6 Temmuz 2019 Cumartesi

Dijital Cagda Müslüman Kalmak - Nazife Sisman

Aslında gunumuzun onemlı bır sorununa ışık tutmus Nazıfe hanım bu kıtabında. Hıcbır Etık ve Ilke'nın olmadığı ıntenet dünyasında Müslüman bir toplum olarak kendimizi, ailemizi, kültür ve toplumumuzukorumamız gerektıgı ama bunun nasılı uzerınden bır cozum önermeyen bır kıtap. Aslında çözüm öner(e)meyenbir kıtap cunku her türlü ilke ve halkı korumaya yonelık atılan adımın hakların kısıtlanması noktasında kırılgan bır yapıda bulunan toplumumuzun ozgurlugun kısıtlanması olarak algılamsı yüzünden ne yetkılıler ne de aıleler etkılı bır cozum bulamıyorlar bu soruna.

Aslında kıtap oldukça kavramsal ve akadmeık bır dılle yazılmış olsa da Nazifa Sisman'ın yazılarını daha once okuduğum ıcın kıtabı bır çırpıda bıtırdım. Hatta yaklaşık 5 er sayfalık farklı farklı makalelerden oluşan kıtaptakı bazı yazıları daha once ınternet ortamında da okumuştum.

Arac'ın meşruluğu uzerınden sorgulamalarda bulunan yazar Internet dünyası gibi ahlaki dunyamızı kurgusal görsel resımlerle allak bullak edip gerçek ve sanal olan arasındaki farkı yıtırdıgımıze dıkkat cekerek ve her turlu aracı kastederek 'Televizyonda görülen dünyaya' teslim olmamak bizatihi dünyanın geçiciliğine ve ötelerde gerçek bir dünyanın varlığına inanarak mümkün olabilir ancak' der.

Ben biraz da sondan başladım aslında meseleye. Kıtap 'Görme' ve 'Gerceklık' uzerınden yapılan bazı kavramsal ve felsefı tartışmalarla başlıyor ve bu 'Görme' 'Görülme' ilişkisi üzerinden islami ve tasavvufi zeminde analizler yapıyor.

Modern öncesi dönemde tebliğin dili yüzyüze iletişime dayalıydı. Kitaptan bile öğrenilse o kitabı okutan bir hoca olmalıydı. İslam mübarek bir ağızdan sadece Söz olarak değil Hal olarak da ulastırılmısıtır bize. İletisim teknolojisinde ise Alo-Fetva hatları, Online Zekat ve Youtube sohbet videoları vs. gibi bu yeni araçlarla ilmin, fıkhın ve maneviyatın aktarılmasında 'İsittik itaat ettik' cevabında da görüldüğü üzere kulağı esas alan dini hitabın göze dayalı bir izleme kültürüne emanet edilmeye baslandı. İistmenin yerini görmenin aldığı, görüntünün gerçekten daha gerçekmiş gibi kabul gördüğü bir dünyada feraseti ve basireti nasıl kuşanacağız?

İslam medneiyetinde bilginin ulaştırılmasında insan (Alim-Arif) her zaman merkeziligini korumuştur. İnsanlar Kuranı bile yürüyen Kuran denen Peygamber'in rehberliği ile öğrenmişlerdir.

Web, Blog gibi yerlerde hiçbir yetkilinin olmaması cehaletimizin, bilgi akısının serbest olması ve isteyen herkesin yazılanlara ulaşabilmesi ise kim olduğumuz, ehil olup olmadığımız sorusunun üstünü örtebiliyor.

İnternet ortamının bizim kendi özel hayatımızı gönüllü olarak sergilediğimiz bilgilerimiz ile Ag sahiplerinin para kazanmasının yanında kendi güvenliğimizi tehlikeye attığımızı da kavramsal açıklamalar yanında yasanmıs orneklerle onumuze serıyor. Ayrıca Net ortamının hıc de zannettıgımız gıbı bılgı ozgurlugunu kazandırmadığı tersine yenı bır küresel toplumsal hegamonya aracı olarak karsımıza çıktığından bahsedıyor.

'Bir taraftan kitlelerin begenisine, oylama, tıklama ve tavsiyesine emanet edilen bir bilgi ve haber sıralaması ile karsı karsıyayız. Netteki bilgi sıralamasının güvenirliliği düzenlemeyi popülerliğe bağlayan manüpülatif yönetsel mantık dikkate alındığında geçerliliğini yitirir. Bilgiyi İmandan ve Ahlaktan farklı bir düzlemde görmesi mümkün olmayan Müslümanların, Bilgiyi ve Değeri kitlesel onaya bağlayan bu yeni epistomolojik Hegomonyalar konusunda idrsk ve suur halinde olması gerekir.

İnternet dünyasının beynımızı sekıllendırdıgı Hız dünyasında gitgide derinliğin kaybolduğu ile ilgili bolumler ıse geleceğimizin hic de parlak olmadığı bir senaryo çıkartıyor ortaya.

'Hepimizin aynı guclerın ıstedıgı yalan bir dünyayı televızyon, ınternet gibi araçlarla gerçek gibi algıladıgımız, hepımızın aynı seylerı dusundugu, belli baslı hedeflerimizin ve korkularımızın aynı olduğu... Yakında aynı anda aynı seyleri düşünmeye başlayacağımız mükemmel bir uyum isinde olacağız, senkronize, birleşmiş ve eşit...
Karıncalar gibi... Böcekler gibi... Koyunlar gibi.... ' Chuck Palahniuk

Bu kitabı okuduktan sonra ben de ınternete daha mesafelı yaklaşmam gerektıgını anladım. Onlıne olmak Varolmaktır seklınde gelısen çarpık ve vasat bakış acısının hakim olduğu yenı nesıl ıcınde çocuklarımı gerçek  varolussal alanlara yöneltmeye calısacagım.

İyi okumalar

11 yorum:

  1. Oldukça değerli ve zor bir konu... Zor elbette bu devirde bu kadar internetle mesgul olurken maneviyata yönelmek. Başarabilenlerden olmak umuduyla... "Onlıne olmak Varolmaktır " cümlesi yüm hayatımızın özeti gibi şimdilerde... Emeğine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeni nesili anlamak ama aynı zamanda da kendini yitirmemek de gerek. Üzerine düşünülmesi gereken önemli bir alan

      Sil
  2. paylaşım için teşekkürler..

    YanıtlaSil
  3. İlgi çekici bir kitap gibi duruyor. Önemli bir konu ve yaptığınız alıntıda çok güzel.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeni neslin yüzyüze olduğu ama üstüne pek düşünmediği bir konu bu...

      Sil
  4. Deep bahsedince geldim. Teşekkürler bu güzel paylaşım için. Ben de beklerim. Selamlar 😊🤚

    YanıtlaSil
  5. Merhabalar. Okudugum kitaplarin diger okuyucular nezdindeki algilanisini merak ederim hep. Bu kitap icin de, okuyup bitirdikten sonra instagrama baktigimda yorumlayan kimse olmadigini gormus ve cok uzulmustum. O sebeple yazinizi merak ile okudum hemen. Bu arada Facebook'taki Unschooling grubundan paylasiminizi gorerek ulasmistim sitenize.

    Kitaba gelince, gunumuz insaninin ve ozunde dunyadan cok maneviyata ve oze deger vermesini bekledigimiz musluman aleminin, dijital hayatla nasil da bir sinama icinde oldugunu farkli acilardan incelemis yazar. Okudugumda gercekten etkilenmistim. Etkisi de suruyor hatta halen:) Dijitallesen,begeni ve paylasim cilginligi uzerinde ilerleyen dunyada kendimiz, ailemiz ve cevremiz icin nasil bir yol secmeliyiz? Tabiri caizse zurnanin zirt dedigi nokta bu. Bilgiye sinirsiz erisim hem iyi hem de -bilginin guvenilirligi ve mihenk tasinin ne olduguna bagli olarak- tartisilabilir durumda olmasi isleri girift hale getiriyor. Kendi yasantimizdan yola cikarak, cocuk/lar henuz cok kucukken, dijital dunya ile cok co tanisik olmamali yolunu sectik biz. Ailevi ve kulturel degerlerimizle bir olcude farkindalik yada yasqnmislik ve aidiyet hissettikten sonra, farkli yaklasimlarla karsilasmasini tercih ediyoruz. Konu cok cok detayli ve yonlu. Sayfalarca yazilir, saatlerce konusulur cinsten. Ama temelde su var aklimda, mucizevi bir gucun, devletin, birilerinin birseyleri yoluna koymasini beklemek cok utopik. Bu yuzden bireysel ve yakin cevremizle baslayip toplumsal anlamda bir genisleme alani olusturarak, dijitale bagimliligi azaltmak ve yerine ureterek bir seyler koymanin hazzini getirmek iyi bir yontem olabilir.

    YanıtlaSil

Yorumlariniz icin