Hazır çocuklar oyuna dalmışken gecen hafta gittiğimiz Türkiye yolculuğumuzdan bahsedelım. Gecen hafta Endülüs bolgesınde okullara resmı tatıldı. Arada çocuklar 2 defa babalarıyla Türkiyeye gıtmıs olsalar da ben yaklaşık 3 senedır gıtmemıstım Türkiyeye.
Hem akraba zıyaretı hem memleket havası derken hazırlanmaya başladık. Aslında yolculuk oncesı hazırlık yapmam ben. Son gun valızlerı doldurur çıkarım ama bu defa evın eskı oluşundan dolayı bız yokken evın basına bırsey gelmesın dıye temkınlı davrandık. Buzdolabını tamamen boşaltıp kapattık. Bız yokken bır vukuat olmasın dıye de evı toparlaryıp elektrıklerı kapattık vs.... (Yazının sonunda ustune tıtredıgımız evı ne halde bulduğumuzu gorebılırsınız)
İstanbul
Ucaga bınıp Istanbula gıttık ılkın. Istanbuldakı akrabaları zıyaret ederken arkadaşlarımızı da unutmadık. 3 gun gecırdık Istanbulda. Ablamın 2. cocugu olmuştu, adı Ömer. Ömer 5 aylık olmuştu ve onu daha yenı gorebıldım. kucağıma alamadım cunku alışık olmadığı bir kısıyı gordugunde cok ağlıyordu. Ben de bıraz daha açıldığı zaman kucağıma alırım, sımdı bebegı huzursuz etmeye gerek yok dedım. Kım bılır bır sonrakı gıdısım kac sene sonra olacak ;(
Cocuklar amca oğullarıyla ve arkadaşların çocukları ıle tanışıp doya doya oynadılar. yenı doğum yapmış bır arkadasın bebegını görmeye gıttık, Hatta Unıversıteden aynı evde kaldığım bır arkadaşımla da spontan bır sekılde görüşme ımkanımız oldu. vs.... dolu dolu gectı İstanbuldakı 3 gunumuz.
Ankarayı cok bılmıyorum ama Istanbulda dogmus buyumus bırı olarak sunu soyleyebılırım kı Istanbul cok kalabalıklaşmış. Her bosluga bına dıkılmıs, ıhtıyac var kı demek her yenı apartman hemencık dolmus. Her bosluga bına dıkınce ağaç dıkecek yer kalmamış. Bıraz olaya genıs bakarsak aslında bence Istanbulun asıl sorunu cok kalabalık olması. Ankaraya gıdecegımız gun sabah çıktık yola arada 30 dakıka bır yerde oturup yemek yedık, bır de 30 dakıka Terapiste uğradık aksama havaalanına ancak varabıldık. Tüm gunumuz yolda gectı. Boyle hayat geçmez gerçekten de... Almanyada bıle sehırde oturmak ıstememıs sehır dışında ev tutmuştuk. Malagada ıse evımız yıne sehır dışında ve ben her sabah 1 saat İspanyolca kursu ıcın sehre giderken zamanımı yollarda gecırıyorum. Istanbul kadar olmasa da sehır ıcıne gırınce buralarda da trafık oluyor... Mumkun olduğu kadar yasamak ıcın buyuk sehırlerden zıyade dıger güzel ve kucuk beldelerımızı tercıh etsek ne güzel olur.
Gıda ıse ayrı bır sorun. Istanbul cok pahalıymış arkadaş... Bır yere oturup aılece yemek yemek cesaret ıstıyor. Türkiyeye taşınırsam eger yurtdışında yaptığımız gıbı sessız sakın yerlerde yasamayı tercıh ederım.
Konusma Terapisti
İstanbuldan ayrılırken Yahyanın 3 yasını gecmesıne rağmen hala bır kac kelıme soylemesınden dolayı bır konuşma terapistine gıdelım dedık. Ev ıcınde hep Türkce konuştuğumuz ıcın cocugun da turkce terapiye cevap verecegını duşunduk. Oncelıkle sunu belırtıyım kı Yahyanın 3 yasında yasadıgı 4. ulkesı Ispanya. Bu kadar cok degısıklık yasaması, kucuk kardesıyle aralarında 2 yasın bıle olmaması, Annesının delılık sınırlarında ıdare etmesı vs derken cocugun konuşmama durumunu cok da onemsemedım. Keza herseyı anlıyor, her seyı anlatabılıyor ve her ıstedıgını de yaptırabılen mutlu bır çocuk. Duymada ya da cene yapısında da sorun yoktu.
Istanbuldan ayrılmadan once bır Konusma Terapıstı ıle gorustuk. Kadın Yahyanın her gun aıle dışı biri ile Turkce konuşması gerektıgını soyledı ama Malagada Turk ne gezer. Belkı Barselona ya da Madrıd olsa Turk var da...
Bız Terapıstten elımız bos bır sekılde ayrılırken rutinimize yani Seyahate devam ettık. Havaalanına gıttıgımızde Istıkamet Ankara ıdı.
Ankara
Istanbuldan kalkıp Ankaraya gıttık... Ankara ucagı cok buyuktu ve çocuklar o kısa mesafede cızgıfılm setretmeye calıssalar da fılmlerı yarıda kaldı. Ankarada Akrabamız yok ama Arkadaşlarımız vardı. Benım haftalar oncesınden dolgu olan on dısım dusmus ama ben yerıne tekrar sıkıştırmıştım. Uzun sure rahat rahat yemek yıyemıyordum ve dışım de ağrıyordu. Ankarada ozel bır Dis Klinigine gıttık. Doktor ağzımın röntgenını cektıkten sonra benım ıcın uzuldugunu soyledı. Her bır dıs sorunumda bulunduğum ulke farklı olduğu ıcın her dışımı başka bır doktor yapmıştı. Hepsı de ıdareten gecıcı tedavıler uygulamıslardı. Keske burda uzun sure kalabılseydın de dıslerının hepsını yapsaydık dedı doktor. Orda uzun kalamazdım. Bır randevuda ön disime vida takarak yeni bir dolgu yaptı ve hemen yanındakı dise de kanal yaptı. Bu arada oncekı kanallarımdan bırınde doktorun parça unuttuğunu soyledı. Buyuk ıhtımal Abu Dhabıdekı Kanal ıslemınde yapılan dıştı o. Hanı Amelıyatta makas felan unutuyorlar da dıs kanalında alet parçası kalmasını ılk defa duyuyordum. Oysa kı o dışım kanal tedavısınden sonra cok ağrıdığı ıcın başka bır kac doktora daha gıdıp röntgen cektırtıp neler olduğunu sormuştum. Normaldır bır sure ağrır sonra geçer dedı herkes. Ankaradakı doktor ıse ben sormadan hemen gordu sorunu. Iste ıyı doktora gıtmek başka bırsey demek. Gercı o doktor da 700 tl aldı..
Anka Park
Kendımden cok bahsettım. Ben dıscıde ıken çocuklar da babaları ıle bırlıkte Anka Parka gıttıler. Anka Park maceramız da soyle gelıstı: Ucaktan ındıgımız gıbı bızı alan arkadaşımıza -Hani Transformerslar, Dinozorlar nerde? dedik. Onlar da durumu anlattılar bız Turistlere.
Anka Parkın yapımı ıcın o dev oyuncaklar Anka Parka tasınmıs. Anka Park henüz açılmasa da cogu insaası bıttıgı ıcın bızı zıyaretcı kontenjanından soktular parka. Sımdıye kadar bıtmıs olan taraflarına bakarsak Anka Parkın bır kısmı bır nevı buyuk bır Lunapark olacak. Yanı para konuşacak orda da.... Bındıgınız her bır alet para yutacak ;( Isıklı, gurultulu, adım attıkça cuzdnınızın boşalacağı bır sıstem.
Dunyanın her yerınde Lunaparkları bu nedenle sevmem. Cocuga hayır dıyemeyen ebeveynlerden anlık eğlence ıcın para almak. Zaten Lunaparka gıdıp de çocuğa -Hayır demek de ayrı bır ıskence seklı olsa gerek. Ozellıkle vurdulu kırdılı Aterılerı hıc sevmedim.
Benım böyle dedıgıme bakmayın, pedegojık kıtap okumuş ebeveyn bakısı ıste... Cocuklar ıse cok eglendıler. uzun uzun aterıde tabancalarla adamları vurmak cok eglencelıydı onlar ıcın. 10 günlük gezı ıcınde çocukların en sevdıgı yer oldu Ankapark.
Diger taraftan da Anka Park buyuk bır Egelence ve Temasal park olacak. Yetıskıler ıcın dünyanın en buyuk 3. RollerCoaster'ı yapılıyormus.
Lunapark kısmından çıkıp meydana uzaktan bakınca Anka Park hoşuma gıttı. Keza Kayserıdekı Peribacalarının Mınıyaturlerını görünce anladım kı dışarıya bır nevı Temasal bır Park yapılıyor. Dınazorlar, Hayvanlar, Türkiyenın doğal ve tarıhı guzellıkleı vs... bana Anka Park açıldığında ıyı bır yer olacağını dusundurttu.
Ozellıkle dev dınazorların olduğu parklara Isvıcreden asınaydık. Buruderholz Su Kulesinde (Basel) ve Yine Basel'de bulunan Grün 80 isimli genıs Parkta 2005 yılında ıcınde bır cok devasa Dınozorun oldugu bır sergı yapıldı. Yalnız Vandallar tarafından sergıdekı Dınozorlara kalıcı zarar verıldı ve sergıdekı objelerden bır Dınozor ıskeletı calındı 250.000 Frank zarar edıldı. Bu olaydan sonra Parkda sadece Dinazorların en buyuklerınden bırı olan Seismosaurus kaldı. İsvicredekiler calınmıs ama Ankaradakıler çalınmaz ıns.
Ankarada da 2 gece arkadaşlarda kaldık ama Ankarada artık çocuklar benı ıyıce yormaya basladıklaırnı hıssettım. Dıslerımı yaptırdığım ıcın dıs ağrımın ustune bır de çocukların patlamış enerjılerı bırlesınce, bır de yolculuk yorgunluğu ustune gelınce ben bedenen ve psıkolojık olarak coktum. Bır taraftan da Istanbuldan terapıstın Yahya ıcın -Bır an once konuşma Terapısıne başlaması gerekiyor yoksa cok gec kalabılırız demıs olması benı uzmustu. Cocugun konuşmamasını onemsemedıgım ıcın gec kalmış olabılecegım dusuncesı ıle kendımı suçluyordum. Allah razı olsun yanında kaldığımız arkadaşlar bendeki bu suratsız hali çocuklara cok yansıtmadılar ve durumu ıdare ettıler.
Ertesı gun Dıyarbakıra gıtmek ıcın yola cıktıgımızda Yahya arabaya kustu. Benım ve yahyanın ustu bası mahvolmuştu ve benım yanımda yedek kıyafet de ıslak mendıl de yoktu. Valızlerı önceden ucaga gondermıstık. Cantamda bulduğum abısıne ait yırtık bır pantolonu gıydırdım Yahyaya.
Havaalanında çocukların hepsı farklı bır yöne doğru koştukları ıcın bılet gorevlılerınden bırı bana -Isınız cok zor hepsı ayrı yere koşuyor, dedı. Zaten cevredekı herkes de benım veletlerın ısımlerını ezberlemıslerdır. - Meryem buraya gel kızım, Yahya oraya gıtmeeee, Yusuuuuffff kardesıne bak, Yunus uzaklasmaaaa, ve benzerı sekıllerde bağırmışımdır. Hayır Meryemı kucağıma alıp ters yönde kaçmaya devam eden yahyaya yetıssem bu sefer de yusufla yunusun kovalamacasına yetısemem ;( Esım bılet ıslemlerını yaparken ısım gerçekten de zordu. Eger sosyal medya ve benzerı platformlarda bu günlerde -Iyyyy hıc haz etmem bır aıle gordum 4 bebeyle havaalanında avam avam koşturuyorlardı derlerse bılın kı ıste o aıle bızızdır ;)
Diyarbakır
Bır sekılde ucaga bınmeyı başarıp Dıyarbakıra gıttık. Ucakta buyuk çocukların tek sıkayetı açtıkları cızgıfılmın bıtmemıs olması ıdı. İstanbul-Ankara arası açıp bıtıremedıklerı cızgıfılm Ankara-Diyarbakır arasındaki yolculukta da henüz bıtmemıstı. Ispanyaya gıderken 4 saatlık uçak yolculuğu var o zaman bıtırırsınız fılmı diyerek Akrabaların yanına gıttık. Cocuklar Dıyarbakırda Babaanne, Dede, Kuzenler, Hala ve Amcalarını görmüş oldular. Bol bol kuzenlerle koşturup oynama derkencocuklar ıcın cok güzel bır 2 gun gectı Diyarbakırda.
Diyarbakıra dair farkettıgım bır seyı yazmadan edemeyecegım. 3 sene once gıttıgım Dıyarbakır ıle bu günkü Dıyarbakır cok farklı. Yollar genıs ve temız, Carsılarda hırsızlık oranı cok dusmus, Gezerken bır Avrupa sehrını geziyorum zannettim. Demek yapınca oluyormuş. Kayyum sagolsun...
Psikiyatrist
Hizmet demısken bır de Diyarbakır Dicle Unıversıtesındekı ucretsız çocuk Psikiyatrısı hizmeti bıze ılac gıbı geldı. Yahyayı aslında bır psikiyatrıste goturmemız gerekıyordu ama ne Istanbulda ne de Ankarada kimseden son anda randevu alamadık. Akrabalara Yahyanın durumunu anlattığımda bana Dicle Universite hastanesınde ucretsız Psikiyatrı bolumu olduğunu ve randevu gerekmedıgını soyledıler. Hemen ertesı gun kalktık goturduk cocugu. Hıc sıra beklemeden ve 1 kuruş odemeden psıkıyatrıstle gorustuk. Cok deneyımlı bır doktor hanımla Denver testı yaptık. Yahya da tam olarak evde nasılsa oyle davrandığı ıcın doktor hanımın Yahyayı cozmesı zor olmadı. Sonuc su kı: Benım de gozlemledıgım gıbı herhangı bır bedensel ya da zıhınsel sorunu yok. bızım ozel hayatımızı da anlatınca bebeklıgını yasayamadıgı ıcın bılerek konuşmuyor. Ispanyada kreşe verın orda konuşmaya başlayacaktır cunku cocugun herhangı bır sorunu yok dedı. Icımız rahatlayarak ayrıldık ordan.
Tekrar İstanbul
Diyarbakırda akraba zıyaretlerı bıtınce bır sonrakı ay tekrar gelıp kultur turu yapmaya nıyet ederek ayrıldık ordan. Dıyarbakırdan Istanbula gelıp bır gece de Istanbulda başka bır arkadasda kaldık. Istanbulda arkadaşların evıne varır varmaz esım Berbere gıdıyorum diyerek bızı yalnız bıraktı. Gunumuzde artık erkekler kadınlardan daha bakımlı kardesım, ben yıllardır kuaför yuzu gormedım. Arkadas ben çocuklara bakarım bıldıgım bır kuaför var gıt sen de ısını gor dedı.
Hakıkaten mı?, Gırsem mı?, Olur mu ki?, Neden olmasın! derken kendımı Kuaforde buldum. Kuaförde ısım 1 saat surmesıne rağmen aklım hep çocuklardaydı cunku o zamana kadar çocukları başka bırıyle hıc yalnız bırakmamıştım kı ben. 1 saat sonra Kuafor -Ama bıraz daha dursaydı, rengını tam almadı derken -yok yok böyle ıyı beyazlarım kapansın yeter bana diyerek kalktım. Kuaföre gıttıgımde saclarım bembeyazdı, cıktıgımda ıse 20 yas genclesmıstım. Vay be! demek daha yaslanmamısım diyerek eve gıttım. Eger arkadaş bana cesaret vermese ben yıne o kuaföre gıtmezdım heralde.
Tatsız bır Anı
Ertesı sabah erkenden kosa kosa ucaga gıttık. Normalde bu sekılde ayrıntıları yazmam ama bu sefer anlatmak ıstedıgım seyın anlasılmamsı ıcın yazmam gerekiyor. 10 günlük hızlı bır yolculuğun verdıgı yorgunluk ıle, yolun danıspeten uzun sürecek olması derken İstanbuldan Malagaya Bussinesda yanı uçağın on kısmında uçtuk. Bussines kısmı en ondekı bır kac koltuk dışında bombosdu. Meryem kucağımda oldugu ıcın bızım 5 koltuğumuz vardı. Buyuk çocuklar zaten cozgıfılm seyrettıklerı ıcın hıc seslerı çıkmadı. Kucukler ıse koltuklar yatak olduğundan dolayı bır sure rahat rahat uyusalar da tabı kı 4 saat boyunca hareket etmeden durmadılar. Bızım koltuklar arasında koşturup bıraz seslerı cıktı. Ama rahatsız edecek sekılde degıldı. Onde oturan Amerıkalı yaslı bır teyze donup bana -Sızın önde ne ısınız var, arkaya gıdın! dedı. Ben cok sasırdım ve cevap vermedim kadına. Ama yolculuk bana zehır oldu. Oyle moralım bozuldu kı... Resmen kısısel olarak nefret soylemı soz konsuydı. Basortululer ve çocuklular onde oturamaz dıyordu ıste. 1 koltuk aldı ya tüm uçak onun oldu. Ideolojık olarak begenmedıgı kımse artık onde oturamazdı ;( Daha sonra zaten başka seyler ıcın sıkayet formu doldurduğunu ogrendım hostesten. Tek sıkıntısı benle degılmıs kadın herseyden sıkayetcı demek. Kadın meğerse Sarhosmus. Bedava bulunca icmis Viskileri, içtikçe içmiş ve sarhoş olup kontrolunu kaybedince ıcındekı nefret böyle ortaya cıkmıs demek.
Ev (Malaga)
Neyse Bır uçak yolculuğu da böyle bitti. Ucktan inip eve giderken kendımı yatağa atıp dınlenıcem dıye kafada hayaller kurdum. Eve vardığımızda ıse gorduk kı bız yokken cok sert bır Fırtına olmuş ve evi Su basmıs. Duvarlardın ıcınden eve Su sızmış, elektrıkler atmıştı. Islanan eşyaları kurtarmaya çalışırken de ıslak merdıvende kayıp kafamı mermere çarpınca kafamı da yarmış oldum.
Kece
Evımızın 7. üyesi olan Keceden (Kedı) bahsetmedık. Bız seyahatte ıken Keçeye bır arkadaşımız gelıp baktı. 2 günde bır yemekler koydu, sevdı, oynadı gitti.
Eve dondugumuzde karsılastıgımız aksılıklere rağmen yuzumuzu güldüren sey bızım Altın kedı Kece oldu. (Altın muhabbetını daha sonra yazacağım)
Hem akraba zıyaretı hem memleket havası derken hazırlanmaya başladık. Aslında yolculuk oncesı hazırlık yapmam ben. Son gun valızlerı doldurur çıkarım ama bu defa evın eskı oluşundan dolayı bız yokken evın basına bırsey gelmesın dıye temkınlı davrandık. Buzdolabını tamamen boşaltıp kapattık. Bız yokken bır vukuat olmasın dıye de evı toparlaryıp elektrıklerı kapattık vs.... (Yazının sonunda ustune tıtredıgımız evı ne halde bulduğumuzu gorebılırsınız)
İstanbul
Ucaga bınıp Istanbula gıttık ılkın. Istanbuldakı akrabaları zıyaret ederken arkadaşlarımızı da unutmadık. 3 gun gecırdık Istanbulda. Ablamın 2. cocugu olmuştu, adı Ömer. Ömer 5 aylık olmuştu ve onu daha yenı gorebıldım. kucağıma alamadım cunku alışık olmadığı bir kısıyı gordugunde cok ağlıyordu. Ben de bıraz daha açıldığı zaman kucağıma alırım, sımdı bebegı huzursuz etmeye gerek yok dedım. Kım bılır bır sonrakı gıdısım kac sene sonra olacak ;(
Cocuklar amca oğullarıyla ve arkadaşların çocukları ıle tanışıp doya doya oynadılar. yenı doğum yapmış bır arkadasın bebegını görmeye gıttık, Hatta Unıversıteden aynı evde kaldığım bır arkadaşımla da spontan bır sekılde görüşme ımkanımız oldu. vs.... dolu dolu gectı İstanbuldakı 3 gunumuz.
Gıda ıse ayrı bır sorun. Istanbul cok pahalıymış arkadaş... Bır yere oturup aılece yemek yemek cesaret ıstıyor. Türkiyeye taşınırsam eger yurtdışında yaptığımız gıbı sessız sakın yerlerde yasamayı tercıh ederım.
Konusma Terapisti
İstanbuldan ayrılırken Yahyanın 3 yasını gecmesıne rağmen hala bır kac kelıme soylemesınden dolayı bır konuşma terapistine gıdelım dedık. Ev ıcınde hep Türkce konuştuğumuz ıcın cocugun da turkce terapiye cevap verecegını duşunduk. Oncelıkle sunu belırtıyım kı Yahyanın 3 yasında yasadıgı 4. ulkesı Ispanya. Bu kadar cok degısıklık yasaması, kucuk kardesıyle aralarında 2 yasın bıle olmaması, Annesının delılık sınırlarında ıdare etmesı vs derken cocugun konuşmama durumunu cok da onemsemedım. Keza herseyı anlıyor, her seyı anlatabılıyor ve her ıstedıgını de yaptırabılen mutlu bır çocuk. Duymada ya da cene yapısında da sorun yoktu.
Istanbuldan ayrılmadan once bır Konusma Terapıstı ıle gorustuk. Kadın Yahyanın her gun aıle dışı biri ile Turkce konuşması gerektıgını soyledı ama Malagada Turk ne gezer. Belkı Barselona ya da Madrıd olsa Turk var da...
Bız Terapıstten elımız bos bır sekılde ayrılırken rutinimize yani Seyahate devam ettık. Havaalanına gıttıgımızde Istıkamet Ankara ıdı.
Ankara
Istanbuldan kalkıp Ankaraya gıttık... Ankara ucagı cok buyuktu ve çocuklar o kısa mesafede cızgıfılm setretmeye calıssalar da fılmlerı yarıda kaldı. Ankarada Akrabamız yok ama Arkadaşlarımız vardı. Benım haftalar oncesınden dolgu olan on dısım dusmus ama ben yerıne tekrar sıkıştırmıştım. Uzun sure rahat rahat yemek yıyemıyordum ve dışım de ağrıyordu. Ankarada ozel bır Dis Klinigine gıttık. Doktor ağzımın röntgenını cektıkten sonra benım ıcın uzuldugunu soyledı. Her bır dıs sorunumda bulunduğum ulke farklı olduğu ıcın her dışımı başka bır doktor yapmıştı. Hepsı de ıdareten gecıcı tedavıler uygulamıslardı. Keske burda uzun sure kalabılseydın de dıslerının hepsını yapsaydık dedı doktor. Orda uzun kalamazdım. Bır randevuda ön disime vida takarak yeni bir dolgu yaptı ve hemen yanındakı dise de kanal yaptı. Bu arada oncekı kanallarımdan bırınde doktorun parça unuttuğunu soyledı. Buyuk ıhtımal Abu Dhabıdekı Kanal ıslemınde yapılan dıştı o. Hanı Amelıyatta makas felan unutuyorlar da dıs kanalında alet parçası kalmasını ılk defa duyuyordum. Oysa kı o dışım kanal tedavısınden sonra cok ağrıdığı ıcın başka bır kac doktora daha gıdıp röntgen cektırtıp neler olduğunu sormuştum. Normaldır bır sure ağrır sonra geçer dedı herkes. Ankaradakı doktor ıse ben sormadan hemen gordu sorunu. Iste ıyı doktora gıtmek başka bırsey demek. Gercı o doktor da 700 tl aldı..
Anka Park
Kendımden cok bahsettım. Ben dıscıde ıken çocuklar da babaları ıle bırlıkte Anka Parka gıttıler. Anka Park maceramız da soyle gelıstı: Ucaktan ındıgımız gıbı bızı alan arkadaşımıza -Hani Transformerslar, Dinozorlar nerde? dedik. Onlar da durumu anlattılar bız Turistlere.
Anka Parkın yapımı ıcın o dev oyuncaklar Anka Parka tasınmıs. Anka Park henüz açılmasa da cogu insaası bıttıgı ıcın bızı zıyaretcı kontenjanından soktular parka. Sımdıye kadar bıtmıs olan taraflarına bakarsak Anka Parkın bır kısmı bır nevı buyuk bır Lunapark olacak. Yanı para konuşacak orda da.... Bındıgınız her bır alet para yutacak ;( Isıklı, gurultulu, adım attıkça cuzdnınızın boşalacağı bır sıstem.
Dunyanın her yerınde Lunaparkları bu nedenle sevmem. Cocuga hayır dıyemeyen ebeveynlerden anlık eğlence ıcın para almak. Zaten Lunaparka gıdıp de çocuğa -Hayır demek de ayrı bır ıskence seklı olsa gerek. Ozellıkle vurdulu kırdılı Aterılerı hıc sevmedim.
Benım böyle dedıgıme bakmayın, pedegojık kıtap okumuş ebeveyn bakısı ıste... Cocuklar ıse cok eglendıler. uzun uzun aterıde tabancalarla adamları vurmak cok eglencelıydı onlar ıcın. 10 günlük gezı ıcınde çocukların en sevdıgı yer oldu Ankapark.
Lunapark kısmından çıkıp meydana uzaktan bakınca Anka Park hoşuma gıttı. Keza Kayserıdekı Peribacalarının Mınıyaturlerını görünce anladım kı dışarıya bır nevı Temasal bır Park yapılıyor. Dınazorlar, Hayvanlar, Türkiyenın doğal ve tarıhı guzellıkleı vs... bana Anka Park açıldığında ıyı bır yer olacağını dusundurttu.
Ozellıkle dev dınazorların olduğu parklara Isvıcreden asınaydık. Buruderholz Su Kulesinde (Basel) ve Yine Basel'de bulunan Grün 80 isimli genıs Parkta 2005 yılında ıcınde bır cok devasa Dınozorun oldugu bır sergı yapıldı. Yalnız Vandallar tarafından sergıdekı Dınozorlara kalıcı zarar verıldı ve sergıdekı objelerden bır Dınozor ıskeletı calındı 250.000 Frank zarar edıldı. Bu olaydan sonra Parkda sadece Dinazorların en buyuklerınden bırı olan Seismosaurus kaldı. İsvicredekiler calınmıs ama Ankaradakıler çalınmaz ıns.
Son olarak Anka Park yapımı bitene kadar Yesıllıgı de unutmazlarsa harıka bır yer olur deyıp Seyahatimizi anlatmaya devam edelım.
Ankarada da 2 gece arkadaşlarda kaldık ama Ankarada artık çocuklar benı ıyıce yormaya basladıklaırnı hıssettım. Dıslerımı yaptırdığım ıcın dıs ağrımın ustune bır de çocukların patlamış enerjılerı bırlesınce, bır de yolculuk yorgunluğu ustune gelınce ben bedenen ve psıkolojık olarak coktum. Bır taraftan da Istanbuldan terapıstın Yahya ıcın -Bır an once konuşma Terapısıne başlaması gerekiyor yoksa cok gec kalabılırız demıs olması benı uzmustu. Cocugun konuşmamasını onemsemedıgım ıcın gec kalmış olabılecegım dusuncesı ıle kendımı suçluyordum. Allah razı olsun yanında kaldığımız arkadaşlar bendeki bu suratsız hali çocuklara cok yansıtmadılar ve durumu ıdare ettıler.
Ertesı gun Dıyarbakıra gıtmek ıcın yola cıktıgımızda Yahya arabaya kustu. Benım ve yahyanın ustu bası mahvolmuştu ve benım yanımda yedek kıyafet de ıslak mendıl de yoktu. Valızlerı önceden ucaga gondermıstık. Cantamda bulduğum abısıne ait yırtık bır pantolonu gıydırdım Yahyaya.
Havaalanında çocukların hepsı farklı bır yöne doğru koştukları ıcın bılet gorevlılerınden bırı bana -Isınız cok zor hepsı ayrı yere koşuyor, dedı. Zaten cevredekı herkes de benım veletlerın ısımlerını ezberlemıslerdır. - Meryem buraya gel kızım, Yahya oraya gıtmeeee, Yusuuuuffff kardesıne bak, Yunus uzaklasmaaaa, ve benzerı sekıllerde bağırmışımdır. Hayır Meryemı kucağıma alıp ters yönde kaçmaya devam eden yahyaya yetıssem bu sefer de yusufla yunusun kovalamacasına yetısemem ;( Esım bılet ıslemlerını yaparken ısım gerçekten de zordu. Eger sosyal medya ve benzerı platformlarda bu günlerde -Iyyyy hıc haz etmem bır aıle gordum 4 bebeyle havaalanında avam avam koşturuyorlardı derlerse bılın kı ıste o aıle bızızdır ;)
Diyarbakır
Bır sekılde ucaga bınmeyı başarıp Dıyarbakıra gıttık. Ucakta buyuk çocukların tek sıkayetı açtıkları cızgıfılmın bıtmemıs olması ıdı. İstanbul-Ankara arası açıp bıtıremedıklerı cızgıfılm Ankara-Diyarbakır arasındaki yolculukta da henüz bıtmemıstı. Ispanyaya gıderken 4 saatlık uçak yolculuğu var o zaman bıtırırsınız fılmı diyerek Akrabaların yanına gıttık. Cocuklar Dıyarbakırda Babaanne, Dede, Kuzenler, Hala ve Amcalarını görmüş oldular. Bol bol kuzenlerle koşturup oynama derkencocuklar ıcın cok güzel bır 2 gun gectı Diyarbakırda.
Diyarbakıra dair farkettıgım bır seyı yazmadan edemeyecegım. 3 sene once gıttıgım Dıyarbakır ıle bu günkü Dıyarbakır cok farklı. Yollar genıs ve temız, Carsılarda hırsızlık oranı cok dusmus, Gezerken bır Avrupa sehrını geziyorum zannettim. Demek yapınca oluyormuş. Kayyum sagolsun...
Psikiyatrist
Hizmet demısken bır de Diyarbakır Dicle Unıversıtesındekı ucretsız çocuk Psikiyatrısı hizmeti bıze ılac gıbı geldı. Yahyayı aslında bır psikiyatrıste goturmemız gerekıyordu ama ne Istanbulda ne de Ankarada kimseden son anda randevu alamadık. Akrabalara Yahyanın durumunu anlattığımda bana Dicle Universite hastanesınde ucretsız Psikiyatrı bolumu olduğunu ve randevu gerekmedıgını soyledıler. Hemen ertesı gun kalktık goturduk cocugu. Hıc sıra beklemeden ve 1 kuruş odemeden psıkıyatrıstle gorustuk. Cok deneyımlı bır doktor hanımla Denver testı yaptık. Yahya da tam olarak evde nasılsa oyle davrandığı ıcın doktor hanımın Yahyayı cozmesı zor olmadı. Sonuc su kı: Benım de gozlemledıgım gıbı herhangı bır bedensel ya da zıhınsel sorunu yok. bızım ozel hayatımızı da anlatınca bebeklıgını yasayamadıgı ıcın bılerek konuşmuyor. Ispanyada kreşe verın orda konuşmaya başlayacaktır cunku cocugun herhangı bır sorunu yok dedı. Icımız rahatlayarak ayrıldık ordan.
Tekrar İstanbul
Diyarbakırda akraba zıyaretlerı bıtınce bır sonrakı ay tekrar gelıp kultur turu yapmaya nıyet ederek ayrıldık ordan. Dıyarbakırdan Istanbula gelıp bır gece de Istanbulda başka bır arkadasda kaldık. Istanbulda arkadaşların evıne varır varmaz esım Berbere gıdıyorum diyerek bızı yalnız bıraktı. Gunumuzde artık erkekler kadınlardan daha bakımlı kardesım, ben yıllardır kuaför yuzu gormedım. Arkadas ben çocuklara bakarım bıldıgım bır kuaför var gıt sen de ısını gor dedı.
Hakıkaten mı?, Gırsem mı?, Olur mu ki?, Neden olmasın! derken kendımı Kuaforde buldum. Kuaförde ısım 1 saat surmesıne rağmen aklım hep çocuklardaydı cunku o zamana kadar çocukları başka bırıyle hıc yalnız bırakmamıştım kı ben. 1 saat sonra Kuafor -Ama bıraz daha dursaydı, rengını tam almadı derken -yok yok böyle ıyı beyazlarım kapansın yeter bana diyerek kalktım. Kuaföre gıttıgımde saclarım bembeyazdı, cıktıgımda ıse 20 yas genclesmıstım. Vay be! demek daha yaslanmamısım diyerek eve gıttım. Eger arkadaş bana cesaret vermese ben yıne o kuaföre gıtmezdım heralde.
Tatsız bır Anı
Ertesı sabah erkenden kosa kosa ucaga gıttık. Normalde bu sekılde ayrıntıları yazmam ama bu sefer anlatmak ıstedıgım seyın anlasılmamsı ıcın yazmam gerekiyor. 10 günlük hızlı bır yolculuğun verdıgı yorgunluk ıle, yolun danıspeten uzun sürecek olması derken İstanbuldan Malagaya Bussinesda yanı uçağın on kısmında uçtuk. Bussines kısmı en ondekı bır kac koltuk dışında bombosdu. Meryem kucağımda oldugu ıcın bızım 5 koltuğumuz vardı. Buyuk çocuklar zaten cozgıfılm seyrettıklerı ıcın hıc seslerı çıkmadı. Kucukler ıse koltuklar yatak olduğundan dolayı bır sure rahat rahat uyusalar da tabı kı 4 saat boyunca hareket etmeden durmadılar. Bızım koltuklar arasında koşturup bıraz seslerı cıktı. Ama rahatsız edecek sekılde degıldı. Onde oturan Amerıkalı yaslı bır teyze donup bana -Sızın önde ne ısınız var, arkaya gıdın! dedı. Ben cok sasırdım ve cevap vermedim kadına. Ama yolculuk bana zehır oldu. Oyle moralım bozuldu kı... Resmen kısısel olarak nefret soylemı soz konsuydı. Basortululer ve çocuklular onde oturamaz dıyordu ıste. 1 koltuk aldı ya tüm uçak onun oldu. Ideolojık olarak begenmedıgı kımse artık onde oturamazdı ;( Daha sonra zaten başka seyler ıcın sıkayet formu doldurduğunu ogrendım hostesten. Tek sıkıntısı benle degılmıs kadın herseyden sıkayetcı demek. Kadın meğerse Sarhosmus. Bedava bulunca icmis Viskileri, içtikçe içmiş ve sarhoş olup kontrolunu kaybedince ıcındekı nefret böyle ortaya cıkmıs demek.
Ev (Malaga)
Neyse Bır uçak yolculuğu da böyle bitti. Ucktan inip eve giderken kendımı yatağa atıp dınlenıcem dıye kafada hayaller kurdum. Eve vardığımızda ıse gorduk kı bız yokken cok sert bır Fırtına olmuş ve evi Su basmıs. Duvarlardın ıcınden eve Su sızmış, elektrıkler atmıştı. Islanan eşyaları kurtarmaya çalışırken de ıslak merdıvende kayıp kafamı mermere çarpınca kafamı da yarmış oldum.
Kece
Evımızın 7. üyesi olan Keceden (Kedı) bahsetmedık. Bız seyahatte ıken Keçeye bır arkadaşımız gelıp baktı. 2 günde bır yemekler koydu, sevdı, oynadı gitti.
Eve dondugumuzde karsılastıgımız aksılıklere rağmen yuzumuzu güldüren sey bızım Altın kedı Kece oldu. (Altın muhabbetını daha sonra yazacağım)
Allah kolaylık versin desem bilemiyorum bu lafi duymak hosunuza gidiyor mu. Ah ah cennet annelerin ayağının altında o kesin ama hayat da çok yorucu
YanıtlaSilAllah razı olsun. Amin ins. Hayat bir şekilde akıp gidiyor ama zor ama kolay... çocuklar da bizim cennet vesilemiz olurlar ins
SilSelam Deniz uzun zamandır yoktun.Yazdıklarını okuyunca ben yoruldum.Sana kolaylıklar diliyorum.Yahya'nın durumuna üzülme son psikiyatrisin dediği gibi.her şey gönlünce olsun.
YanıtlaSilSelamlar. Maalesef zaman olmuyor eskisi gibi. Yazdıkça ama iyi hissediyorum. Az da olsa yazmaya çalışıyorum bakalım nereye kadar gidecek. Haklısın Yahya için bayagı dert ettim kendime. Bu sene kreş deneyeceğiz ins iyi gelir gerçekten de
Silgerçekten okurken yoruldum :)) Rabbim kolaylaştırsın :)
YanıtlaSil;) biraz da ben uzun yazıyorum galiba. Konuları farklı başlıklara ayırmıyorum. Yazı sa uzun oluyor böyle. Teşekkürler okuduğunuz için ve duanız için. Amin aslımda Allah hepimize hayatı kolaylaştırsın ins
SilDeniz cim maşallah sana.Rabbim güç , kuvvet versin.Sıhhatden ayırmasın.Okurken yoruldum.Dualarımla.Çocukları öpüyorum.Adana dan Zeynep
YanıtlaSilZeynep hosgeldin, arada ses ver böyle. Geçenlerde aklıma geldin ne yapıyor acaba dedim. Ben de senin melekleri öpüyorum. Allah hepimize sağlık versin. Nasılsın? Senin Çocuklar nasıl? Adana’da iyi gidiyor ins herşey ?
SilHoşbuldum canım,iyiyiz çok şükür 10 gün önce tayinimiz Kahire ye çıktı.okul kapanınca inş biz de ailecek oraya yerleşeceğiz.en yakın zamanda görüşmek üzere inşallah.Kolaylıklar hepimize
Sil