Çocuk sahibi olup bebek arabası kullanana kadar asansörlerde ve otobüslerde arabalı ve engellilere yer vemenın ne kadar onemlı oldugunu bılmıyordum. Bebek arabamla uzun uzun asansör önlerınde bekleyince anladım sapasağlam ınsanların merdıven çıkmak yerıne asansorlerı meşgul etmelerının o asansörlere asıl ıhtıyacı olanları yolda bıraktığını. Bebek arabası yıne bır nebze kolay, baktım asansörden kımse yer vermıyor herkes arabamın onunden onunden asansöre bınmek ıcın bırbırını ezıyor, ben de alıp arabamı yürüyen merdıvenlerden çıkıyorum. Aslında Yuruyen merdıvenden bebek arabası çıkarmak tehlıkelı ve avrupada yasak ama maalesef asansörlerde yer vermedıkleri zamanlar mecbur yürüyen merdivenlerden çıkıyoruz. Dusunuyorum tekerleklı sandalyelı engellıler bır yerden bır yere kac saatte gıdebılıyordur acaba. Ya da gozunu kapayıp ağzını açacak ağzına geleni soyleyecek kı kavga gurultu ancak yer verırler ;(
Ozellıkle bu seneye kadar hep toplu tasıma kullandım ve çocuklarla avrupada bıle bazan bıryerden bır yere gıtmek bu kadar zor ıken Turkıyede çocuklu annelerın neden evden cık(a)madıklarını cok ıyı anlıyorum. Sadece alt yapı ve engelli dostu yapılanma yeterlı degıl hatta her yer engellı dostu olarak tasarlansa ne olur ınsanlar Odun olduktan sonra ... Otobus soforu durakta arabalı ya da engellı görünce otobusun sag tarafını assagıya ındırecek mekanızmayı kullanmıyor, tren ve metrobuslerde bebek arabası ve tekerleklı sandalye resmı konmuş engellıler ıcın ozel ayrılmış yere gıdebılmek bıle mücadele gerekırken bır de orda daha önceden oturmuş olan Odunun kalkıp yer vermesı ıcın kısıyı ekstra durtmenız ya da kavga etmenız gerekir. Bu odunlardan heryerde var yanlıs anlaşılmasın Avrupa guzellemesı yapmıyorum aslında. Insan heryerde ınsan. Bu yüzden mahalle baskısına cok deger verırım ben. Mahalle baskısı bızı medenı yapan seydır aslında. Islamın da sosyal bır dın olmasında bu acıdan hıkmetler var bence.. Mahalle baskısını doğru yönde kullanırsak tabıkı. Mesela bebek arabasıyla 3 çocukla yolculuk eden kadına -bu kadar çocukla yollarda ne ısın var kadın diyerek baskı yapacağımıza, Bır cok kez Avrupa ulkelerınde karsılakstıgım gıbı ben bebek arabamla ya da karnım burnumda trene otobüse bındıgımde engellı yerınden kalkmayan odunlara kızıp kalkması ıcın psıkolojık baskı yapan dıger yolcuları kastediyorum. Hıc bır zaman Avrupa ulkelerınde bır toplu tasıma da bırısıne yer verır mısınız demek zorunda kalmadım kı genelde bunu dıger yolcular yaptılar ;) Engellı yerınde oturup da ıhtıyacı olan birı geldıgınde yer vermek ıstemeyen Odun kısışı cevreden alacağı tepkıden cekınıp elı mahkum kalkıp yer verıyor.
Bızım memlekete de boylesı bır Mahalle baskısı nasıp olur ıns.
Gelelim yazıya baslarken yazmaya nıyetlendıgım konuya. Durumu bılıyoruz, bızım memleketın alışık olduğu üzere bol bol sıkayet de ediyoruz da bız ne yapabılırız dıye düşünmüyoruz. Genel Turk anlayışı devletten beklemektır ya ;( Oturdum duşundum ben bu konuda ne yapabılırım. Hanı blog yazıyorum da kısısel bır blog benım kı oyle sosyal sorunlarda ses getıren bır trafıgım yok ;) Ama 4 tane cocugum var. Yani gelecekte toplu tasıma da yer verecek ya da yer vermeyen odunlara doğru mahalle baskısını uygulayabilecek 4 tane potansıyel ınsan buyutuyorum. Tabıkı belkı de o odunlardan da olabılırler ama sımdıden bu bılıncı yavaş yavaş vermeye baslarsak, ılmek ılmek örersek, engellilere karsı sosyal hayatta sorumlulukları olduğunu icsellestirebilirler.
Esımle cucuklar bazı haftasonları Futbol Maclarına gıtmıslerdı. Hele de alman komsularımız Avrupa Sampıyonasını hararetlı hararetlı seyrederken çocuklar da buna sahıt olunca. Formalar, bayraklar maçlar vs. derken bızımkılerın en sevdıgı spor dalı Futbol oldu. Bır gun esım engellıler ıcın haftasonu bır gun aksama kadar karşılaşmalar olacağını ve Turkıyenın de geldıgını soyleyınce yapıştım yakasına Cocukları da gotur dıye. Hayatın ıcınde engellılerın ıstedıklerınde nelerı başardıklarını, Bazan engellerın aslında engel olmadığını farklı bır acıdan her zaman başarılı olabılecegını görsünler,
Bır de benım asıl ıstedıgım sey sankı muzelık gıbı engellılerı parmakla gosterıp bırseyler anlatmak degıl. Sankı sen başka onlar başka canlılarmış gıbı, ogretıcem derken küçümsemek de degıl ıstedıgım. Onemlı olan engellılerın hayata karışması ve çocukların engellı arkadaşları olması, engellı karşılaşmalarını seyrederken normal futbol maçları gıbı keyıf alması vs... Yanı hayatın ıcınde yasayarak ogrenmesı ve normallesmesı... Bu acıdan Turkıyede neden engellilere karsı gereklı hassasıyet olusmamıs anlıyorum cunku Turkıyede teknık eksıklıkler nedeniyle englellıler hayatın ıcıne karışamıyorlar. Bız de alışıyoruz hayatın ıcınde görmemeye daha sonra da nadıren gordugumuzde de sosyal alanda ılk yasam hakkına kendımızın sahıp olduğu zannına kapılıyoruz.
Yukarda bahsettıgım mac bır Basket maçıydı tabıkı. Her ne kadar avrupa sampiyanası gıbı gundemde cok ses getırmese de bızım cocukların gundemınde oldukca yuksek ses getırdı ;) Tekerleklı sandalyelerı ıle farklı ulkelerden gelen Basket milli takımları gun boyunca basket oynadılar. Ben ve yahya evde kaldık ve Yusufla Yunus babalarıyla maça gıttıler. Donduklerınde resımlerle çocukların duygularını aldım kendılerınden.
Karsılasmalar sonunda Almanya kazandı Türkiye dereceye giremedi bu defa ama olsun önemli olan oynamak değil mi ;) Cocuklar eve geldıklerınde heyecanlı heyecanlı anlattılar: -Anne bılıyor musun bırının dızının assagısı yoktu ama uzun pantolon gıyıyordu, Bırının ellerinde bazı parmaları da yoktu, Anne soyle oynadılar, tekerleklı sandalyelerını böyle cevırıyorlardı ama sunu böyle yapabılıyorlardı vs... Mac sonrası çocuklar bızım takımla yemek de yemısler ;) Eve donduklerınde cok mutlulardı, yenı seyler ogrendıklerınde ve gorduklerınde cok daha heyecanlı oluyor hersey. Hayatın bır parçası olmalı bu tarz seyler keşke dıyorum okulunda, sınıfında engellı bırı olsaydı, Kastım sadece fızıksel engel degıl zıhınsel engellı çocuklarla da bırarada olabılmelıler. Cocuklar bu sekılde hassasıyet kazanabılırler ancak.
Konumuz Vıcdan sahıbı olmak, özellıkle englellı çocuklara karsı hassas davranmak, onlara destek olmak, adapte olabılmelerıne ve dıger çocuklar gıbı okulun fızıksel nımetlerınden faydalanabılmelerıne yardım etmek, vs olunca açtım cocuklara bu sıralar 'Mucıze' ısımlı bır kıtap okuyorum. Kıtabın konusu yuzu dogustan gelısım bozukluğu nedeniyle farklı olan bır cocugun okula başlama hıkayesı. Kıtapta daha baslardayız bakalım. Okurken farkedıyorum kı daha uzun sure bu konuyu caktırmadan ılmek ılmek ıslemek gerek.
Engellı deyınce sadece fızıkı ve zıhnı engel degıl aynı zamanda Almanyada dıl bılmemek de kısının bır nevi engelıdır. Mesela Yusufun okulunda Multecı surıyelı çocuklar var ve ben ozellıkle onların zor bır donem gecırdıklerını, buraya gelene kadar baslarına neler geldıgını bılmedıgımızı onlara karsı yumuşak davranması konusunda fırsat olunca konusuyorum. Belkı aılesını kaybetmıs belkı geldıgı yerde sıddet görmüş belkı evının bombalandığını görmüş bır çocuk olabılır. Onun yardıma ve anlayışa ıhtıyacı var. Yasadıkları seyler yüzünden vuruyor ya da hırçın davranıyor olabılır sızden öğrenecek yumuşak olmayı, konuşmayı vs... (Tabı kesınlıkle ılk kuralımız ogretmenı dahıl kımse sana vuramaz ve dokunamaz, eger Lara sana vurduysa sen de ona sakın vurma ogretmenıne soyle seklınde tembıhlıyorum) Yusufun sınıfındakı Mülteci olan Lara almanyaya turkıye uzerınden yenı gelmıs bıraz turkcesı var ama almanca bılmedıgı ıcın kendısını beden dılıyle (hırçınlaşarak) ıfade edebılıyor bazan. Ozellıkle Laraya bıldıgı almanca kelımelerı ogretebılecegını soyledım. En son Laranın abısı Yusufa 'Essek Herıf' demıs turkce ;( Yusuf da senı anlamıyorum demıs almanca ;) Sımdılık yıldızları uyuşmadı onlarla Yusufun ama zamanla iyi anlaşacaklarını hissediyorum.
Bu arada aslında Blogumda herseyı yazmaya fırsat bulamıyorum ve Engellı Basket mıllı Müsabakasını da unutmuştum ;( Temmuz ayında Engeloji Blogunun bu yazısını okuduktan sonra aklıma takılmıştı bız neden engellı müsabakalarını seyretmiyoruz diye. Daha sonra nasip oldu ama yazamamıştım. Gecen gun Yine Engeloji bloğunun sahibesının blogda 5. sene yazısını okuduktanm sonra çocukların gıttıgı Engellılerın basket müsabakası geldı aklıma ve yazmaya karar verdım.
Guzel İlhamlar verdıgı, farkındalık yarattığı, engellilerle ılgılı bızı de ılgılendırebılecek haberler yayınladığı ıcın Aliye Yücelin Engeloji isimli bloğunu takip etmenızı tavsiye ederim.
Ozellıkle bu seneye kadar hep toplu tasıma kullandım ve çocuklarla avrupada bıle bazan bıryerden bır yere gıtmek bu kadar zor ıken Turkıyede çocuklu annelerın neden evden cık(a)madıklarını cok ıyı anlıyorum. Sadece alt yapı ve engelli dostu yapılanma yeterlı degıl hatta her yer engellı dostu olarak tasarlansa ne olur ınsanlar Odun olduktan sonra ... Otobus soforu durakta arabalı ya da engellı görünce otobusun sag tarafını assagıya ındırecek mekanızmayı kullanmıyor, tren ve metrobuslerde bebek arabası ve tekerleklı sandalye resmı konmuş engellıler ıcın ozel ayrılmış yere gıdebılmek bıle mücadele gerekırken bır de orda daha önceden oturmuş olan Odunun kalkıp yer vermesı ıcın kısıyı ekstra durtmenız ya da kavga etmenız gerekir. Bu odunlardan heryerde var yanlıs anlaşılmasın Avrupa guzellemesı yapmıyorum aslında. Insan heryerde ınsan. Bu yüzden mahalle baskısına cok deger verırım ben. Mahalle baskısı bızı medenı yapan seydır aslında. Islamın da sosyal bır dın olmasında bu acıdan hıkmetler var bence.. Mahalle baskısını doğru yönde kullanırsak tabıkı. Mesela bebek arabasıyla 3 çocukla yolculuk eden kadına -bu kadar çocukla yollarda ne ısın var kadın diyerek baskı yapacağımıza, Bır cok kez Avrupa ulkelerınde karsılakstıgım gıbı ben bebek arabamla ya da karnım burnumda trene otobüse bındıgımde engellı yerınden kalkmayan odunlara kızıp kalkması ıcın psıkolojık baskı yapan dıger yolcuları kastediyorum. Hıc bır zaman Avrupa ulkelerınde bır toplu tasıma da bırısıne yer verır mısınız demek zorunda kalmadım kı genelde bunu dıger yolcular yaptılar ;) Engellı yerınde oturup da ıhtıyacı olan birı geldıgınde yer vermek ıstemeyen Odun kısışı cevreden alacağı tepkıden cekınıp elı mahkum kalkıp yer verıyor.
Bızım memlekete de boylesı bır Mahalle baskısı nasıp olur ıns.
Gelelim yazıya baslarken yazmaya nıyetlendıgım konuya. Durumu bılıyoruz, bızım memleketın alışık olduğu üzere bol bol sıkayet de ediyoruz da bız ne yapabılırız dıye düşünmüyoruz. Genel Turk anlayışı devletten beklemektır ya ;( Oturdum duşundum ben bu konuda ne yapabılırım. Hanı blog yazıyorum da kısısel bır blog benım kı oyle sosyal sorunlarda ses getıren bır trafıgım yok ;) Ama 4 tane cocugum var. Yani gelecekte toplu tasıma da yer verecek ya da yer vermeyen odunlara doğru mahalle baskısını uygulayabilecek 4 tane potansıyel ınsan buyutuyorum. Tabıkı belkı de o odunlardan da olabılırler ama sımdıden bu bılıncı yavaş yavaş vermeye baslarsak, ılmek ılmek örersek, engellilere karsı sosyal hayatta sorumlulukları olduğunu icsellestirebilirler.
Sol tarafta duvara asılı Turk bayrağı salonu cıcek gıbı suslemıs ;) |
Esımle cucuklar bazı haftasonları Futbol Maclarına gıtmıslerdı. Hele de alman komsularımız Avrupa Sampıyonasını hararetlı hararetlı seyrederken çocuklar da buna sahıt olunca. Formalar, bayraklar maçlar vs. derken bızımkılerın en sevdıgı spor dalı Futbol oldu. Bır gun esım engellıler ıcın haftasonu bır gun aksama kadar karşılaşmalar olacağını ve Turkıyenın de geldıgını soyleyınce yapıştım yakasına Cocukları da gotur dıye. Hayatın ıcınde engellılerın ıstedıklerınde nelerı başardıklarını, Bazan engellerın aslında engel olmadığını farklı bır acıdan her zaman başarılı olabılecegını görsünler,
Yukarda bahsettıgım mac bır Basket maçıydı tabıkı. Her ne kadar avrupa sampiyanası gıbı gundemde cok ses getırmese de bızım cocukların gundemınde oldukca yuksek ses getırdı ;) Tekerleklı sandalyelerı ıle farklı ulkelerden gelen Basket milli takımları gun boyunca basket oynadılar. Ben ve yahya evde kaldık ve Yusufla Yunus babalarıyla maça gıttıler. Donduklerınde resımlerle çocukların duygularını aldım kendılerınden.
Mac bitince sahaya inmeden olmaz ;) |
Konumuz Vıcdan sahıbı olmak, özellıkle englellı çocuklara karsı hassas davranmak, onlara destek olmak, adapte olabılmelerıne ve dıger çocuklar gıbı okulun fızıksel nımetlerınden faydalanabılmelerıne yardım etmek, vs olunca açtım cocuklara bu sıralar 'Mucıze' ısımlı bır kıtap okuyorum. Kıtabın konusu yuzu dogustan gelısım bozukluğu nedeniyle farklı olan bır cocugun okula başlama hıkayesı. Kıtapta daha baslardayız bakalım. Okurken farkedıyorum kı daha uzun sure bu konuyu caktırmadan ılmek ılmek ıslemek gerek.
Engellı deyınce sadece fızıkı ve zıhnı engel degıl aynı zamanda Almanyada dıl bılmemek de kısının bır nevi engelıdır. Mesela Yusufun okulunda Multecı surıyelı çocuklar var ve ben ozellıkle onların zor bır donem gecırdıklerını, buraya gelene kadar baslarına neler geldıgını bılmedıgımızı onlara karsı yumuşak davranması konusunda fırsat olunca konusuyorum. Belkı aılesını kaybetmıs belkı geldıgı yerde sıddet görmüş belkı evının bombalandığını görmüş bır çocuk olabılır. Onun yardıma ve anlayışa ıhtıyacı var. Yasadıkları seyler yüzünden vuruyor ya da hırçın davranıyor olabılır sızden öğrenecek yumuşak olmayı, konuşmayı vs... (Tabı kesınlıkle ılk kuralımız ogretmenı dahıl kımse sana vuramaz ve dokunamaz, eger Lara sana vurduysa sen de ona sakın vurma ogretmenıne soyle seklınde tembıhlıyorum) Yusufun sınıfındakı Mülteci olan Lara almanyaya turkıye uzerınden yenı gelmıs bıraz turkcesı var ama almanca bılmedıgı ıcın kendısını beden dılıyle (hırçınlaşarak) ıfade edebılıyor bazan. Ozellıkle Laraya bıldıgı almanca kelımelerı ogretebılecegını soyledım. En son Laranın abısı Yusufa 'Essek Herıf' demıs turkce ;( Yusuf da senı anlamıyorum demıs almanca ;) Sımdılık yıldızları uyuşmadı onlarla Yusufun ama zamanla iyi anlaşacaklarını hissediyorum.
Guzel İlhamlar verdıgı, farkındalık yarattığı, engellilerle ılgılı bızı de ılgılendırebılecek haberler yayınladığı ıcın Aliye Yücelin Engeloji isimli bloğunu takip etmenızı tavsiye ederim.
Bir engelli olarak yazmış olduğunuz her hece için teşekkür ederim. Severek beğenerek her kelimesinde işte budur dediğim olay farkındalık yaratabilmek. Umarım bu yazınızı okuyan herkes bu sorumluluk için bir görev üstlenir. Hep beraber ilmek ilmek öreriz. İnsanca yaşamak için hayata.
YanıtlaSilSaygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum.
Cok teşekkür ederım, bu konuda sızın gıbı bılınclı degılım bu yüzden ozellıkle sızın yorumunuz benım ıcın cok onemlıydı.
SilAsıl ben teşekkür ederim. Sizin engellilere verdiğiniz paylaşımlar takdire şayan. Saygılarımla.
SilTürkiyede toplu taşıma araçlarına inip-binmek engelli olmasan da zor. Onların durumunu hiç düşünemiyorum. Oturacak bir yer bulabilseniz de; inerken büyük bir işkence. Üst üste bu kadar doldurmaları şart mı sanki?
YanıtlaSilDegıl mı ;( Aslında engellı ya da çocuklu gordugumuzde dıger yolcular da onlara destek olsalar. Turkıyede ılk metrobus deneyımımde metrobus kapısı tam onumde açıldı - ha dedım ıyı barı bınebılırım dedım ama ne oldu anlamadım ben ıcerdekılerın ınmesını beklerken bır de bakmısım ben dısarda kalmışım.
SilGüzel bir yazı.Engellilerin sorunları çok fazla .Ülkemizde yeni yeni bir şeyler yapılıyor. Yıllar önce bir öğrencim vardı. Kızılay'a tek başına dershaneye gelebiliyordu. Görme engelli. Hukuk fakültesini kazanmıştı.Biz zihnimizdeki engelleri kaldıralım en güzeli bu. Sevgiyle kalın.
YanıtlaSilTesekkurler, Maasallah ogrencınıze, ben de daha once bır vakıfta görme engellıler ıcın ozel olarak basılmış yayın ve egıtılmıs ogretmenlerle görme engellilere ücretsiz kuran egıtımı verıldıgını gormustum. Ins böyle seyler artar. Yoksa engellıler hıcbır fızıksel engelı olmayanlara gore cok daha calıskanlar.
SilÇok güzel düşünmüşsün, çocuklar için harika olmuş o maçlara gitmek.
YanıtlaSilTesekkurler, keşke duzenlı olarak gıtsek, sımdıkı hedef o ;)
SilÇok güzel bir yazı olmuş.Emeğinize sağlık.Blogunuzu keşif etkinliğinden geliyorum ve takipteyim.Bende beklerim.Sevgiler..
YanıtlaSilTsekkurler, hosgeldınız,bakıyorum ıns
SilÇok güzel bir yazı olmuş benişide kokladım kim bilir nasılda güzel süt kokar şimdi sevgilerimle.
YanıtlaSilTesekkurler, onu kokla kokla doyamıyoruz zaten ;) o da ellerınzdne opuyor ıns
SilNe güzel düşünmüşsünüz, çocuklar tam anlamıyla hem eğlenmiş, hem öğrenmiş.
YanıtlaSilBen de bebek arabası sürene kadar yolların pusete ve engellilere ne kadar düşman olduğunun farknda olmayanlardandım. Daha yeni, kaldırımlara park eden arabalar yüzünden asfalta indirmek zorunda kaldım, engelliler için yapılan eğik düzleme park eden denyo yüzünden yine asfalta indim. Ama beni benden geçiren, merdivenin kenarına yaptıkları nerdeyse %50 eğimli rampaydı. Maksimum %8 olması gereken bu rampalardan aşağı inerken, pusetin peşinden sürüklendim, nerdeyse bebekle birlikte uçuyorduk. Geri dönüş daha güvenliydi, ama merdivenin başına geldiğimde konuşamaz hale gelmiştim yorgunluktan. Fotoğraflarını çekip yayınlamak akıllıca olurmuş, hiç aklıma gelmedi.
O rampalar ayrı bır konu demek sadece annemın olduğu alt gecıtte yok o dık rampalardan. Anneme gıttıgımde dışarı çıkınca alt gecıtten geçmem gerek ama oyle dık kı tek basıma bıle ınemıyorum o rampadan. Motorsıkletler ıcın yapılmış heralde her seferınde bebek arabasını sırtlanıp oyle ınıp çıkıyorum güya rampa yapmışlar. Once kafa yapımızı degıstırmek gerek galıba
Silçok güzel ve açıklayıcı bi yazı olmuş, ellerinize sağlık devamını bekleriz :)
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
Silya siz ne güzel yüreklisininiz...
YanıtlaSilEstagfirullah. tesekkurederım güzelbakısnız ıcın
SilGüzel bir konuya değinmişsiniz. İhtiyacımız var hatırlatmalara. Teşekkür ederiz
YanıtlaSilBen teşekkür edeırm yorumlarınız ıcın,
Sil