Mitologya, Edith Hamilton
Ozellikle Yunan ve Roma Mitolojisi ile ilgilenenlere hem akademik açıdan ders kitabı misali kaynaklarının güvenilir olmasindan dolayı tavsiye edilen, hem de olayları hikaye ederek anlattiği için konuya yeni başlayanların da anlayabileceği şekilde okuması rahat bir kitaptır.
Youtube'da Erhan Altunay'in her pazar 22 de yaptığı canlı Mitoloji derslerinden öğrenmiştim bu kitabı. Insanoğlunun tarih boyunca kendilerinden cok daha güçlü olduğunu hissettikleri doğa olaylari ve insan ilişkilerini ya da tarihi olayları anlamlandirmak için daha çok edebî bir kultur olarak baslayıp sehirlesme ile sekıllenen nesilden nesile aktardiklari bir unsur Mitoloji. Öyle ki yunan tanrıları aslinda evreni yaratmamistir tersine onlari da evren yaratmistir ve tanrilarin kendileri de acizdir. Bu nedenle mitololik tanrıları eskiden müslüman filozoflar melek olarak cevirmislerdir.
Bir de elimizdeki en eski mezopotamya tabletlerinde once yer ve gök vardı ve onlar ayrildi denmesi, yunan mitolojisinde ilk önce yer ve gök'ün olması, islamda da yaratilisda once yer ve gök vardı Allah onları ayirdi demesi gibi farklı zaman ve coğrafyalardaki inanc ve soylencelerin birbirine bu kadar benzemesi her millete peygamber gelmesi ve ayni vahyi aktarmis olmalari ile açıklanabilir.
Bir diger dikkatimi ceken 2 yunan miti de hz ibrahimin oglu ismaili (phriksos ve iphigeneia) tam kurban edecekken gokten bir koç indirilmesi ve tanriya ısmail (as) yerine koçun kurban edilmesi hikayesinin aynısını bu kitapta yunan isimleri ile okumus olmamdi (Altin Post Miti). Bu kadar birebir benzerlik rastlanti olamayacağına gore 2 ihtimal geliyor akla ya buyuk iskender zamanindaki kulturel etkileşimin etkisi ki zamansal olarak incelenmesi gereken bir teoridir ya da yunana gelen peygamberler de ayni kissalari vahyetmis ama zamanla bunlar nesilden nesile değişmiştir. Yada iki ihtimal de aynı anda mümkündür ;)
Velhasil mitoloji okumak aynı zamanda bir nevi tarih, insanlık tarihi ya da uluslararası ilişkilerde insan faktörünü okumak gibidir. Krallar arasındaki anlaşmazlıklar, komutanların davranışları vs. anlatılır. Keza arap dilinde de yönetici ve güçlü insanlara Rab denir, ortadoğu coğrafyalarında da krallara tapınaklar inşaa edilip tapınılirdi.
Her milletin kendine ait bir mitolojisi olduğu için aslında bu konu cok geniş bir alan. Bu kitapdan sonra mezapotamya ve turk mitolojilerini de merak etmeye başladım. Merakli olan herkese mitoloji okumalari yapmalarini tavsiye ederim.
Paganizm 1 - Kadim Bilgelige Giris, Erhan Altunay
Son zamanlarda dinlediğim yazarin youtube uzerinden verdigi Mitoloji derslerini tamamlamasi icin okumaya başladım paganizm kitabini.
Yazar paganizm icin bir inanc sistemi olmadigini, tarih boyunca samanizm gibi benzer bir cok inanc sistemini icinde barindirdigi gorulmus olsa da aslinda doga ile uyumlanarak uygulanan bir yasam pratigidir der. Paganizm bazi temel objelere kutsallik atfedip ritueller araciligi ile kendini doga ile uyumlamadir ki temelde ana tanrica ve ruhlara inanilir.
Her ne kadar yazar bundan bahsetmese de ben kitabi okurken paganizmin yazili kulturun cok yerlesmedigi zamanlarda insanoglunun varolan vahyi muhafaza edebilmek icin sembolik hikayeler ile onu canli tutma cabalarinin zamanla degismis hali oldugunu gördüm. Sabah kalkip gunu selamlamak tipik bir pagan ritueldir mesela....(sabah namazi)
Paganizm tek tanrilidir ve onda aslinda insanin fitratina en uygun haliyle yuce bir yaratana tapinmasini gorursunuz ki okurken hucurat suresinde iman icin -'Allah onu size sevdirmis, kalplerinizde onu susleyip güzellestirmisdir' ayeti aklima geldi. Nasil islam insanin yaratilisina en uygun bir halde insana sevdirildi ise insanin varolusundan bu yana gelen tum vahyi bilgiler de ayni kaynak olmalari hasebiyle insan fitratina, yaratilisina en uygun halde gelmistir. Bu anlamda her ne kadar yazar kitapta boyle bir baglanti kurmasa da ben paganizmi okurken buram buram vahyi bilginin rituellerinin zamanla harici sartlara uyum saglarken degisiklige ugramisini gordum.
Kitapta en cok faydalandigim bolum antik tabletlerden tutun gunumuz edebiyatina kadar nerdeyse tum mit, masal ve hikayelerin ortak bir yapısını olusturan campbellin 'Kahraminin Yolculugu' isimli makalesi oldu galiba. Hatta 10 yasındakı oglumla birlikte bu yapıya dayanarak bir öykü bile yazdık ;)
Kitabin son bolumunde paganizmin gunumuze uyarlanmaya calisilmasi gibi yazarin da itiraf ettigi sekliyle zor bir senaryo cizilmeye calisilmis ama bence basarilamamis.
Ister vahiy kaynakli olsun ister olmasin insaoglunun gecmisten gunumuze kadar gelen inanc serüvenini paganizm ozelinde anlamaya calismak adina okumanizi tavsiye edebilecegim bir kitap.
Paganizm 2 - Mezopotamya ve Mısır, Erhan Altunay
Paganizm 1 kitabinda kadim bilgeligin kaynagini ve olusumunu öğrendikten sonra bu inanclarin daha çok devletleşme ile zamanla, içinde bulundukları mekanla ve yasanan olaylarla nasil icice geçip Mitlere, Kültlere, Ayinlere ve İnanc Sistemlerine dönüşme hikayelerine göz atarken ayni zamanda dinler tarihinin en eski inanclarini ve aslinda insanlık tarihini kendi özgün dili ile öğreniyorsunuz.
Medeniyetin beşiği Mezopotamyada, benzer mitlerin kaynagi olan sümerlerden etkilenen ve daha cok yayilmaci politikasi olan Babillere kadar, Anadoluda bir cok yeniligin kaynagi olan Akadlar vs... derken günümüze daha dogrusu batıya (Hermetik inanc ile)Roma araciligi ile doğrudan etki etmesi hasebiyle protestan ve kalvenist inanclardan gormeye alisik oldugumuz bir cok unsurun Misir mitolojisine dayandigini goruyorsunuz.
Gunumuz inanclarinin bazilarinin Sumerlere dayanmasi aslinda hala daha icten gelen doga ile uyumlu yasadigimiz zamanlarin reflexlerini tasidigimizi ve bunlari gunumuz inanclarimiza itina ile işlediğimizi de farkediyorsunuz. Gunumuzde kullanilan siyasi, edebi, sosyal ve sanat alanindaki bazi sembolleri anlamanin yolu pagan kulturun sekillendirdigi Sumer ve eski Misira geri donup incelemekten geciyor.
Dinler tarihi, sosyal antropoloji, arkeoloji, ya da insanlik tarihi calisip maalesef cok yeni bir alan olan pagan kulturu calismamak anlasilir gibi degil. Bu alanda daha bilincli ve derin arastirmalar yapilmasi umidi ile...
Mayalar, Michael D. Coe
Bu Kitabı lise üniversite yıllarımda ablama hediye olarak almıştım keza ablamın adı Mayadır. Gecen yıllarda ablamda bu kıtabı gordugumde hala okumadığımı hatırladım ve ablamdan ödünç aldım. Özellikle Paganızm, Mezopotamya, Mısır, Babil, Yunan vs.. Mitolojilerinden sonra bu okuma sürecini tamamlamak ıcın bize hep yabancı kalmış güney Amerika kadim kültürünü de okumam gerektiğini düşündüm.
Kitap coğrafi, siyasi, sosyal vs... bir cok acıdan Mayaları anlamamız ıcın gereklı olan alt bilgiyi aktarıyor önce. Mesela uzun süre yaşanan kuraklık donemıni ogrendıgımızde Mısır ekiminin neden kutsal olduğu, en büyük tanrının neden Mısır bitkisinin tanrısı olduğunu görüyoruz. İlk Mayalar, Mayaların Yükselisi, erken evre, gec evre vs. derken Mayaların yıkılısından sonra İspanyol istilası ve günümüze kadar Mayaların serüvenını sahip oldukları yazı, tarih, kultur, mimari, astronomi ve inanclar gibi önemli detayları atlamadan okuyucuya aktarıyor yazar.
Kitabın güzel tarafı bütün buları kuru bir bilimsel dille yetınerek degil de 172 fotograf esliginde okuyucuya sunuyor olması. Mesela benım gıbı Maya kulturune yabancı okuyucular ıcın gorsel destek ıle okuma yapmak cok faydalı oldu. Her ne kadar Mayalar hakkındakı bilgilerimiz milattan önceye kadar gitse de Mayalar aslında eski dunyadakı kadim uygarlıklar gibi cok eskı degıller. Elımızdekı en eskı yazılı kaynak m.s. 13. yy dan kalma diyebiliriz. Mayaların kökenı m.ö. 2 binlere kadar gitse de bildigimiz anlamda kulturel olusum m.ö 1000 lerde baslamıs ve bu medenıyet m.s 10 yy da uzmanların da acıklayamadıgı bır sekılde bir anda ortadan kaybolmus.
Elimizdeki 4 yazılı kaynaga gore takvim hesaplamaları yaparken Astronımılerı öyle gelısmıs ki ay tutulmasını sasmadan hesap edebılır olmuslar. Tüm kadim kültürlerde oldugu gibi Mayalarda da zaman bizim gibi dogrusal degıl, döngüsel akar. Yani yaklasık 52 senelik kısa döngülerde Takvım basa dönüp diger turunu yapar. Takvım gibi dünya ve yasam da döngüseldır. Herseyın bir dongusu oldugu gibi dunyanın dongusu de inanca göre yaklasık olarak 5.200 yıldır ve bu sure bıtıce kıyamet ile bu dongu tekrarlanacaktır. Elimizde bu döngünün basladıgı bir baslangıc tarıhı olmadıgı ıcın döngünün ne zaman bitecegıne iliskin net hesaplamalar yapamıyoruz ama m.s 683'e tarihlendirilen Mahzenmezarın lahdi üzerindeki yontulu tas levha tartısmasız olarak Mayaların daha yüksek bir medeniyetle iletisime gecip gecmedigi noktasında insanı kararsız bırakıyor.
Ozellikle Yunan ve Roma Mitolojisi ile ilgilenenlere hem akademik açıdan ders kitabı misali kaynaklarının güvenilir olmasindan dolayı tavsiye edilen, hem de olayları hikaye ederek anlattiği için konuya yeni başlayanların da anlayabileceği şekilde okuması rahat bir kitaptır.
Youtube'da Erhan Altunay'in her pazar 22 de yaptığı canlı Mitoloji derslerinden öğrenmiştim bu kitabı. Insanoğlunun tarih boyunca kendilerinden cok daha güçlü olduğunu hissettikleri doğa olaylari ve insan ilişkilerini ya da tarihi olayları anlamlandirmak için daha çok edebî bir kultur olarak baslayıp sehirlesme ile sekıllenen nesilden nesile aktardiklari bir unsur Mitoloji. Öyle ki yunan tanrıları aslinda evreni yaratmamistir tersine onlari da evren yaratmistir ve tanrilarin kendileri de acizdir. Bu nedenle mitololik tanrıları eskiden müslüman filozoflar melek olarak cevirmislerdir.
Bir de elimizdeki en eski mezopotamya tabletlerinde once yer ve gök vardı ve onlar ayrildi denmesi, yunan mitolojisinde ilk önce yer ve gök'ün olması, islamda da yaratilisda once yer ve gök vardı Allah onları ayirdi demesi gibi farklı zaman ve coğrafyalardaki inanc ve soylencelerin birbirine bu kadar benzemesi her millete peygamber gelmesi ve ayni vahyi aktarmis olmalari ile açıklanabilir.
Bir diger dikkatimi ceken 2 yunan miti de hz ibrahimin oglu ismaili (phriksos ve iphigeneia) tam kurban edecekken gokten bir koç indirilmesi ve tanriya ısmail (as) yerine koçun kurban edilmesi hikayesinin aynısını bu kitapta yunan isimleri ile okumus olmamdi (Altin Post Miti). Bu kadar birebir benzerlik rastlanti olamayacağına gore 2 ihtimal geliyor akla ya buyuk iskender zamanindaki kulturel etkileşimin etkisi ki zamansal olarak incelenmesi gereken bir teoridir ya da yunana gelen peygamberler de ayni kissalari vahyetmis ama zamanla bunlar nesilden nesile değişmiştir. Yada iki ihtimal de aynı anda mümkündür ;)
Velhasil mitoloji okumak aynı zamanda bir nevi tarih, insanlık tarihi ya da uluslararası ilişkilerde insan faktörünü okumak gibidir. Krallar arasındaki anlaşmazlıklar, komutanların davranışları vs. anlatılır. Keza arap dilinde de yönetici ve güçlü insanlara Rab denir, ortadoğu coğrafyalarında da krallara tapınaklar inşaa edilip tapınılirdi.
Her milletin kendine ait bir mitolojisi olduğu için aslında bu konu cok geniş bir alan. Bu kitapdan sonra mezapotamya ve turk mitolojilerini de merak etmeye başladım. Merakli olan herkese mitoloji okumalari yapmalarini tavsiye ederim.
Paganizm 1 - Kadim Bilgelige Giris, Erhan Altunay
Son zamanlarda dinlediğim yazarin youtube uzerinden verdigi Mitoloji derslerini tamamlamasi icin okumaya başladım paganizm kitabini.
Yazar paganizm icin bir inanc sistemi olmadigini, tarih boyunca samanizm gibi benzer bir cok inanc sistemini icinde barindirdigi gorulmus olsa da aslinda doga ile uyumlanarak uygulanan bir yasam pratigidir der. Paganizm bazi temel objelere kutsallik atfedip ritueller araciligi ile kendini doga ile uyumlamadir ki temelde ana tanrica ve ruhlara inanilir.
Her ne kadar yazar bundan bahsetmese de ben kitabi okurken paganizmin yazili kulturun cok yerlesmedigi zamanlarda insanoglunun varolan vahyi muhafaza edebilmek icin sembolik hikayeler ile onu canli tutma cabalarinin zamanla degismis hali oldugunu gördüm. Sabah kalkip gunu selamlamak tipik bir pagan ritueldir mesela....(sabah namazi)
Paganizm tek tanrilidir ve onda aslinda insanin fitratina en uygun haliyle yuce bir yaratana tapinmasini gorursunuz ki okurken hucurat suresinde iman icin -'Allah onu size sevdirmis, kalplerinizde onu susleyip güzellestirmisdir' ayeti aklima geldi. Nasil islam insanin yaratilisina en uygun bir halde insana sevdirildi ise insanin varolusundan bu yana gelen tum vahyi bilgiler de ayni kaynak olmalari hasebiyle insan fitratina, yaratilisina en uygun halde gelmistir. Bu anlamda her ne kadar yazar kitapta boyle bir baglanti kurmasa da ben paganizmi okurken buram buram vahyi bilginin rituellerinin zamanla harici sartlara uyum saglarken degisiklige ugramisini gordum.
Kitapta en cok faydalandigim bolum antik tabletlerden tutun gunumuz edebiyatina kadar nerdeyse tum mit, masal ve hikayelerin ortak bir yapısını olusturan campbellin 'Kahraminin Yolculugu' isimli makalesi oldu galiba. Hatta 10 yasındakı oglumla birlikte bu yapıya dayanarak bir öykü bile yazdık ;)
Kitabin son bolumunde paganizmin gunumuze uyarlanmaya calisilmasi gibi yazarin da itiraf ettigi sekliyle zor bir senaryo cizilmeye calisilmis ama bence basarilamamis.
Ister vahiy kaynakli olsun ister olmasin insaoglunun gecmisten gunumuze kadar gelen inanc serüvenini paganizm ozelinde anlamaya calismak adina okumanizi tavsiye edebilecegim bir kitap.
Paganizm 2 - Mezopotamya ve Mısır, Erhan Altunay
Paganizm 1 kitabinda kadim bilgeligin kaynagini ve olusumunu öğrendikten sonra bu inanclarin daha çok devletleşme ile zamanla, içinde bulundukları mekanla ve yasanan olaylarla nasil icice geçip Mitlere, Kültlere, Ayinlere ve İnanc Sistemlerine dönüşme hikayelerine göz atarken ayni zamanda dinler tarihinin en eski inanclarini ve aslinda insanlık tarihini kendi özgün dili ile öğreniyorsunuz.
Medeniyetin beşiği Mezopotamyada, benzer mitlerin kaynagi olan sümerlerden etkilenen ve daha cok yayilmaci politikasi olan Babillere kadar, Anadoluda bir cok yeniligin kaynagi olan Akadlar vs... derken günümüze daha dogrusu batıya (Hermetik inanc ile)Roma araciligi ile doğrudan etki etmesi hasebiyle protestan ve kalvenist inanclardan gormeye alisik oldugumuz bir cok unsurun Misir mitolojisine dayandigini goruyorsunuz.
Gunumuz inanclarinin bazilarinin Sumerlere dayanmasi aslinda hala daha icten gelen doga ile uyumlu yasadigimiz zamanlarin reflexlerini tasidigimizi ve bunlari gunumuz inanclarimiza itina ile işlediğimizi de farkediyorsunuz. Gunumuzde kullanilan siyasi, edebi, sosyal ve sanat alanindaki bazi sembolleri anlamanin yolu pagan kulturun sekillendirdigi Sumer ve eski Misira geri donup incelemekten geciyor.
Dinler tarihi, sosyal antropoloji, arkeoloji, ya da insanlik tarihi calisip maalesef cok yeni bir alan olan pagan kulturu calismamak anlasilir gibi degil. Bu alanda daha bilincli ve derin arastirmalar yapilmasi umidi ile...
Mayalar, Michael D. Coe
Bu Kitabı lise üniversite yıllarımda ablama hediye olarak almıştım keza ablamın adı Mayadır. Gecen yıllarda ablamda bu kıtabı gordugumde hala okumadığımı hatırladım ve ablamdan ödünç aldım. Özellikle Paganızm, Mezopotamya, Mısır, Babil, Yunan vs.. Mitolojilerinden sonra bu okuma sürecini tamamlamak ıcın bize hep yabancı kalmış güney Amerika kadim kültürünü de okumam gerektiğini düşündüm.
Kitap coğrafi, siyasi, sosyal vs... bir cok acıdan Mayaları anlamamız ıcın gereklı olan alt bilgiyi aktarıyor önce. Mesela uzun süre yaşanan kuraklık donemıni ogrendıgımızde Mısır ekiminin neden kutsal olduğu, en büyük tanrının neden Mısır bitkisinin tanrısı olduğunu görüyoruz. İlk Mayalar, Mayaların Yükselisi, erken evre, gec evre vs. derken Mayaların yıkılısından sonra İspanyol istilası ve günümüze kadar Mayaların serüvenını sahip oldukları yazı, tarih, kultur, mimari, astronomi ve inanclar gibi önemli detayları atlamadan okuyucuya aktarıyor yazar.
Kitabın güzel tarafı bütün buları kuru bir bilimsel dille yetınerek degil de 172 fotograf esliginde okuyucuya sunuyor olması. Mesela benım gıbı Maya kulturune yabancı okuyucular ıcın gorsel destek ıle okuma yapmak cok faydalı oldu. Her ne kadar Mayalar hakkındakı bilgilerimiz milattan önceye kadar gitse de Mayalar aslında eski dunyadakı kadim uygarlıklar gibi cok eskı degıller. Elımızdekı en eskı yazılı kaynak m.s. 13. yy dan kalma diyebiliriz. Mayaların kökenı m.ö. 2 binlere kadar gitse de bildigimiz anlamda kulturel olusum m.ö 1000 lerde baslamıs ve bu medenıyet m.s 10 yy da uzmanların da acıklayamadıgı bır sekılde bir anda ortadan kaybolmus.
Elimizdeki 4 yazılı kaynaga gore takvim hesaplamaları yaparken Astronımılerı öyle gelısmıs ki ay tutulmasını sasmadan hesap edebılır olmuslar. Tüm kadim kültürlerde oldugu gibi Mayalarda da zaman bizim gibi dogrusal degıl, döngüsel akar. Yani yaklasık 52 senelik kısa döngülerde Takvım basa dönüp diger turunu yapar. Takvım gibi dünya ve yasam da döngüseldır. Herseyın bir dongusu oldugu gibi dunyanın dongusu de inanca göre yaklasık olarak 5.200 yıldır ve bu sure bıtıce kıyamet ile bu dongu tekrarlanacaktır. Elimizde bu döngünün basladıgı bir baslangıc tarıhı olmadıgı ıcın döngünün ne zaman bitecegıne iliskin net hesaplamalar yapamıyoruz ama m.s 683'e tarihlendirilen Mahzenmezarın lahdi üzerindeki yontulu tas levha tartısmasız olarak Mayaların daha yüksek bir medeniyetle iletisime gecip gecmedigi noktasında insanı kararsız bırakıyor.
Tartısmalı maya tapınak ve tasvirleri ya da Panteonu dısında kıtabın sonlarında Maya dilini kabaca ögretmeye calısması ve son kalan Maya toplulukları hakkında guncel bilgi vermesi de kıtabı gunumuz ıle baglayan bir unsur oluyor. Velhasıl konuya ilgisi olan herkese bilimsel yöntemden sapmayan bir Maya tablosu cızmesı hasebıyle bu kıtabı okumalarnı tavsıye ederım.
bunu okudum. şamanlar ve paganlar hoş yaa. güney amerika kültürü iyi, toltekler özellikle, uzakdoğu kültürü, bir de eskimolar, en sevdiklerim :)
YanıtlaSil