Film: Hrútar "Koçlar" (Inatçılar) - Izlanda Sineması
Kitap: Konstantinopolis / Thorvald Steen (Norveç)
Belgesel: The Human Planet "Insan Gezegeni" 3. Bölüm derin dondurucuda yaşam (grönland ve kuzey iskandinav ülkelerinde hayat)
Bu ay Blogları Canlandırma Projesi (BCP) adı altında yapılan bir aktivite ile çok geç de olsa tanışmış oldum. Bu projede benim özellikle hoşuma giden şey bir konu belirlenmesi ve o konu dahilinde isteyen istedigi seyi yapabilmesi. Mesela aralık ayının konuları "iskandinav edebiyatı ve yeni yıl" idi. Ben de Iskandinav ülkelerini aldım ve edebiyatından bir kitap, sinemasından bir film ve coğrafyasından bir Belgesel olmak üzere 3 farkli açıdan (benim için gayet çok boyutlu) bir şekilde konuya dahil oldum. Aktivite hakkında ayrıntılı bilgı için Buraya tıklayabilirsiniz.
Film: Hrútar "Koçlar" (Inatçılar)
2015 senesinde Grímur Hákonarson tarafından yazılıp yönetilen Izlanda yapimi bu film çok farklı coğrafyalardan da bir çok saygın ödülü kazanmış. Insan nüfusundan çok çiftlik hayvanı nüfusu olan izlandadan çıkmış Yönetmen senaryosunda nispeten izole olan bu ülkenin sakinlerinin coğrafyanın da gereği olarak birbirlerine oldukça uzak olmalarına rağmen birbirlerine küs olan insanların hikayelerinden yola çıkmış. Filmde 40 yıldır küs olan ve bir yolun ortasindan geçtiği karşılıklı iki çiftlikte yalnız yaşayan iki zıt karakterli iki kardeşin gözüyle sahip oldukları ve aslında gurur da duydukları adanın en güçlü ve organik en eski keçi ırkına sahip olmaları ile bu keçilerin, koyunların yüzyıllardır çiftçinin korkulu rüyası olan scrapie hastalığının ortaya çıkmasını ve bu iki kardeşin zıt karakterlerine ve düşmanlıklarına rağmen sürüden bir grup hayvanı itlaf edilmekten kurtarıp saklamaları ve filmin sonunda geç kalmış da olsalar barışmalarını! görüyoruz.
Filmde dürtüsel ve emotional olan alkolik kardeş karşı evde iken biz filmi akılcı ve planlı olan diğer kardeşin gözüyle seyrediyoruz. Kardeslerdeki dualizm vurgusu, evlerin birinin duzenli ve diğerinin daginik olması gibi örneklerle film boyunca çeşitli ayrıntılarla işlenmiş.
Ben bu filmi seyrederken en güçlü bulduğum duygunun Yalnızlık olduğunu hissettim. Hayvanlarla insanlar arasındaki ilişkinin doğallığı, uyumluluğu filmdeki izlandanın çetin doğasının gösterildiği sahnelerle çok güzel bir uyum göstermiş. Iklim gereği soğuğu her daim hissettiğiniz filmde hayvanlarla olan sahnelerin sıcaklığı insanın içini ısıtıyor.
Film yavaş bir tempoda başlayıp, seyircinin merak duygusunu geliştirecek ve filmi akıcı hale getirecek şekilde kurgulanmış bir gelişme bölümü ile devam etmiş. Sonuçta ise izleyiciyi şaşırtan, ağlatan, bir zirve ile bitirmesiyle bence hız çağında yaşayan bir nesil olarak bizleri bile ekrana gayet doğal bir şekilde bağlayabiliyor.
Spoiler olmasın diye burda ayrıntıya girmeden ailece seyredilmesini tavsiye edeceğim bir Iskandinav filmiydi.
Son olarak filmde de kullanılan şu dörtlükleri ekliyeyim. Çünkü bu halk şiiri aslında hem genelde Izlandanın hem de özelde filmin verdiği duyguyu çok güzel özetliyor
Ben bu filmi seyrederken en güçlü bulduğum duygunun Yalnızlık olduğunu hissettim. Hayvanlarla insanlar arasındaki ilişkinin doğallığı, uyumluluğu filmdeki izlandanın çetin doğasının gösterildiği sahnelerle çok güzel bir uyum göstermiş. Iklim gereği soğuğu her daim hissettiğiniz filmde hayvanlarla olan sahnelerin sıcaklığı insanın içini ısıtıyor.
Film yavaş bir tempoda başlayıp, seyircinin merak duygusunu geliştirecek ve filmi akıcı hale getirecek şekilde kurgulanmış bir gelişme bölümü ile devam etmiş. Sonuçta ise izleyiciyi şaşırtan, ağlatan, bir zirve ile bitirmesiyle bence hız çağında yaşayan bir nesil olarak bizleri bile ekrana gayet doğal bir şekilde bağlayabiliyor.
Spoiler olmasın diye burda ayrıntıya girmeden ailece seyredilmesini tavsiye edeceğim bir Iskandinav filmiydi.
Son olarak filmde de kullanılan şu dörtlükleri ekliyeyim. Çünkü bu halk şiiri aslında hem genelde Izlandanın hem de özelde filmin verdiği duyguyu çok güzel özetliyor
Iyi seyirler
Not: Jeremy Sims tarafından yönetilen, Sam Neill ve Michael Caton'ın başrollerini paylaştığı bir Avustralya yeniden yapımı, 29 Ekim 2020'de Avustralya sinemalarında gösterime girdi
Kitap Adı: Konstantinopolis
Yazar: Thorvald Steen
Kütüphanemde iskandinav edebiyatından bir kitap aradığımda Thorvald Steen'in Konstantinopolis kitabını bulabildim ancak. Bir dönem Norveç yazarlar birliğinin başkanlığını da yapmış olan yazarın diğer kitaplarının başlıklarına da baktığımda ortadoğuya olan ilgisi gözden kacmıyor. Bu romanın adı ve kurgunun yarısının geçtiği mekan olan şehir her ne kadar Konstantinopolis (Istanbul) olsa da aslında hikayenin baş kahramani olan Isveçin genç kralı Sigurd'un güvenmediği kardeşleri arasından sıyrılıp adını kalıcı hale getirecek idealist ve gerçekten de samimi bir hareket olarak haçlı seferlerine katılarak ülkesine Kudüsten Isa'nın Haçının bir parçasını getirmek üzere çıktığı yolculukla başlar.
Yolculuktan sağ dönemeyeceğine emin olan isveç sarayi içindeki gruplaşmalar şöyle dursun, Sigurd bu yolculukta iman ettiği hıristiyanlığın ve gözünde büyüttüğü doğu kilisesinin başkenti olan istanbul ve hatta Isanin şehri olan Kudüsün kutsallığını sorgulamaya başlar. Toplumsal gerekliliklerin getirdiği farklı olanlarla birlikte yaşama unsuru sayesinde Istanbul ve Kudüsün aslında kuzey ulkelerde sahip olunmayan bir orta yol politikalari oldugunu görür.
Kendisi canını vermeye razı olarak kafirleri! öldürmeye gelirken buralarda kafirler! Ile hiristiyanlarin birlikte yasamalarina anlam veremez. Sigurd, iki yüzlülük olarak gördüğü bu duruma katlanamaz ve kudusten isveçe dönerken Istanbula uğrar. Haçlı seferleri sırasında kudüsteki tüm ailesi vahşice öldürülmüş ve kitapta kendisinin nasil kurtulduğu ve yolculuğu ayrıntılı bir şekilde anlatılan Emine isimli müslüman bir kızla Sigurd Istanbulda karşılaşırlar ve birbirlerine aşık olurlar.
Bu aşkın sonu kız açısından biraz nahoş bir şekilde bitse de Sigurd bu yolculuktan eski idealist ve samimi duygularını bir kenara bırakmış diğer entrikacı, iki yüzlü, hissettiği, inandığı ile yaşadığı ve yaptıkları aynı olmayacak soğuk mutsuz bir krala dönüşmek zorunda olduğunu anlamıştır.
Kitapta dönemin Isveç kültürü, bizans entrikaları ve sefahatı bir de Kudüsün içinde bulunduğu hassas durum yansıtılmış. Oldukça zengin bir içeriğe sahip olmasına rağmen maalesef okuması da bir o kadar zor oldu benim için, bu anlamda akıcı bir dili yoktu kitabın.
Herkese iyi okumalar.
Kitapta dönemin Isveç kültürü, bizans entrikaları ve sefahatı bir de Kudüsün içinde bulunduğu hassas durum yansıtılmış. Oldukça zengin bir içeriğe sahip olmasına rağmen maalesef okuması da bir o kadar zor oldu benim için, bu anlamda akıcı bir dili yoktu kitabın.
Herkese iyi okumalar.
Belgesel: The Human Planet "Insan Gezegeni" 3. Bölüm derin dondurucuda yaşam (grönland ve kuzey iskandinav ülkelerinde hayat)
Yönetici yapımcı: Brian Leith, Dale Templar
Görüntü yönetmeni: Pete Haynes, Matt Norman, Toby Strong, Robin Cox,
Insanın dünyanın her bölgesinde yaşayabilen tek canlı olduğunu söyleyerek başlayan 2011 Ingiliz yapımı bu belgeselin 3. Bölümü olan Derin Dondurucuda Yaşam adlı bölümünü seyrettim. Grönland ve iskandinav bölgesinin kuzey ülkelerinde varolan çetin ve zorlu yaşamı seyirciye aktarırken:
• Grönland'da Grönland köpek balığı avı
• Kuzey Kanada'da midye toplayıcıları
• Grönland'da denizgergedanı avı
• Grönland'da auks avı; Kiviak yapımı
• Norveç'te ren geyiği sürülerini gütme
• Churchill, Manitoba'da kutup ayılarını şehirden uzak tutma çalışması
• 'Kamera Arkası' kısmında: Grönland'da denizgergedanı avı
Gibi başlıkları yerli inuit topluluklarına da misafir olarak büyüleyici manzaralar ve insanı şaşırtan tehlikelerle içiçe olan bir yaşamı seyirciye aktarmış. Şahsen bu belgesel bana insanın uyum yeteneği, doğanın mucizevi dengesi, kuzey bölgelere özgü hayvanların yaşam şekilleri vs. gibi bir çok şeyi öğretirken bir çok şeyi de tekrar hatırlamama vesile oldu.
Tabiki bu belgeselin sadece 3. Bölümü değil tamaminin seyredilmesini tavsiye ederim. Ben de her gün sırayla
1. Bölüm: Okyanuslar – Maviliğin İçinde
2. Bölüm: Çöller – Fırında Yaşam
4. Bölüm: Balta Girmemiş Ormanlar – Ağaç İnsanları
5. Bölüm: Dağlar – İnce Havada Yaşam
6. Bölüm: Otlaklar – Köklerin Gücü
7. Bölüm: Nehirler – Dost ve Düşman
8. Bölüm: Şehirler – Şehir Ormanında Yaşam
Olmak üzere tüm bölümlerini çocuklarla birlikte seyredeceğim inşallah...
Herkese iyi seyirler
Filmi de, kitabı da belgeseli de beğendim. Özellikle belgeseli birinci bölümden başlayarak yakın zamanda izlenecekler listesine ekliyorum. :)
YanıtlaSilŞimdiden iyi seyirler diyorum o zaman. Bu etkinlikte ilk yayinim oldugu icin şevkle okudum ve seyrettim ve sanirim yaziyi biraz erken yayinladim, sizin de paylaşımlarınızı bekliyor olacağım.
SilFilm ve kitap ilgimi çekti, ikisini de duymamıştım. Fırsat olursa bakayım, teşekkürler. Dolu dolu bir etkinlik yazısı olmuş. Bu ay katılamıyorum ben. :)
YanıtlaSilBen teşekkür ederim. Filmi seyretmenizi tavsiye ederim. Sanat filmleri genelde butun seyircilerin ilgisini cekemez ama bu filmi biz çocuklarla seyrettik tum hayatın doğallığına uygun bir durağanlığı olmasına rağmen çocuklar hiç sıkılmadılar. Ben bu aktiviteyi özellikle kendi gelişimim adına yararlı buldum. Seneye siz de devam edersiniz umarım. Bir konu çevresinde birden fazla kaynaktan bilgi almak deneyim sahibi olmak iyi bir yöntem. Size de iyi seyirler, iyi okumalar
SilKitap pek iskandinav kültürünü çağrıştirmadi bana ama merak ettim yabanci kaynaklar ne yazıyor buralar hakkında bulmaya çalışayım bi :)
YanıtlaSilKitabın 3 te biri isveçte, 3 te biri yolculukta, kalan 3 te birinde de asıl hikayeye girip emine ile tanışıyoruz. Sanki kitap ayrı ayrı yazılmış sonradan birlestirilmis izlenimi yarattı bende. O nedenle okumakta zorlandığımı ifade ettim aslında. 12. Yy. Isveç'ini bir kralın gozüyle yazdığı için de dediğiniz gibi halk kültürüne pek girememiş. Aslında kitabı pek tavsiye etmem. Benim de beklentilerimi karşılamadı
Silbelgeseli biliyorum yaa meşhurlu, tabi hepsini izlemedim, filmi izledim eskiden, iskandinav sinemasını sıkı izliyorum, steen okumadım ama duydum, iskandinav edebiyatını, müziğini, mitolojisini, bir de dizilerini iyi izliyorum :) güzel seçimler :) 2023 için sen de okurix e tema önerebilirsin ayrıca :)
YanıtlaSilEvet filmi oscara bile yabanci film alaninda galiba aday olmus. Kitabi aslinda pek begenmedim. Kitaplikta bir o vardi diye acele tarafindan sectim. Belgesel cok guzel ya özellikle çocuklarla seyretmek istiyorum. Ben konu tavsiye etsem çevre içerikli bir konu tavsiye ederdim herhalde. Ama yok ben daha yeniyim ya yerimi bileyim de önce bir süre katılıp süreci öğreneyim.
Silkuzeyliler, havanın da etkisiyle, daha durgun, hüzünlü bazen, sakin bir edebiyata ve dile sahip, alışmak lazım, alttaki heyecanı duygusallığı bulmak için :)
YanıtlaSilEvet soğuğun etkisi kendini göstermiş filmde ozellikle.
SilHoş geldin etkinliğimize Hrutar filmini merak ettim, aklıma yazdım kalemine sağlık :)
YanıtlaSilHosbuldum, umarim duzenli olarak katilabilirim
Sil