Bu seneye Gogol okuyarak baslamamin nedeni benim buyuk cocuklara 'Burun' hikayesini okumamdir. Hikaye oyle hosuma gitti oyle bana gore bir dili vardi ki ardindan 'Palto', 'Bir delinin Hatira defteri', 'Neva Bulvari', 'Dikanka yakinlarinda bir ciftlikte Aksam Sohbetleri', 'Mufettis' kitaplarini okudum ve simdi Olu Canlar kitabini okuyorum. Bu yayini bahsedecegim kitap sayisi cok oldugu icin mecburen 2 ayri gruba bolecegim. Mufettis, Neva Bulvari ve Olu Canlar hakkindaki yayinim daha sonra gelecek.
1809- 1850 yillarinda Ukrayna bolgesinde Kirim kulturunun icinde dogup buyuyen Gogol, daha sonra Almanya ve Petersburga gidip tarih okuyup siir ve tiyatrolara merak salsa da yazdigi ilk siirleri acimasiz bir sekilde elestirilince edebiyata kusup hic sevmedigi halde memur olarak calisir. Daha sonra Puskinin de destegi ile yazmaya geri donen yazar, ilk kitabi 'Dikanka yakinlarinda bir ciftlikte aksam sohbetleri' hakkinda pozitif elestiriler alinca yazarliga devam eder. Kuskusuz Gogolun yazin hayatinda Puskinin destegi ve Gogolun ona duydugu sevginin etkisi cok buyuktur keza Puskin oldugunde de Gogolda bunun derin bir etki biraktigini goruyoruz. Daha sonrasinda da Dotoyevski ve Turgenyev gibi yazarlar hepimiz Gogolun Paltosundan ciktik diyerek ona olan hurmetlerini gostermislerdir. yasliliginda Dindar bir karaktere burunup Olu Canlar kitabinin 2 bolumunu yaktiktan 10 gun sonra da olmustur. Cok kabaca Gogolden bahsettikten sonra okudugum kitaplara kisaca degineyim...
Dikanka Yakinlarinda bir Ciftlikte Aksam Sohbetleri
Ukrayna bolgesinde kucuklugunden beri sahit oldugu aksam sohbetlerinden ilham alarak aktardigi Ukrayna halk soylenceleri, masallari ve batil inanclari cogunlukla mistik ve korkunc bir dille aktarirken halkin nezdinde bunlarin ne kadar olagan ve normal goruldugunu de yansitir. kitapta bolca Kazak gozunden Ruslara ve Tatarlara bakisi da goruruz. Bu hikayeler o donem bolge ve insanini yansitan bir Tarihi veri olarak cok onem verdigim metinler olsa da bence bu kitabi asil degerli yapan sey hikayeler arasina serpistirilmis uzun uzun yapilan o muazzam doga tasvileriydi. Normalde doga betimlemelerinden sikiliyor olsam da Gogolun anlatilan hikaye ile paralel giden ve insandan dogaya anlam aktarmalari ile yapilan benzetmeler metne hareket katiyor ve Gogolun sair tarafini bize gosteriyor.iki bolume ayrilan kitapta ilk bolumde 4, ikinci bolumde de 4 olmak uzere 8 tane hikaye bulunmaktadir: Soroçinets Panayıri, İvan Kupalo Gecesi, Bir Mayıs Gecesi ya da Suda Boğulmuş Kız, Kaybolan Yazı, Noel Gecesi, Korkunç İntikam, Ivan Fyodoroviç Şponka İle Teyzesi, Büyülü Yer
Hikayelerin ortak karakteri aslinda seytan, cadi gibi varliklardir. Herkes seytanla o ya da bu sekilde anlasma yapar, insanlara buyuculer musallat olur ya da kotu dogaustu varliklar bir sekilde insanlara etki eder.... Bunlardan bazilarindan kisaca bahsedecegim:
Mesela ''İvan Kupalo gecesi'' adlı hikâyesinde slav kulturune paganliktan evrilmis olan bu kutlama gecesinde yasanan olaylari konu alir. Efsanedeki gibi genç bir adam çiçek açmış bir eğrelti otu bulur. Ancak bu ot ona şans yerine lanet getirir.
Noel Gecesi hikâyesi seytanla bir cadinin iliskisi ile baslar. Oksana adlı genç kız, kendisine gönül veren Vakula adlı gençten, gerçekleştirilmesi olanaksız gibi görünen taleplerde bulunarak çariçenin potinini getirirse onunla evleneceğini söylemektedir. Vakula, çariçeye nasıl ulaşılabileceği hususunda cadi olan annesi ile iliskisi olan seytanla anlasma yaparak çariçeyle görüşmeye gidecek olan aktif görevdeki Kazak askerlerine katilir. Seytanin da yardimiyla potinleri Cariceden alip Oksanaya getirir ve mutlu sonla biter.
Buyulu yer hikayesinde asil anlatici 10 yasinda dedesinden dinledigi bir hikayeyi anlatir. Dedesi buyulu bir yer kesfeder seytanin da etkisi ile ordan hazine cikarmak icin ugrasir ama birsey bulamaz sonunda seytanin kendini kandirdigini dusunup bu isten vazgecer.
Korkunc intikam hikayesinde Ruslarin o donem sinirboylarini korumasi icin kullandigi kazak komutanlardan biri olan Danilo bey ile guzel karisi Katerinanin basindan gecenleri anlatir. Katarinanin babasi 21 sene sonra eve doner ama garip davranislari vardir. kizi ile iliskiye girmeye calisan bu baba cadi buyu ve seytani yollarla tatarlari da arkasina alarak once damadini, sonra torununu oldurur. Hikaye adi gibi korkunctur.
Burun
Gelelim Yazarin diger kisa ve guclu hikayelerine. Cocuklarla birlikte okudugumuz Burun hikayesinde bahsedilen Burun bir Metafordur. Puskin bu oykuyu dergisinde yayimlarken soyle demistir:
“N. V. Gogol uzun süre bu şakanın basılmasını istemedi; ama biz, bu öyküde öyle şaşırtıcı, akla sığmaz, neşeli, özgün şeyler bulduk ki öykünün elyazmasının bize verdiği zevki okuyucularımızla paylaşmaya razı olması için kendisini güçlükle kandırabildik.”
Hikayede 9. dereceden bir memur olan Kovalevin burnunun ansizin kaybolmasi ve once berberinin ekmeginden cikmasi daha sonra baska bir memur olarak caddede yururken gorulmesi ve en sonunda da burnu bir polisin sahibine getirip burnu yuze monte etme cabalari gibi Alayci, ironik, fantastik gercek disi ama aslinda insanin en gercek olan oykusudur. "Dünyada ne saçmalıklar oluyor! Bazen her şey gerçek dışındaymış gibi geliyor insana" diyen Gogol, bu hikayede ozellikle soylu rus insaninin maskelerini dusurur ve kimliklerini aciga cikararak kibirleri, egolari disinda hicbir ise yaramayan insanlar oldugunu gostererek hicveder.
Absurd olsa da insani surukleyen bu hikaye edebiyat dunyasinin temel taslarindan biri olmayi basarmis. Biz de severek okuduk.
Palto
Yazarin diger bir metaforik hikayesi de Paltodur. Kendinden sonraki Rus edebiyatcilarinin da hepimiz Gogolun Paltosundan ciktik ifadesini hakedecek kadar vurucu bir hikaye olan Palto donemin toplum yapisina da ayna tutar niteliktedir.
Sinif farkliliklarinin yine baskin oldugu bu hikayede de yazilari temize ceken memurumuz Akakiy Akakiyevic dairede silik bir tip oldugundan saygi gormez. Zar zor gecinen bu karakter artik taninmaz hale gelmis olan paltosunu tamir ettirmek icin gittigi terzinin israri ile yeni bir palto diktirir. Bu palto serefine gittigi bir davetten donuste paltosunu caldirir ve poliste dosya actirabilmek icin tavsiye edilen nufuslu bir bakana gider. Nufuslu bakan Akakiy Akakiyevici boyle kucuk isler icin kendisini mesgul ettiginden dolayi azarlar ve bu durumu gururuna yediremeyen kahramanimiz hastalanip olur ve sonrasinda da hayalet olup etrafta gorundugu ve milletin paltolarini caldigi soylentisi yayilinca onu itip kakanlarin vicdan azabini goruruz. Hatta sonunda bu hayalet tarafindan nufuslu bakanin da Paltosu calinir.
Sıradan kucuk insanların çektiği sıkıntıları, maruz kaldığı eşitsizlikleri ve çektikleri acıları Trajik bir sekilde tasvir eden yazar, insanlarin maskelerini Palto Metaforunda gosterir. Bazi maskeler vardir ki siradan halk icin degildir ve onu tasiyabileceksen takabilirsin ancak. Akakiy Akakiyevic de siradan bir insan olarak kendisine saygi getirecek bu Paltoya heveslenmis ama naif mizacindan dolayi bunun agirligi altinda ezilmistir. Daha sonra rus insanini assagilamakla suclanan Gogolun bu hikayesinde aslinda soylularin asil korktugu sey tenhalarda hayaletlerin! (sokaga itilmis siradan insanlarin) kendi Paltolarini da calacak olmasiydi.
Bir Delinin Hatira Defteri
Bu Hikaye normal bir tempoda baslayip ilerlerken yavas yavas gulduruyor ve sonunda beni aglatan bir final cumlesiyle bitiyor. Gunluk formatinda yazilan hikayenin kahramani Popiscinin delilige dogru gidisine adim adim sahit oluyoruz. Yaşadığı sıkıcı ve tekdüze hayata bir de müdürünün kızına duyduğu aşk eklenince, içinde bulunduğu girdap iyice büyür. Aksentiv İvanoviç Poprişçin’ in baskıcı sisteme boyun eğmeme çabaları ve yaşadığı psikolojik gel gitler kendisini İspanya Kralı sanmasına kadar devam eder ve akıl hastanesine kapatılmasıyla son bulur. Bu nedenle, Bir Delinin Hatıra Defteri, en eski ve en kapsamlı şizofreni tanımını içeren hikâyelerden biri olarak kabul edilir.
Bu hikâye öncelikle, güçlü bir bürokrasi sistemindeki katı hiyerarşiden ortaya çıkan aşağılama ve bastırılmışlığın, fakir ve önemsiz bir memuru delirtmesi ile baslasa da karakter oldukca dominanttir ve delirmeden once de sonra da gerceklerden ziyade kendi kafasinda insaa ettigi seylere daha cok guvenmektedir. Kendisi soyludur ama hickimse bunu bilmedigi icin asik oldugu mudurun kizi da ona bakmamaktadir. Mesela bir bolumde 'eger general olsaydim mudurun kizi beni begenirdi ama bu sefer de ben ona hadi be ordan derdim' der. Butun dunya yanlistir ve hersey onu assagilamak icin vardir gibi bakar etrafa. kendisi hep magdurdur. Bu paranoyanin kisir dongusu icinde bir gun gazetede Ispanya krali hakkindaki haberi okumasiyla asik oldugu kiza karsi soylu bir karakter insaasi da birlesince kendinin kayip ispanya krali olduguna inanmaya baslar.
Kitabin son cumleleri beni aglatmistir.
Yazarin diger kitaplarini iceren Yazinin 2. Bolumu icin tiklayin
Bir delinin hatıra defteri sonu sebebiyle yumru olup durmuştur içimde, o keyifli ve hicivli söylenen her şey havada asılı kaldı adeta.Anne diye yakaran gerçek o anda hapsetti beni.
YanıtlaSilGogol hikayelerini sevenlerdenim ben de :) eksiklerim var ama tamamlayabilmeyi umuyorum :)
Kendini ispanya krali zannedene kadarki gunlukleri aslinda gunumuzde siklikla rastlayacagimiz egoist, herseyin kendi etrafinda donmesi gerektigini dusunen kisilerden biriydi aslinda. Delirdigini net olarak anladigimiz yerlerde beni cok gulduren ayrintilar vardi. Ne zaman ki son sayfaya geldim.... Agladim. Ozellikle Palto ve Burun da benzer etkiler birakiyor insanda. Size de iyi okumalar. tesekkurler yorumunuz icin
SilDolu dolu bir tanıtım yazısı olmuş. Özellikle son ikisi ilgimi çekti, yazarı henüz okuma fırsatı bulamadım. :)
YanıtlaSilÖlu canlar dışında oyküleri hem kısa hem vurucu, mutlaka tavsiye ederim. Size de iyi okumalar.
Silbu yazındaki kitaplar çok iyi :) ya okuduğun kitapların fotosunu çeksene kendin. tek tek veya hepsi birlikte yani :) bu fotoları netten alıyon galiba :) foto çekip bloga koymak çok kolay :)
YanıtlaSilHaklısın, netten görsel ekliyorum çünkü kitapları PDF formatında okuyabiliyorum ancak . Aralık ayının başında Şule uzundereden mesela kitap kazandım ama riyadda olduğum icin kitaplar diğer ay ancak elime ulaşabilecek. Hal böyle olunca PDF okumaya alıştım bende....
Silanladıım, pdf okuduğunu tahmin etmemiştim :)
SilYazınız çok güzel olmuş. Hepsini sevmiştim. Yazarın yazım dilini çok beğeniyorum. :)
YanıtlaSilHoşgeldiniz, teşekkür ederim yorumunuz için. Gogol keşke daha çok şey yazabilseymis.... Karakter analizleri muazzam.
SilYazardan sadece Paltoyu okumuştum ama şimdi bütün kitaplarını alasım var. 🙈
YanıtlaSilAynı zamanda sevdiğimiz insanlara da hoş bir hediye olur gogolun kitapları.
Silsadece burun yok elimde, onu da bulabilirsem okuyacağım :)
YanıtlaSilBurun öyküsünü çocuklarla biz sesli hikaye olarak dinlemistik. Size de iyi okumalar dilerim.
SilBu ne güzel seri böyle ! Bence devamı kesinlikle gelmeli. Müfettişi ve Ölü Canları hala okuyamadım şu aralar kişisel gelişimimde tamamlamam gereken konular var maalesef bende çok aksadı Gogol okumaları. Sanırım hepimiz Gogol'un paltosundan çıktık sözü kitabı üzerinden söylenen bir söz değil yeni bir akımın başlangıcı olduğu için usta yazarlar arasında söylenmiş bir söz. Ama yine de bu palto kitabının çok iyi bir kitap olması gerçeğini değiştirmez. Burun'u ilk okuduğumda bu yazar ne saçmalıyor dedim sonra Gogol'un burnuna takıntılı olduğunu öğrenince anladım ruh halini. O zamanlar estetik cerrahları olsaydı belki de böyle bir eseri hiç yazmazdı Gogol :))) En çok müfettişi merak ediyorum. Ölü Canlardan önce onu okuyacağım sanırım :)
YanıtlaSilTesekkur ederim. Mutlaka okuyun onlari da, Mufettis ile ölü canlar okumadan gogol okudum sayilmiyormus ben de bunu ogrendim. 2. Yaziyi bitirdim bir kac gune yayinlarim ins. Sizin seriden ilham aldim aslinda bir yazar seçip butunsel okuma yapmak daha guzel
SilHenüz yazarın eserleriyle tanışmadım ama merak ediyorum
YanıtlaSilIleride bir gun okumanizi tavsiye ederim. Herseyin bir zamani var
Sil