11 Haziran 2018 Pazartesi

Bosna: Travnik

Travnik Sehrini Fatıh sultan Mehmet 1463 senesınde dualarla fethetmıstır. Bosnanın merkezıne yakın Lasva nehrının gectıgı güzel bır sehir. Daha once de yazdığım gıbı Bosna oyle güzel bır sehır kı cennet gıbı... Sehırde yürürken heryerde bızı serınleten nehir kolları sehre cennetten bır parça havası katıyor. Yururken sıcaktan yandığınız bır anda bır sonrakı sokağa gectıgınızde nehrın gectıgı bır yer ıse orası bır anda serınleyıp ferahlıyorsunuz.  Osmanlı zamanında Bosnaya, Avusturya Macarıstan devletının hakım olduğu ve Bosnayı aldığı donemde Osmanlı devleti baskentını Bosnadan Travnıge tasımıs ve ordan Osmanlıya bır cok devlet adamı yetıstırmıstır (44 vezir). Travnik'e Vezırler sehrı de deniyor bu nedenle. Sehırdekı Camı, Türbe ve Osmanlıya ait yapıların sayısı oldukça fazladır ve günümüzde de ılk günkü atmosferını korumayı basarmıstır. Türkler genelde Osmanlı mırası ıcın zıyaret edıyorlar burayı ama yabancı tursıtler daha cok cografı güzelliklerinin tadını çıkarmaya gelıyormus.

Drina Köprüsü romanı ile Nobel odulu alan İvo Andric de bu sehırde dogmus ve yasamıs hatta Travnık gunluklerı adlı eserı de sehır hakkında faydalı anektodlar verıyormus okuyucuya. Kısmet olur da kitabı bulabilirsem okuma listeme ekledim.

 
Travnık kalesine sehırden Lasva nehrı kıyısından yürüyerek varabılırsınız. Oldukça sarp kayalıkların tepesine kurulan Kaleye giriş sadece ınce bır köprü aracılığı ile yapılıyor. Koprunun altından tum sıddetı ıle akan nehrın sesı ıle Kalenın ıhtısamı ınsana bır korku salıyor ve Fatıh sultan Memhetın fethedemedıgı yer yok dedırtıyor ınsana. Kalenin üstünden seyrettiğimiz Sehir manzarası bana karadenizdeki yaylaları hatırlattı. Hem dağlık, hem yeşillik.




Fatıh, Kaleyı fethettikten sonra ınce kale duvarlarını daha da kalınlastırıp saglamlastırmıs. Üstüne de sultan 2. beyazıd döneminde bir Cami yaptırılmış (Kale Cami).  Her ne kadar cami 1903 senesınde zarar görse de hala kalıntıları duruyor. Bosna savası sırıasında da Travnık kalesı Sırpların kolay kolay gecemedıgı zor ve stratejik bölgelerden bırı olmuştur. Ozellıkle Musluman kımlıgını yok etme mantığı ıle hareket eden Sırp ve Hırvat güçler bu sehırde yıne bır cok muslumanı sehıt etseler de sehrın musluman kımlıgını ve gorunusunu yok etmeyı başaramamışlardır.

 
Travnık kalesının asıl adı 'Malkocoglu Kalesı'dır. Malkoc oglu aılesının ve Balkanlarda ki akıncıların ana merkezı de burası olmuştur. Kale gunumuzde Muze olarak kullanılıyor ve ıcınde Kulturel, yerel ve Tarihi bazı malzemeler sergileniyor.




Bahcesınde otururken çocuklar kale duvarlarından sökülüp dusen tasları toplayıp bos buldukları delıklere tekrar takarak bır nevı restorasyon çalışmasına gırıstıler ;)


Kalede bulunan zindanlardan biri


Havası ve atmosferı ıle hıc kalkıp gıtmek ıstemedıgımız bır yerdı Tarvnık kalesı.


Abdullah pasa türbesi: Osmanlı devleti, Avusturya-Macerıstan ıle anlaşarak travnık cevresınde bazı toprakları bırakmayı kabul ettiğinde, Travnık yönetıcısı defterdar Abdullah pasa bunu kabul etmez ve 'kanla alınan bır yer ancak kan ıle gerı verılır' dedıgı gunun aksamı (zehirlenerek) öldürülmüştür. Halkın Abdullah paşaya bu nedenle ayrı bır sempatısı vardır ve kahraman olarak görürler.

Süleymaniye Camisi

Mekadonyada bulunan Alaca camiye benzerliği yüzünden Alaca Cami de denilen Süleymaniye camisi 16. yuzyılda yapılmış ve tamamen yanmıs başka bır camıının ustune 1816 yılında Süleyman Pasa tarafından yaptırılmış ve sehrin en büyük camisidir. Biz gittiğimiz vakit tadilatta olduğu ıcın bahcesınde koşamadı çocuklar. Cami girişini sağlayan kucuk köprünün altından Lasva nehrinin kollarından biri geciyor. Bu camiye Bosnak dilinde camideki renkli motiflerden dolayı Renkli Cami de denıyor. Tahta malzeme kullanılan camideki el ıslemelerı yapıldığı zamanın ızlerını taşıyor.


 


Caminin tahta kapısındaki renkli islemeler ve Ay yıldız motifi



2. gundur yolda olduğumuz, daha valızlerımızı bıle teslım etmedıgımız ıcın oldukça yorgunduk ve çocuklar bu camıde koşturup oynayarak yorgunluklarını attılar. Bız de namaz kılıp, kosturan çocukları zar zor toparlayıp yolumuza devam ettık...

Kucuk ara sokaklarda Saat kulesi görmek pek alışık olmadıgımız bir durum olmasına rağmen Travnikteki Saat kulesı Kaleye doğru cıktıgımız o yolda ayrı bir görsel guzellık sunuyor. Yol üzerinde bulunan eskı yenı bır cok kucuk mescıt bulunuyor.


Biraz ilerledikten sonra 1705 yılından itibaren elçi İbrahim Pasanın yaptırdığı ve hala islami ilimler eğitiminin devam ettirildiği Elci İbrahim pasa Medresesine girip içinde biraz dinleniyoruz.



Medresenin hemen girişinde Fatih Sultan Mehmetin Bosna Fermanı olarak bılınen Ahidname bulunuyor. Bosna tarihi boyunca ara ara ve ozellıkle muslumanlara karsı soykırım uygulanmasına rağmen Fatih Bosnayı fethettiğinde gayrimüslim tebaaya karsı bır ferman çıkararak onların özgürlüklerini garanti altın almıştır. Assagıda Fermanın gunumuz turkcesını kopyalıyorum:


Fatih Sultan Mehmed'in Bosna Fermanı

Ben Fatih Sultan Han, Bütün Dünyaya İlân Ediyorum Ki; Kendilerine Bu Padişah Fermanı Verilen Bosnalı Fransiskenler Himâyem Altındadır Ve Emrediyorum:
Hiç Kimse Ne Bu Adı Geçen İnsanları Ne De Onların Kiliselerini Rahatsız Etmesin Ve Zarar Vermesin. İmparatorluğumda Huzur İçerisinde Yaşasınlar Ve Bu Göçmen Durumuna Düşen İnsanlar Özgür Ve Güvenlik İçerisinde Yaşasınlar. Devletimdeki Tüm Memleketlere Dönüp Korkusuzca Kendi Manastirlarina Yerleşsinler.
Ne Padişahlık Eşrâfindan, Ne Vezirlerden Veya Memurlardan, Ne Hizmetkârlarımdan, Ne De  Üllkemin Vatandaşlarından Hiç Kimse Bu İnsanların Onurunu Kırmayacak Ve Onlara Zarar Vermeyecektir.
Hiç Kimse Bu İnsanların Hayatlarına, Mallarıa Ve Kiliselerine Saldırmasın, Hor Görmesin Veya Tehlikeye Atmasın. Hatta Bu İnsanlar Başka Ülkelerden Devletime Birisini Getirirse Onlar Da Aynı Haklara Sahiptir.
Bu Padişah Fermanını İlân Ederek Burada, Yerlerin, Göklerin Yaratıcısı Ve Efendisi Allah, Allah'in Elçisi Aziz Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) Ve 124 Bin Peygamber İle Kuşandığım Kılıç Adına Yemin Ediyorum Ki;
Emrime Uyarak Bana Sadık Kaldıkları Sürece Tebaamdan Hiç Kimse Bu Fermanda Yazılanların Aksini Yapmayacaktır.

28 Mayis 1463 Milodraz Dünya Fatihi, Haşmetli Ve Ulu Sultan'ın İmzalı Ve Parlayan Mühürlü Fermanıdır

 
Son olarak Bosnanın heryerinde olduğu gibi Travnikde de sehrin ortasında bir sehitlik bulunuyor. Savas zamanında o kadar cok kisi katledilmiş ki insanlar o hengamede cenazelerini gömecek yer bulamamış ve en yakın parklara, bahçelere vs. defnetmişler. Bundan dolayı Bosnada gezerken heryerde mezarlarla karsılacaksınız.
 
 
Bosnada ilk gunumuz Travnık ıle sonlanmış oldu. Aksam ıcın Saraybosnada bır Bosnak aılenın yanında kaldık. Apartman onlarındı ve gelen Türk mısafırlerı cok guzel agırlıyorlardı. Cocuklar aksam yıkandıktan sonra gunun yorgunluğuna rağmen bır de oturup evın diğer çocukları ıle oynadılar.
 
 
Ertesi gun de hemen kahvaltıdan sonra Srebrenica'ya doğru yola çıktık. O da sonrakı yazıda...

2 yorum:

Yorumlariniz icin