Kitap Adı: Bilim Devrimi ve Modern Bilimin Kokenleri
Yazar: John Hanry
Edinburgh Üniversitesinde öğretim gorevlisi olan yazar John Hanry bu kitapta, daha cok rönesansdan 19. yuzyil donemine kadar vuku bulan bilimsel gelismeleri bahsi konu kisilerin icinde bulundukları sosyo kulturel ve siyasal yapi da goz onunde bulundurularak analiz etmis ve gunumuzde guclu bir şekilde hissettigimiz bilim devriminin baslangic ve devamindaki sureci anlamaya calismistir.
Kitap oldukca kisa ve oz bir sekilde temel hareket ve tartismalari icerigine alarak okuyucuya bir ozet sunmuş diyebilirim. Yazar, özellikle rönesanstan sonra matematigin felsefeye nazaran önemini yavas yavas arttırmasının bilim devriminde nerdeyse ana aktör olduğunu savunuyor. Modern oncesi donemde matematikcilere sadece bir arac gozuyle bakilip asil onemi felsefeciler olusturuyordu. Hatta bu nedenden oturu galileo doga filozofu unvanını alabilmek icin ugrasmistir. Ve newton bircok seyi kendisi bulmamasina ve leibnizden esinlenmesime ragmen, newton matematik hesaplari ile leibnizden bir adim one gecmeyi basarmistir. O donem aslinda matematigin assagida gorulen degerinin doga felsefesini adim adim gecmesi ile bir devrime donusmustur.
Ayrica dinin bilim devrimindeki etkisinin zannedildiginden cok daha fazla oldugu ve hatta ana etkenlerdin biri oldugunu kabul ederek bence ezber disina cikmayi basarmis bir metin. Cizvitlerde ozellikle matematik egitimine verilen onemden, önce ingilterede olan ve daha sonra amerikaya göçen prütanlar ve anakıtadaki kalvinistlerin çalışmaya verdikleri kutsal önem, devrime etki eden bilim adamlarının doğanın tanrının 2. Vahiy kitabı olduğuna dair inançları. vs... bilim devriminde inanç faktörünün etki ettigini gosteren sadece bir kac örnek. Hatta deskartes ile döneme hakim olan kartezyen feslefenin akil ile herseyi anlayabilecegimiz iddiasina karsi cikarak Tanrinin 2. Vahiy kitabi olan dogayi gozlemleyerek aslinda herseyi anlayabiliriz demislerdir. Akıl-Tecrübe tartışması bilim devrimine yön vermiş gibi görünüyor.
Bu noktada newtonun kitapta da alıntılanan şu sözünü paylaşmak istiyorum.
"Yaratılışın teferruatı, Tanrinin ne yapmis olmasi gerektigini aklen inşaa etmek değil, tecrübeyle keşfedilebilir." Newton. (Bilim Devrimi, John Hanry. S;72)
(Tabi bu noktada yazar, siyasi dini guc dengelerinin ortaya cikardigi catismalarla Inanç ve Din mevzusunu ayırıyor. Mesela galileo ile kepler kilise açısından benzer sorunlar oluşturan aynı şeyleri söylemelerine rağmen keplere herhangi bir yaptirim yapilmamisken galileoya verilen idam cezasinin arkasında galileonun gözlemleri ile birlikte kiliseye tehdit olusturacak hareketlere girismis olmasini ornek gosterir.)
Ozellikle rönesans sonrasi donemde doga felsefesi ile sosyal hayatin icice gecen bir bakisla anlasildigini farkettim. Tanri doğal ve sosyal düzeni aynı şekilde yaratmıştır. Erken modern donemde Kozmolojiyi anlayarak Tanrinin diger tum yaratisinin gercek dogasini anlayabilecegimizi dusunuyorlardi. Mesela Harveyin kalp ve kan ile ilgili fikirlerini sunarken monarsi yandasi oldugu icin 1628 de vucutta kalbin onceligine vurgu yaparken vucudu bir siyasi yonetime benzetirsek bir kralin (kalp) etrafindaki soylulara (kan dolasimi) hareket veren merkez oldugunu iddia ediyordu ama 1649 da kralin idami ile birlikte soylular guc kazaninca kalbi merkez olarak degil sadece islevsel olarak almis ve soylulari temsil eden kan icin sunlari soylemis: "Kan kendisiyle kaimdir ve kendi kendini besler, kendisinden daha kídemli ve degerli olmadiklari icin vucudun diger hicbir parcasina baglí değildir." Kralin halka hizmetkar olusu gibi kalp de artık kanın hizmetkariydi. (Bilim devrimi, John Hanry, S: 95,96)
Başka bir örnek olarak; Batlamyusçu göksel cisimler düzeni en yaygın kral sembolu olan güneşi, gezegenler arasina yerleştirir. Böylece kral ve gezegenlerle gösterilen soylular sınıfının siyasi otoriteyi paylaştığını ve soyluların kralın gucunun onemli bir bolumune aracilik ettiklerini one surer. Kopernikci şema ise monarsinin daha mutlakci bicimini destekler. Krallar seçkinlerin gucunu azaltip kendi mutlak hakimiyet taleplerini arttirdikca kopernik kozmolojisi daha ise yarar hale gelmisti. Yeni siyasi duzenlemeler doğanın duzenine dayandırılmak zorundaydi aksi halde suni ve işlemez kabul edilirlerdi. Aslinda dönemin (daha önce) din-bilim catismasi olarak gorulmus meselelerinin çoğu olayların akışını o donemin icinde bulundugu anlayis icinde okursak farkederiz ki meseleye aslinda bir siyasi ve sosyal bir guc kavgasi demek daha gercekci olur.
Vehasıl kitap, bilim devriminin olusum asamalarini anlamak icin oldukça faydalı ve okuması kolay bir kaynak oluşturuyor.
Kitap Adı: Dünya Tarihine Yön Veren En Etkin 100
Yazar: Michael H. Hart
Amerikali yazar kitapta Dünyanın ve Tarihin gidisatı üzerinde en buyuk etki yaptigini dusundugu 100 kisiyi siralamis. Bu sıralamada 1. Sıraya bence haklı olarak Muhammed resulu koyduğu için müslüman ülkelerde populer olmuş bir kitap. Herseyden önce bir çok gelisme o kisiler olmasa da oyle ya da boyle daha gec ya da daha erken bir sekilde gerçekleşecektir. Mesela Kepler olmasaydi ondan sonra birileri illa ki Tycho Brahenin gozlemlerini analiz edip Keplerin tarihteki rolundeki yerini alacakti. Ama Muhammed resul olmasaydi Islam doğmayacakti. (Yazar burda muhammed resulun allahtan vahiy aldigini degil, kendi soylediklerini islam olarak kabul eder), ikinci bir sebep de bazi kisiler icinde bulunduklari uygun ortam sayesinde ulastiklari yerlere daha kolay gelmistir mesela Newton aldigi egitim ve icinde bulundugu ortam ve zekasi goz onunde tutuldugunda oyle ya da böyle bir sekilde birseyleri basarmasi beklenirdi. Ama Muhammed resul herhangi bir kultur havzasinin cakistigi, fikir ve kulturun zirve yaptigi, egitimin onem verildiği bir yerde doğmadı ve yasamadi. Islam gibi bir hareketin doğmasının belki de en imkansiz oldugu sartlarda dunyaya bu kadar etki eden bir ogreti olusturmasi muhammed resulun 1. Numaraya yerlesmesi icin yeterli. Ayni iddia Isa resul ya da Musa resul icin söylenemez cunku onlarin hem yasadiklari yerlerin kulturel olarak mekke kadar kısıtlı imkanlari yoktu hem de aslinda gunumuz hiristiyanligini isa kurmamisti, pavlus olmasa isa gunumuzde belkide hatirlanmayacak biriydi der yazar. Bu acidan bakildiginda yazarin tarihe tarafsiz bakmasini, olaylari kendi icinde bulundugu zaman ve mekana gore degerlendirmesini maalesef bir coklari bunu basaramadigi icin takdir ettim.
Benim de kitabi merak etmemde etkin rol oynayan muhammed resulun 1. Siraya konması disinda kitap mumkun oldukca tum dunyadaki oncu kisilikleri hesaba katmaya calismis. Mesela adini bile duymadigimiz bazi çinli din ya da devlet adamlarının yasadiklari zaman goz onunde tutuldugunda o kisilerin yaptiklari islerin, mesla adini cok iyi bildigimiz Napolyondan bile daha onemli ve etkin oldugunu farkettim.
Aklimda kalanlardan ozet yapacak olursam; Mesela Malthusun nufus ve toplumun gelecegi uzerine yazdigi kucuk bir makalenin tarihe ne kadar etki ettigini goruyorsunuz, ya da 11. Yy da ingiliz kralinin fransiz olan gayri mesru oglu Fatih Williamin ingiltere ve fransa arasindaki iliskilere ve ingilizcenin almanca menşeinden latince etkiye acilmasina kadar cok buyuk bir etkisi oldugunu farkettim. Mesela neden basarili bir sekilde ucabilen ilk ucagi Wright kardeslerin yapabilmis olmasini anlattigi bolumu ozellikle cocuklarima (birlikte calisma ve işbirliğinin kisiyi nasil bir adim one cikardiginin bir ornegi olarak) okudum. Mendelin buluslarinin onun olumunden yaklasik 30 yil sonra ayni anda birbirinden bagimsiz 3 farkli arastirmaci tarafindan kaynaklar arasindan tekrar çıkarılıp kesfedilmesi de ayrica ironik geldi bana. Deli pedro olarak anilan Rus çarını ozellikle Ataturke benzetmesi ve 1600 lerde rusyada yaptigi batililasma politikasi turkiyede de o tarihlerde yapilmis olsaydi gunumuzde turkiye de rusya gibi bir dunya gucu olabilirdi seklindeki yorumu da ozelde bizi ilgilendiren satirlardan biri.
Daha bir cok kisi ve olayın birbirine nasil baglandigini, gunumuzu nasil etkiledigini aciklamasi acisindan cok verimli buldugum bir okuma yolculugu oldu benim icin. Benzer bir kitap bulsam hemen okuma listemin basina kıyarım. Haliyle de bu kitabin okunmasini herkese tavsiye ederim.
yorum yazamıyormuşsun da bu konularda hepimize yardım eden blog detektifi arkadaşımıza söyledim. gelir yardıma görünce :)
YanıtlaSilMerhabalar;
SilÖncelikle yorum yapamadığınız için buraya bir mecburen link bırakacağım. Bu linkte olan konuyu okuyup yaptığınız vakitte artık bloglara yorum yapabileceksiniz. Sizden kaynaklı bir durum olmayıp genel olan bir sorundur.
Konu Linki: Yorum Sorununa Kökten Çözüm
Teşekkür ederim. Hemen bakacağım yazınıza 👍
SilUrl mi kopyalayarak yazabiliyorum
YanıtlaSilKendi sayfamda bile. Ama bazi bloglarda ona da izin vermiyor. Ben tam bir teknoloji cahili oldum. Bu arada riyada tasindim. Burda garip gurup internet kisitlamalari da var ona bagliyorum bu durumu.
Hatta simdi sana da yorum yazamadim. O italyan mantisini ben makarna gibi haslaniyor zannediyordum.
YanıtlaSiloleey yorum konusu çözüldü sayılır yani :) o italyan mantısı gnocchi hazır pakette olunca dediğim gibi yapılıyor sosla yumuşacık oluyor :) ama bu gnocchiyi yani mantı tanelerini evde de yapabiliyorsu hazır paket almayıp, patatesle yapılıyormuş, yapmadım nette baktım, o zaman haşlanıyor herhalde. ama her durumda haşlanarak da olabilir tabii :) ben haşlamadan yapıyoms :)
YanıtlaSilElhamdülillah, sinan beyin tavsiyesi doğrultusunda firefoxdan yorum yaziyorum bu sekilde cozduk. Sağolasin sinan beyi haberdar etmesen ben sorunu uzun sure cozemezdim sanirim
YanıtlaSilbir ara anlatsana yine yazsana yeni hayatınızı :)
YanıtlaSilBen de istiyorum yazmayi ama cocuklar buyudukce ailenin sorumluluklari da artiyor. Cocuklar kucukken bedenen yanlarinda olsan yetiyor ama onlar buyudukce zihnen de kendini egitmen gerekiyor ki onlara doğru klavuzluk edebilelim. 10 senedir bir sekilde blogu hayatta tutmus olmam bile kendi adima istikrarli bir sey aslında. Umarim bligu daha canli bir sekilde kullanacagim zamanlar gelir.
Silhıhım anladıım :)
Sil