25 Ağustos 2020 Salı

İsrail Lobisi ve ABD Dıs Politikası - İran ve Cevre Jeopolitigi



Kitap adı: Israil Lobisi ve Amerikan Dış Politikası.

Yazarlar: John J. Mearsheimer ve Stephen M. Walt
Sayfa: 610



Akademik bir dergi yazarlara Amerikan Dış Politikası hakkinda bir yazı siparis ederler. Yazı tamamlandiginda dergi makalede Israil eleştirisi oldugu icin yaziyi yayımlamaz ama başka bir yayınevinin bu durum kulagina gider ve yazarlara bu makaleyi kitap olarak basabileceklerini söylerler. Makale her ne kadar dergide yayimlanmamis olsa da bu israil lobisinin kulağına gider ve Lobi yazarları tehdit ve envai yıldırma yöntemleri ile baskılamaya çalışır. Bunun üzerine yazarlar baskiya yenik dusmemek adina kitap teklifini kabul ederler ve makaleyi genişleterek yaklaşık 180 sayfalik kaynakçası ile birlikte çalışmayı 2007 senesinde basarlar.

Gördükleri baskılara rağmen yazarlar kitabı akademik bir üslup ile ve soyledikleri her cümleyi kanitlayarak yazmışlar. Israilin bölgede varolma hakkı olduğu fikrini paylaşmakla birlikte ABD nin dış politikasinin israile odaklanmasının israile de amerikaya zarar verdiğni iddia ederek bu ahmakça politikaları anlayamaz ve bunu sorgular.

Mesele Amerika dış Politikası olunca haliyle konu mecburen Israil Lobisine dayanmak zorundadir çünkü lobi öyle güçlenmiştir ki siyasi alanda çok küçük bir rol almak bile isteseniz amiyane tabirle israil taraftarı olmanız yetmez direk lobinin köpeği olmanız gerek. Kendilerine köpek olmaya razı siyasetçilerin yanına yerleştirdikleri danişmanlarla kontrol eder hatta konuşmalarını bile lobi çalışanları hazirlar. Itiraz den bir sonraki secimde kazanamaz.


Kıtabi okurken lobinin seçimleri nasıl etkiledigini, yaptıkları parasal destek karşılığında kritik yerlere lobinin listesindeki adamlarin yerleştirilmesinden tutun, kisi israil taraftarı olsa ve hatta direk yahudi bile olsa -yau ama bunu bir düşünelim diyen herkese yıldırma, tehdit ve iftira atma yollari, halkı mimleme, akademiye devlet yardimini kesme tehditi ile ayar çekme, medya calisanlarini israili yeterince övmedi diye iş hayatini söndürmeleri gibi yöntemleri gördükçe aklıma bizdeki FETÖ geldi. Işin garip tarafı ABD de lobicilik faaliyetleri icinde bunlari yapmak Yasalmış! Benim gibi yok artık diye dusunen birileri Lobiyi halki mimlemek suçuyla dava açmış ama lobiye bilgi aktaranlar suçlu bulunup ceza aldiklari halde lobi -"biz iyi niyetle devlet kademelerindeki memurlarin siyasi ve dini görüşlerini bir databankta depoladık, olasi bir Antisemitist akim başlamadan farkedebilmek içindi, kötü bir niyetimiz yoktu" seklinde yaptigi savunması yeterli görülmüş. Görüldüğü üzere lobinin en buyuk silahi israili yeterince destekledigine inanmadıkları kişiler icin yahudi degilse antisemitist, yahudi ise kendinden nefret eden gibi suclamalar olmuş.

Yazarlar lobi faaliyetlerini bazen asiriya kacsa da yasal yontemler olarak görürler. Diger taraftan da aslinda mahkemenin bile ceza vernedigi bir eyleme yazarlar suç diyememektedir.

Yazarlarimiz Amerikan dis politikasinda Israilin agresiv ve uzlasmaz tavrını ve ırakta, lübnanda, suriyede illa ki savaş cikarma üzerine odaklanmış politikasını motomot kopyalamanın herkese zarar verdigini iddia eder. Amerikan yonetimi bu konuda israilin emri olmadan filistini dinlemeyi bile teklif edemez keza israile danismadan baris sağlama uzerine yola cikan bir cok ABD li siyasetcinin daha 1 gun gecmeden israilden özür dileyip onun gönlünü almak icin yaptıkları aciklamalari vs verir. 2. Lübnan savaşından önce kongrede bir üyenin savas sırasında sivillere mumkun olduğunca zarar verilmemesi gerektigi yonundeki ek maddeye Lobi cok sinirlenmış ve bu maddeyi çıkarmıştır. Akabinde de 2. Lubnan savasi doğrudan sivillerin yok edildigi bir saldiri şeklini almasına rağmen ABD israile en ufak negatif bir yorumda bulunmamış. Yani israilin amaci en basindan beri olabildigince soykirim yapmak, kalanların de cevre bolgeleri yaşanmaz hale getirerek evlerini terketmelerini sağlamakti. Cünku Israil icin en önemli unsur işgal ettigi yerlerde çoğunluk olabilmektir. Eger arap nüfusu olan bir yeri ulkesine katarsa yuzde 85 oraninda halkin Yahudi olmasi şartıni yerine getiremez. Israil anlasildigi kadarıyla zaman kazana kazana arapları evlerini terketmeye zorlamak ve sonunda el altindan desteklediği teror eylemlerini bahane ederek soz konusu bölgede kalan halkı da yok ederek heryeri işgal etmek.

Kitabin yazarları benim gibi buyuk resmi gormuyor, yazarlar israilin gercekten de baris aradığıni kabul ettigi için savunduklari politikanın tarafları barisdan uzaklaştırdığını, sadece arap masum halka zarar verdiği ve hatta bölgedeki teror unsurlarini güçlendirdiğini kanitlayarak Israil politikasını başarısız olarak niteler. Onlarin başarısız politikası yuzunden hem israil istikrarı bulamıyor hem ABD bolge çıkarlarını kaybediyor hem de ordaki halk zulum goruyor. Yazarlarin kaçırdığı nokta sudur ki israilin ve parmaginda oynattığı ABD politikalarinin ve hatta kiyamet teolojisi inanci uzere olan Evangelistlerin asil amaci zaten barış sağlamak değil, bolge halkını baslattiklari ve palazlandirdiklari teröru bahane ederek ordan uzaklaştırmak ya da soykırım yapmak suretiyle bölgeye yahudileri yerleştirerek ucu Turkiyeye de dayanan büyük bir israil kurmak.

Israil şunun da farkında ki Evangelistler buyuk israili kurmakla yetinmeyecek daha sonra ortadoguda armegadon savasini baslatacaklar ki Mesih gelsin. Bu nedenle Israilli politikacilar evnagelislere karsi gelecek soz konusu olunca temkinli davranirlar. Anladigim o ki ABD yi Lobi aracılığı ile kopek eden Israil, Amerikayi artik kullanamaz hale geldiği vakit filistine yaptiginın aynini ABD ye de yapacaktir. Hala daha ABDnin bilinen rakamlarla en çok dış yardim yaptigi ulke Israildir ve lobinin medyaya sızan bir konusmasinda daha kayda gecmeyen ne paralar israile akmaktadir.

Israil Lobisi özellikle medya araciligi ile yanlıs bir tarih sunarak ve biraz da duygu sömürüsü yaparak mazlum görünüşe bürünür. Halkin ortadoguda neler olduğunu bilmesini asla istemez. Halk nezdindeki imajına çok dikkat eder ve bunu korumak icin yasal olmayan yontemlere bile başvurur. Mesela Israil tanklari altında ölmüş ABD li bir aktivist genç kızın hayatini en bağımsız tiyatrolar bile korkudan sahneleyememişlerdir.

Dikkatimi çeken bir diğer unsur da kitabin kaynaklarının çoğunun Israil Üniversitelerinden alınan kaynaklar oluşudur. Israil politikası hakkinda ABD de eleştirel konusma yapamazsınız ama israilde durum daha serbest. Mesele su ki; yahudilerle ilgili sadece yahudiler serbestce konusabilir, digerleri ise "yahudilerin izin verdiği kadar konusabilir." Bu cümle yine Yahudi bir lobi mensubuna ait!

Velhasıl buyuk resmi ve asıl amacı göremeyen ya da yazamayan yazarlar barışı sağlamak konusunda başarısız bir politika yapan israil lobisinin ABD yi de bu çukura sürüklememesi icin 3 çözüm önerir ama bunlardan ikisinin gercekci olmadığıni kabul ederek Lobinin etkisini azaltmanin uygulanabilir tek bir yöntemi oldugunu söyler. Halkın bilinçlendirilmesi, lobinin insanlari antisemitist olmakla suçlamalarina karsi uyanık olması, orta-doğuda olanlarin dogru bir sekilde halka yansıtılması ve medyanın da siyasetcilerin lobiye olan kayitsiz şartsız desteği konusunda sorgulayici üslubu olması gerektigi vs gibi öneriler.....

Yani bence o iş biraz zor. Bu kitabı okuduktan sonra genelde filistinlilere, golan tepeleri icin saldırdıkları suriyelilere, bolge istikrarsızlığı ve hedeflenen topraklardaki musluman nufusu azaltmak için saldırdıkları Lubnana ve Irağa uzuldugum kadar, neyin maşası oldugunun bile farkinda olmayan ve iki kurus icin herşeyi satan siyasetçiler aracılığı ile nereye gittiklerinin farkinda bile olmadan kendi matrix'inde yasayan ABD halkinin ahmakligina ayrica uzuldum. Bakalim Israil yeterince guclendiginde ABD ye ne yapacak! Sirf abd ye ihtiyaclari olduğu icin Irak savasina halkı da ikna etmek adına gözlerini kırpmadan ikiz kuleleri yiktiran adamlar yeterince güçlenip artık ABD ye ihtiyaclari olmadiginda ne yaparlar!!!!

Allah sonumuzu hayretsin!!! Kıyametin ortadoguda israil araciligi ile cikacak bir Armegadon ile baslayacağına inanmıyorum. Islamda kiyamet sadece dunyada olan bir savas değil tum evrenin yok olmasidir ama biz boyle kafamızı kuma gömmeye devam edersek ve sağduyulu bir avuç Yahudi de daha fazla konuşmazsa bu ahmaklar hakikaten bize bir Armegadon yaşatacaklar



Kitap: Iran ve Bölge Jeopolitiği

Yazar: Izettullah Izzetî



Rusya ve ABD dışpolitikasından sonra okumak için Iran'ın dış politika alanındaki reflexlerini anlamak için yine Iranlı ve yerel yönetimi etkileyen bir kişinin kitabını okumak istedim.
...
Kitap Iranin sadece Irak ile olan iliskisine deginiyor desem yeridir çünkü kitap yazıldığı vakit ABD henüz Iraka saldırmamıştır ve yazar kitap boyunca Irakla ilişkilerini düzeltip dış müdahaleleri azaltmak icin karşılıklı yapilabilecek ortak çalışmalardan bahseder.
Günümüzden ziyade 90'lı yılların Iran'ının Irak'a karşı güttüğü anlayış ve politikayı ele almış.

Yazarin Kürt meselelerini ele alırken Türkiyeden daha çok saldırgan politikaları olduğu yönünde subjektif yorumları okurken o dönemlerde uluslararası kamuoyunda "Iraktan sonra sıra Türkiyede" gibi bir bilinçaltı hazırlanmaya çalışıldığı yönünde bir izlenime kapildim. 90 larin istikrarsız Türkiyesi demek ki Iran perspektifinden kolay lokma görüntüsü vermiş yazara. Benzer yaklaşımı Rus Jeopolitiği-avrasyacı yaklaşım kitabını okurken de görmüştüm. Uluslararası ilişkilerde ülkelerin Türkiye hakkındaki yönelimlerini sözkonusu ülkelerin kendi yazarlarindan okumak insana gerçekçi ve çok yönlü bir bakış kattığını söyleyebilirim.


Bu minvalde insan sadece ic politikanin nispeten küçük hesaplarından sıyrılıp dışarda dönenlerin aslında ne kadar da ortada olduğunu görüyor ve ona göre bir değerlendirme yapabiliyor.

Velhasıl siyasetle alakadar olanlara bu kitabı okumalarını tavsiye ederim ama genel olarak daha aktüel bir çalışma tercih etmek çok daha iyi olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlariniz icin