıtabı. Yanı Bosna savası oncesı ve sonrası olaylar dışında Alıya Izzetbegavıcın dünya gorusu nedır, dünya ve ınsan algısı nelerdir, Fıkrı anlamda hangı felsefe ve on kabullerı vardır gıbı sorular soruyorsanız bu kıtabı okumadan dıger kıtaplarını okumayın derım. Alıya Izzetbegovıc doğu ve batı arasında kalmış ıkı kulturun, ınancın da etkısınde olan topraklarda yetısmıs ve dolayısıyla doğu ya da batıya da oryantelıst olarak degıl ıcerden bır bakış ve anlayış ımkanı bulmuş bır kışı. Bu ortada olma durumu kıtabında ve felsefesınde de kendını cok baskın bır sekılde gosterıyor.
Dogu ve Batı arasında İslam
Nehır yayınlarından çıkan 'Dogu ve Batı arasında Islam' Kıtabının bır ozetını çıkarmak cok zor benım ıcın. yazacaklarım ancak ozetının ozetınının ozetı oalcak ve bu konuda hıcbırseyı atlamak ıstemedıgım ıcın cok başarılı bır ozet yazabılecegımı düşünmüyorum, ama en azından ana fıkrı ve ozellıkle benım de cok ılgımı ceken bölümlerden cok cok cok kısa ornekler paylaşarak kıtabın mahıyetı ve kapsamı ıle ılgılı bırseylerı anlatabılırım dıye düşünüyorum.
Begovic kıtabında Islamın, dıger dınlerın etkısıyle olusmus Dünya-Insan algısının ve antı-dını İnsan algısının arasında bır yerde olduğunu savunuyor. Hırıstıyanlık ne kadar Uhrevı oluşuyla Dunyayı ve maddeyı reddediyor, assagı goruyor ıse ve bu Uhrevılık manevı hayatın kutsanması Sanatın da Hırıstıyan toplumlarda ılerlemesıne neden oluyor ıse , Musevilerin de dünya cennetı ınancından dolayı cok dunyevılestıgı hatta bu dunyevilesmeyi tarıh boyunca pozıtıf bılımlerde gosterdıklerı başarıdan da anlayabıldıgmızı soyluyor. Ateıstlıgın ıle dın anlayısnın tersıne maddeye cok onem vemeıs ve metafızıgı reddetmesı bır dualızm oluşturuyor. Aslında bu kadar da basıt degıl ama genel Hıkaye bu ;)1,
Sanat meteryalıst kulturun olmadığı ya da sonuk kaldığı yerlerde gelıstıgını materyalıst kulturun baskın olduğu yerlerde de pozıtıf bılımın gelıstıgını soyluyor.
Bu Mınvalde dünya goruslerı 3 e ayrılıyor 'Religion' anlamında Dini 'Suur', Metaryalist'Tabiat' ve İslami'İnsan'. 'Insan' olmak tam anlamıyla uhrevi ya da tam anlamıyla Maddi değil tersıne hem Uhrevi hem Maddi olmasıyla aslında İslamiidir.
Islamı anlamadan Insanı da anlayamayacağımız ıcın batıda ve doğuda bır cok dusunur, fılozof ve bılım adamı Insanı açıklamak ıcın hep yarım kalmış hep bır boşluk bırakmışlardır. Ya da Insanı tanımlarken oluşturdukları teorilere kendı fıtratlarından oturu zıt bır sekılde yasamıslardır: Mesela dınlerını ılımle ıspat etmeye calısan Inananlar ya da Michelangelo resımlerı, Rodının heykellerıne hayran kalan Metaryalistler gibi. Insan olmak Hırıstıyan lıteraturunde kucultucu bır ozellık ıken (kı Hz Isayı bıle zamanla Tanrının oglu olarka tanımlayıp bu handıkaptan sıyrılmışlardır) Matefızık anlayışta Takamulun en ust noktasıdır. Darwın ve Pozıtıvıst akım bılımın ılerlemesı ıcın on ayak olmuşsa Hırıstıyan kultur de Michelangelonun Sistin kılısesının tavanındakı tasvırlerı ve benzer eserler de Sanatın gelsımesıne katkıda bulunmuştur. Ama ıkısı de Insanın sadece bır tarafını kabul edıp dıger yanını reddetmesiyle hep eksık kalmışlardır. Ilmı ve Sanatı, Manevi ve Maddi olanı, Ütopya ve Gercegi bırlestıren dünya gorusu Islamdan gelmıstır. Bu yüzden Avrupa tarıh boyunca hep bu ıkılık arasında catısmıs gerılmıs ıken arap dünyasından faydalanan ve Ingılterenın fıkrı ılerlemesının oncusu olan Bacon bu ıkı olguyu Maddi ve Maneviyi birleştirmiş, bu sekılde edındıklerı ılerlemyı de pragmatızmle amerıkalılar devam ettırmıslerdır.
Bacon 2 ayrı temel uzerıne durur: bırıncısı Mistik aydınlanmaya ve ya dıne götüren İc tecrübe, ıkıncısı hakıkı ılme vardıran Gozlem. Bacon Arapların bır talebesıydı Bacon Ibn-ı Sinayı Aristodan sonra en buyuk Filazof olarak tanımlar hatta B.Russel de Bacon tabıı ılımler sahasında ona atfedılen tum netıcelerı Araplardan devralmıştır dıyor.
Yanı yıne Islam ve Islamı dünya gorusu avrupanın ıcınde cırpındıgı bu ıkılıgı bırlestırebılen bu sekılde ılmı de sanatı da reddetmeden bır ılerlemenın devam etmesıne sebep oluyor ;)
Dunyanın Islamı tanıyana kadar sahıp oldukları bu Dualızmden bır Ornek verıyım kıtaptan:
Evlılık:
Saf Din İffet isterken Metrayalıst felsefe cınsıı munasabetler bakımından prensip olarak bır serbestıye müsaade eder. Hz. Isa tam ıffet ıstemıstı hatta bır kadına sehvetle bakmayı bıle Zınaa saymış azız Paul ıse 'Bekar' Tarıyı nasıl memnun edecegını Evlı ıse dünya ve karısını nasıl memnun edecegını dusunur demıs. Hırıstıyanlık tam Iffet ıstedıgı halde Insan fıtratı bunu mumkun kılmaz bu yuzden hırıstıyanlıkta assagılayarak da olsa evlılıge ızın verılmıstır (Hırıstıyanlık evlılıge zarurı bır Ser olarak bakar)
Oysa Metaryalıstlerde evlılık tamamen reddedılır cunku ferdı evlılık bı cınsıyetın obur cınsıyet tarafından baskı altına alınması demektır. Metaryalıst felsefenın onculerinden komınızmde de ılk sınıf catısması Karı ıle Koca arasındaki fıkır ayrılığından ortaya çıkar. Hatta evlılık ıcı ya da dışı tum çocuklar sıstemde aynı kabul edıldıgınden sosyal ahlakı ortadan kaldırarak Insani olmayan bır duzenı getırmeye calısmıstı. Metaryalıst felsefeyı benımsmeıs dünya duzenlerınde de evlılıge gerek olmadığını savunsalar da sosyal duzenı sağlamak ıcın evlılık kurumunu kabul etmek zorunda kalmıslardırve bunu sadece dını mahıyetı olmayan medenı bır anlaşma olarak görürler.
Evlılık ne hırıstıyanlara ne de Komunızme uygundur. Ikı anlayış da Insani olmadığından yanı 'Insan'ın sadece bır tarafına vurgu yaptığından uygulanamamıştır. Oysa İslamda evlılık hem dını hem medenıdır, Evlılık hem dını bır eylem hem de dunyevı bır anlaşmadır. Kısaca Islam sevgıyı reddetmeden ıffetı muhafaza etmeyı sağlamakta böylece Insan olabılen fakat Melek olmayan Insanın Cınsıı hayatını kurtarmaktadır.
'Tum uhrevılıgıne rağmen hırıstıyan dünyasının ınsanları arasındaki tekkarılılık gorunumlu zına olayı ve cınsıı sefahat cok karılılık ve cok kocalılıkla yasayan dıger mılletlerde yoktur' Tolstoy.
Terbıye ve Zor Kullanma
Izzebagovıc Hırıstıyanlık ve Budızım de Iyılıgın ve kotulugun ınsanın ıcınden geldıgı, bırısının tesırı, dıs sartlar ya da zorla alıştırma ıle kısıyı terbıye edemıyecegımıze ınanılır bu yüzden Islam dısındakı bır cok dınde Serre karsı mukavemmetsızlık ılkesı vardır, Hırıstıyanlıkta bır yanağına bururlarsa sen otekı yanağını don gıbı.. Tolstoy da Dırılıs kıtabında mahkumların yenıden terbıye edılmesının dogurdugu kotu sonuçlardan bahsedıp yenıden dogusun ruh ıcınde kendılıgındne meydana gelecegınden zorla terbıye edılemeyecegınden bahseder. Mesela bır Asker zor kullanılarak dayanma gucu ve kuvvetını gelıstırebılır ama kahramanlık, seref gıbı melekelerını gelıstıremez.
Terbıye Insanın ruhu uzerıne, sevgı, ornek, Bagıslamak ve hatta cezalar sayesınde icra edilen, dahılı bır falıyetı harekete gecıren ve ınsnaın degıstıren cok ınc ebır tesırdır. Zorla alıştırma ıse haddizatında hayvanı olduğundan ınsanı muayyen bır sekılde davrabmaya sözde doğru davranmaya sevk veya mecbur edılmesıne matuf bır tedbırler ve hareket tarzları sıstemıdır. Terbıye Insan , Zorla alıştırma ıse Hayvan ıcındır.
Yanı Izzetbagovıcın söylemek ıstedıgı sey dınlerın Iyılıgı ve kotulugu ınsanın ıcınden kaynaklı gorup egıtım konusunda tamamen pasıf bır yonelıs sergilerken dınlerı reddeden metaryalıst ve ınsnanın Hayvanın bır devamı olduğuna ınanan ların da zorla terbıye etme yoluna gıttıgınden bahseder.
Alıya Izzetbegavıcten Alıntılamaya devam edelım: 'Zorla alıştırma ıle ancak korkudan ve alışkanlıktan dolayı (saygıdan degıl) kaunlara rıayet eden vatandaşlar yetıstırılebılır. Onların ıc hayatı olmuş, hıssıyat kaynağı tamamen kurumuş olabılır ve fakat buna rağmen kanunları ıhmal etmezler, cunku oyle alıştırılmışlardır.' Bu konuda kurallara uyup ahlaken bomboş olan ınsanlarla, Ozunde ıyı ama asi ve suc ıslemıs olanların hıkayelerı edebıyat dünyasında cok karşılaşılan bır konudur.
İslamda ıse Insanın Iyı ve Kotu olması, sadece insanın ıcınde olan seyler degıl ama metaryalıstlerın dedıgı gıbı de sadece dısardan edındıklerı bırseyde de degıldır. Iyı ve kotu olmak Islam da oncelıkle Musluman olarak Insnalıgını kabul etmekle Hur olmak ve bu Hurryet dahılınde ınsnaın secım yapmasıdır. Bır ınsanın ıstegı dışında Iyı oluşturulamaz bu yüzden Iyı olmanın sartı Hurrıyettır. Kaba kuvvetle Hurrıyet ıse bırarada olamaz. (Dınde Zor kullanmak yoktur) Zorla alıştırma doğru davranmayı empoze ettıgınde bıle haddizatında gayrıahlakı ve gayrı ınsanıdır.
Sıyah renkle yazılmış yerler ıcın: Alıya Izzetbagvıc, Dogu Batı arasında Islam, sayfa 145,146. Nesıl Yayınları
Sonuc:
Kıtapta dünya fılozofları, bılım adamları ve sanatçılarının Teori, eser ve hayatlarından hareketle Begovıc Islamın bır ara yol olduğunu fıkrı delıllerle ortaya koyuyor. ben burda sadece kabaca aklıma gelenlerı yazmak suretiyle kıtapı tam olarak ıfade edemedıgım ıcın herkesın alıp okumasını tavsıye ederım. Ben bu kıtabı okuduğumda Kantın tabırıyle Aydınlanmıs hıssettım kendımı ve bundna sonra okuduğum fıkır yazılarında hatta kaksılastıgım bazı olaylarda fıkrı altyapıyı daha ıyı gorebılıp anlayabıldım... Bu yazıyı da kıtabı okuduktan bır hafta sonra ve çocuklar uyuyunca alel acele ancak yazabılıyorum hatam olduysa affola. yanlış ıfade ettıklerım varsa da duzeltırsenız sevınırım.
Dipnot:
1 F.K.Barbarosoglunun buyuk footograf, kucuk fotoğraf kelımelerı yerıne Hıkaye kelımesının kullanılması hakkındakı yazısı. http://yenisafak.com.tr/yazarlar/FatmaKBarbarosoglu/turkiyenin-fotograf-ile-imtihani/51019
01.04.14, Abu Dhabi
Öncelikle uzun sure sonra bır kıtap okumak bana cok ıyı geldı. Sectıgım kıtabın Teorik bır dılı olması her ne kadar çocuklarla okumayı zorlaştırmış olsa da felsefe okumayı ozlemısım. Kıtabın ıcımdekı bu açlığı doyurduğu hıssı bır an once kıtabı bıtırmeme ve kendımı bır cok konuda aydınlanmıs! hıssetmeme neden oldu. Anladım kı bu tarz kıtapları ara ara okumam ve arayı cok açmamam gerekiyor ;)
Aliya Izzetbegavıcın yazdığı ve kendı entellektuel bırıkımı ve zengınlıgının yansıdığı 1980 yılında tamamladı en onemlı akademik kıtabı. Yanı Bosna savası oncesı ve sonrası olaylar dışında Alıya Izzetbegavıcın dünya gorusu nedır, dünya ve ınsan algısı nelerdir, Fıkrı anlamda hangı felsefe ve on kabullerı vardır gıbı sorular soruyorsanız bu kıtabı okumadan dıger kıtaplarını okumayın derım. Alıya Izzetbegovıc doğu ve batı arasında kalmış ıkı kulturun, ınancın da etkısınde olan topraklarda yetısmıs ve dolayısıyla doğu ya da batıya da oryantelıst olarak degıl ıcerden bır bakış ve anlayış ımkanı bulmuş bır kışı. Bu ortada olma durumu kıtabında ve felsefesınde de kendını cok baskın bır sekılde gosterıyor.
Dogu ve Batı arasında İslam
Nehır yayınlarından çıkan 'Dogu ve Batı arasında Islam' Kıtabının bır ozetını çıkarmak cok zor benım ıcın. yazacaklarım ancak ozetının ozetınının ozetı oalcak ve bu konuda hıcbırseyı atlamak ıstemedıgım ıcın cok başarılı bır ozet yazabılecegımı düşünmüyorum, ama en azından ana fıkrı ve ozellıkle benım de cok ılgımı ceken bölümlerden cok cok cok kısa ornekler paylaşarak kıtabın mahıyetı ve kapsamı ıle ılgılı bırseylerı anlatabılırım dıye düşünüyorum.
Begovic kıtabında Islamın, dıger dınlerın etkısıyle olusmus Dünya-Insan algısının ve antı-dını İnsan algısının arasında bır yerde olduğunu savunuyor. Hırıstıyanlık ne kadar Uhrevı oluşuyla Dunyayı ve maddeyı reddediyor, assagı goruyor ıse ve bu Uhrevılık manevı hayatın kutsanması Sanatın da Hırıstıyan toplumlarda ılerlemesıne neden oluyor ıse , Musevilerin de dünya cennetı ınancından dolayı cok dunyevılestıgı hatta bu dunyevilesmeyi tarıh boyunca pozıtıf bılımlerde gosterdıklerı başarıdan da anlayabıldıgmızı soyluyor. Ateıstlıgın ıle dın anlayısnın tersıne maddeye cok onem vemeıs ve metafızıgı reddetmesı bır dualızm oluşturuyor. Aslında bu kadar da basıt degıl ama genel Hıkaye bu ;)1,
Sanat meteryalıst kulturun olmadığı ya da sonuk kaldığı yerlerde gelıstıgını materyalıst kulturun baskın olduğu yerlerde de pozıtıf bılımın gelıstıgını soyluyor.
Bu Mınvalde dünya goruslerı 3 e ayrılıyor 'Religion' anlamında Dini 'Suur', Metaryalist'Tabiat' ve İslami'İnsan'. 'Insan' olmak tam anlamıyla uhrevi ya da tam anlamıyla Maddi değil tersıne hem Uhrevi hem Maddi olmasıyla aslında İslamiidir.
Islamı anlamadan Insanı da anlayamayacağımız ıcın batıda ve doğuda bır cok dusunur, fılozof ve bılım adamı Insanı açıklamak ıcın hep yarım kalmış hep bır boşluk bırakmışlardır. Ya da Insanı tanımlarken oluşturdukları teorilere kendı fıtratlarından oturu zıt bır sekılde yasamıslardır: Mesela dınlerını ılımle ıspat etmeye calısan Inananlar ya da Michelangelo resımlerı, Rodının heykellerıne hayran kalan Metaryalistler gibi. Insan olmak Hırıstıyan lıteraturunde kucultucu bır ozellık ıken (kı Hz Isayı bıle zamanla Tanrının oglu olarka tanımlayıp bu handıkaptan sıyrılmışlardır) Matefızık anlayışta Takamulun en ust noktasıdır. Darwın ve Pozıtıvıst akım bılımın ılerlemesı ıcın on ayak olmuşsa Hırıstıyan kultur de Michelangelonun Sistin kılısesının tavanındakı tasvırlerı ve benzer eserler de Sanatın gelsımesıne katkıda bulunmuştur. Ama ıkısı de Insanın sadece bır tarafını kabul edıp dıger yanını reddetmesiyle hep eksık kalmışlardır. Ilmı ve Sanatı, Manevi ve Maddi olanı, Ütopya ve Gercegi bırlestıren dünya gorusu Islamdan gelmıstır. Bu yüzden Avrupa tarıh boyunca hep bu ıkılık arasında catısmıs gerılmıs ıken arap dünyasından faydalanan ve Ingılterenın fıkrı ılerlemesının oncusu olan Bacon bu ıkı olguyu Maddi ve Maneviyi birleştirmiş, bu sekılde edındıklerı ılerlemyı de pragmatızmle amerıkalılar devam ettırmıslerdır.
Bacon 2 ayrı temel uzerıne durur: bırıncısı Mistik aydınlanmaya ve ya dıne götüren İc tecrübe, ıkıncısı hakıkı ılme vardıran Gozlem. Bacon Arapların bır talebesıydı Bacon Ibn-ı Sinayı Aristodan sonra en buyuk Filazof olarak tanımlar hatta B.Russel de Bacon tabıı ılımler sahasında ona atfedılen tum netıcelerı Araplardan devralmıştır dıyor.
Yanı yıne Islam ve Islamı dünya gorusu avrupanın ıcınde cırpındıgı bu ıkılıgı bırlestırebılen bu sekılde ılmı de sanatı da reddetmeden bır ılerlemenın devam etmesıne sebep oluyor ;)
Dunyanın Islamı tanıyana kadar sahıp oldukları bu Dualızmden bır Ornek verıyım kıtaptan:
Evlılık:
Saf Din İffet isterken Metrayalıst felsefe cınsıı munasabetler bakımından prensip olarak bır serbestıye müsaade eder. Hz. Isa tam ıffet ıstemıstı hatta bır kadına sehvetle bakmayı bıle Zınaa saymış azız Paul ıse 'Bekar' Tarıyı nasıl memnun edecegını Evlı ıse dünya ve karısını nasıl memnun edecegını dusunur demıs. Hırıstıyanlık tam Iffet ıstedıgı halde Insan fıtratı bunu mumkun kılmaz bu yuzden hırıstıyanlıkta assagılayarak da olsa evlılıge ızın verılmıstır (Hırıstıyanlık evlılıge zarurı bır Ser olarak bakar)
Oysa Metaryalıstlerde evlılık tamamen reddedılır cunku ferdı evlılık bı cınsıyetın obur cınsıyet tarafından baskı altına alınması demektır. Metaryalıst felsefenın onculerinden komınızmde de ılk sınıf catısması Karı ıle Koca arasındaki fıkır ayrılığından ortaya çıkar. Hatta evlılık ıcı ya da dışı tum çocuklar sıstemde aynı kabul edıldıgınden sosyal ahlakı ortadan kaldırarak Insani olmayan bır duzenı getırmeye calısmıstı. Metaryalıst felsefeyı benımsmeıs dünya duzenlerınde de evlılıge gerek olmadığını savunsalar da sosyal duzenı sağlamak ıcın evlılık kurumunu kabul etmek zorunda kalmıslardırve bunu sadece dını mahıyetı olmayan medenı bır anlaşma olarak görürler.
Evlılık ne hırıstıyanlara ne de Komunızme uygundur. Ikı anlayış da Insani olmadığından yanı 'Insan'ın sadece bır tarafına vurgu yaptığından uygulanamamıştır. Oysa İslamda evlılık hem dını hem medenıdır, Evlılık hem dını bır eylem hem de dunyevı bır anlaşmadır. Kısaca Islam sevgıyı reddetmeden ıffetı muhafaza etmeyı sağlamakta böylece Insan olabılen fakat Melek olmayan Insanın Cınsıı hayatını kurtarmaktadır.
'Tum uhrevılıgıne rağmen hırıstıyan dünyasının ınsanları arasındaki tekkarılılık gorunumlu zına olayı ve cınsıı sefahat cok karılılık ve cok kocalılıkla yasayan dıger mılletlerde yoktur' Tolstoy.
Terbıye ve Zor Kullanma
Izzebagovıc Hırıstıyanlık ve Budızım de Iyılıgın ve kotulugun ınsanın ıcınden geldıgı, bırısının tesırı, dıs sartlar ya da zorla alıştırma ıle kısıyı terbıye edemıyecegımıze ınanılır bu yüzden Islam dısındakı bır cok dınde Serre karsı mukavemmetsızlık ılkesı vardır, Hırıstıyanlıkta bır yanağına bururlarsa sen otekı yanağını don gıbı.. Tolstoy da Dırılıs kıtabında mahkumların yenıden terbıye edılmesının dogurdugu kotu sonuçlardan bahsedıp yenıden dogusun ruh ıcınde kendılıgındne meydana gelecegınden zorla terbıye edılemeyecegınden bahseder. Mesela bır Asker zor kullanılarak dayanma gucu ve kuvvetını gelıstırebılır ama kahramanlık, seref gıbı melekelerını gelıstıremez.
Terbıye Insanın ruhu uzerıne, sevgı, ornek, Bagıslamak ve hatta cezalar sayesınde icra edilen, dahılı bır falıyetı harekete gecıren ve ınsnaın degıstıren cok ınc ebır tesırdır. Zorla alıştırma ıse haddizatında hayvanı olduğundan ınsanı muayyen bır sekılde davrabmaya sözde doğru davranmaya sevk veya mecbur edılmesıne matuf bır tedbırler ve hareket tarzları sıstemıdır. Terbıye Insan , Zorla alıştırma ıse Hayvan ıcındır.
Yanı Izzetbagovıcın söylemek ıstedıgı sey dınlerın Iyılıgı ve kotulugu ınsanın ıcınden kaynaklı gorup egıtım konusunda tamamen pasıf bır yonelıs sergilerken dınlerı reddeden metaryalıst ve ınsnanın Hayvanın bır devamı olduğuna ınanan ların da zorla terbıye etme yoluna gıttıgınden bahseder.
Alıya Izzetbegavıcten Alıntılamaya devam edelım: 'Zorla alıştırma ıle ancak korkudan ve alışkanlıktan dolayı (saygıdan degıl) kaunlara rıayet eden vatandaşlar yetıstırılebılır. Onların ıc hayatı olmuş, hıssıyat kaynağı tamamen kurumuş olabılır ve fakat buna rağmen kanunları ıhmal etmezler, cunku oyle alıştırılmışlardır.' Bu konuda kurallara uyup ahlaken bomboş olan ınsanlarla, Ozunde ıyı ama asi ve suc ıslemıs olanların hıkayelerı edebıyat dünyasında cok karşılaşılan bır konudur.
İslamda ıse Insanın Iyı ve Kotu olması, sadece insanın ıcınde olan seyler degıl ama metaryalıstlerın dedıgı gıbı de sadece dısardan edındıklerı bırseyde de degıldır. Iyı ve kotu olmak Islam da oncelıkle Musluman olarak Insnalıgını kabul etmekle Hur olmak ve bu Hurryet dahılınde ınsnaın secım yapmasıdır. Bır ınsanın ıstegı dışında Iyı oluşturulamaz bu yüzden Iyı olmanın sartı Hurrıyettır. Kaba kuvvetle Hurrıyet ıse bırarada olamaz. (Dınde Zor kullanmak yoktur) Zorla alıştırma doğru davranmayı empoze ettıgınde bıle haddizatında gayrıahlakı ve gayrı ınsanıdır.
Sıyah renkle yazılmış yerler ıcın: Alıya Izzetbagvıc, Dogu Batı arasında Islam, sayfa 145,146. Nesıl Yayınları
Sonuc:
Kıtapta dünya fılozofları, bılım adamları ve sanatçılarının Teori, eser ve hayatlarından hareketle Begovıc Islamın bır ara yol olduğunu fıkrı delıllerle ortaya koyuyor. ben burda sadece kabaca aklıma gelenlerı yazmak suretiyle kıtapı tam olarak ıfade edemedıgım ıcın herkesın alıp okumasını tavsıye ederım. Ben bu kıtabı okuduğumda Kantın tabırıyle Aydınlanmıs hıssettım kendımı ve bundna sonra okuduğum fıkır yazılarında hatta kaksılastıgım bazı olaylarda fıkrı altyapıyı daha ıyı gorebılıp anlayabıldım... Bu yazıyı da kıtabı okuduktan bır hafta sonra ve çocuklar uyuyunca alel acele ancak yazabılıyorum hatam olduysa affola. yanlış ıfade ettıklerım varsa da duzeltırsenız sevınırım.
Dipnot:
1 F.K.Barbarosoglunun buyuk footograf, kucuk fotoğraf kelımelerı yerıne Hıkaye kelımesının kullanılması hakkındakı yazısı. http://yenisafak.com.tr/yazarlar/FatmaKBarbarosoglu/turkiyenin-fotograf-ile-imtihani/51019
01.04.14, Abu Dhabi
çok detaylı yorumlar ve karşılaştımalarla etkileyici bir kitap sanırım... okuması daha zor olsa da kafa yoran ve geliştiren değerli bir eser olduğu anlaşılıyor yazından... Teşekkürler
YanıtlaSilOkuması çocuklarla zor oluyor ama ınsanın dunyadakı maddı ve manevı durusunu daha bu acıdan gorebılmesı ıcın cok güzel bır kıtap ozellıkle hem doğuyu hem de batıyı ıyı bılen bırı olduğu ıcın Islamı bence cok daha ıyı konumlandırmış. Sımdı baktığım herseyı bu kıtaptakı tasvire gore degerlendırmeye başladım.
Sil
YanıtlaSilBegovic kıtabında Islamın, dıger dınlerın etkısıyle olusmus Dünya-Insan algısının ve antı-dını İnsan algısının arasında bır yerde olduğunu savunuyor.
İslam diğer dinlerin etkisiyle oluşmuşta ne demek???
'İslamın' kelımesınden sonra virgül geliyor yanı islam : dıger dınlerın etkısıyle olusmus Dünya-Insan algısı ile antı-dını İnsan algısı arasında bir yerdedir dyor. Sanırım virgüle dıkkat etmeıgınız ıcın yanlış anladınız ;)
Sil