Aldanan Kadın, Thomas Mann
20. Yy'da 2 dünya savaşı görmüş ve dolayısı ile zamanin pozitivist bakışı ile birleşen vahşetine şahit olmuş olan Alman yazar bu uzun öyküyü edebi gelisiminin son zamanlarında kaleme almış. Aynı zamanda nobel ödüllü olan yazar Hitler Almanyasından Amerikaya kaçmıştır.
Kitapta artik olgunluk çağında olan spirituel ve doğa aşığı olan bir kadınla, ressam olsa da bu yeteneğini bile kübik ve matematiksel yöntemlerle ifade eden tamamen mantık ve akıl yönü baskın olan kızı arasindaki düaliteye vurgu yapıyor yazar. Belki de eskinin doğa merkezli metafizik anlayışından yeni yüzyılda hakim olan akılcilığa gecişi sembolize eder. Yaşlı doğa aşığı kadın ölür ve akılcı gençlik bayrağı devralır.....
Hikayede yasli kadın kendi duygularını ve bedensel değişimini bir nevi doğanın verdiği bir geri dönüşüm, bir mucize olarak algılasa da aķilcı kizi bu durumu maddi neden sonuç dairesinde ortaya çıkan semptomlar olarak görür ki işin sonunda kızı haklı çıkar. Yaşlı kadın gençleştiğine inanarak her ne kadar kendini aldatmışsa da en azından son günlerini mutlu geçirmiştir.
Thomas Mann'dan okuduğum ilk kitap oldu Aldanan Kadın, bundan sonra daha uzun soluklu bir kitabını daha okuyarak yazarin dili ve anlayışı hakkinda daha sağlıklı bir çıkarim yapmayı umuyorum.
Venedikte Ölüm, Thomas Mann
Kolera günlerinde aşk kitabından sonra Kolera teması olan, popüler olan, nobel ödüllü olan hayal kırıklıklarımdan birini daha paylaşıyorum. Okuduğuma pisman olduğum bir kitap daha....
Thomas Mann 2. Dünya savasi öncesi Abd ye kaçmış yani sanatına yansıtacağı bir derdi olan, felsefi arka plani olan yetenekli bir yazar.
Yazarin siyasi eleştirilerini iceren romanlarindan birini okusam belki burda övgüler dizerdim. Daha önce Aldanan Kadın isimli uzun hikayesini okumuş ve sembolizmasini, anlatışını, kurgusunu beğenmiştim. Venedikte Ölüm isimli kitabi ise siparis usulu yazilmis Göthenin hayatıni kinu alacak olan ilk iki bölümü daha sonradan yaşlı bir amcanın seyahet icin gittigi venedikde bir Otelde gördüğü bir çocuğu gözüne kestirmesi ve sonunda sehre yayılan bulasici hastalıktan ölmesini konu alan sacma sapan bir seye dönüşmüş. Anlasilan Pedofili ve eşcinsel icerik siparişi karşılığını iyi ödemişler ki yazar kendi sanatını öldürmek pahasına bu işe alelacele girişmiş.
Hani doğuda bir dede henuz tophavuzunda oynayan bir kizla evlendiginde verdiğiniz o haklı tepki var ya işte benim anlamadığım şey o tepki neden avrupa yapınca sanat oluveriyor! Isin içinde bilimsel gelismeler ile kanserin caresini bulmak olsa mesela kucuk cocuklar üzerinde öldürücü deneyler yapmak etik midir? Bu da ayni sey; isin içinde sanatin gelişimi var diyerek masumiyeti dokunulmaz olmasi gereken cocuklara karşı yaşlı ayyaşların salyalarını akıtarak pislik yapmalarını saf aşk, tutku, tanrısal güzelliğe karşı tapınma gibi güya! süslü cumlelerle süsleyince elestirilmeyi geçin nobel ödülü alıyorsunuz!!!!
Benim de 4 çocuğum var ve kitapda ki gibi birinin çocuklarımi kum havuzunda oynarken, yüzerken dikizlemesini, odamizin kapisini dinlemesini ve hatta köşe bucak bu sapık tarafından takip edilmesini tabiki istemezdim. Kitabin sonunda adam iyiki hastaliga yakalanıp ölmüş dedim cunku eğer o adam ölmese ilerde o cocugun basina neler gelecegini tahmin etmek icin aynı yolları izeleyerek pedofiliden tutuklanma noktasina gelen sapiklarin vukuatlarına bakabilirsiniz....
Velhasıl artik nobel almis yazarlari okumadan önce cok cok cok daha teferruatlı bir araştırmaya gireceğim keza ilahi ve saf aşk adına yazılmıs okudugum her satırdan midem bulanması zor bir durum.
En son ana karakterin kendisine hayat kadini ayarlayan kisiden çocuk ayarlamasını istemesi ve devami sahnelerin gosterildigi ve bol ödüllü Issiz Adam filmine karsi insanlarin -Ay ne Romantik yorumunu yapmalarindan sonra sanki neye nasıl tepki vereceğimizi bilmediğimizi dusunmeye başladım. Madem yasli ayyaslarin kucuk cocuklari gozlerine kestirmeleri tanrısal guzellige tapınma ise bir zaman samimi olun da kucuk kızlarla evlenen dedelere de birsey demeyin! Ya da benim gibi eger eylem pedofili ise istediğiniz kadar süslü cumlelerle susleyip oduller yağdırın o ürun benim için çöptür....
Yazarin diger kitaplarini bilemem ama Venedikte ölümü okumayı kimseye önermem
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlariniz icin