Ölü Canlar
Ölü Canlar kitabı Yazarın ustalık eserıdır ve baslangıcta 3 cılt olması planlanmasına ragmen Gogolun hem kaybettıgı yaratıcılıgından hem de psıkolojık sorunlarından dolayı sadece ınsanın kotu tarafını konu alan ılk bolum gunumuze kalmıstır. Insanın ıyı tarafını konu alacak olan 2. bolum yazılmıs olsa da zamanla bu kıtap yazarı rahatsız etmıs ve bızzat onun tarafından yok edılmıstır. Puskınden sonra Rus edebıyatını tabırı caızse tek basına sırtına almıs bırı olarak Gogol bu eserınde ana karaketerler olan Çiçikov ve cevresındekı karakterlerı oyle ustaca analız etmıstır kı Çiçikovun ugradıgı her bir çiftlik arasında gidip geldiği seyahatlerde uzun uzun ve dınlendırıcı doga tasvırlerı ıle de metne şiirvari bir hareket ve renk katmıstır.
Çiçikov karakteri cocuklugundan berı bencıl ve cıkarcı buyutulmus, içinde bulundugu ortamı kendı faydasına gore nasıl sekıllendırıp kullanabılecegını ıyı analız edebılen ve bunu pes etmeden buyuk bır caba ıle uygulayan bır karakterdır. Girip cıktıgı bir cok yasadısı ıste yakalanıp kazandıgı paraları kaybedınce baska bir dolandırma hıkayesı ıle yollara duser. Çiçikov gittigi yerlerde önce oranın nufus sahibi insanlarının gozune girip bir dostluk kurar. 19. yy ortası rusyasında köylüler de çiftlik sahibinin alıp satabildigi, istediği işi yaptırabildiği ve her bir köylü basına devlete vergi ödediği birer mal gibidir. İşçi olarak çalışan bu köylüler dönem dönem devlet tarafından sayılır ve koylu sayısına göre ciftlik sahibinden vergi tahsil edilir. Sözkonusu köylü sayımı sonrasında ölenler oldugu zaman bir sonraki köylü sayımı (can sayımı) gelene kadar ciftlik sahibi vergi ödemeye devam eder. İşte Çiçikov burda devreye girerek çiftlik sahiplerinin sahip oldugu son sayımda canlı gorulmus, vergısı odenen ama kendısının ölmüş oldugu koylulerı sankı yasıyormus gıbı bu cıftlık sahıpllerınden satın alır ve bu ölmüş ama kayıtlarda yasıyor gorunen Ölü Canları devlete ıpotek ettirerek ölmüs insanları paraya cevırır.
Bu kitaptaki Çiçikovun ilişkiye girdigi insanların karakter analizleri ustaca yapılmıs ve aslında Çiçikovun çevresindekilere nazaran kimseye zarar vermeyen biri oldugunu görürüz. Ana karaktere sempatik bakan okuyucu kendi içindeki Çiçikovu görür. Yarım kalmıs 2. cildde yakalanan karakter kendisi de kimseye zararının dokunmadıgını ifade ederek dogruyla yanlısın tekillesmis grift yapısı ile okuyucuyu derin bir sorgulama içine salıyor.
Dönemin eleştirmenleri ve hatta günümüzde de Ölü Canların bir nevi sistem eleştirisi oldugu ve dönemin toprak agalıgını, feodal sistemi, köylülerin mal olarak alınıp satılmasını eleştirdigi söylense de ve zamanında Rus okuyucusunda bu sekılde etkı yapsa da yazar bu sekılde degerlendırılmekten rahatsız olmustur. Keza Gogol 2. kitapta tanıttıgı Fyodoroviç isimli çiftlik sahibinin cennet gibi köyünü tasvir ettikten hemen sonra bu karaketerin sayfalarca bu işi nasıl başardıgını anlatırken kutsal denebilecek seviyede fanatik bir çalışma aşkı ile karşılaşırsınız. Öyle ki çalışmadan para kazanma derdinde olan Çiçikov bile bu kişiden öyle etkilenir ki o gazla onun gibi olmak için bir çiftlik bile satın alır. İlk cildde de farklı yerlerde yine aynı seylerı soylemıs olsa da Fyodoroviç özelinde cok baskın bir sekılde Rus soylularının sehirlere gidip topraklarını terketmelerını elestırır ve soyluların topraklarının basına donup köylunun basında durup onları calıstırmaları gerektıgını kıtapta ve özel mektuplarında da defalarca vurgulamıstır yazar. Benim de calısma konusunda ıdolum olmus olan Fyodoroviç karakterinin sayfalarca yazılmıs her cumlesını buraya yazmak gelir gonulden ama yazıyı cok uzatmak da istemiyorum. Velhasıl yazar feodal sisteme karsı degıldır, blakıs köy sahibi olan soyluların topraklarını bırakıp sehirlerde keyif catarak köydeki sahip oldukları canları (koylulerı) basıbos bırakmalarını elestırır. Sadece kıtapta degıl, özel mektuplarında da soyluların Topraklarına geri donup koyluyu calıstırmaları gerektıgını salıkverır.
Gogol 2. kitabı icin planlayıp yola cıktıgı iyi karakterleri ya da oncekı karakterlerin iyi birer insan olmaları ıcın gereklı malzemeyi özellikle kendisinin sürekli ağırlaşan psikolojik rahatsızlıgı nedeniyle bulamamıştır. Sonda ortaya cıkan Prens kararkteri de Gogolun dini eğilimini temsil eder ve 2. cildden yanmamıs olan ve elimizdeki el yazmalarından kalan son satırlarda Prensin tüm insanlara verdiği (dini) bir vaaz ile biter kitap.
Tüm notlarım kırık telefonumda kaldıgı ıcın ve telefonumda su sıralar tamırde oldugu ıcın bir çırpıda aklıma gelen herseyi yazdım diyelim. İtiraf etmeliyim ki kitaptan çok etkilendim ve çok begendim, oyle ki en sevdigin kitap hangisi diye soracak olsalar Ölü Canlar diyecek kıvamdayım su aralar. Herkese tavsiye ederim...
Neva Bulvari
Üsteğmen Pirogov ve ressam Piskarevin Neva bulvarinda 2 farkli kadina asik olup peslerine dusmeleri ile basliyor kitap. Ressam olan fresklerdeki kadinlara benzettigi essiz guzellikteki genc kadini bir genel eve kadar takip ettiginde bir hayat kadininin kendisini genel eve bu sekilde cektigini anlar. kendinden igrenir ve hemen evine kapanir. Kadinin askindan kurtulamayan ressam hayallerinde onu temize cikaran cesit cesit senaryolar uretir, Hayallerinde kadini tekrar gormek icin uyusturucu bile kullanmaya baslar ve intihar eder.
Diger arkadas ise etkilenip takip ettigi kadinin bir Alman zanaatkarin biraz saf olan kakrisi oldugunu farkeder. Bu defa insani yataklara dusuren saf ask degil capkinliktan bahsediyoruz. Kadinin safligindan yararlanip onu elde etme cabalari ile bu kisinin de basindan gecen talihsiz olaylari goruruz. Bu iki ask uzerinden kadin konusunu isler yazar. Kadinlarla ilgili yerici Aforizmalar vardir.
Ayrica diger kitaplarinda da dikkatimi cektigi uzere Almanlara yonelik ayri bir tanimlama var. Aksam sohbetlerinde de yabanci olan herkese Alman dendigi vurgulaniyordu. Kucuk bir not olarak eklemek istedim
Mufettis
Nabokov Müfettiş piyesinin şiirsel arka planını şu cümlelerle ifade etmiş:
'Gogolun piyesi aksiyon içre şiirdir. Şiir derken akılcı kelimeler yoluyla algılanan akıl dışı dünyanın gizemini kastediyorum. Hakiki şiirin bu türü insanda kahkaha veya gözyaşına değil mükemmel bir tatminden kaynaklanan ışıltılı bir gülümsemeye, mutlu bir mırıltıya sebep olur.' (Nabokov, Gogol, S:57)
Kitabin konusunu Puskin tavsiye etmis Gogogla. Bas karakter olan Kaymakama guvendigi bir yoldan bulundugu bolgeye gizli bir mufettis gonderilecegi bilgisi sizar. Bunun uzerine kendisinde ve cevresinde her turlu yolsuzlugun oldugunu bildigi icin endiselenip posta muduru, okul muduru, vakif baskanlari vs. herkesi toplayip bu durumu haber vermesiyle baslar kitap. Ddikodu alip basini gidince Handa kalan petersburglu bir adamin bu gizli mufettis olabilecegini dusunurler ve bu adamla gorusmelerinden sonra birbirlerini doldura doldura onun mufettis olduguna emin olurlar. Kaymakam, bu durumu farkedip bundan istifade etmeye calisan bu dolandiriciya evini acar hatta kiziyla bile nisanlandirir.
Mufettis haberini alan ve aslinda kendileri de masum olmayan cevre halk kaymakami sikayet etmek icin yaygara koparsa da mufettisle kaymakamin kizi nisanlaninca susmak zorunda kalirlar. Bir sekilde bu kisi sivistiktan sonra Kaymakam iyice havalara girip saraya kadar gidecegini hayal ederken Mufettis sandiklari kisinin bir yalanci oldugunu ogrenirler.
Ozellikle son sahnede gercek mufettisin handa kalan baska biri oldugunu ve butun bu olanlara sahit oldugunu ogrenince yikilirlar. Gercek mufettis kaymakam ve cevresini hana, yanina cagirir ve herkesin b'r bucuk dakika boyunca gercek mufettis karsisinda ezik ve merakli duruslari ile son bulur. Bir tiyatro eseri olarak yazilan bu metnin sonu seyircinin ya da okuyucunun hayalgucune birakilmasi acisindan bence beklentinin ustunde ve vurucu olmus. Kitabi okurken bizim Yesilcamda Kemal Sunalin en sevdigim filmlerinden olan Kaymakam filmi geldi aklima. Ayni senaryo olmasa da islenen konu benzer.
Su sayfada karsilastigim su cumle kitabi cok guzel ozetliyor:
"Carlık yönetiminin çürümüş, kokuşmuş ve çirkefe bulaşmış ilişkilerinin ve taşra bürokrasisinin korku ile bezenmiş aymazlıklarının mizah ve ironin bütün dilsel olanaklarını kullanarak yetkince kotardığı oyununda; bürokratik ilişkilerin tepeden tırnağa yozlaşmışlığı ve iktidarın olanaklarını kendi yaşamları için savunurken, halka iktidarın çirkin yüzünü göstererek aşağılayan despotik dayatmalarla hak arama mücadelesinin önünü tıkayan uygulamarıyla halkın nefretini kazanan çarlık yönetimine bütünlüklü bir eleştiri yöneltir."
Vladimir Nabokov - Nikolay Gogol
Nabokov ile ilgili yazimi konu butunlugu adina buraya da ekledim. Onceki yazimda okuyanlar bu bolumu es gecebilir keza ikisi de ayni
Gogol ıle ılgılı bır cok bılgıyı zaten nette bulabıldıgımız ıcın karsılastıgım bıyografılerden Nabakovun Gogol bıyografısı dıkkatımı cektı ve bunun nasıl oldugunu merak ettım. Daha once de Nabakovun Don Kısot derslerını okudugumda dılı farklı gelmıs ve edebiyat merkezlı farklı bir bakıs acısı oldugunu gormustum. Gogolun Bıyografısını yayınevıne teslım ettıgınde Edıtoru 'bu nasıl bıyografı! Gogol okumayan kımse burda neden bahsedıldıgını bıle anlamaz' seklınde sıtem ettıgı ıcın Nabakov Bıyografı kıtabının arkasına yıl ve olaylar seklınde bır lıste de ekleyerek Aslında Gogol okumayan ve edebıyatla ılgılenmeyen adamın benım kıtabımı anlamasını da beklemem seklınde bır dıl kullanmıs. Bu kıtap Yazarın da dedıgı gıbı herkese hıtap etsın dıye yazılmamıs tersıne Gogolu zaten ıyı bılen kısılere farklı bır bakıs acısı olsun dıye yazılmıs.
Kıtapta temel olarak Gogolun hayatındakı ayrıntıların ve duygu durumunun edebıyatına nasıl yansıdıgı uzerıne durulmus dıyebılırım. Mesela annesını kandırdıgı bir dizi mektubun kendıyle celısen ayrıntıları ıcınde gezınır Nabakov ve Yazarın dılındekı alt metınlerı okuyarak onun hıssıyatını cozumler. Benım de cok sasırdıgım bazı ayrıntılar arasında yakın dostlarına kendısını mutlu etmenın tanrıyı mutlu etmek olacagını soylemesı gıbı peygambervarı bır benmerkezlılıgı ve ınancı oldugunu bılmıyordum. Tanrıdan cok Seytandan korkması ve tek basına yolculuk etmek ıstemedıgı ıcın gazeteye bırlıkte yolculuk edecek arkadas ılanı vermesı ve hatta bır aıle dostu olan yaslı bır kadının onunla kuduse gelmeyı kabul edıp sınırda evraklar sorulunca gogolun yolculuga bu kadın gıdıyor dıyerek ordan hızla kacması gıbı bır cok dengesız denebılecek davranısları oldugunu okumak benı sasırttı. Her ne kadar yazarın Bıpolar oldugunu bılsem de mektuplarında kendısıne olmayan bır hayat kurgulamıs olması gunumuz gogol arastırmacılarını da yanlıs yonlendırıyor olmalı keza Nabokov Gogolun hıcbırzaman Kuduse gıtmedıgını bunu kendısının uydurdugunu da ıddıa eder.
Bunların hepsının de dısında Nabokov, Gogolun Bır delının Hatıra defterı, Palto, Mufettis ve zırve olarak Ölü Canlar kıtapları dısındakı kıtapların Gogolu assagıya cektıgını, yazarın yukarda saydıgım guzel eserlerının de zamanının toplumu ve elestırmenlerı tarafından da yanlıs anlasıldıgını gordukce yazarın her seferınde kacarak cektıgı acıyı dındırmek ıcın orta dogu avrupa seyahatlarıne cıkması gıbı ayrıntıları bence guzel yakalamıs. Nabokova gore Gogol hıcbırzaman sıyası baskılardan dolayı bır aksıyon almak zorunda kalmamıs. Nabokov yazarın Olu Canların 2. cıldını yakmasının cok ısabetlı bır davranıs oldugunu soyler cunku Yazarın beslendıgı dusunce ve dıl 2. cıldde planlanan kurguyu kotaramazdı ve yazarı assagıya cekerdı. Nabokov, Olu canların 2. cıldının Gogolu, edebi acıdan beklentısını karsılamadıgı ıcın bu kadar rahatsız ettıgını iddia ediyor.
Her ne kadar Gogolun nerdeyse tüm kıtaplarını okumus olsam da Nabokovun Gogol bıyografısını okurken cok zevk almakla bırlıkte aynı zamanda bır edebıyatcı olmadıgım ıcın kıtabın degıl ama okuyucu olarak benım zıhnımın bu metın karsısında kısır kaldıgını da ıtıraf etmem gerekır. Kıtaptan aldıgım bır cok not dıger telefonumda kaldıgı ıcın burda yıne paylasamayacagım.
Yazarin diger kitaplari ile ilgili olan Yazinin ilk bolumu burda
bazen aynayı ve ayna olanı suçlamak kolay gelir insana :)
YanıtlaSilçiçikov çok zeki hatta günümüzde de benzerleri var ama st petersburg'a götürecek bir romana hayır diyemem
Cok haklisiniz, bize ayna olacak ve kendimizi disaridan gormemize vesile olabilecek insanlar aslinda hayatimiza farkedemedigimiz kadar deger katabilirler
SilSize de iyi okumalar
selamlar
YanıtlaSilokumalı önerin için ve zihnimin kısır kalacağını düşünmek beni biraz olsun uzaklaştırdı bu edebi eserden
sevgiler
Selamlar, eğer edebiyatla ozel ve guclu bir bag kurmamis isek Nabokovu anlamak kolay degil, ben de bunu okurken farkettim. Ama gogol okumak nerdeyse herkese hitap eder diyedu sunuyorum. Size de iyi okumalar.
SilBir yazarın yazdıkları ve o yazara dair yazılanların toplandığı bu postları çok seviyorum, ben de benzer bir şeyi denedim blogumda, sizinki de pek harika, Gogol ne zamandır okumamışım, bunu hatırlattı bana, teşekkürler...
YanıtlaSilBen de kapsamli okuma yapmanin farkini hissediyorum. Her ay bir yazar seçip okuyabilsem keske ama en azindan donem donem boyle okumak istiyorum. Guzel oluyor.
Silneva bulvarı okumamışım, saool :)
YanıtlaSilIyi okumalar o halde, Istiklal caddesine asina isen ortak seyler bulursun zaten
Silpekuuu :)
SilKapsamlı denebilecek iyi bir yazı olmuş. Keyifle okudum. "Ölü Canlar" uzun zamandır sırasını beklemekte. Fazla geciktirmeden elime almalıyım eseri. Kaleminize kuvvet...
YanıtlaSilTesekkur ederim. Size de iyi, keyifli, bereketli okumalar
SilÖlü Canlar annemin kitaplığında vardı, ona bakacağım. :)
YanıtlaSilO zaman size de keyifli okumalar.
Silgüzel kitaplar hepsini okudum :)
YanıtlaSilGogol bircok kisiye hitap eden bir usluba ve kurguya sahip bence de. Okuyucu ile degismeyen ortak ufuklari yakalayabilmis yazar.
Sil