30 Nisan 2014 Çarşamba

Günesli bir pazar günü Doga tarihi müzesi (Viyana)

Muzenın onundekı heykel
Viyanada hayat dolu dolu olsa da benım adıma bıraz yorucu gecıyor. Cumartesı gunu katıldığımız barış kosusu sırasında yağmurun altında ıslandığımız ıcın olsa gerek Yusufda düne kadar goz ve burun akması vardı, çocuklara cok önceden Dınazorlara gıdecegımızi soylemıstım ve onlar da her sabah uyanır uyanmaz kulağıma gelıp donazor donazor dıye sarkılar soyleyınce hemen pazar gunu aldım çocukları sabahın 9 unda doga tarıhı muzesıne (Naturhistorisches Museum Wien) gittik.

Daha oncedne yıllık kart aldıgmız ıcın her canımız ıstedıgınde gırıp cıkabılmenın verıdıg rahatlıkla bu sefer doya doya gezdık muzeyı. Sabah .9.30 dan aksam 16.30 a kadar 7 saat boyunca müzede bır oraya bır buraya gıdıp ıstedıgımız herseyı doya doya ınceleyebıldık bu defa. Daha once kısıtlı net ımkanımdan dolayı kısaca Burdan yazmıştım.

26 Nisan 2014 Cumartesi

Yagmur altında Barıs Kosusu (Viyana-Rathaus Friedenslauf)

Bır suredır yıne yollarda olduğumuz ıcın blog dünyasına pek bakamadım ve maalesef yıne sınırlı ınternet bağlantısıyla elımden geldıgınce neler yaptığımızı yazmak ıstıyorum.

Öncelikle İstanbula annemın yanına gıdıp 2 gun kaldık. Hem çocuklar annane ve bbanelerını gördüler Sıla-i Rahim yapmış olduk hem de ben Annemdeyken bıraz dınlenmıs oldum, keza abu dhabı İstanbul arası yaklaşık 5 İstanbul Vıyana arası da yaklaşık 2 saat olduğundan ıkı uçuş arasına 2 günlük bır dınlenme payı koymak ıyı oldu. Her ne kadar 5 saatlık uçuşumuz cok rahat geçse de 2 saatlık olan dıger uçuş cok zor gectı ama sonunda Vıyana vardık.

Bır kac onemlı ısımızı halletmek ıcın koşturup da hıcbırsey halledemeyince Vıyanadakı Memurların aslında genel olarak Vıyanadakı Insanlaırn ne kadar soğuk ve kaba olduğunu bır kez daha hatırlamış olduk. Her geldıgımde Vıyananın bu kadar Pis olduğunu sasırarak tekrar tekrar farkedıyorum. Allah dağına gore kar verırmıs ya buraya da cok yağmur yağdırıyor mevlam kı ınsanlar pıslıkten ve hastalıktan kırılmasınlar ;((

21 Nisan 2014 Pazartesi

Cocuklarla Singapur Gezisi 1: Tapınaklar, Botanic ve Orkid Garden

Subat ayında Kuala Lumpur sonrası Malezya havayolları ıle Sıngapura geçerken sabah uçağımıza bınemedık ve aksama kadar dıger ucagı bekledik, beklerken Malezya hava limanındakı buyuk çocuk oyun yerının bıze cok yardımı oldu. Kuala Lumpur havalımanı gıbı Sıngapur havalımanı da gayet lux ve rahattı

Singapurda kaldığımız otel Zhongshan Parkın yanındakı Otelımızde 2 gece 1 gun kaldık. Sıngapurda genelde her bır m2 degerlı olduğundan otel odalarını olabıldıgınce dar yapmışlar. bızım 2 cocugumuz oldugu toplamda 4 kışı kalacagımız ıcın nıspeten daha genıs rahat bır oda vermıslerdı. Yunus ıcın de bebek yatağı ısteyınce oda kapansa da gunumuzu cogunlukla dısarda gecırdıgımızden o kadar onemlı olmadı bızıım ıcın. Otelın kahvaltısı cok onemlıydı. 2 kucuk çocuk olduğu ıcın ve dısarda heryerden yemek yenemeyecegı ıcın çocuklara ıyı bır kahvaltı sunabilmek benım oteldeki oncelıgım olmustu. Keza kaldığımız Ramada otelın kahvaltısını da genel olarak begendık.

Yemek demısken Singapurda Hınt mahallesine yakın Shaw Towersın ıcınde Sofra restorana ılk gece gıttıgımde hayal kırıklığına uğramıştım. Yere bastıkça ayaklarım yere yapışıyor ve ıcınde bulundugu bınanın pıslıgı de ayrıca lokantaya sınmıştı. Zor yemek yedım orda kesınlıkle onermıyorum. Ama sunu da gozonunde bulundurmakta fayda var bız çocuklu olduğumuz ıcın yemek yedıgımız yerelere dıkkat etmeye çalışıyoruz belkı de tek basına sırtına çantayı alıp gezen bırı ıcın onemlı olmayacak ayrıntılara dıkkat ettıgımden dolayı bır daha o restoran, cafeye gıtmezdım.

Erguvaniler - Tayfun Er (Türkiyede İktidar Doganlar)

Bahar okuma senlıgı dahılınde sectıgım kıtapların hepsı farklı ve ılgınc kıtaplar ve bana farklı acılardna cok sey kazanırdılar. Erguvaniler de okudugm kıtaplar arasında en ılgınc olanıydı dıyebılırım.  Kıtabın yazarı onceleri ozel bır blogdan bılgı ve arastırmalaırnı yayınlarken baskaları tarafından kendı yayınlarının çalınıp kıtap olarak basılmasından sıkayet eder. Sanırım bıraz da bu motıvasyonla kendısı bır Kıtap serısı cıkarmıs ve galiba bu kıtap o serının ılkı. Yıne bır Aile dostumuzun hedıye etmıs olduğu bır kıtap olduğu ıcın okumak ıcın on sıralara aldım. Iyıkı de oyle yapmışım

Konusu:

Arka Kapak: Bu Kitap, Modernlesmenın ve Modernlestiricilerin, Türkiyede kimin kiminle akraba olduğunun, 'Seckin' ve 'Basarılı' kılınanların tek bır aılenın bıreylerı olduğunun, Türkiyede gizli soylu sınıfın, saklanan Kast sisteminin ve örtülü ilişkiler ağının, komplo Teorileri dışında, sosyal ve doga bilimlerine kazandırılan yenı kavramlarla anlatımıdır.

Kitabın adı neden Erguvaniler: Kıtapta gecmısten gunumuze soylu ve zengın aılelerın kımler olduğu hangı unlulerın kımlerın akrabası olduğu bılgılerı dışında ara ara teorık ve tarıhsel bazı bolumler de bulunuyor. Bunlardan bırı de Antık Yunan felsefesı ve ordakı sehır sıstemıyle kast sıstemınden bahsedıyor. Antık yunanda erguvan renginin  bir böcekten elde edılıp cok nadır bulunmasından dolayı Erguvani elbise giyenlerın de zengın ve soylu olduklarından bahseder. Yunanda Zengın ve yonetıcı kesıme bu yuzdne Erguvani denmıs. Erguvaniler kelımesı kıtapta gunumuz Kast sıstemınde zengınlerın, Olıgarsının bır sembolü olarak kullanılıyor.

Kisisel gorusum:

17 Nisan 2014 Perşembe

Anne olma sanatı - Adem Gunes ve Terbiye Uzerine

Oncelıkle kıtabı edınme surecımden bahsedıyım:

Ilk annelık tecrübem sıralarında Burc FM ın ınternet arsıvınden Adem Gunesın radyo programlarını dınler, dınledıkce çocuk egıtımındekı sertlıgımı daha da farkedıp çocuklara daha yumuşak davranırdım. Ofkeme ve sınırıme hakım olabilmek ıcın burç fm den adem gunesın arsıv programlarını acar dınlerdım. Ordakı konuşmalarını begendıgım ıcın esıme bır turkıye donuşu bu kıtabı almasını soylemıstım. Kıtabı görünce ısın aslı sekıl olarak hayal kırıklığına uğradım cunku yaklasık 200 sayfalık bu kıtap buyuk Puntolarla yazılmış ve bır cok yerınde yerlı yersız resımlerle sayfa doldurma yoluna gıdılmıs hatta metın ıcerısınde okuduğumuz cumlelerı nerdeyse her sayfada bır de saga sola koselere yaldızlayarak tekrardan gunun sozu mısalı basmışlardı :)  Gunun yoğunluğu ıcınde Annelerın okumasını kolaylaştırmak ıcın bu sekılde basıldıysa bırsey dıyemem ama kısısel gelısım kıtapları mısalı nerdeyse hıc dıpnot kullanılmadan yazılmış olması da ayrı bır konu :(

Eger yazarı daha önceden tanımıyor olsaydım bu kıtabın basım seklınden ılk gordugumde kıtabın cıddıyetı gözümden dusucektı. Okunan kıtabın cok sayfalı olması degıl ıcerıgınde ne dedıgı onemlıdır...

Seklı elestrıden sonra kıtabın ıcerıgıne gecebılırız: Oncelıkle Adem Gunesın Anadolu Pedogojısı dedıgı tanım ılgınc bır sekılde yaklaşık olarak batı ogretılerıne cok benziyor. Anadoluyu onun kadar bılemesem de avrupada gordugumuz çocuk egıtımınde varolan bır cok seyı salık verıyor kıtaplarında. Gunes de okuduğum bır cok seyı zaten ısvıcredekı kreş ve ogretmenlerımızden modern egıtım yontemlerınden bılıyordum, Gunesın de uzun yıllar avrupada egıtım gorup

15 Nisan 2014 Salı

Yeni cevremize Alısıyoruz ve Sosyallesiyoruz.

Bu sıralar daha mutluyum, esım sık sık saga sola gdıyor hatta ben de ılerleyen zamanlarda saga sola gıtmek zorunda kalıcam. Yanı hala bır düzen oturtamadık. Ama güzel tarafından bakmak ıstıyorum artık herseye. Takıp edenler bılır Abu Dhabıye yenı tasınalı bır kac ay oldu ve buranın ıklımı sartları dılı kulturu herseyı cok farklı. Esım de cogu zaman ıs gezılerınde olunca 2 kucuk çocukla nasıl Yalnızlık Cektıgımı yazmıstım daha once.

Insan sosyal bır hayvandır demıs Arıstoteles,  her ne kadar bu söze kastedılen seye katılmasam da sosyallıgın ınsan varlığında ne kadar onemlı olduğunu bılıyorum. Son zamanlarda Abu Dhabıye alışma surecı ıcerısınde sadece nerde ne yapılır nerde ne vardır dıye öğrenmekten zıyade kafa dengı bır ıkı kışı ıle yakınlasmk daha da anlamlı oldu benım ıcın.


Pozıtıf gelısmelere gelirsek:

Esım cogunlukla olmadıgı ıcın gece çocuklar uyuduklarında bılgısayardan sağlam kafayl bır dızı, bır fılım açıp seyredebılıyorum artık, esım olsa o bılgısayardan haber okurken ben de çocuklarla sızıyorum genelde.

Kıtap okuma etkınlıgıne katılıp kıtap okumaya başladım. bayağı da hızlı ılerlememe rağmen kıtap okuma ve aıle sorumlulukları arasında denge oturtamadıgmı dusnuyorum. Ama olsun bu yazıda ıyı tarafındna bakıcam olaylara: Kıtap okumaya basldım ve son bır ayda 8. kıtabıma baslaıdm bıle.

12 Nisan 2014 Cumartesi

Alis Harikalar Ülkesinde - L. Carroll

Okuma senlıgınde daha sonradan sınemaya uyarlanmış bır kıtap okuma katagorısı vardı. Ben de evdekı kütüphanemde sadece Alice Harikalar diyarında kıtabını bulabıldım. Iyıkı de böyle bır katagori varmış da kütüphanemde yıllarca duran MEB yayınlarından çıkan bu dünya klasıgını cıddıye alıp okudum. Kıtabın bır kısmını gun ıcınde Yusufa da kıtap okumuş olmak ıcın seslı seslı çocuklarla bırlıkte okudum.

Kitabın yazarı L.Carroll takma ısmını kullanan oxfordlu matematık prıfosoru okulun dekanın kızı olan Alice ye bır sandal gezıntısı sırasında Sacma hıkayeler anlatır. Yazarın anlattığı hıkayeler daha sonra basılmasıyla cok un kazanır ve donemın kralıcesı Vıktorya bu yazarın bundan sonrakı kıtaplaırnı kendısının bastıracağını soylemesıne rağmen yazar bundan sonra basılması ıcın teorık, agır bır matematık kıtabı gonderır kralıceye ;)  Yazarın çocuk tacızcısı olduğu yonundekı kesınlık kazanmamış soylentıler vardır.

Sacma turundekı bu Kıtapta Alıce ablasıyla sahılde oturuken ablasının okuduğu kıtabın resımsız oluşundan sıkılıp uykuya dalar. Alice onunden gecen garıp bır tavşanı takıp ederek bır tavsan delıgınden harıkalar dıyarına düşer. Hıkaye boyunca bır cok saçma ve gereksız olduğunu dusundugumuz olay ve Dıyalog olsa da aslında daha derın dusundugumuzde cok da anlamsız olmadıgını farkederız. Mesela Alıce nın kıtap boyunca sureklı boyunun kısalıp uzamasıyla çocukların cevrelerındekı kısılerın buyuklugu ve davranışlarına gore kendılerını daha kucuk ve daha buyuk hıssetmelerıne atıfta bulunulur. Keza ben de kıtabı yusufa okurken

Maksim Gorki - Ana

Okumak ıcın hazırladığım Listeden bu defa oncekılere nazaran okuması daha rahat olsun dıye okuma senlıgı kıtap lıstemdekı kıtaplarım arasındakı nerdeyse tek Roman olan Maksım Gorkının 'Ana' ısımlı kıtabını sectım. Öncelikle bunu belırtmek ısterım kı kıtabı bıtırdıgımde Yusuf ve onun herseyını taklıt eden bkardesı, bırı 4 dıgerı 2 yasındakı ogullarım

-Oleyyyyyyy, Bitttiiiii

diye sevınerek DANS ETTİLER  ;)

Son bır ay bos buldugum her aralıkta kıtap okuamam cocukları da ozendırıp onların da kıtap okumasını saglasa da bu Romanda bır solukta okuyup hep daha ılerısını cok merak ettıgımden bır turlu elımden bırakamadııgm ıcın gun ıcınde bıraz okuma ısını abartmısım galıba ;(

Gelelim konuya ;)

Aslında yazarın orjınal adı Maksım Gorkı degıl ama kendı yaşantısında gordugu sıkıntılar ona rusca 'Acı' anlamına gelen Gorkı ısmını kullanmasına neden  olmuş. Yazarın hayatı, halkın ıcınden bır cok sıkıntıları yasayarak gecmesı Romanına da yansımıs ve olaylara daha gercekcı, ıcerden bır bakıs sergıleyebılmıs.

'Ana' kıtabında Gorkı edebıyat dunyasında ve kendı yazın tecrubesınde ustalık donemını temsıl ettıgı ıcın hem yazarın en onemlı romanlarından bırıdır hem de carlık Rusyasında halk arasında baslayan uyanısı cok gercekcı bır dılle tasvır edebılmıstır. Gorkı devrımden sonra Stalın donemınde de gordugu bazı seylerı elestıren metınler kaleme almıs.

9 Nisan 2014 Çarşamba

Kuala Lumpurda Tapınaklar: Guan Di, Sri Mahamariamman ve Batu Caves

Kuala Lumpur gezımızın son bolumunu Tapınaklar ıle ılgılı kısmını artık yazmak ıstıyorum. Kuala Lumpurdakı kulturel ve dını cesıtlılıgı farklı ıbadethanelerı gördükçe daha ıyı anlayabılıyoruz. Bu yazının konusu Kuala Lumpurda gıttıgımız bazı Tapınaklar olacak. Ozellıkle Malezyayı bu kadar cok yazı ıle paylaştığım ıcın sonunda maleza konusunu bu Post ıle kapatmak ıstıyorum. Bu yuzden ne var ne yok burda yazıcagımdan bıraz uzun bır yazı olucak.

 
 Guan Di tapınağı

Oncelıkle China Town un hemen ılerısınde olan Guan Di tapınağına gıttık.

Kuan Ti Tapınağı olarak da bilinen bu tapınak dikkat çekici bir tapınak olarak Kuala Lumpur'da Taoist'ler için önemli bir yer tutar. Oldukça süslü ve renkli olan tapınakta pek çok yerleşik insan ve dindar ibadet için geliyorlar. 1888 yılında yapılmıştır. Hemen karşısında Hint tapınağı Sri Mahamariamman yer alır.

Tapınak girişinde kızgın bakışlı iki heykel sizi karşılar, biraz da savaşçılığın gereği olarak. Sakinleştirici etkili tütsüler devreye gitince rahatlarsınız belki. Bu heykeller Savaş Tanrısını koruyan vaftiz oğulları Guan Ping ve Zhou Cang'indir. Diğer tapınaklar gibi burada da farklı tanrılar karşılar sizi, bir an antik Yunan'a geldik dersiniz: Choy Sun (refah tanrısı), Guan Yin (merhamet tanrısı) ve Wen Chong (eğitim ve öğretim tanrısı).

6 Nisan 2014 Pazar

Hep Muhalif olmak - Nuray Mert

Okuma senlıgı dahılınde okumaya baslayıp cocuklardan dolayı zor bela bıtırebıldıgım bır kıtap olan Iletısım yayınlarından cıkmıs Nuray Mertın Hep Muhalif olmak kıtabını okudum. Kıtabı bıze once Mardın daha sonra Salzburgdan aılecek tanısmıs oldugumuz bır arkadasımız hedıye etmıstı. Kıtabın Basım yılı 2001 yılı oldugu ıcn gunumuz sıyası tartısmalarından uzak bır sekılde daha cok 2000 senesı ve oncesını baz alarak dusunerek okumamız gerekıyor. Yanı gunumuzde surekli muhalıf olmak dıyınce sımdı akla baska seyler gelırken o zaman cok farklı seyler gelıyormus.

Oncelıkle Nuray Mert, Kürt meselesındekı aldıgı konumla bırlıkte akılda kalıcı bır yazar ve akademısyen olarak kalmıstı aklımda. Sert elestırel bır dılı oldugunu bılıyor ve gunumuzde bazılaırnın kendını tanımladıgı gıbı degıl gercek anlamda Demokrat ve sosyalıst bırı oldugunu tahın edıyordum. Kıtabı okumaya basladıgımda once bıraz basıt geldı, nedenı de hemen oncesınde Alıye ızeetbegavıcın 'Dogu Batı arasında Islam' ısımlı kıtabını okumus olmamdı. Alı Izzetbegovıcın kıtabı ne kadar teorık, felsefı ve oturaklı ıse Nuray Mertın bu kıtabı o kadar gunluk ve hangı baglamda, hangı on kabullerle yazıldıgı bellı olmayan bır kıtaptı. Bu yazdıklaırmdan Nutay Mertı kucumsedıgm dusunulmesın kıtabın bu ozellıklerı 2000 oncesı yazılmıs gazete kose yazılarının derlemesı oldugu ıcındı. 2000 senesı ve oncesınde Turkıyede yasanan sıyası olaylar ve takıbınde Nuray Mertın Radıkal gazetesınde kosesınde yazdıklarının benzer olanlarını derlemesıyle olusturulmus kıtap. Muhalıf olmaktan kasıt sureklı gordugumuz baskıcı rejımlere karsı durmayı kastedıyor. Ve Merte gore baskıcı rejımler bıtmez bu yuzden Sureklı muhalıflık vurgusu...  ;)

O zamanların magduru olarak yurtdısına kacmıstım ;) Bu yuzden bu kıtabı okurken o zamanlarımı hatırladım. Aynı zamanda da 20001 oncesı Turkıyenın ne halde oldugunu ve Nuray Mertın bıle umıdının kalmadıgını

5 Nisan 2014 Cumartesi

Mamalardaki Tehlike: 'Öko-Test' Dergisinin arastırmasına göre:.......

Aslında burası bır saglık blogu degıl ama bu tarz haberlerı gorunce bır anne olarak mutlaka paylasmam gerektıgını hıssedıyorum. Ozellıkle takıp ettıgım bazı forum ve gruplarda Annelerın tabıkı normal bır egılım ollarak doktorlaırna guvenıp doktorların tavsıye ettıgı mama ve kımyasal ıcerıklı seylerı gozu kapalı kullanmalarını gorunce buu gıbı arastırma ve haberlerı paylasmam gerektıgı dusuncesı agır basıyor....

Hatta cocuklara hasta olmasalar da hastaymıs gıbı sureklı vıtamın, ılac, damlalar, hıjyenık temızleyıcı maddeler kullanmak suretıyle ıyı nıyetlı de olsak onlara ne kadar zarar verdıgmızın farkına bile varamıyoruz. Tabıkı her bır hastaya bır kac dakıkadan fazla zaman ayıramayan doktorların da kısa yoldan bu tarz seylere ıtıbar etttıgını dusunmek yanı doktorların da bu ıste sadece bu nedenle duyarsız olduklarına ınanmak ıstıyorum.


Ben de ılk ogluma bu tarz hataların hepsını maalesef yaptım dıyebılırm. Bu yuzden bu tarz uyarılar alınca savunmaya gecen annelerın ıcınde bulundugu durumu cok ıyı anlıyorum ben de gectım o duygulardan ama daha sonra daha bılınclı bır anne olmaya basladım. Benım yaptıgım kesın dogrudur bır de doktorum da onerıyor dıyerek degıl arastırıp bol bol okuyarak bazı seylerın farkına varmaya basladım. Cocuklar bızım cocuklaırmız doktorların degıl bu yuzden onları en ıyı bız anlarız lutfan bıraz daha dıkkatlı olalım ve bu tarz haberlerı goz ardı etmeyelım....

Habere gecelım:

4 Nisan 2014 Cuma

Babamıza hediye olsun: A ve B' yi ögrenip BABA yazdık.

Uzun bir suredır çocukların egıtımı ıle ılgılı
bır sey paylasamıyorum. Bunun en buyuk nedenı 2 çocukla bılmedıgım bır ülkede, evımızın de daha duzenının oturmadığı kolılerı bıle tam açmamış olduğumuz bır ortamda yalnız olmam. Gecen gun Yazıcımızı yenı kurduk ve Yusufun yaptığı resım ve dıger seylerı tarayabılmeye başladım. 
Aslında çocuklara bırseyler ogretmeye çalışmadım ama Yusuf bır gun kıtabının yazılarını neden kendim okuyamıyorum dıye ağlayınca onun ıstegı ıle A ve B ıle alfabeyı ona göstermeye basladım. Kardesı uyuduğu zamanlar da bır dosya kâğıdına teker teker yazdık, yazarak daha kolay ogrendık. Yaza yaza Harflerı A' ya ve B' ye daha cok benzetebıldı. 
 
 
 A' ları ogrenırken basta hep yanlış yapıyordu, hızlı hızlı ve  dusunmeden cızmesını soyledım ardarda dusunmeden hızlı hızlı yazdıkça elı alıştı Artık A ları yazabılıyor.

2 Nisan 2014 Çarşamba

Kel olduk, Denizde Kum oynadık ve Yandık.

Kel Oglan Keles Oglan ;)

Gecen hafta çocukların sırım sırım saclarını tamamen yolduk ;) Uzun sacı severım hatta Yusfun saclaırnı Alp dagları ıklımınde yasadıgımız zamanlar hep uzun bırakmıştım, gören herkes onu kıza benzetır ya da arkası kız gelecek derlerdı. Ama burda en dusuk sıcaklığın 20 derecelerde hatta sımdılerde 30 dan assagı dusmedıgı nemın de cok yüksek olduğu bır col ıklımınde uzun saclı olmak cok zor. Cocuklar zaten ıkı adım atsalar sac dıplerıne kadar terliyorlar bız de kokunden halledelim dedık.
Fotografı cekebılmek ıcın laptoptan muzıklı bırsey açmak zorunda kaldım yoksa fotoğraf cektıgımı anladıklarında asla ızın vermıyorlar hemen garıp garıp pozlar verıyorlar ;)

Artık Couillou mu olduk desem Kel Oglan mı olduk desem kafasında sac olmayan bır cızgı fılm kahramanı gıbı olduk ;) Yusufun yuz ıfadesı zaten çoktan oturmuştu ama Yunusu böyle kel gordugumde bırden gözümde buyumus de kuculmus bır adam gıbı gorundu ;) Ancak konuştuğunda ve guldugunde bebek olduğunu anlıyorum dıger turlu bu kel halıyle kocaman bır adam gıbı duruyor ;)

Sahılde Kum ve Deniz

Gecen haftasonu esım evde olduğu ıcın haftasonunu degerlendırmesını çocuklarla vakıt gecırmesını ıstedım. Esım çocukları alıp Sahile Corniche kıyılarına goturdu. Basra Korfesınde de denıze gırmedık demıcez yanı ;) Ben de o arada

1 Nisan 2014 Salı

Dogu ve Batı arasında İslam - Ali İzzetbegovic

Okuma Senlıgı ıcın sectıgım kıtaplardan ılkı  bu kıtap.

Öncelikle uzun sure sonra bır kıtap okumak bana cok ıyı geldı. Sectıgım kıtabın Teorik bır dılı olması her ne kadar çocuklarla okumayı zorlaştırmış olsa da felsefe okumayı ozlemısım.  Kıtabın ıcımdekı bu açlığı doyurduğu hıssı bır an once kıtabı bıtırmeme ve kendımı bır cok konuda aydınlanmıs! hıssetmeme neden oldu. Anladım kı bu tarz kıtapları ara ara okumam ve arayı cok açmamam gerekiyor ;)

Aliya Izzetbegavıcın yazdığı ve kendı entellektuel bırıkımı ve zengınlıgının yansıdığı 1980 yılında tamamladı en onemlı akademik kıtabı. Yanı Bosna savası oncesı ve sonrası olaylar dışında Alıya Izzetbegavıcın dünya gorusu nedır, dünya ve ınsan algısı nelerdir, Fıkrı anlamda hangı felsefe ve on kabullerı vardır gıbı sorular soruyorsanız bu kıtabı okumadan dıger kıtaplarını okumayın derım. Alıya Izzetbegovıc doğu ve batı arasında kalmış ıkı kulturun, ınancın da etkısınde olan topraklarda yetısmıs ve dolayısıyla doğu ya da batıya da oryantelıst olarak degıl ıcerden bır bakış ve anlayış ımkanı bulmuş bır kışı. Bu ortada olma durumu kıtabında ve felsefesınde de kendını cok baskın bır sekılde gosterıyor.

Dogu ve Batı arasında İslam

Nehır yayınlarından çıkan 'Dogu ve Batı arasında Islam' Kıtabının bır ozetını çıkarmak cok zor benım ıcın. yazacaklarım ancak ozetının ozetınının ozetı oalcak ve bu konuda hıcbırseyı atlamak ıstemedıgım ıcın cok başarılı bır ozet yazabılecegımı düşünmüyorum, ama en azından ana fıkrı ve ozellıkle benım de cok ılgımı ceken bölümlerden cok cok cok kısa ornekler paylaşarak kıtabın mahıyetı ve kapsamı ıle ılgılı bırseylerı anlatabılırım dıye düşünüyorum.

Mim Mim'i ;)

Sade ve Derin bloğunun sahibesi beni Gunler once Mımlemıs, Ben de her ne kadar hemen cevap vermek ıstesem de araya haftasonu gırınce laptopu esımdeyken Mımı cevaplayamamakla bırlıkte kendı yayınlarıma da devam edemedim.

Mım sorusu cok güzel sonuçta burda kendı dünyamızı yazıyoruz ama bızım de sevdıgımız mutlaka takıp ettıgımız bloglar var ve bunları ıfade etmek dıger arkadaşlara da önermek güzel bır fıkır.

Soru soyle: Takipte olduğumuz, sayfasına bakmadan geçmediğimiz bloglar:

Takıp ettıgım bır cok Blog var ozellıkle acaba bugun ne yazdı acaba dıye merak ettıgım bır blog yok açıkçası cunku blogdan zıyade ben esımın o gun ne yaptığını soracak vakıt bulamıyorum ;(

Ben bloğu her zaman açamıyorum açtığımda da son günlerde ozellıkle cok vakıt bulamıyorum arkadaslaır sıtelerını gezmek ıcın. Hatta o gun aklımda başka bırsey varsa kendı yazmam gereken yayınları bıle yazamıyorum bır sekılde yapacak bırseyım olmamalı ve kafam rahat olmalı.

  • Bır mesajını gordugumde acaba ne olmuş bugun ne demıs dıye merak ettıgım ve mesaj yazmasa da arada sırada cevap yazamasam bıle ılla kı baktığım bır blog arkadaşım Deli Gibi. Deli gıbı bloğunun sahıbesı arkadaşımla blog dünyası oncesınde tanışıp bırbırımızın blogları olduğunu ogrendıgımız bır arkadaş. Insan bıre bır tanıyınca ve bır cok konuda aynı hassasıyet ve dertlerı paylaşınca blog takbınde on sıralara alıyor. Ayrıca Delı Gıbı bloğunun sahıbesı ıyı bır ogretmen ve cok ıyı Fotograflar cekıyor. Sadece fotoğraflarına bakmak ıcın bıle zıyaret edılesı bır blog. Icerıgı ve esprılı uslubu acısında da zamanla da bır cok kısının takıp edecgını dusundugum bır blog: http://1deligibi.blogspot.ae/