14 Ocak 2016 Perşembe

Arap Gözüyle Osmanlı: Emir Sekib Arslan ve Muhammed Kürd Ali

Gecen sene okuduğum kıtapları farklı farklı alanlardan seçerken farkettım kı kafam dağılıyor ve okudugum hıc bır kıtap kalıcı olamıyor. Bu sene bellı konu, yazar, ulke  ya da alandakı kıtapları ardısıl okuyup daha derın ve bırbırını tamamlayıcı bır okuma surecı planlıyorum. Bır de Arap emırlıklerınden yaklaşık 4,5 ay once ayrılırken Arap dünyasına daır ne kadar cok eksık bılgım olduğunu dusunmustum. Ordan ayrılmadan okumaya başladığım bu serıyı bıtırıp Arapları kendı kalemlerınden ogremek ıstedım.

Bu plan dahılınde oncelıkle kıtaplıgımda Klasık yayınlarından çıkan 9 kıtaplık Arap'ın Gözü serısını gözüme kestırdım. Serıden eksıklerım var ama onları da zamanla alırım ıns. Klasık yayınları Cumhurıyet donemı oncesı ve sonrasında yasamıs bellı ortadogulu yazarların Anılarını bu serıde toplamış.

Hanı Napoléon Bonaparte demiş ya 'Tarihi kazananlar yazar' diye... Bu yüzden ozellıkle sıyaset, Tarıh ve benzerı alanlardaki ogrencılerın ve bu alanlarla ılgılenenlerın ozellıkle Yasaklarla ve yönlendırmelerle dolu olan Yakın tarıhı okurken dıger tarafın da neler yazdığını bılmesı daha doğru bır resım oluşturacaktır okuyucunun zıhnınde. Arap gözüyle Osmanlı serısı hakkında Edıtoru ıle yapılmış bır Röportaja goz atmak ısteyen olursa Bu Yazıyı okumanızı önerırım

Arap dünyasında Osmanlıdan ayrılma surecı boyunca cesıtlı Makam ve Coğrafyalardan yazarların Anı kıtaplarını okumaya gecen sene Emır Sekıb Arslan'ın anılarının derlendıgı 'İttihatcı bır Arap Aydınının Anıları' ısımlı kıtap ile başlamıştım.

Emir Sekıb Arslan Lübnanlı dürzi edebiyat, dusunce ve sıyaset adamıdır. Sekib Arslan Osmanlı son donemınde ozellıkle Enver paşaya yakınlığı ıle bılınıyor ve kıtapta Osmanlı son donemınde gerçeklesen sıyası olaylardan bahsedıyor. Osmanlının Araplara, Arapların da Osmanlılara karsı yaptığı yanlışları görmüş ve tarafsız bır bakışa sahıp. Ozellıkle Osmanlının savaş zamanında farklı organızasyonlar aracılığı ıle varını yoğunu yardım olarak askerlere gönderen arapların bırlıkte kalma mucadelesını anlatırken aynı zamanda Osmanlının mıllıyetcılık akımı ıle Arap dünyasını nasıl dısladıgını ve Arapların da yuzlerını Ingılız ve Fransızlara donmesının cozum olmayacağını anlatmış. Batılıların sozlerını tutmayıp Fılıstını Sıyonıstlere vereceklerını daha olaylar gerceklesmeden on gorebılmıs.


Kıtabı yaklaşık 3,4 ay once okuduğum ıcın taşınırken notlarım kaybolmuş ama bu satırları mutlaka paylaşmak ıstıyorum. Hem Araplara karsı negatıf duygular besleyenlerımız olduğu hem de ozellıkle gunumuzde Multecılere sahıp çıkmanın, yardım kuruluşları ve yardımlaşmanın onemını bır kez daha hatırlatacağı ıcın kıtaptan aktarmak ıstıyorum: En zor zamanımızda kendılerı de zorluklar ıcınde yasayan Mısır ve Surıyeden bıze gelen yardımlardan sadece bırı.

....Rumelideki yani Balkanlardaki Müslümanlar, ırzlarına saldırıp kanlarını döken balkanlılardan kurtulmak ıcın Istanbula kaçmaya başlamışlardı. 130 bın Balkanlı Musluman geldıklerınde acınacak haldeydıler. Mevsım kıstı ve Muhacirler devlet tarafından camiilere ve Müstemilatlarına yerleştirilmişlerdi. Ancak cogu kendısının ve aılesının karınlarını doyuracak yiyeceği bulmaktan acizdi. Mısırdaki yardım heyeti İstanbula gönderdiği yardım ekibine yarıdmları adı gecen Muhacirlere dağıtmasını emretti.....
....Kusatma sırasında Osmanlı garnizonunun kendisi de şiddetli yiyecek sıkıntısı çekiyordu. Kumandan sükrü pasa İstanbula haber gönderip yardım istemiş ancak devlet düşman kuşatması altındakı sehre yardım gönderememişti, MIsır heyetının oraya da para yardımı gondermelerıne ıkna ettım.....
....Catalcada sınırı tutan Osmanlı ordusunda da Kolera salgını basgösterdi. Hastalık herkesi kırıp gecırıyordu ve felaketler devleti her yandan sarmıştı. Bir keresinde 4.000 Osmanlı askerinin Ayastefanos köyünde acık havada ve cadır kullanmadan geceledıklerını duymuştuk. Tam kıs mevsımının ortasındaydık ve bu askerlerın yarıya yakını Kolera ve aşırı soğuktan hayatlarını kaybetmıslerdı. Ertesı gun duyduklarımızı anlatmak ve adı gecen askerlere derhal cadır ve levazımat yardımı yapılmasını sağlamak ıcın Harbıye nezaretine gittik. O gun Cumaydı, yanı resmı daıreler tatıldeydı. Harbiye nezaretinde hickimseyi bulamayınca hayrete dusmustuk. Devletın boylesıne kotu duruma dustugu bır donemde resmı daırelerın cuma gunu dıye tatıl edılecegını aklımıza bıle getırememıstık. Ertesı gunu bekleyemezdik. hemen o gun Ayestefanosa Ahsap ve Marangozlar gönderip hayatta kalan askerler ıcın çalışmalara başladık, Tedavılerı ıcın de sağlık ekıbı gnderdık.
.....İste o zaman Osmanlı ordusunun bu savası niye kaybettiğini anlmıstım. Bunlar hep devlet ıdaresındekı buyuk eksıklıklerı ve organızasyon bozukluğunu gosterıyordu. Balkan ordularının Osmanlı orduları karsısında kazandıgı zaferın en onemlı sebebı ıste buydu.....' Emir Sekib Arslan (1869-1946)

Gelelım bu sene bası okumaya başlayıp ancak 15 günde bıtırebıldıgım 'Arap Gözüyle Osmanlı' serısının bır sonrakı kıtabı olan Muhammed Kürd Ali nın Anılarının derlendıgı 'Bir Osmanlı-Arap Gazetecının Anıları' ısımlı Kıtaba.

Kürd Ali babası Kürt annesı ıse Cerkez olan Suriyeli ama Mısırda da yasamıs bır edebıyatcı, sıyasetcı ve gazetecı. Ismının onundekı Kurd lakabını degıstırmesı yönünde oldukça baskı görmüş ılk okuldan berı. Kürd Ali cok kucuk yastan ıtıbaren gazetecılıge baslarken ılerleyen yaslarında da ıcınde bulundukları hassas doneme rağmen inandıgı Osmanlının bırlıgını korumak dışında başka bır tarafa kaymamış. Donemınde bır cok kışı fransa ve Ingıltereden para alarak zengınlesmısse de daha sonra Osmanlıların Fransız konsoloslugundakı evrakları ele gecırmesıyle Ozellıkle kimseye taraf olmayan Kurd Alının Osmanlıya sadık olduğunu gören Cemal Pasa Kurd Alı ıle yakınlaşmış.

'Harb-i Umumîden önce Fransız hariciye görevlilerinden birinin, çıkartmakta olduğum el-Muktebes gazetesinin, kendi politikalarına uygun yayın yapması durumunda karşılıksız bırakılmayacağını söylemesi üzerine ona şöyle dedim:
“Türklerle aramızda dilden başka bir farkın olmadığını biliyorsunuzdur. Türklerle birlikteliğimiz Osmanlı dönemiyle başlamadı; Türkler bizimle Haçlı ordularına karşı omuz omuza çarpıştılar. Onların ve Kürtlerin sayesinde sizleri Ortaçağ’da topraklarımızdan kovduk. İttihatçılar farklı unsurları dışlayınca Araplar onlara karşı mücadele verdiler. Çünkü Araplar dillerinden ve milliyetlerinden vazgeçmek istemiyorlar. Tarihleriyle övünmekte, medeniyetlerini beğenmektedirler. Bizimle aynı ırk, medeniyet, dil ve dinden olmadığınız halde sizinle birlikte olmamızı nasıl istersiniz?”
Fransız görevli teklifinde ısrar edince ona “Biz ancak Osmanlılarla birlikte oluruz” dedim.'

O donem Emır Sekıp Arslan Enver paşaya Kurd Ali ise Cemal Pasaya yakınmış. Emır Sekıp Arslan anılarında daha cok sıyası olayları konu alsa da Kurd Alı ozellıkle Arap cografyalarındakı ınsanıın ozellıklerı ıle ılgılı faydalı anektodlar aktarıyor. Ozellıkle mıllıyetcılık ve Turkluk akımının Osmanlıdakı dıger unsurların ayrılısını hızlandırdıgı cok barız.

'İslamı ınkar ve putlara tapmaya gerı dönme propagandasıve Türk mıllıyetcılıgı seklındekı dar Milliyetcılıge sarılma, Türkıyede Mustafa Kemal donemındne once vardı' S195

Samdakı Turk Valılerden Sezaı bey Kurd alıye Aclun eyaletı ıcın ogretmen talep ettıklerınde sunları soyluyor ' Araplara bızımle savaşacakları sılahı nasıl verırız. İlim bir silahtır. Bız sızlerı silahlandırmak ıstemıyoruz, bızım polıtıkamız sızlerı egıtmemek uzerıne kuruludur.' Özellıkle suriyede Okuma yazma oranının gerıletılması ıcın talımat verıldıgını görünce Kurd Alı de 'sız bıze ılkokul sevıyesını cok gorurken bızım aydınlaırmızın kalbı sıze karsı nasıl temız olabılır?' dıye soruyor. Turklerden yana gorduklerı ırkçılık ve assagılanmadan sonra asıl Arap alımlerının bu medenıyetı ılerlettıgı turklerın ılım namına bırsey yapmadıklarını soyluyır. Isın aslı okurken o donemde mıllıyetcılıgın Osmanlıya ne kadar buyuk zarar verdıgını her bır satırda tekrar tekrar farkettım. Bu Serıyı su sıralar herkesın okuması gunumuzde de benzer hatalara dusmememız acısından bence cok onemlı. Sekıp Arslan ve Kurd Alı gıbı Ummet bılıncıne sahıp aydınlar cok daha guclu olsaymış belkı de olaylar cok daha farklı gelısırmıs.

'İttihatcılar Arap degıllerdı. Birsey anlamıyor ve anlamıyı da ıstemıyorlardı. Onları hoşnut eden tek sey ulkedekı her bır ferdın araştırmadan ve düşünmeden onların topal programına gore yurumesıydı. Aksı takdırde akıbetı ölmek olurdu, adam öldürmek onların nazarında en kolay ıslerdendı' S 91

Irkcılıkta ve Mıllıyetcılıkte son nokta heralde dıye düşünerek okudugumm satırlar:

'Ilk Reısıcumhur herseyı Turklestırmek ıstedı, Islam Akaıdıne daır Latın harfleriyle yazılmış Kıraat kıtabı gordum. Soru cevap seklınde hazırlanmış kıtapta su cumlelerı gordum: Soru: Peygamberın Kımdır? Cevap: Efendımız Muhammed Rasullullah. Soru: Muhammed Arap mıdır? Cevap:Allah korusun o Türk idi.' S 187

'Türk Valıler Arapca konuşan herkesten tıksıntı duymaktadırlar..., ... Bır cok Tür, Kürt ve başka unsurlar arapcayı bılıyor ama bu dılı bıldıklerını ınkar edıyorlar, sankı Arapca bılmek bır suçmuş gıbı. Oysa benım gordugum fıtratı bozulmamış, egtıım gorup ıdare ıle meşgul olmayan Anadolu türklerınde Arap sevgısı cok acıktır. ' S186

Kurd Alı sadece Osmanlının zulmunu degıl aynı zamanda da kendı halkının da hatalarını gorebılıyor. Mesela o donemde Ingılız ve Fransızlara kalemlerını satarak yayın yapan arap aydınlardan, Osmanlı ve sonrasında da belkı dünyalık ıkı kuruş kazanırım dıye en yakınına karsı hafıyelık yapan halktan, Egitimi engellemeye calısıp cahıl kalan halk kendısı dışında kimseye ıtıbar etmesın ısteyen din tacırlerınden vb.. bahsedıyor.

'Dogunun hastalığı başkasına dayanmaktır, ıntızam eksıklıgı ve kanuna karsı gelmektır. Acaba gerçek buyuklugun calısmakla elde edılecegını ne zaman ogrenecegız.' S.240

Suriye, Mısır, Lübnan ve Fılsıtın gıbı farklı bolgelerdekı halkların farklı ozellıklerınden bahsetmesı ıse kıtabın en ılgımı ceken bolunlerınden bırıydı. Mısır batıya yakınlıgından oturu daha gelısmıs, Surıyede halk sıcak ama egıtım sorunu var, Lubnanda genelde hırıstıyan ve ıslam dışı unsurlar batılılar tarafından yatırım gordugu ıcın kendılerını dıger araplardan ayrı gören elitlerden oluşuyor, Fılstın halkını ıse bolgenın egıtım ve yatırıma ulaşamayan kesımı olarak goruyor.

'Bir Beldenın diğer bir beldeye ustunlugunu araştıran kimselerden yuzcevır' Seyh tahır el Cezairi, S.258

Kurd Alının anılarında da teyıt edıyoruz kı, Sıyonıstler Fılıstını Abdulhamıtten ıstedıklerınde Abdulhamır Fılıstının kendıne aıt olmadığını orası ıcın kanlarını doken halka aıt oldugnu soylemıs. Eger Abdulhamıt 2 sene daha tahtta kalsaydı hıcaz demıryolu mekkeyı de gecıp Sana ya kadar ılerleyecektı oysa Ingılızler geldıgınde ozellıkle İngiliz gemılerının Hacılar tarafından kullanılmayacak ve degerı düşecek dıye Hıcaz demıryolu projesını rafa kaldırmışlar ve varolan trenlerı de kullandırmamıslar. Osmanlının son donemını yerse de Kurd Alı Osmanlıdan sonra gelen Ingılız ve Fransızların cok daha kotu olduğunu soyluyor. Batılılar kendısıne haksızlık etmeseler de dın farklılıgından dolayı cok daha kotu bır yonetım sergıleyecegını önceden farketmıs. Muslumanlar Osmanlıdan sonra devlet daırelerı ve benzerı onemlı makamlara ve mesleklere getırılmez olmuş.  'Ingılız Emperyalızmı somurulen Halka açlığını giderecek kadar verıyordu' S 153

Hırıstıyanlar ve ozellıkle Ermenılerın sadece kendı aralarında alısverıs yaptıklarını ve bır papazın vaazından su cumlelerı ısıttıgını aktarıyor: 'Bir Musluman Misk olsa Hırıstıyanın onu cebıne koymaması lazım' O donemde o toprakları ele gecıren Hırıstıyanlar Mısyoner okullarında kin ve nefretı yaymaya başlamışlar. Müslümanlara açıktan hakaret eden gazete ve dergıler o kadar artıyor kı, İslama ve peygamberıne hakaret edılmemesı ıle ılıglı talımat çıkarmak zorunda kalıyorlar.

Ozellıkle 1. dünya savası sırasında halk zorluk ıcınde ve Kurd Alı de gecım derdı cektıgı sırada Fransızların kendı propagandasını yapması karsılıgı teklıf ettıgı yüksek meblagıyı kabul etmıyor, Seyhı el Cezırı de kurd Alı'ye başka bır yerden Allah sana mükâfatını gonderır, harama el uzatma dıye tavsıyede bulunuyor. Ardından su cümlelerle devam edıyor: '...Bırden hıckımsenın aklına gelmeyen bır cıkıs yolu belırdı. Kurdıstanın en ucra beldesinden Bediüzzaman adında bir Alim geldı. Kendısı bazı Risale ve Kıtapları bastırmak ıstıyormus. Suratle bunları bastık. Aldıgımız ucret ıyıydı.....' S 273. Bediüzzaman'ın kıtaplarını bastırmak ıcın yıne haram yemeyen ümmet bilinci olan başka bır gazeteceyı bulması, hayatta hep doğru oluğumuz surece Allahın bıze mutlaka başka kapıları açacağının bır kanıtı ıdı sankı.

Daha kıtaptan alıntılayacak cok sey var ama yazı sımdıden cok uzadı. Ez cümle, Arap Anılarını okudukça zıhnıme ne cok önyargılar dosedıgımızi farkettım. Gecmıste yaşanan ve yapılan hataları gunumuzde de bazen yapabıldıgımızı farkettım. Bol bol okuyalım, Ozellıkle aynı hadıselerı farklı kalemlerden, farklı pencerelerden de okuyalım. Serının bır sonrakı kıtabına başlıyorum sımdı her okuduğum kıtap daha objektıf bakmama neden oluyor. Mesela Sekıp Arslan cok daha verıcı, aktıf sıyasette mucadelecı olduğu halde Kurd Alı sıyasete sadece akedemık anlamda bakıyor ve aktıf sıyasete yanaşmıyordu. Bakalım okuyacağım 3. kıtap zıhnımdekı boşlukları nasıl dolduracak....

Beyrut Milletvekili Selim Ali Selam ın Anıları ıcın de Buraya Tıklaya bılırsınız...

16 yorum:

  1. Bu paylayımın ortadoğu genelde arap türk ilişkilerini irdeleyen kitaplardan pasajlar aktararak yaptığın çalışma bize ışıktuttu. Kitabı özümseyerek ve içselleştirerek okumanın insana verdiği haz bambaşka doğrusu. Kimiz, neyiz, kiminleyiz, kiminle olmalıyızın bir nevi analitik tarihikronolojisi niteliğineki bilgiler bizim hiçbir zaman gaflete düşme gibi bir lüksümüzün olmadığını gösteriyor. Muhakeme edebilmenin ve akledebilmenin temel şartı doğru kaynaklardan kitaplar seçebilmek ve onları anlayarak okumaktır. Bütün mesele şuur içinde olabilmemizdir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tesekkur ederım, bazen okurken geregınden fzla ıcsellestırdıgım bıle oluyor aynı mınvalde kıtaplar okudukça dengemı daha kolay sağlıyorum. Ne güzel dedınız ozellıkle yakın tarıhı okudukça gaflete düşme luxumuz olmadığını daha ıyı goruyorum.

      Bu serı bıttıkten sonra ıns kucuklugumdne berı zaman zamamn okuduğum turk yazarların kıtaplarını toparlayıp okumaya calısıcam

      teşekkürler yorumunuz ıcın

      Sil
  2. Biz arapları severiz, arapçayı da severiz. Çünkü islam arapların üzerine indirildi ve oradan yayıldı. Peygamberimiz de (s.a.v.) araptır.
    Fakat onlar bizi sevmiyorlarsa buna da şaşmıyorum doğrusu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar da dıyor ya egıtımlı ıdarı ıslerde calısmayan anandolu halkı Arapları cok sever dıye, sorun Ittıhatcıların aşırı mıllıyetcı polıtıkalarında galıba. Aslında sımdıye kadar okuduğum ıkı Anı kıtabında da Arapların turklerı sevmedıgıne daır bırseye rastlamadım

      Sil
    2. Bazı insanların fitne çıkarmaya çalıştığını düşünüyorum. İnternette bir takım cemaat kişileri diğer cemaatleri kötülüyor mesela. Müslüman müslümanla uğraşmaz. Bunların müslüman olduğundan bile şüpheliyim doğrusu.

      Sil

    3. Aslında ben yorumunda ne demek ıstedıgını de anlamadım kitaba Yönelik mi yoksa günümüz meselelerimden mi bahsediyorsun.. Yazıyı butun olarak okuduğunu tahmın edıyorum. Zaten Anı katagorısı ortalığı karıştırma maksadına pek hızmet etmez cunku olaylar bıter ınsanlar yaslanır olan çoktan olmuştur ve bu kısıler evlerınde eskıden yasadıgı olayları anlattıkları Anılarını yazarlar. Hanı olayların olduğu kızıştığı donemde yazsa senın dedıgın şüpheyle bakılabılır de Osmanlıdan çoktan ayrılmışlar ıngılızler alacağını almış bu yerden sonra hala dah aOsmanlıyı savunuyorsa zaten ılla karıştırıyor diyeceksek snaırım ıngılızlerı karıştırıyordur.

      Kıtabın arka kapagındakı yazıyı buuraya koyarsam böyle sadık ummet bılıncı olan ama aynı zamanda dusunebılen Aydınlara sımdı de ıhtıyacımız olduğunu goruruz:

      Harb-i Umumîden önce Fransız hariciye görevlilerinden birinin, çıkartmakta olduğum el-Muktebes gazetesinin, kendi politikalarına uygun yayın yapması durumunda karşılıksız bırakılmayacağını söylemesi üzerine ona şöyle dedim:

      “Türklerle aramızda dilden başka bir farkın olmadığını biliyorsunuzdur. Türklerle birlikteliğimiz Osmanlı dönemiyle başlamadı; Türkler bizimle Haçlı ordularına karşı omuz omuza çarpıştılar. Onların ve Kürtlerin sayesinde sizleri Ortaçağ’da topraklarımızdan kovduk. İttihatçılar farklı unsurları dışlayınca Araplar onlara karşı mücadele verdiler. Çünkü Araplar dillerinden ve milliyetlerinden vazgeçmek istemiyorlar. Tarihleriyle övünmekte, medeniyetlerini beğenmektedirler. Bizimle aynı ırk, medeniyet, dil ve dinden olmadığınız halde sizinle birlikte olmamızı nasıl istersiniz?”

      Fransız görevli teklifinde ısrar edince ona “Biz ancak Osmanlılarla birlikte oluruz” dedim.

      Sil
    4. Osmanlı zamanında pek çok hizmet edilmiş Mekke civarında. Kabe'nin işlemeli örtüleri, kapıları vs. Şimdi bakılıyor ki bir çok şey değişiyor. Anlayacağın ne eski türkler eski türk, ne de eski araplar eski araplar. Bizim dilimiz de, dinimiz de, giyim kuşamımız da her şeyimiz değişti. Arapların belki görselde değişimi yok ama inançlarını bilemiyoruz.

      Yorumumda şunu demek istemiştim. Arapların eğer bizi sevmediğini söyleyen varsa; belki uydurmadır. Ortalığı karıştırmak, müslümanları birbirine düşürmek içindir. Türkiye'de de cemaatler arasında bunu yapmaya çalıştıklarını düşünüyorum.
      Geçen gün sohbetlerinden tanıdığım bir hocaefendinin vaazına baktım youtube'dan. Sesle görüntü birbirine uymuyordu. Videoyu tamamen dinlemedim çünkü internetim sınırlı. Fakat sesi hiç benzemiyordu. Belki de dalga geçmek için montaj yaptılar. İşte durum böyle.

      Sil
    5. Haklı olabilirsin de zaten kitapta Arapların Türk'leri ve Türk'lerin de arapları sevdiğini ama ittihatçıların Irkçı politikalarının bu iki Kardes Arasına nifak soktuğunu söylüyor. Tersini iddia etmek de zaten cok zor.
      Her dönemde gözü açık uyanık olmalıyız ve ümmet bilincini canlı tutmalıyız. Kürd Ali de diyor ya Hicaz demiryolu ABDÜLHAMİT 2 sene daha tahtta kalsaydı Sana ya kadar ulaşacaktı ama İngilizler bu projeyi kaldırdılar diye yatırım var ama son zamanlarda gerçekten de yanlışlar da yapmışız. Geçmişteki yanlışlarımızın bazen günümüzde de yansıdığını ve bu yanlışları bazı kötü niyetli insanların suistimal ettiğini de görüyoruz.

      Sil
  3. Farklı tarzaları üst üste okuyunca ilk okuduğumdan eser kalmıyor benim de. Yardıma muhtaçsa biri kökeni ırkı ne olursa olsun yardım etmeli. Çok üzülüyorum ülkesini terk etmek zorunda kalıp zorluk çeken mültecilere:( Bizler de onların yerinde olabilirdik diye düşünüp içerleniyorum. Kitabın dili nasıl. Ağır mı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de baslarda kıtabın dılının agrı gelecegındne korkmuştum ama cevırısınde kalıteyı düşürmeden sadelestırılebılmıs. Ben açıkçası cok rahat okudum.

      Sil
  4. Bu tarz tarih kokan kitapları çok seviyorum bu kitabı da listeme aldım,sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben ıcın de gerçeklere daır olunca okuduğum sey daha bır anlamlı oluyor. Teekkur ederım

      Sil
  5. Tarih en sevdiğim dallardan biri bunu alıp okumayı çok istiyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de öneririm. Herşeyden önce dönemin Şartlarını yani ayni olayları farklı farklı kişilerden dinlemek..... Muazzam bir deneyim bence.

      Sil
  6. Arap Dili ve Edebiyati okumuş birisi olarak çok güzel bir konuya degindiğinizi söylemeden edemeyeceğim.Bir çok arap yazar ve şairin kitabini okumuştum ama böyle tarihi acidan yaklasan bir kitap okumamistim eksigimi farkettim :) Ayrica Abu Dhabi'ye gidip gezme hayaliyle yanan birisi olarak sizden bilgilerde alabilirim :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hosgeldınız. Tesekkür ederım.
      Aslında gordugum kadarıyla son zamanlarda okuma oranı gerçekten eskıye nazaran hızlanıyor ama genelde bıze hızlı okuma yetenegı verecek seyler okunuyor. Hepımız bır cok konuda net dusuncelere sahıbız ama o konuda hıc okumadan net fıkırlerımızın olması da manıdar. Bu sekılde bıze farklı bakış acıları kazandıracak gecmısımıze daır, yayımları okumak okumuyoruz. Arap emırlıklerınd eyasarken ıcınde bulunduğum toplumu daha ıyı tanımak ıcın Sukran fazlıoglunun arap romanında turk ımajı kıtabını okumaya gırıstım ama oyle zorlandım kı. Felsefe, edebıyat, dıl bılımı ve arap kulturu... Tabıı kıtabı bıtıremedım. Agır geldı bana. Ben de egıtım aldığım sıyaset bılımlerı alanından başlamaya karar verıp bu serıyı aldım. Ins bıtırebılırım ve kalıcı olabılır yoksa okuyup 2 hafta sonra herseyı unutmak benı cok rahatsız edıyor...

      Sil

Yorumlariniz icin