30 Kasım 2018 Cuma

Endülüste İslam -Roger Garaudy

Bu sıralar hem telefonum hem de bilgisayarım bozuk olduğu için sürekli okumaya çalışıyorum. Gecen sene aldığım bır kac Endülüs konulu kitaptan biri olan 'Endülüste İslam' kitabını yavaş yavaş okudum ki daha iyi anlayabileyim, çünkü kitap daha cok Endülüste dogmus olan İslam Felsefesinden bahsediyor. Okunacaklar listeme de bu kitapta bahsedilen bir kac tane Müslüman ilim adamının da kitaplarını ekledim. Bu sene en keyif alarak, kendimi tam da aradığım yerde hissederek okuduğum kitap bu oldu.

Bunun nedeni de kitabın yazarı Roger Garodi'nin önce batı menşeli bir alt yapı alarak kendi arayışları sonucu İslamı seçmesinin cok buyuk etkısı oldu. Normalde Endülüs deyince doğuya ait yazılmış cok degerlı eserlerımız olsa da Hırıstıyanlıgı cok iyi tanıyan birinin bakış acısından bu konuya bakmak bana sanki yeni bir pencere açtı dıyebılırım. Roger Garodi felsefe ve bilim alanında doktor, Fransız parlemantosunda milletvekilliği, senatörlük gibi görevler almış. Kominizm üzerine ciddi calısmalar yapıp uzun süre Fransanın dünya capında sözcüsü olmus. Birçok ünlü devlet adamı, Bilgin ve Sanatcı ile görüşme imkanı oldu, 60 dan fazla Eser, Makale, Teblig ve Konferans verdi, ne zamanki islamı seçip siyasi olarak da filistini savunmaya başlayınca bir zamanlar pesınden kosan Yahudi sermayesinin kuklası olan o basın yayın organları bir anda kendısıne yüz cevırdıler.

Garodi Endülüsteki İslam felsefesini ele alırken aynı zamanda Endülüste Hırıstıyanlıgın yasadıgı  çalkantıları, hırıstıyan ya da Yahudi halkın taleplerini vs birarada harmanlayarak anlattığı için biz ve onlar seklinde sınıflandırılmış o ayrıştırıcı tasnif yerine Garodi olaylara daha bütüncül bakmamızı sağlıyor. Bu kitabın en önemli özelliklerinden biri de sadece kaynaklara dayanarak yazmış olması. Mutlaka herkesin okumasını şiddetle tavsıye ederim.

2 Kasım 2018 Cuma

Okudugumuz Bazı Cocuk Kitapları

Karanlık ortamlarda telefondan E-Kitap, sessiz sakin ortamlarda kaynak bir kitap ve çocuklarla eş zamanlı bir çocuk edebiyatı örnegini aynı anda okumaya çalışıp bir taraftan da İspanyolca öğrenmek için zaman yaratmaya uğraşıyorum. Yine de haftada 1 kitap bitiremiyorum, Malum 4 bebe ile az ama öz, yavaş ve notlar alarak okuyorum. Çocuklarla birlikte okudugmuz bazı çocuk edebiyatı örneklerinden bir kac tanesi birikti ve ben bunları burda yazamadım.

Stuart Little'nin Maceraları - E.B.White:

Amerika menşeli olan bu kitabı yine Viyana halk kütüphanesinden alıp okudum ve okurken çocukların gözünden dünyaya bakmanın eglencelı bır yolunu bulmuşlar diye duşundum. Cocukların hayal dünyalarında kuculup dünyaya kucuk bırı olarak bakmak her zaman ılgı cekıcı olmuştur. Ben bu kıtabı okurken çocukların da -Anne bız de karıncalar gıbı kucuk olsaydık ne güzel olurdu degıl mı?,  dedıklerınde, kıtabı hep birlikte okumaya devam ettik.

Kitabın küçük kahramanı Stuart Little herseyden önce günümüz bilimkurgu ürünleri gibi daha sonradan fızık kurallarına aykırı olarak okus pokus ile kuculmuyor. Little cok kucuk doguyor ve bu kucukluk yazarın gözünde bayağı bır mübalağa ıle kibrit kutusunda uyuyacak kadar kucuk olarak tasvır edılıyor. Doga ustu bır yaratık degıl tersıne normal yollarla dogmus, fareye benzeyen, konu komsuyla sohbet eden, mahallede sevılen, ıyı bır aılesı olan kucuk!bir çocuk Little. Kah pencere panjuruna sıkışıp aılesını korkutması, kah benım çocukların cok sevdıklerı havuz ustunde maket gemileri sürerken okyanusdaymıs gıbı yasadıgı adrenalın dolu maceraları derken çocuklar bu kıtabı okurken cok kahkahalar attılar.

Cizgili Pijamalı Çocuk - John Boyne

Cizgili Pijamalı Çocuk - John Boyne:

Bu kitabı gecen sene Viyana halk kütüphanesinde görünce hemen alıp
 okumuştum. Bu tarz dramatik gerçek hayattan alıntı senaryolarda masum olan çocukların dünyasına girdiklerinde negatif olarak etkilenir, genelde okumaya devam edemem. Ama bu defa kendımı zorlayıp okumaya devam ettım. Artık Yahudi Soykırımı hakkında bilmediğimiz ayrıntı kalmadı, malum Sinema, Edebiyat vs tüm sektörler seferber olmuşlar bu konu üzerine. Dünyanın en uc noktasına gidin herkes Almanların yaptığı Yahudi soykırımını bilir. Bu nedenle tekrar olmaması acısından ayrıntıya gırmeme gerek olduğunu düşünmüyorum.

Kısaca, bıldıgınız o toplama kamplarında Yahudileri yakan generalın çocuğunun (Bruno) yalnız olduğu ıcın toplama kampında bulunan çocukların birarada oluşlarına özenip onlar gıbi gıyınıp gızlıce aralarına karışması ve Genaralın de bılmeden Yahudilerle birlikte kendı cocugunu da yakmış olması ile bitiyor. Zaten insanın boğazında düğümlenen son sahne bence kıtabın en vurucu bolumu. Ama elestırel olarak da sunu eklemek isterim kitabın son sayfasında okuyucuya assagıda alıntıladığım cümle ıle sankı bu soykırım dünyanın en kotu soykırımı ıdı ve bundan sonra bunun gıbı bır acı dünyaya gelemeyecek duygusu yaratmaya calısması ıdı. Kitabı okurken günümüzde Müslüman topraklarda yaşananlar gelirken son cümleyi okuduğumda -Efendim, Pardon, Nasıl yani! dedim kendi kendime.

Kitabın son cümlesi söyle: