Ah Endülüs - İhsan Sureyya Sırma

Endülüs hakkında okumaya devam ederken cekingen davranıp yine hem ince hem de daha önce aynı yazarın aynı konuda yazdıklarını Müslümanların Tarihi isimli eserinde okuduğum için bu kitabı da okurken zorlanmayacağımı düşündüm. Keza zorlanmadım da...

Kıtap ıkı bölümden oluşuyor ılk bolumde Endülüsün tarihinı anlatırken ikinci bolumde yazarın Endülüs gezılerınde edındıgı ızlenımlerı vardı.

İhsan Süreyya Sırma’nın “Müslümanların tarihi” isimli ansiklopedik eserinin Endülüs bölümünde daha önce okumuş olduğum ve şimdi yine aynı yazarın “Ah Endülüs” isimli kitabında tekrar karşılaştığım bir Endülüs tarihi kesitini tekrar burda paylaşmaya değer görüyorum. Keza yazar da su not ile anlatmış bu durumu: “Anlaşılan o ki bu isyancıların derdi İslam değil, kendi dünyevi çıkarlarıydı. Bu nedenle müslümanlara karşı gayrimüslimlerle ittifak kurabiliyorlardı. Nitekim günümüzde de aynı olayların benzerini yaşamaktayız.”

'Saltanat uğruna İhanet:

Endülüsde, Endülüs Emevilerinin Abbasiler’den ayrılıp yeni kurulduğu dönemde Endülüs’ün kuzey bölgelerindeki Barselona ve Zaragoza beyleri siyasi değişimi fırsat bilip bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Zamanla Barselona emiri Süleyman Endülüs’ü tamamen hırıstıyanlaştırmaya yemin etmiş olan Fransız kralı Şarlken’e “gel buraya birlikte Zaragoza’ya saldıralım ve Zaragoza şehri de senin olsun” şeklinde bir teklifte bulunur. Şarlken Zaragoza’ya saldırmak içln Barselona’ya geldiğinde gerçekten de Barselona emiri Süleyman Şarlkeni hediyelerle karşılar. Süleyman ve Şarlken birlikte Zaragoza’ya saldırsalar da Zaragoza emiri Hüseyin galip gelir. Eli boş dönmek istemeyen Şarlken de kendisini davet edip hediyelerle karşılayan müttefiki Barselona emiri Süleyman’ı tutuklar. Zaragoza emiri Hüseyin hapsedilen Süleyman’ı kurtarma karşılığında merkezi yönetim olan Endülüs Emevi devleti emiri Abdurrahman’a karsı çıkmasını şart koşar. Endülüs Emevi devleti Emiri Abdurrahman ise kuzeyde bağımsızlığını ilan eden bu iki sehre doğru sefere çıktığında Süleyman ile Hüseyin arasındaki ittifak da uzun sürmemiş ve Hüseyin Süleyman’ı öldürtmüştür. Emir Abdurrahman Zaragoza’yı da tekrar geri alarak Fransa’nın Güney’ine doğru ilerlemeye devam etti. Fransız kralı Şarlken geri dönüş yolunda pirene dağlarından geçerken müslümanların da içlnde bulunduğu bir baskın ile nerdeyse tüm ordusunu ve yeğeni Rolandı kaybetmiştir. Daha sonra prens Abdurrahman kutubaya geri dönmüştür.'

Benim yorumum: Pis ittifaklar yapan herkes sonunda layık olduğu seyi bulmuş. Bugün ise yine nerdeyse aynı çıkar catısmaları ile Türkiyeye düşman olanlardan destek alanlar Türkiye’nin önünü kesmeye çalışadursunlar, tarihten ders alabilen ve kucuk çıkarlar uğruna cıkarılan fitnelerden Müslümanların cok zarar gordugunu bılenlerın neslının gelmesı duası ile konuya devam edıyorum.

 

3. Abdurrahmanın Kurtubada yaptırdığı dillere detan ve üstüne siirler yazılan Meninetüz-zehra sarayının sımdıkı Harabe haline bakınca akla su ayet geliyor:

 

'Onlar geride nice bahçeler, nice pınarlar, nice ekinler, nice güzel konaklar bıraktılar! Ve zevk ve sefasını sürdükleri nice nimetler! İste böyledir! Onları başka bir topluma miras bıraktık.'

 

Endülüs deyince akla gelen El Hamra sarayında ıse bılındıgı gıbı her yerde 'Allahtan başka galib yoktur' yazısını mimarın ozellıkle zevküsefaya dusmus ve cihadı unutmuş olan Emire Hatırlatma olarak heryere yazdırdığını soyluyor yazar.

 

 

Ozellıkle de Sarayda 'Beka Allaha, İzzet Allaha aittir' yazılarının yanında 'İzzet, mevlamız olan ibn Abdullaha aittir' yazması ıse Emirin İzzeti Allah ile paylaşmaya kalkması sonucu herseyı kaybettıgı yonundekı goruslerı tarihten ders alma noktasında unutulmaması gereken ayrıntılar.

 

Kitabın sonunda İhsan hocanın 'Tarih bir roman ya da hikaye okur gibi ya da eğlence olsun dıye okunmaz, Tarih ibrat almak ıcın okunur' yazması ıse konuya noktayı koyan bır ıfade olmuş.

 

Daha önce defalarca Endülüs hakkında yazdıgım ıcın burda ayrıntıya gırmeden burda bıtırecegım.

Endülüs tarihini ibret alarak okumak ısteyen olursa bu kıtabı onerırım.